18 Mart 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

18 Mart 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3İYASI İCMAL: Ispanya vakayil ve Fransa Fransada B. Blüum'ün teşkil ettiği kabine, yalnız dahilde değil, hari Siyaset itibarile de çok milşkül vazyet İle karşılaşmıştır. Ötedenberi silâhla- in azaltılması ve teslihat masarifinin. #ndinrilmesi davasını güden sosyalist lerin üderi, şimdi bizzat teslihatı art- fırmak için on beş milyar franklık bir #stikraz akdine lüzum görmüştür. Fransayı endişeye düşüren yalnız Şarktaki komşusu Almanyanın, ken- Gisine Avustuyanın ütihakı ile kuv- tellenmesi ve İtalyanın da hasmane bir vaziyet almış bulunması değildir. Şarktan Pransayı müttehiden tehdid #lebilecek olan bu iki büyük devlet, ühiren İspanyada da yeniden mühim Küvvetler toplıyarak, Pransanın dos- İx ve hayırhahı cümhuriyetçiler hi in fena halde sıkıştırmışlar- General Frankonun ordusu, azim Alman hava filolarının ve İtalyan fır. irmin yardımi ile yıldırım sürati. Aragon cephesinde ve Katalonya a İTLER topraklar: üzerinden Akdenize iniyor. Birkaç gün içinde Frankonun kuv- vetleri 60 kilometrelik bir cephe Üze- rinde 100 kilometre ilerlemiş ve bel- Hbaşiı bir mukavemete tesadüf etme- miş ve sevkulceyş cihetinden en mü- him noktaları tutmuştur. Yeni cephe ile Akdeniz arasında 70 kilometrelik bir mesafe kalmıştır. Bu | ai arzusu olan sa mesafeyi de katederek Akdenize in- diği takdirde, Franko İspanya hikü- meti arazisini ikiye ayırmış olacak ve | Kelere maruzdur sonradan bunları birer birer işgal ede- | ve en ufak sebep- cektir. Alman ve İtalyan kuvvetlerinin yar- | ğa kâfi gelir. Dün- dımi ile Prankonun bütün İspanyayı yaya alması, Fransayı garpten de Alman ve İtalyan tehdidi karşısında bırakacak- tır. Bunun için, yeni Fransız kabine. si, Çekoslovakyanın vaziyetinden 2i- yade, doğrudan doğruya kendi hu- dudu yanıbaşında bulunan İspanya» daki ahvalden endişe ederek, bunun la meşgul bulunuyor. Feyzullah Kazan 1913 de 3 ncü mevki bir biletle Parise gitmiş olsaydı.? Hitler, yorgunluğunu dinlendirir. ken, harpten evviki yoksulluklarını Anlatır. Bir gün de şunu anlatmış: — 1913 de az kalsın iş aramak için Parise gidecektim; Viyanadaki haya- 'Kadınların zinet eşyası diye kullandıkları kıymetli taşlara halkın verdiği mânalar İnsanların ebe- adet daima tehli- der onu dağıtma ne geldikleri gündenberi saadet peşinde koşan in- sanlar onu yakalamak veya ele geçir- dikleri zaman kaçırmamak için bin bir çareye baş vurmuşlar, saadetin baş düşmanları olan hastalıkları, ka- zaları, musibetleri üzerlerinden uzak- Jaştırmak müksadile tılsımlar, mus kalar icad ederek onlarda vehmeltik- j leri gizli kuvvetlerin arkasına saklan muşlardır. | İnsan kadar eski olan tılsım iptidat kavımların musibetleri, felâketleri mahvetmek yahud hiç olmazsa hafif- letmek için kullandıkları bir silâhtır. Vahşet devirlerinin insanları muhte- lif taşlar, halkalar ve işaretler saye- sinde tehlikelerden korunduklarını zannederlerdi. Şimali Amerika vahşi- leri hastalıklara ve ölüme karşı belle- rinde içi kuru otlaria dolu keseler ta- şırlardı. Afrika ortası sakinleri ise kendileri için en büyük felâket olan Bugün Fatih gibi Viyanaya giren | yılan ve akrep sokmasını boyunlarına Hitler o zaman fakir yurdunda yatıp astıkları yapraklarla önlediklerine ka- kalkardı. Parise gitmek için üçüncü | ni idiler. Eski zamanın en çok tılsım mevki tren bileti bulamamıştı. düşkündü milletleri Mısırlılarla Ki- Eğer arkadaşlarından biri o zaman | danilerdir, kendisine Parise gitmek üzere Rökor Alman gazeteleri, Almanyanın yeni itasını neşrettiler. Bu haritalarda Wtk Avusturya - Almanya hududu Yok. Almanyanın üç komşusu kaldı: wya, Macaristan, İtalya, Almanyanın nüfusu 73 milyon oldu. Artık Tuna Almanyanın en uzun neh- idir, Grosglokner dağı da 3.798 metre dan, Almanyanın en yüksek “ağıdır. Eskiden en yüksek dağı 2.963 Metre yükseklikte Zugbiçen dağıydı. Alman matbuatının yazdığına gö- ?8 Alman ordusu 100.000 kişi fazlalaş- © Raştar, danında garip bir hâdise oldu. Fakat ilk devirlerin batıl itikadı olan tılsımlar yalnız iptidai kavımlara Orta zamanda büyük korkular gö- çiren insanlar kendilerini felâketler- Birinciliği kazanacağı görülen kıs- den korumak için ceplerinde kurba- rak, birdenbire süvgrisini yere yuvar- ladı ve başı boş koşmağa başladı. Bah- si müşterekte bu ata para koyan biri Bu meçhul zat yarıştan sonra pa ralarımı aldı ve atı götürüp ahırına tes- lim etti ve hüviyetini bildirmeden, kim olduğunu söylemeden çekilip gitti. Herhalde bahsi müşterekle komar oynıyan bir at cambazı olsa gerektiri. Şuşnigin evlenmesi Şüşmig evlendi Bu haber, Avusturyanın Almanya Whukı kadar derin bir akst sada yap- Mve herkesi hayrete düşürdü. Alman ordusu Viyanaya girerken, ler intihar ederken, Avus- Uyanan istikldli için çalışan Şuşmiğ Bilensin,, Biri dedi kiz Türk tarih kurumu - yok mu? Masa başında oyun oynar- birinin karısı ölmüş; adam hizmetçi- İn bir eşya görmüş: kendisine uğur getirdiğini söyliyenle- sinin boynuna sarılmış, dan öpmeğe başlamış... Biri «Yahu demiş daha karının naşı soğu- madı, ne yapıyorsun?..» Adam başını sallamış: — Ben toessürden me yaptığımı bü- | bir ip parçası, fll kılı saklıyanlar as yor mıyım?. Bakalım Şuşnig de teessüründen Onlar bilhassa medeni devirlerde m Neye şaşıyorsununz?. Adamın | yaptığını biliyor mu?. Çoban Osmanı öldürmekten | rek kendilerine uğur getireceğine ka- Beleteninin 3 ve 4 üncü | suçlu Mustafanın muhake- Mekle olün belletenin 3 ve 4 üncü sa- Yları bir arada ve çok kıymetli ilmf Makaleleri muhtevi olarak intişar et- lr. Bu nüshada Türk Tarih Küuru- “başkanı profesör bayan Afetin dde tabanca» adlı ve Atatür- hayatına ait çok değerli bir ma- sile Müsrev Sami Kızıldoğan'ın Bine Atatürkün hayatına ait vatan ve yet, İlhad ve Terakki ad güzel Hiç l mevcut olduğu gibi Türk Ta Kurumu üyelerinin ve diğer ilm yalarım Türk tarihine dair oriji- My üdleri ve ayrıca bir çok vesika- tir, Ve eserlerin fotoğrafileri de var- pg Dahası Türk tarihine ait en ye- ii lzeme ve etüdleri ihtiva eden bel- Yu lim âleminde gittikçe ehemmi- bir mevki almaktadır, mesi mazan şunları anlattı: bir ziynettir, Bilhassa orta zamanda — Karımla beraber tarladan ekin biçerken çoban Osmania Ferhad | insanı düşmanların şerrinden muha koyunları sürerek yanımızdan geçti- ler, karşı tepenin arkasına savuştu- lar biraz sonra bir silâh sesi duy- dum. Etrafı araşlırırken Ferhad te- penin üzerine çıkarak bana seslen di; «Korucu Mustafa, Osmanı öldür- Ea, kertenkele taşırlar, yanlarında til. ki kuyruğu, kurd dişi, yılan, timsah veya köpek balığı derisi bulundurur- lardı. XI inci Luinin şapkasına astı- ğı kurşun yuvarlaklar halk tarafın- dan bir tılsım olarak kabul edilmiş- tir, On beş ve on altıncı gsırlarda İtal» yanlarda bu tılsımın hayırlı tesirleri- ne inanıyorlardı. İnsanları bugün de bu nevi batıl iti- Te raslamıyor mıyız? Okumuş yazmış münevver insanlar arasında bile not defterleri arasında kuru bir yaprak, mıdır? Hele kadınlar... kıymetli taşlara fazla bağlanmışlar, zamanla her birine ayrı mânalar vere- ni olmuşlardır. Kadınların ziynet ar- zularını da tatmin eden kıymetli taş- faza eden, korkulu rüyalardan koru- yan bir tılsım olarak kabul edilirdi. Eski bir itikada göre hamile kadınla- rın doğururken bir elmasa bakmaları işlerini kolaylaştırırmış. Zeberced dediğimiz Kıbrıs elmasi- dü, dedi. Oraya gittiğim zaman Os- | run insandan bütün korkuları sildiği- man kanlar içinde çırpınıyordu. Ken- | me inanılırdı. disine ne olduğunu sordum. «Korucu Avrupalılarca akik saadet getirir, Mustafa beni vurdu» dedi Fakat | safir denilen mavi akik insana ra- Mustafayı orada görmedim. hat uykular temin eder, slaca ekik Mustafa bu ifadeyi kabul etmedi | muvaffakıyete götürür, Kırmızı akik Diğer şahidlerin celbi için muhake. | Kötü düşüncelerin tacizine karşı Sahi- me başka güne bırakıldı, bini himaye eder, Tarihi devirlerde elmasın insanı düşman şerirnden muhafaza ettiği zannedilirdi, firuze itimad ve şefkat alâmeti, zümrüd aşk, zeberced cesarat rumuzudur üstünde bir yakut parçası bulunduran adam kadar içse sarhoş olmazmış Üstünde bir yakut parçası taşıyan insan ne kadar içse sarhoş olmaz, gök yakut şiirlerin remzidir. Cesareti art- tırır, servet getirir, deniz seyahatin- de boyunda taşınırsa kazalardan ma» sun kılar, Zümrüd koyu yeşil rengile insanla- rı teshir etmiştir. Eski Mısırda çok rağı belte idi, Gizli kuvvetlerle dolu oldu- ğuna inanılırdı. Esrarengiz isimler ve yüzler zümrüdle çerçevelenirdi. Züm- rüdün aşka istidadı fazlalaştırdığı söy- lenir. Necef taşı ise hiddeti teskin eder ve insanın elinden kaza çıkmasına mü- saade etmezmiş. Gene halk arasında cari bir itikada göre kehribar çocuklar rın kuşpalazına yakalanmalarına mâ» ni olur. Fakat siyah kehribar elem, ve kederin sembolüdür. Onun için ziynet makamında kullanılmamaktadır. Kan taşı vücude zindelik verir. Söy- Jendiğine göre geceleyin yatağın altı- na yerleştirilen bir sedef parçası tatlı rüyalar dâvet eder, Birçok kimseler mercanın beyaz, pembe, kırmızı ve siyah olmak üzere dört rengi olduğunu bilmezler. En fazla pembe ve kırmızı oOmercan müslameldir. İtalya ve Cezsirde çi- mamakla beraber şunu da kaydede- yim ki, eski bir kitapta mercanın zih- ni açlığı ve aklı arttırdığı yazılıdır. Kristal kalb temizliği ifade eder. İn- sana sükünet verir, rahat uykular uyur tur ve neşe membaıdır. Süleyman taşı denilen nar tanesi rengindeki taş da uzun bir zaman zenginlik ve samimiyet sembolü ola» rak kabul edilmişti, Kskiler bu taşı üzerinde bulunduranın hiç birşey kay- betmiyeceğine, kaybetse de gene bu- lacağına inanırlardı. Mercan gümüs denilen muhabbet Yapı ve yollar kanunu baştan başa değişiyor Açılacak caddelerdeki bina ve arsaların istimlâk bedelleri ve bonolar hakkındaki kayıdlar İmar plânı tatbik edilirken açılacak cadde ve meydanlarda yapılacak binalardan 15 sene hiç bir vergi alınmaması düşünülüyor Dahiliye Vekâleti tarafından tedkik edilen yeni Yollar ve yapılar kanun projesi etrafında evvelce bazı tafsi- lât vermiştik. Şimdi meri olan ka- nundaki maddeleri hemen hemen taksitlerle tahsil edilecektir. Esasen Belediye kanunundaki hü- kümlere göre hiç kaldırım ve lâğım olmıyan sokaklarda kaldırım ve lâ- ım yapıldığı takdird# bunun mas- Fafı o sokaktaki bina veya arsa sa- hiplerinden alınmaktadır. Netekim Belediye, Kısıklı civarında bu para yı vermek istemiyen bâzı mülk sahip- leri aleyhinde de bir dava açmıştır. Yapı ve yollar kanununun yeni pro- jesine konan yukarıda bahsettiğimiz yeni hüküm, Belediyenin imir mas rafını, kısmen hafifleteceği gibi Be- lediye kanunundaki kaldırım ve lâ- Zımların masrafı hakkındaki hükmü de tamamlıyacaktır. Bundan başka, imâr plânının tat biki için yapılacak istimliklere kar- Şılık olarak bono verileceğini yazmış- tuk. Aldığımız malümata göre bu bo- noların kıymet ve itibari için kanun lâyihasına esaslı kayıdlar konulmuş- tur: Bu istimlâk bonoları, yüzde beş Yeni kanun lâyihasının en mühim maddesi de imâr plânının tatbikin- den sonra açılacak yeni caddeler ve meydanlar üzerine yapılacak bina sahiplerine gösterilecek mühim ko- laylıklardır. Bu gibi yeni caddeler, arsa sahibi olacaklar, şehir plânının tatbiki tarihinden itibaren üç sene

Bu sayıdan diğer sayfalar: