27 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

27 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Temmuz 1934 Sabık Kayser İngilizlerden |. 12 domuzun parasını istiyor! Vilhelim züğürtlediği için eski defterleri karıştırmağa başladı el hi m m ir ii v3 Hollandada Dorn şatosunda yaşıyan sabık Kayser Vilhelmin mali vaziyeti hiç te iyi değildir. Vilhelm, ailesinin ve maiyetinin geçinme masrafını temin için bü- yük zorluklara uğramaktadır. Ahiren sabık Kayserin doğum yıldönümü münasebetile Dorn şa- tosunda yapılan merasimin pek sönük ve şatafatsız cereyan et- Vilhelmin mali vaziyetinin lmadığına bir delil teşkil eder. Bu mali sıkıntının. sebepleri de şunlardır: Sabık Kayser Vilhelm, bütün servetini İngilterede ve Amerika- de, esham ve tahvilâta yatırmıştır. Doların ve sterlinin düşmesi, sa- bik Kayserin varidatını çok azalt- mıştır. Fakat Kayseri en çok sıkıntıya uğratan sebep, Hitler hükümetinin. Almanyadan döviz ihracatını su Kay- İhelmin Almaüyada çok ge- hiş ve zengin malikâneleri var- dır. Kayser Vilhelm, bu emlâk varidatını bu memnuiyet ilân edi- linciye kadar her ay muntazaman alıp duruyordu. Fakat Hitler hükümeti, para ih- racatını menedince Kayserin para reti katiyede menetmesi ser Vil sıkıntısı başlamıştır. Bunun için- dir ki, Vilhelmin maiyeti, Fele- menkten Hamburg civarındaki götoya nalketmeği ciddi bir su- yette düşünmektedir. Kayserin Al. manyada ikamet etmek hakkını haiz bulunduğu Hamburgtur. yegâne şel Bu hususta bir karar vermek in yakında Vilhelmin çocuklari Dornda babalarının. riyasetinde bir toplantı yaparak bu meseleyi düşünecekler ve bir karar vere- ceklerdir. Maamafi Almanyadaki son ha- diselerden sonra, Hitler hüküme- tinin Hamburga nakletmek mese- lesinde, nasıl bir hareket tarzı ta- kip edeceği belli değildir. Sabik Kayser şimdi eski defter. AKŞAM Sahife 7. Sabık Kayser ve zevcesi leri karıştırarak alacak tahsiline çalışmaktadır. Bu yüzden garip bir hadise olmuştur: Sabık Kayser şimdi domuz ye- tiştirmekle | meşguldür. Vilhelm öledenberi domuz yetiştirme; vermiş. Harbi umuminin ilânından alti ay evvel Kayser Vilhelm, İngilte- reden geçtiği sırada, domuz yetiş- tirme İstasyonu olan Sommesseti Ziyaret etmiş ve kendi domuz is tasyonlarına gönderilmek 12 domuz satın alarak bedeli peşinen ödemiştir. Fakat bu do- muzlar, Kaysere teslim den evvel harp patlamış ve bu si- edilme- pariş unutulup kalmıştır. Fakat aradan yirmi sene kadar bir müddet geçtikten sonra sabık Kayser, bu domuzlar meselesini hatırlamış, ve Sommesset domuz istasyonuna gönderdiği mektupla: «1914 senesinde satın aldığım ve bedelini.de ödediğim «domuz. ları bana gönderiniz» diye yaz- | mıştır. Sommessetteki domuz taci- | ri Kayserin bu mektubuna verdi; cebi .Arzunuzu yerine geti- remiyeceğimden dolayı, pek mü- teessifim. Çünkü bu domuzlar, bu- gün mevcut değildir. Biz onlari yedik» diye bildirmiştir. Bunun üzerine Kayser şu meal de ikinci bir mektup daha gönder- miştir: «Mademki domuzları ba- na gönderemiyorsunuz. O halde verdiğim parayı iade ediniz. Domuz yetiştiricisi Kayserin bu ikinci mektubunu da cevapsız bi- yakmamış «mevzuu bahis domuz- lar, sabık bir düşmana ait olduğu cihetle, bedellerini size iade ede- bilmek için beynelmilel hakem mahkemesinin bu hususta verece- ararı, beklemeğe mecburum» şeklinde bir cevap vermiştir. Sabık Kayser bu ret cevabından fena halde kızmış ve şu menlde üçüncü bir mektup göndermi «Domuzları bana verememek hususundaki mazeretinizi kabul ederim. Fakat hiç olmazsa paramı gönderiniz. Bu tamamen bir alış- veriş meselesidir. Bunun ne harple ve me de Versay muahedesile alâ- kası vardır.» Sommesst di Keyserin hu ü verdiği cevapta, bu domuzları, 20 senelik yem bedeli kendisine öden- mek şartile gönderebileceğini gifliği sahibi, mektubuna dirmiştir. Sabık Kayserin bu mektuba ce- vabı asizin aleyh ize dava açaca- aret kalmıştır. İngiliz domuzcusu, sabık Kay- serin bu cevabından çok sevinmiş- tir. İngiliz domuzcusuz Zım» demekten — Belki on iki domuzu kaybe- Fakat babri nezareti bu reye bir türlü akal erdiremedi ve WÜUÜE tüccar gemileri: | Din kafile halinde ve biscaye altın- 'daseyrüsefer ey- lemesi gayri tatlım: kün olduğu ce- vabını verdi: Bu- na mukabil logi- liz bal reti Alman tab- © telbahirlerinden tahaffuz için İn- giltereye yalnız dört seyrisefain yolu bırakılması: Bı ve bu yolların * uçları İngiltere Jimanlarına mün- tehi olmak üzere mabruti şekilde olmasını teklif etti, Bu mahrut- ların uçları Fak mouth, Bereha- ven ve (Şimali Irlandadaki) İnisbtrabull | ve Kirkucall imanla rına müntehi olacak ve her mah- Tutun dahili karakol gemileri ile muhafaza edilecekti. Bahriye nezaretinin bu usuli nü kabul ettik ve lâkin tatbiki ©s- masında tamamile iflâç eylediği ni gördük. Bu mabrutlar İngiliz gemilerine selâmet mıntakası ola- cak yerde ölüm tuzağı teşkil ingiliz karakol gemilerinin müte- madiyen ayni sahalarda dolaş ması Alman tahtelbahirlerine nakliye gemilerinin nereden ge- geceklerini anlatmıştır. Nakliye gemilerinin dar bir sa- hada toplu olarak bulunması AL man tahtelbahirlerine mükemmel yemlik teşkil etmiştir. Az zaman içinde Alman tehtelbahirleri pek çek gemi batırdılar. Bilhassa İr- landanın cenubuy garbisindeki mahruti saha İngiliz gemileri içi az bir zaman zarfında büyük bir mezarlık olmuştur. İngiliz bahriye mezaretin garip plânı İngili salhaneye koyun sürü: gibi bir tuzak idi, Bu şaşkınlık devrinde İngiliz bahriye nezareti müşavirleri insana hayret veren bir sürü evham ve hayalât peşinde koşuyordu. Bu garibelerden en ziyade şaşılmağa şayan olanı İngiliz ticareti bah yesine mensup vapurların kafile halinde seyrederken intizamı muhafaza edemiyecekleri id idi. Tüccar gemileri kafile halinde decek olurlarsa ya karışarak biribirleri ile, yahut ta himayele- çar. ede rine memur harp gemileri selâmeti tel pışarak umu: bırakacaklarmış. Yahut yolda da- Zilarak biribirlerini, veya kafileyi himayeye mahsus harp gemile ni gözden kaybedecekler ve tek- zar buluşmak için serseriyane do- laşacaklar ve bu esnada kılıç baz deceğim. Fakat dava esnasında, Kayserin yanı başında fotoğrafı- mi çektireceğim, bu fotoğrafları, kartpostal yaptırarak dört tarafında sattırac dünyanın 1 ve bu işten binlerce lira kazanacağım», demektedir. £ kolliyan Alman ine şikâr olacaklar. lığı gibi fır: tahtelbahi şen Deniz lortları, İngiliz tic: bahriye kaptanlarının. tecrü denizciliğini ve her türlü muh: lif havada, coşkun ve sisli de- nizlerde gemilerini mahirane İm LoytCorç ile Çurçıl 1018'da b; LBu gibi muayene manevra kafile usulünü geyrimiimknn biz hale getirmişti Loyd Corcun harphatıratı Umumi harbin esrarı yi "Tstintan ederken rin. ekisrisinde gemi batıyor. Bu giltere sevahiline getirmekte ol duklarını hiçe sayıyorlardı. Daha garibi büyük transatlant tik kaptanlarınn da deniz lort- | arı ile bir fikirde bulunmasıdır Bahriye mezareti bunların fikir lerini sormuştu. o Transatlantik kaptanları küçük şileplerin yeke diğerinden ölçülü mesafeler üzere muntazam /yürüyemiyeceğini id- dia eden'amiral Yellicoenum şüp- helerine iştirak ettiler. ingiliz bahriye nezareti erkâ- nının delilikleri bundan ibaret değildi. Bir'delilik daha İngiliz'bahriye nezaretinin asıl büyük deliliği, seyrüsefer eden ve himayeye muhtaç olan gemi, lerin miktarını bilmemesindedir. Bahriye “nezaretinin bu cehli © kadar müzlim, o kadar su götür. mezdir ki bunun izalesi ancak bü- yük tehlikeleri mündemiç tecrübes lere azimliörane girişmek sure tile kebil olabilmiştir. Ne kadar geminin seyrüsefer yapmakta ol. duğunu ye ne kadarının himayeye muhtaç bulunduğunu keşfetmek adi bir cem muamelesine, yani mevcut istatistiklerin yekünlari ni toplamağa muhtaç idi, Bunu her hangi seyrisefain idarehane- sinin bir kâtibi yapabilir. Fakat'bahriye nezareti, en adi kâtibin irtikâp edemiyeceği ha- tahı ve karışık riyazi hesap ve ki tap üzerine siyasetini ta: mek gibi fahiş bir hata irtikâp etmiştir. Epeyce © zamandanberi bahriye nezareti Alman tahtek bahirlerinin taarruzuna uğrıyan gemilerin her hafta bir listesini neşrediyordu. Fakat bu müessif habere “ümitbalış bir şekil ver mek içim ayni zamanda bir hafta işinde İngiltere | limanlarına gi- ren ve buradan çıkan vapurların miktarı da gösterilmekte idi, Bu miletarı kabarık göstermek için İngiltere sevahilinde bir li mandan öteki limana giden en ufak vapurlar da listeye döve ediliyordu. Arkasi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: