1 Nisan 1989 Tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 14

1 Nisan 1989 tarihli Commodore Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mamıştı. Hadubrand kılıcını yere yurdu ve “Renkli olanı istiyarum!” diye bağırdı. Hildebrand ise kendileri için ancak bilgisayarla aynı atölyeden çıkan bir aygıtın söz konusu olabile- ceğini söyledi gürleyen bir sesle. Sa- tıcı da onun sözlerini onaylayarak bu durumda hiç bir bağlantı sorununun ortaya çıkmayacağını ifade etti. O anda hâlâ büyülenmiş gözlerle ekran- daki -yeryüzü-ötesi uzay araçlarını iz- lemekte olan Hadubrand “sorun” kelimesini duyunca birdenbire yerin- den fırladı ve vahşi bir bakışla (eli kı- hcının kabzasına gitmişti) her türlü sorunu büyük bir zevkle kesin çözü- me ulaştırabileceğini açıkladı. Satıcı Commodore'un efsanevi 1901 made- linin artık mevcut olmadığını, (Hil- debrand sözün burasında duygulana- Tak “Nur içinde yatsın!” diye mırıl- danmıştı) ama 1084 modelinin bu bil- gisayarın değerli bir ardılı olduğunu söyledi. Bu aygıtın C64'de olağanüs- tü bir görüntü verdiğini ve aygıtta (sa- tıcı bunu söylerken sesi öylesine al- çalmıştı ki, artık onu anlamak pek mümkün olmuyordu) bir teçhizat de- ğişikliğine gidildiğinde onu C128'de ya da AMIGA'da kullanmanın müm- kün olduğunu da belirtti. Monitör üzerinde bozukluk yaratan yansıma- ların olmadığını (satıcı sözlerinin bu- rasında ürkek bir bakışla Hadub- rand'a baktı; Hadubrand tam o sıra- da bir sineği öldürmüş ve sineğin üze- rtinde durduğu yazıcıyı da aynı şekil- de harap etmişti), yani monitörün yansımadan arındırılmış olduğunu sözlerine ekledi. Bu sözler üzerine mağrur Hildebrand sözkonusu kıy- metli mücevhere sahip olabilmek için değerli kâğıttan (paradan her zaman böyle söz ediyordu) kaç yaprak ver- mek zorunda olduklarını sordu. Sa- tıcı 748 Mark talep ediyordu. Şöval- yeler yüce gönüllü bir tavırla bunu kabul ettiler. Merlin komple donatım için başka hangi aygıtların önem taşıdıklarını da öğrenmek istiyordu. Satıcı bütün programların ve verilerin ancak bil- gisayar devreye sokulduğu sürece bil- gisayarda içerilmiş olduklarını, bilgi- sayarın devreden kesilmesiyle birlik- te aygıtın öldüğünü ve içindeki her şe- yin silindiğini söyledi. Hildebrand ve Hadubrand satıcıya şaşkın gözlerle bakakalmışlardı. “Burada ekranda oynayan şu cıvıl civil rengârenk var- lıklar da mı?” diye sordu Hadubrand ağlamaklı bir sesle. Satıcı bunu doğ- j ruladığında, şövalyeler bilgisayarı ö dürmeden memleketlerine nasıl götü- rebileceklerini yüksek sesle düşünme- ye başladılar. Satıcı onlara bunun hiç de zor ol- mayacağını anlattı; bilgisayar tekrar devreye sokulur sokulmaz yine yaşa- maya başlıyordu. Programlara ve ve- rilere gelince; bilgisayarı devreden çı- karmadan önce bunlar bir yığın ““de- po''ya (yığın-bellek) emanet edilerek kurtarılabilirlerdi. Rahatlamış oldu- ğu açıkça belli olan Hildebrand yığın “depo” işini halledeceklerini belirtti gülerek. Eskiden, kendi kalelerinde zahire ve tarladan toplanan her tür- lü ürün için devasa ambarlara sahip olmuşlardı. Merlin'e yandan bir ba- kış fırlatarak devletlerinin veri ve program yığınlarına ilişkin olarak bu tür bir yığın deponun yapımına hiç kuşkusuz izin vereceğini sözlerine ek- ledi. Merlin ise onlara çok daha ucuz ve soruna daha uygun bir çözüm yo- lu bulduğunu, yani Caommodore'un disket yeri 1541'inin mevcut olduğu- nu açıkladı. Bunu söyledikten sonra Merlin onlara ön tarafında dar bir ağız bulunan küçük bir kutu uzattı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: