1 Nisan 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 13

1 Nisan 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ALYENİN NALMA SERÜVENİ Çev.: Güven Savaş KIZILTAN Merlin adını taktıkları sürekli refa- katçilerini (üniversite profesörü) bir bilgisayar edinmenin (bütün eklenti- leriyle birlikte) kendileri için çok ya- rarlı olacağına ikna etmiş bulunuyor- lar. İşin doğrusu, bilgisayarlar aracı- lığıyla neredeyse her şeyin yapılabi- leceğini duymuş olan Hildebrand şimdi bilgisayar sayesinde kendi ça- Zına geri dönmenin bir yolunu bula- cağını umut etmektedir. Merlin ise -asıl adı Theodor Mehr- wald olan profesörü kolaylık olsun diye biz de böyle adlandıracağız- ko- ruduğu bu kişilerin özelliklerini o denli iyi bilmektedir ki, şövalyelerin “müucizeler kalesi” adını taktıkları Kaufhaus'daki bilgisayar bölümüne giderlerken cam ve porselen reyonun- dan geçen en kestirme yol yerine ba- yan giysilerinin, kırtasiye türünden şeylerin ve halıların sergilendiği gü- zergâhı seçmiştir neredeyse otomatik olarak. Şövalyelerin mekana adeta sığmayan yürüyüş tarzları ve açıkta duran kılıçları, sonuçta (muhtemelen kırılacak eşyanın tazminine ilişkin) birtakım parasal sorunlara yol aça- bilirdi. Bilgisayar bölümündeki satı- cı sıkıntılara alışkındı ve bu garip müşterilere artık hayret de etmiyor- du. Başlangıçta beliren zorluklardan sonra (satıcı her iki kahramanın bil- gisayarla başa çıkabileceğinden kuş- ku duymuş, bu da Hildebrand'ın el- divenini satıcının önüne fırlatarak kı- İıcını çekmesine neden olmuştu. Mer- lin ise düello edenlerin arasına büyük bir cesaretle kendini atmış ve onun bu hareketi deri ceketinin ön tarafnda bir delik daha açılmasıyla sonuçlan- mıştı. Her zaman olduğu gibi, kav- ga kısa sürede yatıştırılmış ve satıcı bu barışmayı kutlamak için bir bar- dak üzüm suyu içmeye davet etmiş- ti) satıcı, her iki şövalye için sözko- nusu olabilecek biricik aygıtın C64 ol- duğunu hemen anlamıştı; çünkü C64 hâlâ en kolay anlaşılabilen bilgisayar- dı. Satıcı bizim şövalyeleri, bilgisaya- rı denemek için eldivenlerini çıkarma- larının daha iyi olacağı konusunda ikna edebildikten sonra, Hildebrand ve Hadubrand bilgisayarın tuşlarına öylesine duyarlı bir tarzda basmaya başlamışlardı ki, doğrusu Merlin on- lardan bu kadarını beklemiyardu. Şövalyeler hayranlık dolu bakışları- nı önlerindeki monitörün renkli gö- rüntülerinden ayıramıyorlardı. Satı- cı çabucak birkaç Sprites yükleyip bunları başlattığında onlar da hemen bu türden büyülü bir şeye sahip ol- ma arzusuna kapılmışlardı. Satıcı şöyle diyordu: **Gerçi C64'ün görüntüsünü normal bir te- levizyon aracılığıyla da aktarmak mümkündür, ama bu durumda gö- rüntü kalite olarak hiç de monitörde- ki parlaklığına ulaşamaz.”' Merlin de, şövalyelikte televizyon aygıtlarının kullanma oranının son derece yüksek olduğuna (özellikle her türlü oyun fil- minde Hildebrand ve Hadebrand ka- çırılan bakirelerin kurtarılması ve kö- tü ruhlarla mücadele etkinliklerine her zaman etkin bir biçimde katılı- yorlardı) ilişkin tereddütlerini dile ge- tiriyor, bundan ötürü de sadece bil- gisayar için öngörülen uygun bir mo- nitörün tavsiyeye değer olduğunu ifa- de ediyordu. Hadubrand kendisine gösterilen tek renkli (monokrom da denilen) monitörü kısa bir süre ince- ledikten sonra açıkça reddetti; çün- kü onun biraz önce en parlak renk- ler içinde görmüş olduğu görüntü bu- rada solgundu ve pek zor seçiliyordu. Tek renkli monitörlerin renkli olan- lardan daha ucuz olduğuna işaret edilmesi de onu görüşünden caydıra-

Bu sayıdan diğer sayfalar: