30 Eylül 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

30 Eylül 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Evlul 1936 cüMHUKIYET Frangm düşmesî ve paramızın vaziyeti Sukuta takaddüm eden ahval Sukutun Fransada, haricde ve Türkiyede tesirleri Paralarını altın karşılığına dayamış olan memleketlerle altın esasmdan ayrılmış olan memleketler arasında senelerdenberi devam eden filî mücadele nihayet ikincilcrin zaferile neticelendi. Filhaki ka altın esasına bağh memleketlerin başında gelen Fransanın bu esastan ayrılması ayni sisteme bağlı memleketleri de kendi arkasından sürükliyecektir. Bunu beklemelidir. 1931 senesi eylulünde sterlinin Gold Standard Actdan aynlması ve 933 te doların ayni izi takib etmesi frangı yürüdüğü yolda devam hususunda çok müşkülâta maruz bırakmıştı. Diinya ticarî muamelelerinde en çok kullanılan sterlin mikyası nakdisi ve dolarla yakinen alâ kadar olan frangın bu iki para seviyesine nazaran çok yiiksek bir kıymet muhafaza etmesi senelerdenberi Fransız iktısadiyatı üzerinde tesirini hissettirmekte olan bir hâdise idi. Fransız ıhracat sanayii bu halden çok sıkılıyor ve ihracatla ödenemiyen ithalât bedelleri ise memleketten fazla miktarda altın çıkmasına sebeb oluyordu. Fransa hükumeti, bu vaziyet karşı sında altın mikyasından ayrılmamak için başka tedbirlere başvurdu. Kontenjan sisteminin, umumî surette tezyidine gidilemiyen gümrük tarifeleri yanında mun zam resimlerin ihdası velhasıl bir kelime ile kuvvetli bir himaye sistemine giriş, hep parası düşük memleketler mahsulât ve mamulâtı karşısında Fransız istihsalâtı ziraiye ve sınaiyesini himaye maksadına matuftu. Fakat himayekâr tedbirler dahi Fransayı tazyik eden iktısadî faaliyet noksanını gideremedi. Esasen bu gibi tedbirlerin ihracata tesiri olamıyacağı tabiidir. Binnetice Fransa bu suretle bir nevi otarşiye doğru gitmiş, fakat Fransız faaliyeti iktısadiyesini tatmin edemi yen işbu kendi kendine kifayet siyaseti, işsizliği azaltamadığı gibi fabrikalara faaliyet imkânını da verememişti. Blum kabinesinin iktidar mevküne gelmesi neticesinde amele lehine alınan bir çok kararlar (ücretlerin tezyidi, senede 15 gün ücretli mezuniyet, mesai saatlerinin indirilmesi ilâh. ) da Fransada maliyet fiatmı daha ziyade artıran munzam sebebler teşkil ediyor ve ihracatı teşki lâtlandırmak, ecnebi memleketlerde bloke kalmış paralar mukabilinde az faizli ve uzun vadeli krediler temin etmek tarzındaki tedbirler, bilhassa sanayie yükletilen yeni masraflann tesirini izale edemediği gibi işsiz ameleye iş bulmak için teşebbüs olunan veya tasavvur cdilen büyük nafıa hizmetleri de hazinenin açıklarını gittikçe kabartıyordu. bankası, yeni çıkaracağı (Billets) lerle 100110 milyara iblâğ edecek ve fazla ihrac edeceği miktan hükumete vererek devlet bütçesinin senevî takriben 10 milyar olan açığını iki üç sene kapıya bilmesini temin edecektir. Bu müddet zarfında ise frangın yeni kıymeti memlekette ihracatın artmasına ve işlerin inkişafına yardım edecek ve bunun neticesi, devlet hazinesine fazla varidat girmesi ve normal şerait altında açığın kapanması şeklinde tecelli eyliyecektir. Bu son fikrin tahakkuk edip edemiyeceğini şimdiden tahmine imkân olmamakla beraber Fransız hükumetinin ümidi bu merkezdedir. Sukutun Fransa ekonomisinde oynıyacağı menfi tesire gelince: Devlet bütçesine girecek 2030 milyar franga mukabil halkın 200 milyar tahmin edilen tasar " ruîundan bir miktar azalacak, yani paranın kuvvei iştiraiyesi üzerinde hasıl olacak menfi farklar, bu farkların arzedeceği nisbetle mütenasib olarak halkın ta sarrufundan ödenecektir. Sebeb ve neticeler iizerinde Meşhud cürümler kanunu mer'iyette Tatbikata diğer iki kanunla beraber yarın başlanıyor [Baştarafı 1 inci sahifedei nunda yapılan yeni değişiklikler mer'iyet mevküne girecektir. Tatbik mevkiine yarın girecek olan bu üç kanundan meşhud cürümler ve ceza kanunu hakkında evvelce izahat vermiştik. Onlardan ehemmiyet itibarile hiç te aşağı olmıyan ceza usulü muhakemeleri kanununa gelince, bu kanunda tam 116 madde değişmiştir. Tadilâtla istihdaf edilen en büyük maksad davaların süratle intacını temindir. 1929 yılında esası Alman kanunundan almarak neşredilmiş olan ve halen meriyette bulunan kanunla ihdas edilmiş bulunan karar hâkimlikeri bu değişmeye göre kaldırılmakta ve bunun vazifesi sorgu hâkimlerine devrolunmaktadır. Bundan başka müddeiumumilere, a cele hallerde şahidlerin ifadelerini almak ve böyle bir tahkik üzerine ağır cezalı işlerde müstantiğe uğratmadan doğrudan doğruya mahkemeye sevketmek salâhi yeti verilmiştir. Bugünkü mevzuata göre ise, mahke meye bir ceza davasınin verilebilmesi için Müddeiumuminin son tahkikatın açıl ması kararını istihsal etmesi lâzım gel mektedir. Müstantikliğin ayrıca tahkikat yapmadığı işler için bu kayid, bu sefer lüzumsuz görülerek kaldırılmıştır. Maamafih mahkemeye verilen iddianamenin bir sureti maznuna da verilir. Hulâsa olarak şunu kaydetmek lâzımdır ki kanunun ana prensipleri bozulmamıştır. Yapılan değişiklikler sürati temin içindir. Meşhud cürümler kanunu da e sasen işte sürat için yapılmıştır. Alâkadarlar, yeni usulle ceza işlerinin daha yolunda yürüyeceğini söylemektedirler. Bu meyanda halka da şahidlik vazifesinin bir içtimaî vazife olduğunu, bir an garya olmadığını ve lâkaydî yüzünden birçok muhakemelerin tehirine sebeb o lunmaması lâzım geldiğinin hatırlatılması istenmektedir. Madrıt intizar halinde Anarşistlerin eline kalan şehir korkuyor ve bekliyor Bir İtalyan pilotu milliyetperverlerin emrinde ne kadar ecnebi tavyare ve pilot çalıştığını ifşa etti Îspanyanın merkezi Madridden bir görünüs El ve ev işleri sergisi için Dokumacılar da nümuneler hazırlıyorlar Istanbuldaki küçük san'at mensublaT!nm Ankara Elişleri sergisine büyük mikyasta iştirak edecekleri anlaşılmaktadır. Hazırlanan mallar Ticaret ve Sanayi Odasına teslim edilmekte ve Oda tara • fından Ankaraya sevkolunmaktadır. Oda eşyanın sevki hususunda ufak bir talimatname hazırlamış ve bir de tesellüm memuru tayin eylemiştir. Dokumacılar ve yazmacılar cemiyeti reisi bize şunları söylemiştir: « Ankara Elişleri sergisine muhteif dokuma ve yazma işlerile iştirak ediyoruz. İpekli ve bürümcük tabir edilen işlemeler, muhtelif yazmalar, yorgan yüzleri, yastık yüzleri, trikotaj ve brodöri işleri, göndereceğimiz eşya meyanm • dadır. Sergi için en güzel eserleri hazırlıyoruz. Hazırlamakta olduğumuz eşyayı eylul sonunda Ticaret Odasına teslim edeceğiz. Memleketimizde dokumacılığın ne derece ilerlemiş olduğunu göstermek çin sergiye bir de tezgâh göndererek imalâatta bulunacağız. Bu suretle doku macılıktaki meharetimizi göstereceğiz. Hazılamakta olduğumuz çeşidler çok güzel ve çok zengindir. Hükumetimizin küçük san'atları himaye için böyle bir sergi açması bizi çok sevindirmiştir.» Haricde tesirleri Yabancı memleketlerde frank üzerin den borclu olanlann farktan otomatık bir şekilde kazanmalan ve alacaklı olanların kaybetmeleri gibi daha ziyade ferd" leri alâkadar eden tesirler üzerinde fazla durmak zaiddir. Bir memleket, hem borclu, hem de alacaklı olacağından millî gelir dahi borc veya alacağın hangısi daha fazla ise o nisbette kârlı veya zararlı çıkacaktır. Fransa ile aramızda mevcud klering anlaşmasının 6 ncı maddesine göre Türk lirasının Fransız frangma veya farnkların Türk lirasına tahvil muamelesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının resmî rayici üzerinden yapılması kabul edilmiş bulunduğuna nazaran ticarî mübadeleler neticesinde borclu bulunduğumuz Fransa karşısında frangm bu sukutundan binnetice zarar görmiyeceğimize emin olabiliriz. Haricde görülecek asıl mühim tesire gelince: Bu tesiri, dünya iktısadiyatını ta esa sından ıslaha yanyacak çok mühim ve hayırlı bir tesir telâkki etmek mümkün dür. Filhakika, ötedenberi devletlerin normal bir ticaret ve iktısad rejimine avdeti lüzumu etrafında temenniler izhar edilir, fakat bunun tahakkuku hususunda hiçbir hükumet ilk tedbiri almağa cesaret edemezdi. Normal bir rejime avdetin ilk ve hatta yegâne şartı ise mübadele vasıtası olan para için beynelmilel müşterek bir kıymet ölçüsü kabul edilmesi ve bu ölçü üzerinden paraya istikrar verilmesidir. İşte yeni kararın en mühim tarafı, beynelmilel müşterek bir ölçüye ve istikrara doğru atımlış çok mühim bir adım olmasıdır. Çünkü, Fransa hükumeti frangı dü" şürmekle iktifa etmemiş, îngiltere ve Amerika ile anlaşarak dünyanın, sterlin, dolar, frank gibi en büyük üç parası arasında müşterek bir kıymet ölçüsü bulunmasını temin etmiştir. Bu neticeye varmak için dolann kıymeti bir miktar yükseltilmiş, frank düşürülmüş ve îngiliz lirası kıymeti üzerinde üç paraya istikrar verilmiştir. İngiltere ve Amerika gibi dünyanın en büyük iki ticarî imparatorluğuna aid paralarla Fransız parası müşterek ve muayyen bir istikrara vasıl olunca dünyanın diğer paralarının ayni yola girmesi çok kolaylaşmış ve hatta zaruret kesbetmiştir. Daha şimdiden Belçika, îsviçre ve Holanda bu bloka iştirake hazırlanmışlar dır. Almanya ile Fransa arasındaki mübadelelerin çok fazla oluşu bilhassa Fransanın Almanyadan çok fazla mal alması da Almanlan frank kıymetini takibe sevkedecek bir amil olabilir. Zira, Alman parası yüksek kaldıkça, iştira kabiliyeti ve kuvveti azalan frankla Fransa Almanya için iyi bir müşteri olmaktan çıkar. Doktor Şahtın ahiren Parise vaki seyahati ve frank işinin birkaç aydanberi hazırlanmakta oluşu bütün tekziblere rağmen mark hakkında da ciddî düşünceler uyandırmaktan hâli kalamaz. Paralann beynelmilel istikrarı rekabet şartlarını her memleket için müsavi kılacağından birçok memleketlerin istisnaî mahiyette birer tedbir olmak üzere müracaat etmiş bulundukları bazı tahdidatı kaldırabilmelerini mümkün kılacak ve Fransa bu gibi tedbirlerin vaz'ında olduğu gibi refi ve ilgasında da önayak olacaktır. Fransız hükumetinin buna karar vermiş olduğunu da gazetelerde okuyo ruz. Işte frangın sukutunun cihan ticaret ve iktısadiyatını alâkadar eden en mühim Paris Soir gazetesinin Madridde altı hafta kaldıktan sonra Parise döncn bir muhabıri, Madrid şehrının bugünkü vaziyeti hakkında bir makale yazmıştır. Bu makalenin bazı kısımlarını iktibas ediyoruz: «İki ay süren ihtilâl neticesinde, Madrid, dört senelik harbden sonra Parisin aldığı değişiklikten daha fazla bir tebeddüle uğradı. Artık orası, hakkında ki tablar dolusu yazı yazılan, kadınlan ve müzelerile meşhur sevimli, zarif şehir değil. Madridin ugradığı en şayanı hayret istihale, geç yatan, gecenin onunda di rilmeğe başlıyan ve kepenklerini ancak sabahın dördünde kapıyan bu şehrin, asker gibi, akşamdan, saat yirmi ikide ya tağa girmesidir. Yatıyor, fakat uyumuyor. Tayyare tehlikesine karşı, bütün elektrik ışıklarının, bütün havagazi lâmbalarının söndürüldüğü dakikadan iti baren şafak sökünciye kadar uyanık bekliyor... Ve horozlar ötünciye kadar korkuyor... olurlar. İki metelik verirseniz yumruklarını kaldırırlar, fakat bir peçeta sundunuz mu, tebessümle mukabele görürsünüz. Gün ilerledikçe Madrid uyanır. Saat on sekize doğru herkeste bir parça hum ma başlar. Gazetelerin çıktığı yedi ile se kiz arasında, yollarda mürekkebi hâlâ kurumamış gazeteler kapışılır ve bütün kahvehanelerde son tebliğlerin münakaşası başlar. Sonra, milisler, sinemaya girip iki saatçik vakit geçirirler. Sağ elleri, sevdik leri bir milis kadınının omzunda, fakat tüfekleri sol ellerindedir, ayrılmaz. Ve saat yirmi üçte, Madrid, bir an içinde uykuya dalar.» İhracatçılara lisans verilecek Dürüst çalışmıyanların lisansları geri alınacak îzmir (Hususî) Hükumet, Türk ihracatçısının haricdeki mevkiini tahkim etmek, alıcıya esaslı itimad verebilmek maksadile, ihracatçıları lisans almak mecburiyetine tâbi tutmuştur. Çünkü evvelce bazı ihracatçılar, şüpheli vaziyetleri, millî iktısadiyatımız ve ticaret sistemleri haricindeki çalışma larile alıcılarm şikâyetini mucib olmuşlardı. Hatta bazı tacirler tarafından Avrupaj^a gönderdikleri mahsul ve mad denin tağşiş edildiği bile görülmüştü. Bütün bu ahval, yukarıda işaret ettiğim tedbirin tatbikı zaruretini ortaya at mıştı. Buna rağmen bazı firmalarm, hâlî muamelelerini matlub şekilde yürütmedikleri görülmektedir. Berlin Ticaret Ofisinden gelen malumata göre, Izmirde bazı ihracatçılar, Alman piyasasmdaki alıcılara karşı olan taahhüdlerini yerine getirmemişler ve şikâyeti mucib olmuşlardır. Bu gibi halleri görülen ihracatçılann isansları musadere edilecek ve piyasada çalışmaları menolunacaktır. tspanyada çalışan ecnebi tayyare ve pilotları Dün, Adliye Vekilinin riyasetinde Sabahın saat yedisinde Madrid hâlâ uykudadır. Sokaklarda, birkaç milis a yapılan toplantı Şehrimizde bulunan Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu, dün Adliyeye gelerek salonları dolaşmış ve birinci ticaret reisi Faizin odasında mahkeme reislerinden mürekkeb bir heyet toplıyarak bir buçuk saat kadar hasbıhalde bulunmuştur. Bu toplantıda îstanbul Müddeiumu misi Hikmet Orçattan başka birinci ticaret reisi Faiz, ikinci ticaret reisi İsmail Hakkı, Ağırceza reisi Mehmed Refik, birinci hukuk reisi Suphi, ikinci hukuk reisi Zeki, üçüncü hukuk reisi Ali Rıza ile birinci asliye ceza reisi Sadeddin ha zır bulunmusjardır. Adliye Vekili hâkimlere idarî ve da hilî birçok sualler sormuş ve işlerin seri yürütülmesi üzerinde kendilerile müda velei efkârda bulurtmuştur. Fransada tesirleri Bu vaziyet karşısında bugünkü Fran sız hükumeti frangı İngiliz lirası seviyesine injiirmekten başka çare göremedi. Fakat bugüne kadar maksadını çok iyi gizliyebildiği için frangm sukutu haberleri arasında hususî manevralar yapılmasına imkân ve fırsat verilmedi. M. Blumün ve kabinesinin bu işi cidden meharetle hazırladığım kabul ve teslim zaruridir. Yukarıdanberi verdiğimiz izahattan anlaşılacağı veçhile frangın düşürülme sile Fransız hükumetinin takib ettiği maksad başlıca iki esasta hulâsa edilebilir: 1 Fransız mallarının fiatlannı dünya piyasasına uydurmak ve Fransız ih racatına yeni bir hamle vererek memle kette iktısadî ve ticarî faaliyeti artırmak. Bu maksadın istihsali ise dahilde frangın iştira kuvvetini ayni nisbette muhafaza edebilmeğe ve amele ücretlerini yeniden artırmamağa, velhasıl istihsali yeni yükler altma koymamağa mütevakkıftır. Bunda Fransanın Amerika ve bilhassa İngiltere gibi muvaffak olup olamıyacağını zaman gösterecektir. Btitçeyi tevzin Bütçeyi tevzin işi, Blumden evvel dahi, gelip geçen Fransız hükumetlerinin en mühim hedefini teşkil ettiği halde buna bir türlü muvaffak olunamıyor ve bu maksadlda vergilerin artırılmasına ise, daha ziyade siyasî mülâhazalar yüzün den teşebbüs edilemiyordu. Binaenaleyh acilen başka bir çare bulmak lâzımdı. Bu çareyi, Blum kabinesi, frangm kıymetini muayyen bir nisbet dahilinde düşürmekte buldu. Frangın kıymetini muayyen nisbette düşürmek demek, frangın altın karşılığını o nisbette azaltmak demektir. Bu da kâğıd para miktarını ayni nisbet dahilinde artırmakla olur. Şimdi Fransa bankası nın mevcud evrakı nakdiyeyi, düşürülmesi istenen nisbete göre çoğaltmasını bekliyebiliriz. Meselâ, mevkii tedavülde buIunan 80 milyar Fransız frangını Fransa rabasından başka birşey görülmüyor. Üzerinde orak ve çekiç işareti bulunan bu otomobillerde görülen askerler hemen daima yeni tıraş olmuş, dünyaya tepeden bakan insanlar. Göğüslerinde ve külâh larında koca bir kırmızı yıldız var. C. N. T . yahud F. A. î. işaretii otomobiller de anarşist otomobilleri. Bunlarda daima kadmlar var. Dudakları kızıla boyalı, tok sesli kadmlar. Bazan bu kurt sürüsünti sevkeden kadın, sıska, vahşi bakışlı, henüz genc bir kadındır. Kaldırımlarda, fakir kadmlar, yavaş yavaş birikmeğe başlıyor. îkişer ikişer, elliden beş yüze kadar sürüler halinde, yarım litre süt yahud birkaç parça şeker almak için bekleşiyorlar. Madrid halkı gayet az et bulabiliyor. Çünkü şehrin eti, şimdi asilerin elinde tarafı beynelmilel para istikrarına ve bin bulunan Galiadan geliyor. Fakat şikâyet netice normal mübadele rejimine doğru eden, sızlanan yok. Asırlardanberi de vam eden ve hali tabiî olan sefalet pek ilk ve en kuvvetli adım olmasıdır. az artmıştır. Sukutun bizim paramıza tesiri Tesir kelimesini yerinde kullanmamış Esasen Madridli milis, evinde yalnız oluyoruz. Frangm sukutunun bizim pa akşam yemeğini yer. Öğle yemeğinde, ramıza hiçbir tesiri yoktur ve olamaz. halk 'ordusu tarafından musadere edilen Zira, paramızın frankla olan yegâne a vermeden yemeğini yiyebiliyor. Pek cılâkası, frangın borsamızda bir muamele lız, fakat İspanyol işçisi için kâfi bir yevahidi kıyasisi olmasından ibarettir. Bu mek. vahidi kıyasî, bugün frank olabileceği giMilis askerlerinin elbise masrafı da bi yarın da başka bir para olabilir. Para yoktur. Mavi gömleğini devlet verir. mızın kıymetini daha ziyade müstakar Meşhur hikâyedeki bahtiyar çoban gibi bir para ile ifade maksadiledir ki sterlin içinde esasen gömleği de yoktur! altın esasmdan aynlınca frank kabul oBizler, kravatlılar ve şapkalılar başka lunmuştu. Bugün frank ta sterlinin vazilokantalara gitmek mecburiyetindeyiz. yetine girince beynelmilel mübadele vasıYediğimiz yemekler, kuş eti, istakoz gibi tası olmak rolü daha yüksek olup ahiren şeylerdir. Fakat bunda hayret edilecek kıymeti üzerinde bir istikrar esası da kabirşey yok. Çünkü bunlar, şu kıtlık günbul edilmiş olan sterlini tekrar vahidi kılerinde sığır etinden ve jambondan daha yasî olarak kabul etmek hükumetimizce pahalı. muvafık görülmüştür ki bunun çok ye Yemekte, tesadüfün de biraz yardımı rinde bir karar olduğuna şüphe yoktur. olursa, M. îndalecio Prietoyu, Hariciye Paramız, 1930 senesindenberi filî bir Nazırı Alvarez del Vayoyu ve Gonzaistikrar içindedir. Karşılığı daha ziyade lez Penayı makinist esvabile görmek kamillî itibara dayanan paramız hiçbir ec bildir. Bu ekselânslar, bu umumî mahalnebi parasına bağlı olmadığından bu pa lerde, demokratlıktan da fazla bir lâü raların kıymetleri üzerinde vuku bulacak balilik içinde, halkla dirsek dirseğe otutemevvüclerden müteessir olamaz. Kaldı ruyorlar, dolaşıyorlar. ki Cumhuriyet Merkez Bankamız, paraMadrid, saat üçten beşe kadar, harbmızın altın karşılığını da mütemadiyen den evvelki gibi istirahat eder. Kızıl yarartırmağa çalışmakta ve şimdiden % 20 dım teşkilâtının iane toplıyan küçük kız nisbetini bile geçmiş bulunmaktadır. çocuk*ları, sokaktan geçenlere musallat Kısaca denebilir ki, bizim para siyasetimiz, enflâsyonu reddeden ve altın karşılığı gittikçe tezyide çalışan bir siyaset tir. Ayni zamanda ihracatı sektedar etmiyecek bir nisbet üzerinden tesbit edilmiş bulunan paramızın kıymeti, mütevazin bir bütçe ile i»are edilen âkılâne bir siyaset sayesinde, her türlü tehlike ve endişeden ve ticaret için zararlı temevvüclerden masun bir haldedir ve üzerinde iş yapma emniyetini en fazla arzeden bir para da şüphesiz bizim paramızdır. Filo halinde tspanyol milliyetçileri hizmetinde çalıştığt Daily Heraldın siyasî muhabiri yazı yor: «Dün Londrada bir sorgu esnasında İspanya asilerine Alman ve îtalyanlann tayyare, mühimmat ve gaz hususundaki yardımlarının vüs'ati hakkında ifşaat vuku bulmuştur. Bu, İspanya hâdiselerinde hukuku düvel kanunlarını nakzeden hareketler vuku bulup bulmadığını tahkik için kurulan birinci gayriresmî komitenin tahkikatında meydana çıkmıştır. Şahidlör, üzerinde İtalyan markalan olan ve tayyaresi sa katlanarak paraşütle atlamak mecburi yetinde kalan îtalyan pilotunun para şütünü, ve sakatlanan İtalya mamulâtmdan Fiat marka tayyarenin plâkasını ibraz etmişlerdir. Bunlardan daha kuvvetli bir delil olmak üzere İspanyadan avdet eden heyet azasmdan Lord Hastings tarafından ib raz olunan bir vesika daha büyük bir heyecan uyandırmıştır. Bu, Madrid üzerine paraşütle inen İtalyan pilotunun yazmış Bir hain Suriyeden de olduğu kâğıdın fotoğrafıdır. Bu kâğıdda kovulmuş İtalyan ve Alman tayyareleri hakkında Şamda memleketimiz aleyhine bir malumat mevcuddur, adedleri yazılıdır. Caceres, Cordoba ve diğer merkezlerdeki takım risaleler çıkaran Muşlu Kürd tayyare makinist ve pilotlann isimleri de Hilminin Suriye hududları haricine çıkarıldığını Suriye gazeteleri yazmaktavardır. dırlar. Kâğıdı yazan pilotun ismi Vincenzo Patriarcadır, vesikanın tarihi 15 eylul mermisi ve tayyare aksamı dolu bir va 1936 dır. Pilot ifadesinde İtalya hava kuvvet pura rasgeldiklerini söylemiştir. lerine sahte bir isim olan Vincenzo Bo Portekize ayak bastıktan sonra kendicaları adile ve Habeş harbine iştirak et sinin İtalyan zabiti olduğu anlaşıhr an mek üzere iltihak ettiğini söylemektedir. laşılmaz hertürlü teshilâta mazhar oldü* 9 Kendisi Habeş harbinin sonunda Fiat ğunu da ilâve etmektedir. fabrikasına tavsiye edilmiştir. Bu esnada Pilota nazaran Caceresde aşağıdaki C. R. 32 ismile Fiat fabrikasında iki ta cetvel mucibince tayyare kuvvetleri bukib tayyare bölüğü hazırlanmakta bulu lunmaktadır: nuyordu. îfadesinde pilot şu izahatı ver6 Alman takib tayyare pilotu, 6 Al mektedir: man bombardıman tayyare pilotu, 6 1 «30 agustosta Cenevreden yola çık talyan takib tayyare pilotu, 3 İtalyan tım ve îspanyol ismini taşımıyan bir va makinisti, 15 veya daha fazla Alman pura binerek Mellilaya hareket ettim. tayyaresi. Fakat gemi hareket ettikten sonra bir Tayyarelerin markalan şunlardır: denbire cumhuriyet bayrağını çekti. 6 aded Heinkel, 4 aded Yunkers, 9 a1 Tayyareler parça halinde olarak Mel ded Fiat, 1 aded Douglas, 3 aded Brej lilaya ihrac edildi. Nadordaki tayyare quet. karargâhına gönderilerek burada yedek Pilotun ifadesine nazaran Sevilleden aksam birbirine takıldı. Bundan sonra Cordovaya hergün saat dörtle beş buçuk Tetuan ve Sevillee sevkedildi. arasında Sovoy ve Yunkers tayyareleri Tayyare bölüğünün bütün zabitleri muntazaman uçmaktadırlar. Sevillede isyüzbaşı Simonettinin kumandası altmda tendiği zaman bombardıman tayyaresine olmak üzere hepsi de İtalyandı. Takib kabili tahvil 12 aded Yunkers posta taygrupu kumandan Pretinin emri altmda yaresi vardır. Bunlar haftada iki defa bulunuyordu. Bu zabit Talavera cephe Merakeşe uçmaktadırlar. sinde bilâhare vefat etmiştir.» Yunkers pilotlarından 9 kişi mevcud Vincenzo Patriarca Cenevreden ha olduğu gibi 25 kadar da Alman maki reket ettikten sonra yolda benzin, tüfek nisti ve 5, 6 Heinkel makinisti vardır. Mahallini tayin edemediği bir yerde altı Fiat, beş Savoy ve 5 İtalyan bombardıman tayyaresi daha gördüğünü ifade eden pilot Vincenzo Patriarca, Tetuanda Brequet tayyarelerinin ve Sevillede de bir Nienport makinesinin mevcud olduğunu tekid etmiştir. Tahkikat komisyonuna Miss Eleanor Rathbrno riyaset etmiştir. Heyet meyanında sabık meb'uslardan Mallahen, Lord Farington, Mr. Waad ve Oxford Üniversitesinde ispanyolca profesörü Trenolde vardır.» T. S. ALANAY söylenen ttalyan tayyareleri

Bu sayıdan diğer sayfalar: