6 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

6 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t yarışlarında zengin olanlar Fransada bir memur 3,5 milyon, iki kadın 550 bin frank kazandı 3,5 mliyon kazanan B. Soler, alın cokeyine: «Haydi bakalım, şu işi kazanalım» ederken ve husüsi mevkide baron de i | | | İngilterede büyük at yarışları mü- nasebetile bir piyango tertip edilir. Bu piyangoda kazananlara Ikramiyeden başka yarışta koşacak atlardan biri. nin ismi yazılı bir bilet çıkar. Bu at, yarışta derece alırsa piyangonun ta- lihlisi ayrıca mühim bir para kazanır. Bir müddettenberi bu usul Fransada da tatbik edilmektedir. Geçen hafta bu suretle Fransada iki kişi birdenbi. re zengin olmuştur. Bunlardan biri B. Soler adında bir seyahat acentesi me- murudur, 42 yaşındadır. B. Soler ne) mi senedenberi çalıştığı müessesede faaliyetle temayüz etmiştir. Bilhassa bu sene o kadar iyi çalışmış, grup ha- binde o kadar seyahat tertip etmiştir Reçild ile Dük ve Düşes de Vindsorun yanında ki, müessese kendisine bin frank mü- kâfat vermiştir. B. Soler bu para ile on biletlik bir piyango karnesi satın almıştır. Piyan- go çekilince biletlerden birine 500 bin frank ve yarışta koşacak Tricameron adındaki ata aid tam bir bilet çıkmış- tır. Tricameron, Baron de Roçild'in malı, tanınmış bir attı, Kazanması ih. timali çoktu. Bunun için birçok mü. esseseler kendisine müracaatla bu bi- leti veya biletin bir kısmını yüksek br para mukabilinde satmasını teklif etmişlerdir. Fakat seyahat mcentası memuru bu teklifleri reddetmiş: *Ben bir defa 500 bin frank kazandım, eli- me epeyce para geçti. Binaenaleyh bi- Yukarda: Kazandıktan sonra B. Soler'in sevinci, aşağıda: Madam Grosbois pe ve kardeşinin sevinci leti muhafaza ederek bir kere “dâh& talihimi deneyeceğim» cevabını ver- “miştir. B. Soler yarıştan birkâç gün evvel | Baron de Roçildin ahırlarına girerek atı görmek istemiştir. Ahırlara yaban- tıların girmesi yasaktır. Bunun İ kendisini içeri sıkmak istememişler- dir. Fakat Söler o kadar gürültü et- miştir İK, o sırada hayvanını görme- ge gelmiş olan Barah de Roçild merak ederek; Bu adama dâ ne oluyor? Geti- rin bir kere görüşeyim... demiştir. Seyahat acentesi memuru, Baron de Roçild ile karşdaşınca telâşla şu sözleri söylemiştir: — 'Talihimi sizin atınız üzerine koy- dum. Bu ata aid bütün bilet bende- dir. Bunun için bir kete atı görmek istedim. Baron de Roçild gülmüş: — Öyle ise ortak olduk demek.., Siz de atımın kazanmasına içten duâ ede- ceksiniz. Gelin atı görün... demiştir. , okşamış ve evine nü sabırsızlıkla bek» Soler atı mü giderek yarış gür lemiştir. Yarış günü seyahat acentesi memu- ru büsbütün başka bir adam olmuş- tu. En pahalı tribünde, en kibar halk arasında gezmiş ve yarışı büyük bir | alâka ile takip etmiştir. Tricameron müsabakada ikinci gelmiştir. İkinci | ikramiye üç milyon frank olduğundan B. Soler 500 bin franktan sonra bü | parayı da kazanmış ve hatırı zenginler sırasına geçmiştir. Ken le görüşen bir gazeteciye şu süzleri söylemiştir: isi. — Bugüne kadar hep başkaları için seyahatler tertip ediyordum. «Şurg- sı pek güzeldir, gidip muhakkak gö- rün, Hele Fransanın şu parçası yok mu, hakikaten görülecek yerdir» di. yerek gelenleri seyahale teşvik edi. yordum. Şimdi, yirmi senedir medhet- lde emediğim bu yerleri zi- Piyangolü yarışta ikinci zengin olan madam Grosbois ve Bouchet adında iki kadındır. Bunlar onda bir bilet al mışlardı. İptida 50 bin irank ve Pharis adındaki ata ald onda bir bilet kazan- mışlardır. Pbaris'de kazanmak ihti- mali çok olân atlardandı. Bunun için birçok bankalar; iş adamları bu bileti satın almak istemişle Fakat ka- dınlar başbaşa verin düşündükten son- Ta teklifleri reddetmişlerir. Madam Grosbois ve Bouchet Fran- sanın cenubuhda oturuyorlardı. 'Elle- rine para geçince Perisi görmek ve ya- rışta bulunmak istemişler ve yola çık- mışlardır. Biri 55; öteki 52 yaşında olan bu kadınlar yânlarma birincinin kardeşini de almışlardı. Pharis yarışta birinci gelmşi've beş milyon frank kazandırmıştır. Fâkat kadınların bileti onda bir olduğu için bunlar 500 bin frark almışlardır. İki kadın bü işe çok sevinmekle beraber 500 bin frangı neden kazandıklarını bir türlü akıl erdirememişlerdir. «Bir piyango bileti aldık. Kismelimize 50 bin frank çıktı. Bunu anladık. Fakat sonradan gelen 500 bin İrank nedir, bunu bir türlü anlıyamadık. demiş. lerdir, Fatih gemilerini karadan hangi yoldan yürüttü Müverrihlerin fikirleri muhteliftir. İstanbulun imârına başlarken heyet bunu tesbit raşit ) İstanbulu muhasara eden (Fethi Kostantaniye ve tarifi Aya sofya) risalesi (gemilerin bir miktâ- nm Dolmabahçeden; ki İstinye kör- fezi gibi içeriye girmiş bir koy idi, dere yölile çıkarıp kızaklar vasıtasi- le Beyoğlu ve Galata srkasından Ka- sımpaşa deresine indirilir) - diyerek bahsi kısa kesiyor. : Mehmed Ziya bey ise maruf tanbul ve Boğaziçi) eserinde (gemis ler Dolmabahçeden Taksim kışlasına ve oradan Kasımpaşa deresine indi- rilmek üzere tahta kızaklı yollar) y paldığını beyan ediyor ve dere yolu - Valikonağı - Pangaltı güzergâhın kâle almmyor Pears'ın Histoire du siöge de Cons- tantinople eseri ile Venedikli dok- tor Barbaronun muhasa dair yazdıklarıma ve Bizans müelliflerine istinat eden Fransız enstitüsü aza- sından Gustave Sehlumberger'in Le slöge, la prise et le sac de Conslanti- nople eserinde bu zergâh hakkın. da şu malümatı buluyoru (Müellifler donanmanın nakli için Sultanın mühendisleri tarafından sa- hilde hangi noktanın intihap edilmiş olduğunda mütehhit değillerdir. Bu- nunla beraber bemen İtminan İle tasdik ola bilir ki bu nokta bütün muhasara esnasında Türk donanma- sının istasyonu olan Diplokionion (Çifte direk), bugünkü Beşiktaş ile yine bugünkü Dolmabahçe arasında idi, Bu mühendislerin Beyoğlu tepesi üstünden gemileri bir denizden diğe- rine nakil için takip ettikleri yolu ha- reket noktasına nisbetle daha İyi tesbit edilebiliyor. Bugünkü Beyoğlu o zaman koru- lar ve bağlar ile mestür idi, Beyoğlu tepesinin şimdi caddesi olan Su taksimi (Kaynaklar vadisine) yan) paşaya kadar garp versanı Cineviz ı kabristanı idi. hristiyan (Js hattının Kasım- eskiden takada halen makberesi servileri görülür O zaman Bosfordu şimdiki Topha- neye yakın bir yerden b yan bir patika vardı ki doğru bir hat ile ve Bosfora nazır olarak Beyoğlu tepesi- nin şark versânına tırmâanırdı. Bu patika bu tepenin zirvesinde uzanan yol ki bugünkü Heyoğlu caddesidir, amud olarak gelirdi. Tepenin şimdi topçu kışlasının bu- lunduğu zirvesinde. biribirini okate- den bu iki yol haçvari bir dört yol ağzı teşkil ederlerdi, Paleka bu dört yol ağzından tepe- deki birkaç metrelik düzlüğü aşarak Kırım muharebesinde ölen İngilizle. rin hatırasına inşa edilmiş kilisenin bulunduğu sokağı teşkil eden küçük vadiyi takip ederdi. Bu küçük vadi şimdi Beyoğlu caddesinden (Kaynak- lar vadisine) ve Hâlice çıkan bir so. Kak olmuştur, Patika Beyoğlu tepe. sinde su taksimi hattının garp ver. sanında bu vadi ile kaynaklara ve ç sahiline rdı. Padişahın gemilerini 21.22 nisan 1453 gecesi bu yokuşlu, ini geçirmiş olması ihtimali son der de kuvvetlidir). Tophanenin gemilerin sevkine mebde noktası olmak ihtimelinden kuvvetlerin vaziyeti ve Tophaneden Galatasarayına çıkan yokuştan hiçbir müellif o bahsetmi. yor, Sehlumbergerin bu tarifine göre: Tahta düşeli güzergâh o zaman İs tinye gibi bir küçük“koy olan Dol mabahçeden dere yolile patikayı ta- ile -şimdi olsa, olsa Ayaspaşa yo- kuşile. Beyoğlu tepesine yani şimdi. ki Taksim - Cümhuriyet meydanına çıkmak, oradan Beyoğlu caddesile İngiliz sefareti ve kilisesi önüden geçerek Tozkoparana varmak, büla- dan da Kasımpaşaya inmek Jâzim geliyor. Bu mühim teşebbüsün “hazırlıkla. rın ilmamından sonra- bir gece İçin» de başarılabilmesi ancak kullanıla- cak adamların çokluğu, vesaitin mü- kemmeliyet ve mebzuliyeti ile bera- ber en kısa yolun ihtiyarlle kabil ol. Mak insana mantıki görünüyor. Bizansh müellifler sevkiyat &sia- sındaki hayühuyun ne olduğunu an- layarak Bizanslıları bütün gece me- rak ve endişe içinde bıraktığını be- yan ediyorlar, Bu'da gemilere Schlum- bergerin tarifine uygun ve şehre bir derece yakın bir yol takip ettirilmiş olduğuna biraz delâlet etmiyor mu? Müverrih Kalfondil de Fatihin ge mileri bayırdan dik yukarı çıkaratak bir tepeyi aşırmak suretile Halice sevk eylediğini yazmak suretile bu kısa yolu göstermek istiyor. Lâkin bu hususta madem Ki &lde kati bir vesika “yoktur ve müverrih- ler arasında ihtilâflat vardır, İstan. bulun imar plânına katiyet verilmes den evvel Belediye riyâsetine bir va- zife ve himmet terettüp ediyor sam- yorum: Tarihimizin şanlı bir sahifesini her dem göz önünde bulundurmak üze re Dolmabahçeden başlâyacak olan i bu yolun münasip bir kısmına kadar Bu mun. | i yerine kaim olan Türk kabristanının | (Fatih yolu) mu, (Karada yürüyen ler) yolu mu ne ad Yerilsir verile şerefli güzergâhını biran e vel erkânıharbiyeden, o tarihçilerden İstanbulun eski, yeni topoğrafyasile meşgul olanlardan mürekkep bir he. yet marifetile resmen tesbit ettirmek ve Dolmabahçeden Kasımpaşaya ka- dar bütün yolu mümkün olduğu ka- dar bezemek! Ümid ederiz ki, bu güzergâh bhak- kında cereyan edecek müzakereler, yapılacak tedkikler ve verilecek ka- rar At meydanında İbrahim paşa sa- rayı müzakere ve kârârlarınin tali. hine uğramaz! Süleyman Kâni İrtem (©) Birinci yazl 3 temmuz pazartesi nüshamızdadır. Havza Halkevi temsil verdi Havza (Akşam) — Halkevi gösterit kolu 800 e yakın seyirci huzurunda (Enson eserim) isimli piyesi büyük bir muvaffakıyetle temsil etmiştir. Temisilde vazife nalan gençlerden Şükrü Köse, Mustafa Anar, Mehmed Ayaz ve Muzaffer Kayacan pek çok al. kışlanmışlardır. Müsamerede ayrıca spor hareketleri nış, ve milli oyunlar tertip Kaza halkı ve banyo için Havzada bulunan misafirler pek ne şeli bir gece geçirmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: