14 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

14 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 p Asri fen Sibiryanın şimalinde, buzlar arasında parçalanan ve yolculari- nı, şimal buz denizi ortasında, buz kayalarının üstünde bırakan Çel- yeskinden bundan bir kaç zaman evvel bahsetmiştik, Bu gemiciler, tam iki ay, bir buz kayasının, daha doğrasa bir buz dağının üstünde kaldılar. Hergün, telsizle - çünkü gemi 'den telsiz cihazını kurtarmışlar ve buzların üstüne koymuşlardı - ne- rede bulunduklarını, ne kadar yi- yecekleri kaldığını ve neler yap: tuklarını haber veriyorlardı. Nihayet tayyareciler, kazaya uğrıyanların imdatlarına koştular ve onları kurtardılar. Fakat Sovyet” hükümeti, 23 martta, onların imdadına bir buz kıran gemisi de yolladı. Gemi, Pa- nama kanalından geçerek şimale gidecekti. 23 martta, Krontat limanından hareket eden Krassin isimli buz kıran gemisi Atlantik denizinde iken, tayyareciler, kazaya uğri- yanları kurtardılar ve buz daği Robensonlarıni © memleketlerine getirdiler. Krassin yoluna devam elti Bering denizine girdi ve buz- lar ortasında kalan bir gemiyi kurtardı. Krcssin 50 günde 22.000 kilometre yol aldı, Bu büyük bir zökordur. Buna rağmen, eğer tayyareler olmasaydı, öiçare kazazedelerin 'daha kırk gün beklemeleri lâzım gelecekti. Acaba bekliyebilecekler miydi? Gemicilerin takdir değer feda kârliklarına rağmen, buzlar orta- sında kalanlar, hayatlarını asri fennin inkişafına borçludurlar. 8 mayıs o 3 miye 4 tarihli bilmece: | | tarim “bilmece mizi doğru hak | | mizi doğru bat eden Neciâ Mer. | | Jeden Nezihe hu: "min hamm birin: | | mam Akinci bedi —w hödiyemiz olan | | yemiz olan (3 A ekli kala p M2 MY aiyile — Arslanlar tehlikeli değildir. Onları yakalamasını bilmek lâzm. Fadan Goma ile Uagadugu arası kocaman bir steptir. Yüz kilometre çöldür, ne de orman.. diğine, köğüre kadar yükselen vahşi nebatlarla dolu bir saha görür. Işte oralarda arslan ve yabani manda vardır. Bunları anlatan zenciye sordum: — Oraya gidenler, meselâ siz ler arslanlardan korkmaz mısınız? Zenci şaşırdı; — Arslandan korkulur mu? Yirmi dört saat yol yürüdükten sonra Uagaduguya geldik.. Zenci arada sırada tüfeğime bakıyor, gülüyordu... | — Size, arslanlar teh likeli değildir. de: yal. Bir kere gündüz- İeri, buralarda yaşayan hayvanlar uyur. Akşam- ları karınları acıkır ve dolaşmağa başlarlar.. Fakat o zaman bile Hikeli olamaz. Arslan insan eti değil, ceylân eti sever. — Acaba? — Tabii, Hem arslan, insandan korkar... Avci lardan kaçar. Yaralandığı zama: bücum eder, Bu zenci seki bir zenciydi. Uagadugu ilk mektebini bitirmişti. Uzun Okuması yazması vardı. senelerdir, arslan avcılığı e yabancılara yol gösteriyordu.. Anlattı: — Bazan buraya yabancılar gelir ve ellerinde silâh yokke, karşılarina bir arslan çıkar, ne yaparlar bilir misiniz?.. Arslanı doğru rahat rahat yürürler ve önüne gelince: “Merhaba sabra” Arslan avi ların hükümden, derler ve uzak- laşırlar. — Arslan ne yâpar? — Hiç. Gidenin arkasından bakar. Eğer giden sert bir ha- reket yapar, koşmak, kaçmak isterse o zaman üzerine atılır. Biraz sonra İlk arslan karşımıza çıktı, Biz, bir çalılıkta saklanmış tik. Arslan azametli adımlarla ilerliyordu. Tüfeğim (doluydu. Ateş etmeğe hazırdım. Yanım- daki bütün zenciler emekliyerek, bayvanın etrafını kuşattılar. Bana yol gösteren ene — Durunur, dedi, size söyle diklerimin yalı edeyim. Elindeki oku att ve silâbmr, kollarıni sallayarak arslana doğru yuruda. Arslan durdu ve bayretle baktı ve kımıldamadı. Biz heyecan içindeydik. Arslan yerinden kımıldayaçak olen ateşe barırdım. Zenci yaklaştı, eğildi, birşeyler mırıldandı. “Merhaba sabraların hükümdarı, demiş olacaktı ve sonra arsl»ss» yanından yavaş olmadığını isbat yavaş uzaklaştı. Arslan sakindi. Başıni çevirdi giden zencinin arkasından akti, Zenci, on beş metre uzaklaş tıktan sonra, tehlikeyi atlattığını kanaat getirmiş olacak ki koşa" , bir ağaçlığa girdi. Arslan derhal korkunç bir halde kökredi ve iki sıçrayışta, ağaçlığa vardı. Tetiği çektim. Ateş almadı Vaziyet çok vahimdi.. O kurgunu çıkardım, başka bir kurşun koy- dum.. Vakıt kazanmak ve şaşır- mamak için son derece itidal sürat o göstermek EE lanımdu v Nişan alarak gene ateş ettim, Arslan, bir hamlede gavallı zenciyi pençesi altına almıştı. Kurşunu tam bu es- inada yedi ve homurd: narak kıvranarak derhal öldü. Zenci kurtulmuştu. Bu korkunç ve müt- biş manzaradan hepi; heyecan içindeydik. rak yanımıza geldi. — Gördünüz ya, dedi, arslan nasıl uslu durdu... Heykel gibi kımıldamıyordu... Amma sonunda yanlış hesap yaptım... Koşmadan sekiz on metro daha yürümeliydim... Bereket © versin siz vardınız. Her zaman, böyle bir | yanlışlık / yapınca, arslanın pençesine düşüp paçala- iyor. insan bankası kumlu | rasını almıştır Hippopotamın dişleri öyle zemin, | ki azn aşip kapayamaz bir bale geler. mir "Derhal dişçi çağinlmiş. Hayvan &- ki sıla bağlanmış, Ağzını açmışlar ve iki çenesi arasına bir ağaç öküğü daye- mmışlar, Dişçi, bir testere ile dişleri kep. Mu agagduitit Sizin güç okuduğunuz kadar, ben de güç yazdım. Matbaada gö- | ren herkes te sordu; | — Bu medir?i ei Bu, Groenlandda basilan bir gazetenin ismidir. Ayda 3.000 sâ- Yı basılır ve bu gazeteyi Eskimolar okur, Gazete linotiple, bal izaklara köpekler koşuluyor 1.800 kilometre yol alınıp, kutup- ta Eskimolara dağıtılıyor. , Bilmece Akşam Bilmecesi İsim; 14 Haziran 084 DİM — LA —MI — İYİ — İM — VER — HAN —Tİ —RI Yukarıki dokur heceyl' birl birine doğru ekleyip, sevinçli bir cümle meydana getiriniz. * Bilmecemizi doğru halledenle den birinciye Hanımsa, güzel Bir kutu dikiş ve nakış takımı. Erkekte: Güzel bir katu oyma. cılık ve marangoz takımı. İkin- eiye: Resimli Hayvanlar ölemi eseri, Üçüncüyer Futbol topu. Ayrıca 200 okuyantmıza makte- Uf hadiyeler verilecektir. Mayamer EH. Harika H. Sabahat EL mal  Gençleşen ihtiyar El smer/9 8. | yara kadn Xİ mn iri emel VE yaz saçlar, yavaş yavaş kararmağa, külen dişleri yeniden çılmağa başlamış. Artık gazetesini okuyor, en sert ye meklerini yiyor ve her gün biraz daha 2 gençleşen bu ihtiyar kar “dın için kundak ve beşik hazırlıyorlar. Lı Atilânin zekâsi dillere desten- dı. Çok akıllı Hiç bir sözün altında kalmazdı. Eskidenberi tanıdığı, hattâ be- raber gezdiği biriyle, hiç konuş” madığı, arkadaşlarının gözüne sarptı ilâ, neden eskidenberi ta- Bidiğın, beraber gezdiğin o dos- tunla hiç konuşmazsın? — Sebebini söyliyeyim, “dedi O, benim fikrimde olmadığı 2: man, ona aciyorum, Benim fil rimde olduğu zaman da, kendi aklımdan şüphe ediyorum. Seres — Ekmekle oynama İzzet, eski- lerin ekin ilâhı vardı. Ismi Seres- ti, Satorna ile Vestanın kızı idi. Insanlara ekmek yapmasını o öğ- retti, Ya pasta yapmasını kim öğ- retti?. — Saçmalama. Seres, Jüpiterle evlendi. Iki çocuğu oldu: Berse- konla Prozerpin... Fakat Neptün de ona öşikti, bir türlü teselli bul- muyordu ve Seresin peşini bırak- mıyorda, Nihayet Seres, Nept elinden kurtulmak için, gidip bir kaya kovuğunda, bir mağarada saklandı... Fakat o saklandıktan sonra, ekinler Büyümez oldu. In sanlar açlıktan öleceklerdi. Kıtlık Başladı. Bir gün keçi tırnaklı ilâh Pan ormanda avlanırken, bir ma: ğara ve mağaranın içinde Seresi buldu. Jüpitere haber verdi. Seresi alıp Olempe getirdiler. Çok hid- detli bir kadındı. Figalyenler onun heykelini dikmişlerdi. Heykel ka- za ile yandı. Seres kızdı ve ora halkını kıtlığa mahküm etti. — Kötü kadın, — Amma kötü olmasina da se Bep vardı. Cehennem ilâhı Plüton kızı Prozerpini kaçırdı ve onunla evlendi. Seres kocasına şikâyet ipiter Plütona hak verdi... Seres kızıni aramağa çıktı, Bir geşmeden su içerken, köylüler su- yu bulandırdılar. Seres onlari kurbağa yaptı... Nihayet Sicilya ya vardı. Orada ilâhe Aretüze te- sadüf etti de, kocüsile çok mesa? olduğuna haber aldı ve memnun geri döndü... Jüpiter onu mesut edemediği için Plüton da hızını mesut edemiye- cek diye korkmuştu. e kızının cehennem. yl

Bu sayıdan diğer sayfalar: