1 Haziran 1987 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 12

1 Haziran 1987 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

parlar. Onların dilini öğrenmeniz ge- rekir. Eğer bir metin-işlemci kullanı- yor ve de metnin bir bölümünü tama- men silmek istiyorsanız, vereceğiniz ve iş görecek uygun komutların han- gileri olduğunu bilmek zorundasınız. Komutları bilenler için bu söylediği- miz son derece basit bir iş iken, yeni başlayan bilgisayar kullanıcılarına çok kafa karıştırıcı görünebilir. Me- tin-işlemciyi kullanmak her ne kadar zor bir iş değil ise de, ona biraz za- man ayırmanız, denemeler yapmanız ve her şeyden evvel el kitabını ince- lemeniz gerekir. Bilgisayarlardan gereğinden çok şey beklemeye dair benim ilk kişisel tecrübem heceleme programına iliş- kindir. Ben hiçbir zaman hecelemeyi doğru dürüst beceremezdim. Bu yüz- den, ilk metin-işlemcimi satın aldı- ğımda, bir heceleme sözlüğü olması- na dikkat ettim. Bendeniz safiyâne heceleme sözlüğünün benim tüm gra- mer hatalarımı bulup düzeltmesini bekledim; yapmadığını görünce de hayal kırıklığına uğramıştım. Meselenin ne olduğunu enine bo- yuna düşündükten sonra, bilgisaya- rımdan yapabileceğinin çok üstünde işler beklediğimi farkettim. Heceleme sözlüğü tanımadığı kelimelerin yerle- rini tesbit edebiliyorsa da, eğer ben tutup “uşak” kelimesini “usak”' şek- linde, hatta “'uzak” ya da “kuşak” yazarsam, gerçekte hangi kelimeyi kastettiğimi bana ikaz edemez. Ve şüphesiz, heceleme sözlüğü cümle içinde yanlış kullanılan kelimeleri de işaret edemez: diyelim, ““kar'' yerine “kâr”, yahut “hala” yerine “hâlâ” kullanmışsam, bana müdahale ede- mez. Beklentilerim gerçekliğin sınır- larını aşmıştı yine. Aslında, ilk hayal kırıklığının üstesinden geldikten son- ra, heceleme sözlüğünün benim yeri- mi alamayacağını öğrenmek inasana bir güven veriyordu. Benim ona ol- duğu kadar sistemin de bana ihtiya- cı vardı. Bilgisayarların gerçek anlamda akıldan yoksun olduklarını söylemek hiç de mübalağa sayılmaz. Ama bu eksikliklerini çok süratli işlem yapa- rak kapatırlar. Sizden tüm bekledik- leri komutların mantığa uygun olma- sıdır. İşte ikinci anlaşmazlık noktası da tam bu noktada ortaya çıkıyor - mantık. Bilgisayarlar bu noktada pek ısrarlıdırlar ama, nedense insanlar mantığı hep ihmal ederler. İnsanlar 12 bir konudan öbürüne sıçrayıp durur- ken, bilgisayarlar komutları, her de- fa da birer tane olmak üzere, birbi- rini izleyen sıralar halinde yerine ge- tirirler. İyi tarafları şudur ki, tüm ko- mutlarınızı akılda tutarlar ve hepsi- ni şimşek süratiyle yerine getirirler. Bilgisayara hakim olabilmenin püf noktası, tıpkı onun gibi düşünmek- tir. Bilgisayar her komutu birbirini iz- leyen küçük adımlara böler. Oğlunuza çimleri biçmesini söyle- Yabancı bir ülkeyi ziyarete giderken yanına tercüme sözlüğü almayan insan pek azdır, ama bilgisayarlar dünyasına silahsız- teçhizatsız dalmakta asla tereddüt etmeyin. diğinizde ne dediğinizi anlayacaktır (tabii, niyetinizi kavramakla birlikte söylediğinizi yapmayacaktır), aynı komutu bilgisayara verdiğinizde aldı- ğı emri aşağıdaki gibi, çok sayıda mi- nik parçalara bölecektir: Garaja git. Garajın kapısını aç. Biçki makinesi- ni al, Biçki makinesini ara yola çıkar. Aleti ayarla. Hareket kablosunu çek. Düğmeye bas. Çimenin biçilecek bö- lümünü sapta ve benzeri şeyler. Bil- gisayar somut komutlar ister, genel talimat sevmez. Bu sizin biraz gayret sarfetmenizi gerektirir, ama bilgisa- yar bir kere komutlarınızı anlayınca, süratle ve noksansız yerine getirecek- tir (ki, oğulların böylesine uysal ol- Commodore duğu pek enderdir). Eğer kendinizi bu kısa, mantıki, birbirini izleyen adımlarla düşünmeye alıştırırsanız, bilgisayarların mesud dünyasına doğ- ru yol alıyorsunuz demektir. İnsan beyni için pek açık seçik görünen şey- ler, bilgisayarınız açısından gerçek bir baş ağrısı olabilir. En önemlisi, bilgisayarınızla ileti- şim kurmak ve ondan imkânsızı bek- lememektir. İmkânsızı isterseniz, ha- yal kırıklığına uğrarsınız. ÇEVRESEL GEREÇLERİN VE YAZILIMLARIN ESRARI İlk sistemimi öğrenirken haksız bir avantajım olmuştu - sistemimin ta- mamını bir kerede satın alamamış- tım. Sistem altı aylık bir sürede par- ça parça ulaşmıştı elime. O sırada be- ni bir hayli sinirlendirmişti bu durum. Ama beri yandan da, bilgisayarın dis- ket sürücüsü modem, monitör ve printer gibi parçalarının hepsini bir- den öğrenmeye kalkışmak yerine, her bir parçaya yavaş yavaş aşina olma imkânına kavuştum. Bu teker teker tanıma yaklaşımını tüm yeni bilgisa- yar sahiplerine hararetle tavsiye ede- rim. Eğer daha önce bilgisayar kullan- madıysanız, sadece onunla iletişim kurmak bile bir serüvendir; onu çöz- meye çalışmak ve tüm ek cihazları bir defada kavramaya girişmek daha az eğlencelidir. Ben yeni bilgisayar sa- hiplerine her zaman sistemin parça- larına teker teker yaklaşmalarını sa- lık veririm (ne yazık ki, bu öğüdüme itibar edenlerin sayısı pek azdır). Ön- ce bilgisayarı ele alın - bütün bir hafta boyunca cihazı deneyiniz, el kitabını baştan sona kadar adamakıllı hatme- din. Bu dön-dolaş hazırlık çalışması sırasında disket sürücüsünü yalnızca program yüklemek için kullanınız. Size yabancı bir kelime ya da ibare- ye rastlarsanız- sistem rehberinizin kelime listesine yahat bilgisayarınızın sözlüğüne bakınız. Bilgisayarınıza iyiden iyiye alışınca, aynı işlemleri bu sefer de disket sürücüsü ile tekrarla- yınız. Ele alacağınız son cihaz printer ol- malıdır. Bu hayvana azami dikkat buyurulmalıdır - hâkim olabildiğiniz an, sizin en sevgili hizmetkârlarınız- dan biri haline gelebilir, ancak o vak- te kadar size kafa tutmak için hiçbir fırsatı kaçırmayacaktır. Uygun interface varsa, her printer

Bu sayıdan diğer sayfalar: