24 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

24 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 | SİYASI İCMAL: Yeni Rumen kanunu esasisi İki buçuk ay evvel Romanya Kral İkinci Karolun mutedil faşist portisi ve yahudi düşmanı Milli Hristiyan- ların lideri Gogayı hükümetin başt- na getirmekle muvakkat bir zaman için bir tecrilbe yapmak istemediği ve yirmi milyona yakın nüfusu olup Avrupanın ikinci derecedeki mühim olan devletlerinden biri bulunan bu memlekette devamlı ve esaslı bir in- kilâp yapmağı ve büsbütün yeni bir rejim. kurmağı tasmim eylemiş bu- Tunduğu şimdi iyice anlaşılıyor. Çünkü Goga hükümeti nihayet bir Partiyi temsil eylediğinden ve ayni zamanda seri icraatı ile, bir taraftan komşu büyük devlet Sovyetler birli- ğini ve diğer taraftan Garbin serma- ye âlemini. harekete getirdiğinden Kral bunu değiştirdiği saman koyu haristiyanlığı, faşizm esaslarını ve yahudi düşmanlığını daha ziyade kuvvellendirecek yeni esaslar ilân et- midi. Pariste yalnız nebati yemekleri pi- Şirmekle şöhret kazanmış olan bir lo- kanta, yemeklerin psikolojisine isti- had eden gayet garip bir yemek rek- | Jamı yapmaktadır. Lokantadan İçeri-! Ye girer girmez gayet büyük bir ye- ç mek listesi reklamı dikati celbetmek- tedir. Bu listede hadsiz, hesapsız seb- 28 yemekleri yazılıdır. Listenin solun- da yemeklerin isimleri görülüyor. | Ortasında hususi bir sütun içinde ye-| hilen yemeklerin vücud üzerinde ha- Sl ettiği tesirler tarif olunmaktadır. -Sonunda ise yemek. fiatleri bulun- | «maktadır, Teferrüatla dolu olan bu | «Yemek listesine bakılacak olursa, İs | ; Kendi kanından eser kalmadı Bugünlerde Nevyork doktorları es- | #babini bir tüffü havedemedikleri gi “Tİb hastalıkla meşgul olmaktadırlar. Bu hastalığa tutulan kadın bugün Sİ yaşındadır. İsmi bayan Ester Feuer dir. Bayan Ester Feuer'in tutulduğu hastalık neticesinde kadının vücu- dünde kendi kanından bir damlası | bile Kalmamıştır. Bayan Fever uzun Zamandan beri . başkalarından alıp kendisine şırınga edilen kan sayesin- de yaşamaktadır. . Geçen gün bu su- Tetle Bayan Fever'e kırkıncı defa ola- Tak kan aşısı yapılmıştır. Kadın her aşıdan Sonra “canlanmakta, işlihası | Açılmaktâ; yiyip içmekte, hattâ çalı- | Şabilmekte ve fakat bir zaman sonra Yine kansız kalıp bitap düşmektedir. Tekrar © kuvvetlenmesile bitap düş- Mesi. arasında takriben üç hafta Beçmektedir. Üç hafta sonra yeniden Yabancı kan şırıngası icab etmekte- dir. Her kan transfuziyon, 45 - 50 Uraya mal olduğu için Bayan Fever şimdiye kadar iki bini Uraya yakın bir Para sarletmeğe mecbur almuştur. Yemeklerin psikolojisi Yeni hükümet şimdi bu esasları bir yeni kanunu esasi şeklinde tesbit etmiş ve reyiâma arsetmiştir. Kralın ve hükümetinin otoritesi Almanyada ve İtalyada olduğu gibi herşeyin fev- kinde ve mutlaktır. Memleketin ha- yatına âid işleri istişare etmek üzere kurulacak meclis faşist İtalyada ol- duğu gibi mesleki cemiyetlerin mü- mesşillerinden teşkil edilecektir. Her işin başında Almanyada olduğu gibi yalnız hâkim rk Rumenler buluna- cak ve yahudilere mevki verilmiye- cektir. Hattâ yahudiler ile Rumenler arasında izdivaç da me ilecektir. Bugün bu esaslar reyiâma konulu- yor, Herkes rey vermeğe icbar edile- cektir. Başında Pajrik olan hükü- mete ve Krala karşı hangi Rumen rey verebilir? Ağlebi ihtimal yeni ka- nunu esasi kabul edilecek ve Roman- ya demokrasi, parlmantarizm ve par- Hi hayatına veda edecektir. Feyzullah Kazan 3000989934 39UMEAAL panak yiyenin azim ve iradesi art- maktadır, havuç ymekleri sert mizaç- lı ve safralı kimselere. tovsiye olun- maktadır. Kuru beyaz fasulyenin gündüz rüyalarına karşı en İyi bir de- va olduğu anlaşılmaktadır ve yeşil taze fasulyenin yorgun — dimağları dinlendirici bir hassaya malik oldu- Eu zikredilmektedir. İşvebazlığa mey- yal kadınlar bezelye yemeli imiş. Çünkü bezelye hafifmeşrepliği gide- rirmiş. Patatese geince, bu da sakin ve sağlam düşünceyi, ruhi müvazene- yi temin eder ve fazla hassasiyeti gi- derirmiş. Ford kuru fasulye yetiştiriyor Otomobil Kralı Ford otomobil imalâtile hiç alâkası olmıyan mesele- Jerle- meşgul oluyor. Çünkü Detroit civarında Red Plant'ta tesis ettiği nebati fiziyolojik bir lâboratuarda muhtelif fâsulye önslerini tahlil ettirmektedir. Fordun en ziyade "alâkadar olduğu fasvlye cinsi Asyada yetişen beyaz yuvarlak bit fasulyedir. Bu fasulye bir çok “işlere yaramakta- dır. Sıkıldığı zaman çıkan yağıyle otomobiller. cilâlanmakta, elyaflarile de tahtaya benziyen bir madde imal olunmaktadır. Ford şimdiye kadar bu fasulye işine bir çok milyon dolar sarfetmiştir. Tecrübeler devam ettik- çedaha bir kaç milyon sarfı icab eyliyecektir. Ford'u bu tecrübelere sevkeden sebebler ; şunlardır Ameri- kanın petrol menbaları elli sene son- ra tükenecektir. Kömür madenleri ise yüz sene kdar kifayet edebile- cektir, Onum için yüksek sanayi sa- hibi olan bu adam kurduğu işin yüz sene sonra da devam etmesini temin eyliyecek esasları hazırlamağa mec- burdur. Yüz sene sonraki sanayie de çalışma irakânları temin etmek lâ- zımdır. İngiliz sinemaları ve pazar günü “lie günleri İngilterede sinema- a iz tiyatrolar kapalıdır, lokanta- a açık değildir. İngilizler isterler kes pazar günü #edetle meş“ gül olsun ve evinde istirahat etsin. ye sinemaların: pazar günleri açık undurulması için İngilterede bir Cereyan hasıl olmağa başladı. Geçen ,Dün bu iş hakkında Londrada Avam a Dd uzun uzadıya münaka- yan etti. Lord Kilmaine si- Remaların hiç olmazsa kış ayların- “çık bulundurulmasına müsaade mem istedi, amele sınıfının fe- maki, da n€ yapacağını şaşır- e olduğunu, genç kızlarında K yer bulamadıklarını, halbuki prü başımdaki kulübeler ç yıktırılıyo; Köprünü Ma kas iki bâşındaki kulübele- Fakılı masına karar verilmiş ve a vardi tahliye edilmişti. Bele- ağ übelerin yıkılmasına emir tir. Kulü Günlerde bal ner yiimenna bu- sinemanın ucuz ve terbiye datresinde Dir iki saat eğlenceye vesile olduğu- nu söyledi. Sinemaya gilmekle pazar istirahatinin bozulacağını iddia eden- terin eyni şeyi konserlere gitmek, otomobille dolaşmak, futbol ve saire gibi spor eğlencelerinde hazır bulun- mak meselelerinde de iddia etmeleri lâzım geleceğini anlatfı, Sonunda ta- bü pazar günlerine mahsus sinema programlarının seyircilerin dini his- lerini rencide etmiyecek surelte tan- zim edilmesi feab edeceğini de ilâve etti, bu pazar sineması şimdi Lon- drada günün meselesini Leşkil etmek- tedir. Parlamentoda teşkil edilen bir komisyon münhasıran bu işi hallet mekle meşgul olmaktadır. İki kaza Süleymaniyede oturan İsmail ismin- de biri, Hasırcılar caddesinden geçer- ken yük arabasının sadmesine uğra- mış, yaralanmıştır. Mustafa isminde biri, Taksimde tramvay arabasının çarpmasile muhte- lif yerlerinden yaralanmıştır. B. Hitlerin “ Savaşım,, eserine göre Almanyanın düşmanı ve dostu hangi devletlerdir ? B. Hitlerin Al- manyadan sonra ikinci müstakil bir Alman devleti bu- lunan Avusturya- yı yirmi dört sag içinde (Nazi)leş- tirmiş yani kendi- sinin partisi milli sosyalistleri bu mem- lekete hâkim: kılmış olması ve bü mu- vaffakıyetin akabinde söylediği nu- tuk bütün dünyaya, yeni Alman dün- yasının siyasi incili sayılan B. Hitle- rin «Savaşım, eserini hatırlatmıştır. Vaktile tahakkuku gayri mümkün hayallerle dolu zannolunan bu €ser- deki prajelerin birer birer füliyat sa- hasına çıkmakta olduğunu son hâdi- seler İsbat etmiştir. Almanyanın düş- manı olan hariçteki parliler ve gaze- teler btle bunu itiraf etmektedir. Al manyada sosyalist partisinin ilgasın- dan dolayı B. Hitlere son derecede düş- man olan İngiliz sosyalist partisinin gazetesi Daily Herald bile bu hakika- ti tebarüz ettirmiştir. Daily Herald B. Hitlerin «Savaşım» eserinin esaslarını, bugünkü ahvali güz önünde bulundurarak, aşağıdaki şekilde hülâsa etmektedir. 4 «Mukadderâtın, doğâcığım yer için İnn nehri sahilinde Braunau kasaba- sını seçmiş olması bugün benim çok işime yaradı. Çünkü burası iki Alman devleti, Almanya ile Avusturyanın arasındadır. Biz genç nesli bu iki Al- man yurdunun birleşmesi için çalış- mağı her türlü gayret ve fedakârlık göstermeğe lâyık bir vazife sayıyoruz. Eski Avüstürya imparatorluğunun Alman olan kısmı büyük Alman ana vatanı ile birleşmelidir. Lâkin yalnız: iktisadi sebeplerden dolayı değil. Halk» ları ayni kandan-olan iki memleket bu * ırk birliği dolayisile birleşmelidir. Al- man milleti kendi evlâdını müşterek bir devletin bayrağı altında toplamaz- dan evvel müstemlekât almak hevesi- ne'düşmek haklâhi haiz değildir. Almanya devleti bütün Almanları sinesinde toplayıp da bunları iaşeden âciz olduğunu itiraf ederse o zman ecnebi topraklara tasarruf etmeğe ma» Ağahanın oğlu Dün refikasile geldi akşam Avrupaya gitti Ağahanın oğ « lu prens Ali han refikasile birlik- te şehrimize gel miş vedün ak- şam Avrupaya gitmiştir. Prens Ali han Şamdan Ankarayâ ve O- radan da şeh- rimize gelmiştir. Perapalas oteli- ne misafir olan prens seyahati - hakkında dün Oo PrensAlihan kendisile görüşen bir muharririmize şunları söylemiştir: — Memleketinize gezmek maksadi- le geldim. Ankara ve İstanbulu tik de- fa görmüyorum. Bu defa da refikama göstermek istedim. Türkiyeye bu de- faki gelişimde birçok değişiklikler gör- düm. Ankarada bir gün kaldım. Bu akşam Avrupaya hareket edeceğimize göre İstanbulda da fazla kalamıyoruz. Güzel şehirlerinizi gezmeğe bu kadar zaman çok az. Bununla beraber fırsat buldukça gelmek isterim.» General Pershing hasta Tucson (Arizona) 23 (A.A) — Ge neral Pershing'in sıhhi vaziyeti en- dişeler uyandırmaktadır, General, ro- matizmadan ve kalbinin zayıflama sından muztârip olduğundan geçen hafta yatağa girmeğe mecbur olmuş- tur. Sıhhi vaziyeti dün birdenbire ağırlaşmıştır. Son hâdiseler yeni Alman dünyasının siyasi incili olan B. Hitlerin “Savaşım,, eserini hatırlatmıştır. Bu eserde Almanyanın emelleri açıkça gösterilmektedir. - “Savaşım,, eserinin bir hülasasını neşrediyoruz nevi hak kazanmış olur. O zaman sa- ban yerini kılıca bırakir ve harbin dök- türdüğü göz yaşları müstakbel dün- yanın hasadını hazırlar. nın emniyeti için lüzumlu bir şart ad- dediyordum. Zaten milliyet duygusu bir hanedana sadakat suretile göste- rilen vatanperverlik ile asla bir değildir. Habsburg saltanatı da Alman ırkının sararı için kurulmuştur. Avusturya- nın mukadderatı Alman milletinin heyeti umumiyesinin büyümesi ile sı- Kı bağlıdır, Alman tarihi ve Avustur- ya tarihi diye Alman milletinin tari- hini ikiye ayırmağı havsala alamaz. vee «Alman milletinin şiddetli düşmanı Fransadır, Her zaman böyle kalacak- tır. Eğer Alman milleti, Avrupadaki mevcudiyetini bile tehlikede bırakan ahvalin bir daha tekerrür etmemesini isterse umumi harpten evvel yaptığı hataya bir daha düşmemeli ve bütün dünyayı kendisine düşman yapma- malıdır. Binaenaleyh Fransanın ken- disi için en tehlikeli düşmanı kim ol- duğunu keşfederek bunün ile birlik» te hakkından gelmelidir. Bize karşı en şiddetli nefret ve gayız besliyen Fransaya karşı nihal netice- «Büyük bir millet, arazisini genişlet. mediği takdirde mahv ve harap ola cağı muhakkak ise o zaman yeni top- rak bulup işletmesi bir vazife halini halkı böyle bir ih- tiyaç karşısında kalırsa... Almanya ya bir cihan devleti ola- cak yahud sıfır ve yok olacaktır. Bir recede büyük araziye malik olması ik- « tiza eder. Almanya için Avrupada yeri arazi- den bahsederken herşeyden evvel Rus- yayı kasdediyorum. Rusyaya bağlı memleketler de böyledir. Umumi harp- ten evvelki ticaret ve müstemlekât po- Mtikasını terketmeğe icbar edildik. Bu suretle Avrupada yeni arazi bulmak rTatan ve mevcudiyetini temin eden tahsilli sınıftan mahrum (kalmıştır. Bu büyük imparatorluk bir gün çöke- cektir. <İngiltere Almanyanın bir cihan devleti olmasını istemiyordu. Fransa ise Almanyanın bir devlet bile olma» sını istememiştir. Aradaki fark bü- yüktür. Şimdilik biz vatanımızın mey- cudiyeti milli birliğimiz ve çocuk- larımızın günlük ekmeği için müca- dele ediyoruz. Bu noktadan Almanya için ancak iki dost devlet vardır. Biri İngiltere diğeri İtalyadır. Almanyanın harlet politikasının esasi, Avrupanın 'karasında Almanya ile boy ölçüşecek iki büyük devletin bulunmasına mey- dan bırakmamaktır. Bu esas Alman Ankara ziraat kongresi niçin toplanıyor ? Yağ fabrikaları açılmasını teklif ediyoruz şekküller hazırlıklar yapmaktadırlar, Sorulan suallerden biri şudur: Bu- günkü endüstrinin muhtac olduğu ham maddeyi nasıl yetiştirmeli? En- düstri şartlarına göre, ham madde politikası... Ankara Ziraat kongresi- nin dayandığı en mühim meseleler- den biri budur. Şimdiye kadar zirsat işlerini, ham madde politikasını, ih- racat bakımından tetkik ediyorduk. Şimdi gene böyle olmakla beraber, endüstrinin teessüs ve inkişafı üze- rine, ziraat sahasında ikinci bir mese- leyle daha karşılaşıyoruz. O da, sana- yiin ihtiyacına göre, ham madde te- darikidir. Vakıâ beş senelik endüstri plânlarının tatbikine başlandığı gün- denberi bu ihtiyaç hissedilmiş, Ziraat Vekâleti kendi hissesine düşen işlere teşebbüs etmişti. Meselâ: Merinos ko- yunu yetiştirmek, pamuk cinslerini ıslah etmek gibi. Fakat ziraat prog- ramlarının endüstri plânlarına mü- yazi bir surette tatbik edilmesi için, daha umumi görüşlerden ve fikirler- den istifade etmek üzere, bir kongre- ye ihtiyaç vardı. Şimdi bu kongrede yünlü dokuma fabrikatörü, nasıl yün istiyor? Pa- 'muklu fabrikaları için ne cins pamu- ğa ihtiyaç vardır? Susllerine daha hasıl bir ziraat plânına ihtiyaç oldu- ğu daha bariz bir surette meydana çıkacaktır. Fakat bu mevzu münasebetile ha- tırımıza gelen şü fikri de yazmağı fay- çelik, kâğıd, cam ve kimya endüstrisi gibi muazzam işlerin başarıldığı bir Sırada, halka ucuz yağ yedirmek mak- sadile bir yağ fabrikası kurmak pek te güç bir iş değildir. Bunu yaptağı- mız takdirde, hayat pahalılığının da önüne geçmiş oluruz. — H.A,

Bu sayıdan diğer sayfalar: