22 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

22 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“anan SIYASI İCMAL: B. Hiller merak lenen nutkunu söyledi. Bu sözlrin “Almanyada milli sosyalistler iktidar vkiine geldiklerinden beri geçen beş yıl içinde olup biten işleri hikâye eden kısmından ziyade bundan son- ra takib edeceği harici politikanın istikamet ve hedeflerini anlatan kıs- mi dünya politikası için mühimdir. Çünkü Almanyanın dahilinde milli birlik tahakkuk etmiştir. Umumi harpten sonra Almanyanın başında en büyük güile olup. devlet bütçesi- nin yarısına yâktn'bir kısmını yul- makta olan işsizlik meselesi ortadan kalkmıştır. Almanya eskisi kadar a$keri satvetini tekrar iktisab etmiş- #ir. B. Hiller ikinci bir Alman devleti bulunan Avusturyada milli sosyalist- lerin hükümetin en milhim mevkile- rini işgal etmeleri ve bundan sonra siyasi faaliyette bulunmakta serbes olmalar: esası üzerine iki Alman niemleketinin siyasi akide ve idarele. rinde birlik ted$öüs eyleğini B. Hitler Avusturya, Başvekiline bütün Alman- hk namına teşekkür. ederek ilân ve teyid etmiştiri ” Almanya için artık bir. Avusturya meselesi - kalmamıştır. Yalnız eski Avusturya imparatorluğunun on mil yon tutan Alman nüfusunun Çekos- Yeryüzün Gobi çölü 1ss1Z, tehlikeli, kutuplar- dan da soğuk bir çöldür; bu çölün he- nüz medeni insan ayağı değmemiş es- rarengiz tarafları vardır, Bir gün ora- lara da gidilecek, tarihten evvel ya- şŞamış olan insan ve hayvan kemikle- ri aranacaktır. Tibet'de hugün telsiz ve radyo mev- cud olmakla beraber, kuş uçmaz, ker- van geçmez yerleri pek çoktur. Çinin şark tarafları da esrarengizdir. Çinli- ler o taraflara yabancı birakmıyorlar. Çinlilerden mürekkep bir heyet orala- Zencilerde ufaklık merakı Paralarının kıymetile son seneler- de çok meşgul olan medeni devletle- lerin para mutahassısları vahşi ve yarı vahşi milletlerin bu derlten âza- de olduklarını söylüyorlardı. Halbuki bunun böyle olmadığı ve zencilerin de bir para derdi olduğü anlaşılıyor. Çünkü İngütere tarafından Sudana günderilen ufaklık paraların hepsi az zaman zarfında kayboluyor. Zenciler ellerine geçirdikleri o mangırları bu- cak bucak saklıyorlar, bir daha mey- dans çıkarmıyorlar. Bu yüzden ora- da daima ufaklık buhranı hasıl olu- yor, Altın veya gümüş para saklan- saydı ne İse, halbuki piyasadan kay- bolan paralar bakır paralardır. Bu- nun önüne geçmek isteyen İngütere | hükümetipara yerine alöminyümden mamul fişleri tedavüle çıkarmıştır. Fakat bunlarda azzaman sonra kaybolmuştur. Sudandaki İngiliz me- mMurları yerlilerin bu paralarla küpe- ler, gerdanlıklar ve daha bir çok ziy- net eşyası yaptıklarını meydana çi- Karmışlardır. Şimdi yeniden öyle sert “»* maddeden - ufaklık pâra yapıla- €Csktır ki yeriiler bunları ellerindeki bâsit âletlerle delmeğe ve döğmeğe muvaffak olamıyâcaklar ve onun İçin saklamaktan da vazgeçmeğe mecbur olacaklardır. Kaç 1935 - 1936 da yer yüzünde 1,900 Milyon kişi yaşamış. Bu sene bu sayı 2400 milyonu bulmuş. Yer yüzünün nüfusu şu nisbet da- hilinde artıyor: Avrupada © 1,i; Af- Tikada 1,2; Asyada 1,8, Amerikada 22, Avustralyada 3,3. a nd İki yangın başlangıcı Lâlelide Bay Refik'e âld evin üst katındaki bir odadan yangın çıkmış, Oda eşyası kısmen yandıktan sonra #öndürülmüştür. Kadıköyünde -Ce- Vizlikte mütekaid general Âdilin evi- hin bacası tutuşmuşsa da derhal ye- in itfaiye tarafından söndürülmüş- ve alâka üze bek- | Hitlerin nutku | retle anlaşmıyacağını ve hattâ Dolşe- in esrarengiz bucakları | nun mukadderatı Dünyanın en faal kadını | yüz şehirde konferanslar vermiştir. kişiyiz | Parisin 59 milyon olacakmış. lovakyada kalan üç buçuk milyonu- üzerinde Alman yanın Avusturya meğelesinin bir mütemmimi olarak fevkalâde meşgul olacaktır. Almanya Milletler cemiyeti ve kon- feranslar haricinde her devlet tle an- laşmağa, tarafdardır. Sar'ın Alman- yaya ilhakından sonra Almanyanın Garbi Avrupada Fransa ile bir top- rak meselesi kalmamıştır. Fakat Al manyanın Sovyetler ile her hangi su- vizmin vücudunu ortadan kaldırma- ğı Almanyanın kendisine başlıca medeni vazife saydığını beyan eden B. Hitler'in sözleri Almanya ile Sov- yetlerin arasında bir hayat memat mücadelesi ile neticelenecek korkunç bir gerginlik bulunduğunu isbat et- | miştir. İ Almanyanın araziye aid dileği eski | müstemlekelerinin İngiltere ve Fran- | sa tarafından iadesi olduğunu B. Hitler - söylemiştir. Şu kadar var ki Almanya bu işin konferanslar ile gö ciktirilmesine asla razt olmıyacak ve | biran evvel halli için bütün Kuvvet | ve gayretini sarfedecektir. Dünya is-:| lerinin. düzelmesi için bundan sonra | ülk adım bu meselenin halli olacaktır. | Feyzullah Kazan ra gidip haritasını çizinceye kadar o diyarlar esrarını muhafaza edecek- tir, Burmahla Hindistanın . birleştiği noktada öyle dağlar ve yaylâlar var | ki, insan çıkamıyor. Geçenlerde tayya- | re ile Avustralyaya giden Jim Matthe- noskin, Burmah çölüne düştü, Bu ma- cerayı anlatan tayyareci, Burmah çö- lündeki dağ ve yaylâlara çıkmak şöy- le dursun, tayyare ile aşmanın bile im- kânsız olduğunu yazdı. Dünyanın en faal kadını Amerika Cumhur Reisi B. Ruzvelt'in eşidir. Bu | kadın kocasına da kâtibelik ettiği için Cumhur Reisinin bir çok vazife- lerini ifa eder. Bayan Ruzvelt maruf -| bir sosiyolog olduğundan şehir şehir ' | dolaşır ve kadınlık meselelerine dair daima konferanslar verir, Amerikan gazetelerinin yaptığı bir hesaba na- zaran Bayan Ruzvelt son beş sene zarfında tayyare, otomobil ve şimen- diferle 200 bin mil katetmiştir. Yalnız son sene zarfındaki seyahatleri 45 bin mil tutuyor. Bayan Ruzvelt en ziyade trenle seyahati tercih ediyor. Çünkü trende giderken çalışmağa fırsat bu- luyor. Bu faal kadın 1937 senesinde bir konferans turnesine “çıkmış ve *Bundan başka Bayan Ruzvelt her gün bir gazete makalesi yazar ve mektuplarına ceyap verir, bir sene zarfında 10 bin mektup yazdığı va- kidir. Tabii bu kadar muazzam işleri halletmek için muayyen bir prog- ram tatbiki lâzımdır. Onun için gö- receği işleri haftalarca, hattâ aylar- ca evvel tesbit eden Amerikanın birin- ci bayanı unvanını taşıyan Bayan Ruzvelt gayet sade bir hayat sürdü- ğü için kadınlar tarafından gıpta edi- lecek bir hali yoktur. Büyük şehirlerin nüfusu artlıkça, sayfiye yerlerindeki nüfus da azalı- yormuş. İstatistik © bilginlerine göre 2000 senesinde Nevyorkun nüfusu 200 milyon, Londmranın 80 milyön, İstatistik bilginleri mazi ile hali bilirler amma, istikbali bilirler mi?... Palcılıklarına inanamıyacağız!. Maarif müdürü köy yatı mek- teplerini teftiş ediyor Maarif müdürü B. Tevfik, köy yatı mekteplerini teftiş etmeğe karar ver- miş ve bu maksadla dün Beykoza git- miştir, Bu teftiş diğer. kazalardaki mekleplere de teşmil edilmek üzere üç günde bitecektir. Evvelce eğlence vesilesi olan ipnotizmadan adli tahkikat- larda nasıl istifade ediliyor İpnotizma ile uyutulan kimseleri iradeleri haricinde hareketler yapma» ğa sevketmek, başkaları tarafından işlenen ağır suçları onlara itiraf et- lirmek kabil midir? Daha doğrusu ip- nolizma namuslu bir adamı cani, ya lancı yapabilir mi? İpnotizmayı bu gibi işlerde kullan- matın mümkün olup olmuıyacağı fikri ortaya yeni alılmiş bir şey değildir. Bundan on beş sene evvel Amerikada epey heyecan uyahdıran bir hâdise ol- muş, Arthur Convelle isminde bir 2s- troloji âlimi genç yeğenini ipnotize ederek karısını öldürtmek suçile mah- Kemeye verilmişti, Hayli uzun süren bu muhakemede dinlenen Şahidler ve elde edilen delillere göre, genç adamın bir âkşam üslü kadının evde yalnız bulunduğu bir sırada içeri girdiği ve kadın koltuğunda oturup kitap oku- ia meşgulken, arkasından yavaş- ça ilerliyerek beraberinde getirdiği amonyak içine batırılmış bir kumaşı birdenbire kadının kafasına geçirme) suretile boğduğu anlaşılmış fakat ka- tilin bu cinayeti, ipnotizma tesiri al- tında yaplığı kati, sekilde isbal edile- mediğinden, mahkeme zan altında bu- lunan astroloğu'katilin suç ortağı olarak kabul etmeyip serbes bırakıl- masına karar vermiştir. Buna benzer birçok misaller say- 'mağa lüzum kalmadan, yapılan mü- teaddid tecrübelerin verdiği neticele- Te bakarak, katiyetle iddin edilebilir ki adam öldürmeğe veya başkasına fenalık yapmağa niyeti olmıyan bir adama ipnotizma ile bu işleri yaptır- mak mümkün değildir. Bugün meslekleri icabı, bazı husus- larda ipnotizmadan istifade eden bir- çok doktorlar vardır. Bunların büyük bir ekseriyeti ipnotize edilen kimsele- rin dalma sidarelerine hâkim olduk- ları ve hiçbir zaman kendilerini tama- mile kaybedip başkalarının istedikle- | rini harfi harfine yapacak hale geti- rilemiyecekleri hususunda ittifak edi- | yorlar. Yalnız ipnotizma henüz fiil sa- hasına çıkamamış kararları tesride mühim rol oynuyabiliyor, Meşhur psikolog Harold Darden bu Almanyanın en zengin kızı iBayan İrmgrad Krupp geç bir mülezımla nişanlandı Almanyanın en zengin kızı olan v& top kraliçesi âdile anılan ba- yan (İrmgrad Bertha OKrupp, hücum kıtaları- na mensup genç bir mülâzım ba- ron Von Baitz ile nişanlanmıştır. Genç kızın ba. bası, bu nişan lanma merasimi münasebetile Essen şehri civarında- ki muazzam villâsında, büyük bir zi- yafet vermiştir. Dünyanın en büyük silâh ve top fabrikalarını tesis etmiş olan Krupp ailesinin kuvvetli ve tepeden turna- ğa kadar silâhlı büyük bir Alman- yanın meydana gelmesinde mühim bir rolü olmüştur. Bu itibarla Krupp ailesi, dünyanın en kuvvetli hane danlarından biri sayılmaktadır. Fa- kat iki nesildenberi, Krupp ailesi. nin erkek çocuğu olmamakta ve ai- lenin ananesini muhafaza ve idame etinek vazifesi genç kızlara düşmek- tedir, Binaenaleyh Krupp ailesine men- sup genç kızların evlenmeleri" bir «hikmeti hükümet» meselesi gibi ehemmiyet kazanmaktadır. Genç nişanlının annesi Bertha Krupp, umumi harp zamanında Pa- İpnotizma ile bir adama istemediği şeyleri yap- tırmak mümkün değildir. Fakat ipnotizma şahitle- rin hafızalarını kuvvet- lendirmekte ve doğru söyleyip söylemedikle- rini kontrolda işe yarıyormuş mevzu etrafında şu kati sözleri söyle- mekten çekinmiyor: «İpnotizma, man- yatizma gibi şeyleri haddinden fazla izam etmek saflık olur. Çünkü bir kimseyi normai hayatta yapmıyacağı veya yapmasını kabul etmiyeceği bir şeyi ipnotize edilerek uyku halinde yaptırmak muhaldir. Bunun olmuya- cağı müteaddid tecrübelerle kati ola» rak isbat edilmiştir. Fakat bu mevzu bilhassa romancılarn pek hoşuna git- tiği için kahramanlarını bu gibi işle- re sevkedip merak uyandırmağı ter- cih ediyorlar ve herkes te bunu sahi zannediyor.» Fakat zamanımızda ipnotizmadan istifade edilen sahalar büsbütün yok değildir. Nitekim bazı memleketlerde adi! tahkikat esnasında ipnotizmadan müsbet istifadeler elde edilmekte, ba- zı karışık vakaları çözmek hususunda hayli yardımı görülmektedir. Bllhas- sa iki sahada muvaffakıyetli netice- ler alınıyor. Bunlardan birincisi şa- hidler üzerindedir. Aradan çok zaman geçtiği için gör- dükleri şeyleri bütün teferrüatile ha- mamlıyor, bu suretle hakikatin mey- dana çıkması mümkün oluyor, İKTİSADİ MESELELER İpnotizmadan şahidlerin ifadeleri- ni kontrol hususunda da istifade edil- mektedir. Adli tahkikat esnasında Şar hidin evvelâ normal şekilde ifadesi takdirde şahidin doğru şehadet et- tiği kanaatine varılmaktadır. Çünkü bir adamın ipnoz halinde iken kat- iyen yalan söyliyemiyeceği muhakkak addediliyor. Hayat pahalılığında antreponun rolü Hayât pahalılığına sebebiyet ve- getirmek için, ren hâdiseleri tetkik edenler, şu ne- Heder hiz Eiki ie İlme ticeye varmışlardır: Antrepo buhra- nını halletmek, vapurun ambarın- dan, tüccarın deposuna kadar bir malı ucuz ekletmek Yâzımdır, Hal- buki bugünkü şerait altında bunla- rın hiç birine imkân yoktur. Antrepo buhranına, en büyük can- lı misal, Haliçteki mavna kalabalığı- dır. Tüccar eşyası antrepolardan baş- ka, mavnalarda, daha pahalı şeralt altında beklemektedir. Liman inhi- sarı, antrepo yaptırmak için, teşeb- büslere girişmiştir. Meselâ: Saraybur- nunda... Fakat yeni şehir plânlarına göre, burada antrepo yapmağa İm- kân olmadığı görülmüştür. Bunu an- latan bir zat diyor ki: — Bize göre antrepo için münasib olan yerler şehir plânına göre uygun değildir. Bu şerait altında limanın Yenikapıya nakli kendi kendine do- gan zaruri bir mesle haline giriyor. Liman inhisarı, antrepo yaptırama- dığı, için mevcud antrepolarla, mav- nalarla bu ihtiyacı güklüçle temin et- mektedir. Meselâ: Vapurun ambarın- daki bir eşya, mavnaya yerleştiriliyor. Bir romorkör, bu mavnayı Kuruçeş- meye kadar götürüyor, eşya oradan antrepoya naklediliyor. Tüccar, eşya- sını antrepodan alıp, Sirkecideki de- emesssanesaseranunassenassseranasaranurasan. risi 80 kilometre uzaktan bombârdı- man etmiş olan meşhur toplara Bertha adını vermişti, Kendisi evlendiği zaman şahidliği- ni Kayser ikinci. Vilhelm yapmıştı. Kıa evlenirken de B. Hitlerin şahid- lik yapacağı bildiriliyor. oluyor ki, bir balye eşya vapurdan Sirkeciye gelinciye kadar, şehrin için- de mavnalarla, kamyonlarla küçük bir seyahate daha çıkmaktadır. Bitta- bi bütün bünlar büyük masraflara sebebiyöt vermektedir. Bu masraflar maliyet flatini de kabartmaktadır. Hayat pahalılığı hâdiselerini, dük- kânların ovitrinlerindeki o rakkam- lara bakarak tetkik etmek yanlıştır. rakkamın gördüğümüz, muştur. Remzinin burada yattığı ve kömürler alındıkça uyku halinde far- kına varmıyarak kömürlerin içine düştüğü anlaşılmıştır. Cenaze km le kaldırılmıştır. mi j j : ERMAN EŞ ME Ee e Ye tar apn &

Bu sayıdan diğer sayfalar: