11 Kasım 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

11 Kasım 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 îkinciteşrin 1937 CUMHTJRIYET Bugün burada ders veren, Calatasaray lisesinin son sınıf talebesraden AntakyaJı Ya biz, dediler, ya bizim ne kara Lutfi idi. bahtımız varmış ki, böylc öksüz kaldık? Ve görseniz ded«Lycrine}tki insanlaıa Siz de kurtuldunuz artık.. hitab ederken, onlann kalblerine yerle Bunca yıldır o kadar çektik ki, şecek kelimeleri, onlann ruhlannda isteşimdi kurruluşumuza sevinecek takatimiz nen berraklığı uyandıracak cümleleri ne kalmadı.. güzel buluyor, ne tatlı söylüyordu. Köylünün muhtacma tohumluk dağıtırlar, malına müşteri bulurlar, hastasına ilâç vcrirlermiş.. Hataym şirin köşelerinden biri olan Şeyhköyde idik. tşlerini güçlerini bıra karak, sevincle etrafmıızı saran köylüler, ana vatandaki kardeşleri hakkında bugüne kadar kulaklarına irişmiş haberleri hatırlıyarak birbiri ardı s.ra sordular, sordular ve hepsinin doğruluğuna bir daha inandıktan sonra, boyunlan bükülerck: Cumhuriyet hükumeti, son yıllarda mühim bir davanın üzerinde çalışıyor. Hep birden değil. fakat yavaş yavaş yürünen bu iş, Türk mallarının garantisi olarak dünya pazarlarmda yalnız <Türk> isminin kâfi gelmesini istihdaf etmektedir. Bunda şimdiye kadar ya n yarıya da muvaffak olunmustur. Dün denilebilecek yakın bir tarihe kadar vaziyet tamamen bunun aksi idi Türkive menşeli mallar, müstemlekelerden gi Yazan: KANDEMİR den mallardan büe daha asağı tutulu yor, her zerresinde kötülük, her par36 çasında kanşıkhk ve her ambalâjm içinde kaçak eşya aranıyordu. Şu vaziyeti bugünkü haline cevirmek ancak ve ancak bu işler üzerinde vılmadan durmak ve üeşini bırakmamakla olmuştur. Şimdi, veni kabine programında ay ni yolda daha büvük bir hızla vürüne ceğinin teminatmı görüvoruz. Bir ma lm üzerinde Türkiye menşeinin görülmesinin haric nazarlarda o malm ka litesinin teminah haline getirmenin millî bir dava oldusunu söyliven Celâl Bavar. bunun icin kanunî müeyyıde lerin ve kontrol teşkilâtının yeniden kuvvetlendırıleceğıni de ılâve etti. Bütün ihrac mallarının tek bir millî firma altında ıhracı icin hükumetin elinde bir proje bulunduŞunu biliyoruz. Yalnı2 uzun zamandanberi bu projenin kanun laştırılma voluna konulmaması gösteriyor ki hükumet, evvelâ bütün hazırhk İan yapmak, ondan sonra tatbikata geçmek yolunu istilzam ediyor. Filhakıka Hatay köylerinde köyltilerle derdleşme bu yol, dahilî ticareti sıkmamak bakı Atatürk köylere gider de köylü Hepsini; acıyan, biraz da alay eden mından olduğu kadar haricî ticareti Ifrin arasında oturur onlarla konuşurmuş. bir gözle süzdükten sonra güldü: tatmin etmek bakımmdan da en şayanı Doğru mu? Hey gafiller... Duymuyor musu tercih olanıdır. Esasen yolun mühim bir Evet. nuz ne diyor, (O) gelirse diyor, (O) kısmı da katedilmiştir. KSylü memleketin efendisidir der gelirse ben böyle mi kalınm, vallah en Celâl Bayann «millî blr dava> olarak miş.. Sahih mi? önünüze düşer de, ayaklanna ilk kapa tavsif ettiği bu hareketin muvaffakive Evet. te erişmesi çok yaklaşmış bulunmak nan ben olurum. tadır. Âşar kalkmış, faizci yok olmuş, Ders saati gelmişti. eşkiyanm kökii kurumuş... F. G. îleride, badem ağaçlannm gölgesinde, Doğru. bir siyah tahtanın karşısmda, gene ihri Çimento fiatlarî niçin BIR JEV^HATIN NOTLARI Atamızı bir görebilsem! tktısadî hareketler Türkiye menşeli mallar ÖLÜMÜ MÜNASEBETILE KOŞg Ramsay Mac Donald Yazan: MUHARREM FEYZ1 Ramsay Mac Donald Büyük Harb1 raphy Mac Donald'a birçok makale yazden sonra İngiltereyi uğradığı gayet va dırmıştır. him ve tehlıkeli buhranlardan kurtaran Mac Donald artık meb'usluk için kenüç büyük devlet adamlarından biridir. di namzedliğini koyacak kadar şöhret Mac Donald îngiliz millî birliğini koru bulmuş ve mevki yapmıştı. Fakat ilk defa mak için İngiliz amele partisi liderliğini namzedliğini vazettiği zaman ancak 866 ve siyasî hayatını feda ederek îngiliz mil rey almıştır. letini dağılmaktan kurtarmıştır. Mac Donald 1906 senesi intihabında Baldvvin de Kral Sekizinci Edvard'm millî an'aneyi yıkacak surette inkılâb yapmak istediği zamanki meşhur muha lefetile İngiltereyi dahilî harbden kur tarmıştı. Şimdiki Başvekil Neville Chamberlain ise îngilterenin berbad olan parasını ve maliyesini yoluna koymak ve teslihata karşılık bulmak suretile İngiltereyi kur tarmıştır. îngilterenin son üç büyük devlet adamından biri şimdi hayata veda etmiş bulunuyor. Tam adı James Ramsay Mac Donald olan bu büyük devlet adamı an'asıl İskoçyalıdır. Babası İskoçyada bir çiftlikte rençberlik yapan bir adam dı. Doğduğu ev Lossiemouth'da iki odalı bir köy evidir. Iptidaî tahsilini mezkur kasabanm bir ilkmektebinde görmüştür. Babası onu besliyecek ve okutacak vaziyette bulun madığından Londraya hayatını işçilikle kazanmağa göndermişti. Burada bir eşya deposunda 12 şilin 6 pens yani bugünkü para ile takriben dört Türk lirası hafta lıkla iş bulmuştu. tekrar namzedliğini koymuş ve bu sefer meb'us seçilmiştir. Parlamentoda meb us olduğundan beş sene sonra İngiltere nin muhafazakârlardan sonra ikinci bü yük partisi halini alan amele partisinin lideri olmuştur. 1924 senesindeki intihabda amele partisi ekseriyeti kazandığından iktidar mevkiine geldiği vakit Mac Donald tabiatile Başvekil olmuştur. Amele partisi ilk defa iş bajına gel mişti. Fakat Mac Donald'ın hükumeti çok sürmemiştir. Çünkü merkezi Moskovada bulunan komünist enternasyonalin o zaman şefi bulunan Zinoviyef'in îngilterede tahrikât yapmak üzere göndermiş olduğu mektub amele partisinin mevkiini fena halde sarsmıştı. İngilterede zuhur eden umumî grev amele partisinin bir müddet iş başına tekrar gelmesine mâni olmuştu. Ancak 1929 senesinde yapılan intihabda amele f:r kası ikinci defa ekseriyet kazanarak hükumetin başına gelmişti. Mac Donald ikinci defa Başvekil olmuştu. Fakat bu defa da başka bir zorluk amele hükumetinin önüne dikilmiştir. PENCERESiNDEN Paralara dair Seksenlik ihtiyar «Deli etme beni oğul, diye bağırdı, alimallah yedi saatlik yolu üç saatte aşardım!» ikel yirmibeşliklerle bronz on kuruşlukların bu ay sonunda piyasadan kaldırılacağını hükumetin emri üzerine îstanbul Belediyesi de gazetelerle ilân etti. Parayı binbir sıkmtı ile Eminönünde kazanıp sıcağı sıcağına Sultanahmedde sarfedenler için bu ilân hiçbir mana ifade etmez. Para o gibilerin hayatında yele benzer, gelip geçer. Yahud uyanıkken görülmüş düş gibidir. Ancak silik bir hatıra bırakır. Fakat nikele de, bronza da altm değeri vererek kese kese ve dizi dizi saklıyanlar vardır. Onlar bu ilânden heyecana düşecekler, beyaz ve tunc renkli gözdelerini kucak'ıyıp vezne vezne, banka banka gezecekler ve eskiyi yeni ile değişeceklerdir!.. Allah kolaylık versin!.. * * * Bizde toplu surette yazılmamış mühim mevzulardan biri de paranın tarihidir. Osmanh meskukât kataloğu gibi sayısı üçü beşi bulmıyan eserler bir yana bırakılırsa paramızm geçirdiği devirleri yârini alıp ağyarini atmak suretile sahifele* ri arasında toplıyan mükemmel bir para tarihimiz yoktur. Halbuki bugünkü istikrar devrine ulaşıncıya kadar paramızın geçirdiği değişiklikler çok ibretli vakıalardır ve eski tarihin malî, iktısadî cephesini bilhassa o vakıalar aydınlatır. Meselâ akçe neydi, içtimaî hayatta nasıl rol oynuyordu, değeri nasıl bir seviyedeydi ve bu seviye ne gibi meddücezirler geçirdi?.. Sikkede mikyas akçe olduğu ve bütün medler, cezirler akçe üzerinde vukua geldiği için biz de onu dile alıyoruz. Zaten akçenin tarihî kıymeti de inkâr olunamaz, çünkü akçe yüzünden isyanlar çıkmış, kanlar dökülmüş, muhteşem kelleler düşürülmüştür. Fakat meskukât tarihinde" kuruşların, altmlann da büyük rolleri vardır. O altınlann ki sayıları birkaç düzineyi geçer. O kuruşlann ki her devirde kıymetleri değiştiği için başlıbaşına birer tarihçeye sahibdirler. yar bütün köylüler toplanmışlar, defter lerini kalemlerini çıkarmışlar, muallimlerini dinliyorlardı. yükseliyor? Son zamanlarda çimento fiatlarında yeni bir yükselme görülmüş ve bu yüzden bazı şikâyetler ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine îktısad Vekâleti şehrimizdeki alâkadar makamlara bu fiat yükselişinin ne gibi sebeblerden ileri gel diğinin serian araştırılarak neticenln bildirilmesini istemiştir. Şehrimizde çimento fiatlan Ozerlnde tetkikler başlamıjtır. öğrendiğimize göre, fiatlann tktısad Vekâletînce evvelcö konulmuş olan narhtan yüksek oluşu TIUTJ toptan sattslardan ziyade perakfcttde satışlarda görüldüğü yani fabrika lardan ziyade perakendeciler elinde ol düğu anlaşılmaktadır. Yalnız, fabrika dan perakendeciye kadar olan nakliye fiatlarındaki gayritabiilik de nazan dikketi celbetmiştir. Tahkikat bugünlerde ikmal edilecektir. Yıllık tatillerini, eğhnce ve istirahate hasretmek en sarih hakları iken, onu, bir köy odasında bannarak, köylüler ara sında yaşayıp onlarla haşir neşir olarak geçirmeği memnuniyetle kabul eden bu gencleri burada saygı ile anmak isterim. Bir aksakallı rengi solmuş, liyme liyme Ve hepsi, diğer köylerde gördükleri mintanını göstererek: min de hepsi, böyle idiler. Onlar, bu buhranlı günlerde Hatay Bak ne hale geldik evlâd, dedi. köylerinde üzerlerine aldıklan vazifenin Çalış çabala, sabah karanlığından akşam lş talimatnameleri ezanlarma kadar koş, uğraş, sonunda büyüklüğünü, değerini sezerek bambaşka bıçtiğin nafakanı gelip, âşar diye elinden birer adam olmuşlardı. îş kanunu mucibince fabrikaların tanzime mecbur olduklan dahilî iş ta zorla alıp gitsinler Suriye jandarmalan ikide bir köye ge Geçmiş olsun.. O kara günler bitti, lip onlan yakalıyor; «burada ne işiniz limatnameleri için bir numaralı genel emirle verilen müddet bu aym 15 inde bundan sonra insan gibi yaşıyacaksınız. var, ne yapıyorsunuz?» diye uzun boylu bitmektedir. Bunun için fabrikalar dün înanmıyan bakışlarını gözlerime dikmiş istintaklardan geçiriyor, Suriye hâkimi, den itibaren yeni talimatnameleri tş Antakya sokaklanna onlan ceza ile teh dairesi Istanbul mmtakası âmirliğine soruyorlardı: Artık yobaz gelip milletimize kü did eden beyannameler asıyordu. vermeğe başlamışlardır. Fabrikatorlar Fakat onlar gene kövde, gene köylü Millî Sanayi Birliği tarafından hazırlafür etmiyecek mi, jandarma gelip dipçi ğini kafamıza indirmiyçcek mi, tahsildar nün arasında kalıyorlardı. nan formülü tercih etmektedirler. Bu formül îş dairesince tasdik edilmiştir. yuvamızı yıkmıyacak mı?.. Artık bir sürü Suriye ne istiyordu? Pazartesi günü dahilî talimatnameyi soyu sopu behrsiz, bir alay baldırı çıplak Türk köylüsüne, türkçe okuyup yazma vermiyen müesseseler hakkında takibat gelip köyümüzü babasımn çiftliği, bizi öğretmek bir suç mudur? vapılacaktır. anasınm kölesi sanarak ocağımıza incir Yazılan gayet müdellel ve vâkıfane Suçsa, ayni şeyi bizimkileri taklid edıkmiyecek mi? olduğundan ciddî eserlerde dahi yer bulderek Arab gencleri yaptıklan zaman, muştur. Meselâ «Millî Biyografi Ka Bu ne açıkgözlük? Onlara, pek yakmda kavuşacakları nasıl oluyor da, bu suç onlann hesabına öz hükumetleri ve bunun teıniz, hür, mes teşviki, takviyesi lüzumlu görülen bir seSirkecide Şeref otelinde misafir A musu» The Dictionary of National Biogud ve bereketli havası hakkında bir hayli vab oluyordu? dem oğlu Şaban, dün oğle üzeri köprüşeyler söyledikten sonra karşımdaki en Dizindeki defterine kurşun kalemile den geçerken meşhur sabıkalılardan Isıhtiyarlarma baktım. mail oğlu Halil yamna yaklaşmış ve düzgün harfler çizen ihtiyara: yeleğinin cebindeki saatini çalarak kaç Baba, dedim, senin en büyük dile Zor mu, dedim, çok yoruyor mu maga başlamıştır. ğin nedir? seni? Fakat sabıkalmm harekâtını gözün Bir an, sualimin manasmı iyice kav Öğrenmesi kolay amma, öğrermesi den kaçırmıyan köprü üstündeki devriramak ister gibi düşündii. încecik, kup çetin oluyor doğrusu.. ve polisi, Halilin peşinden koşarak yakuru parmaklarını gözlerine götürdü ve: Kime öğretiyorsun ? kalamıştır. Saat sahibine iade olunmuş, Sönüyor bunlar artık, dedi, büs Akşam evde rahat mı var ki... Ka yankesici Adliyeve teslim edilmiştir. fcütiin bitmeden Atamızı bir görebilsem.. dın kısmının da gözleri açılmış, yığılıyor Sana deseler ki Antakyaya gelmiş. lar başıma, bu yaştan sonra hocalık ediFransiz müstemlekelerine Sarsılarak doğrulmak istedi. yoruz. giden tayyareler Deli etme beni oğul, diye bağırdı. Vaz geç öyle ise, diye gülümsedim, Tunus 10 (A.A.) Deniz aşırı hava Alimallah kuş gibi uçar da yedi saatlik yan gel keyfine bak. manevralarına iştirak etmek üzere dün yolu üç saatte aşardım. sabah İstres'den hareket eden tayyare Dilini bellemiyeni adam saymıyorArkadaşları güldüler: ler Tunus civarma gelmişlerdir. »r artık, ko biz de, bari âhir ömrümüzde Atma Hasan amca... Yaşra sek dam olalım. sen oldu. Dizlerınde derman olsa çeşme Yanındaki, onun sözünü tamamladı: disidir, demiş. E, okuma yazma bilmiyebaşından e\ıne yarım saatte mi giderdin!. • Atamız; köylü memleketin efen ne efendi denir mi ki.. Atamız, diyorsun, görsen tanır nusın onu? Yüzüme acı acı gülümsiyerek baktı, sonra hazin hazin içini çekerek, göğsüne götürduğü elini, yamalı mintanının ara hğına daldırdı. Oradan çıkardığı mu şamba zarfı açtı. îçinden çıkan (O) nun resmini sessizce, hatta yüzüme bile bakmadan bana gösterdi, elleri tirriyordu, başı ağır ağır önüne düştü. Solgun dudaklan resmi buldu. Oylece, bir zaman öylece sessiz, ha rcketsiz ve cansız kaldı. Başını kaldırdığı zaman, buruşuk yanağından ak sakalına süzülen bir katre yaş vardı. Gebze kazasma bağlı Denizli köyü muhtarı Hayri imzasıle aldığımız mektubda denüiyor ki: «Altmış yedi evli ve beş yüze yakın nüfuslu köyümüzde mekteb muallımi 1934 yılında buradan kaldırılmış ve yeni bir bina yaptırmadıkça muallimin iade edilmiyeceği bildirilmişti. Geçen iki yıl içinde köylü, dişînden tırnağından artırıp bir mekteb yaptı. Vaktinde muallim istedik, tedrisata başlanalı aylar olduğu halde henüz muallim verilmedi. Çocuklarımız yepyeni, fakat kapalı bir halde duran mekteb binasına tahassürle bakmaktadırlar. Kendileri geçenlerde kimsede'n blr teşvik görmeden Tnekte'kapısında toplanmışlar ve okuvup vaz Bu para iyice karnını doyurmağa bile 1929 senesinde Amerikada başlıyan kâfi değildi. Fakat Mac Donald her ne ıktısadî buhran bütün dünyaya yayıldı pahasına olursa olsun tahsilini ilerletmeğe azmetmiş bulunduğundan gece dersle ğmdan bundan en ziyade İngiltere mü teessir olmuştur. Ticaret, ihracat ve sa rine devam ediyordu. nayi ile yaşıyan İngilterenin parası, ma îstikbalin kimyagerlikte olduğunu takIiyesi, ticareti ternelinden bozulmuştu. dir eylediğinden gece kurslannda kimya Amele partisi kendisine mahsus sosyaderslerine devama başlamıştı. Gündüzleri Iistlik umdelerile buhrana çare bulmağa geç vakte kadar eşya deposunda çalış ması ve geceleri de nazarî derslere ve la çalıştıkça îngilterenin vaziyeti daha zi boratuarlardaki tatbikata devam etmesi yade fenalaşıyordu. îngilterenin mevcudiyetini tehdid eden kendisini çok yoruyordu. Diğer taraftan kâfi derecede gıda alamaması vücudünü yeni zorluk karşısmda bütün partilerm zâfa uğratmışh. ittihad ederek birlikte çalışmalan ve çare aramaları icab ediyordu. Fakat amele Tam kimyager diploması alacağı bir sırada hastalanmış ve bir daha tahsiline partisinin büyük ekseriyeti burjuva par devam edememiştir. Bundan sonra hafif tisi saydıkları muhafazakârlar ve liberalmeşgale aramağa başlıyan müstakbel Ierle beraber çalışmak istemiyordu. JL»âBaşvekil memleketin siyasî ve içtimaî kin Mac Donald parti düşüncelerini ve meselelerile yakından alâkadar olmuş ve kendisinin mesleğini feda ederek İngil bir hayli tetkikat yapmıştı. Kendisinin bir terenin selâmeti için birkaç arkadaşıle amele oğlu oluşu ve amele hareketini can millî kabineye dahil olmuştur. Bu suretle ve gönülden benimsemiş bulunması, içti 1931 senesinde temerküz kabinesi başına maî ve siyasî meselelere derin vukufu geçmiştir. Bu kabine daha ziyade Ne müstakil amele partisinin nazan dıkkatini ville Chamberlain'ın plânı üzerine İngi liz lirasının altm ve kambiyo kıymetini celbetmişti. düşürmek ve masrafları azaltmak, ser Mac Donald tahsili bıraktıktan sonra bestî usulüne nihayet vererek tarife usumüstakil amele partisine intisab etmiştir. ünü kabul eylemek suretile İngilete Parti açıkta bulunan ve istikbali parlak renin parasını, maliyesini, haricî ticaretini olan bu zayıf ve nahif genci kendisinin kurtarmıştır. Son intihabda Mac Donald meb'us namzedlerinden birinin yanına Başvekâlet mevkiini muhafazakârların senevî 75 İngiliz lirası ücretle kâtib ve ideri Baldvin'e bırakıp kendisi bunun müşavir olarak vermiştir. yerine muavinliği deruhde etmişti. Kral Fakat bu para dahi Mac Donald'ın iyi Altıncı Corc'un tac giyme merasiminden gıda almasına kâfi değildi. Kalemi kuv sonra Baldvin dahi yerini Neville vetli olduğundan gazetelere yazı yaza 'hamberlain'a bırakmıştı. rak kazancını artırmağı düşünmüş ve muMac Donald amelelikten yetiştiği ve vaffak olmuştur. Amele partisinin gaze mevcud içtimaî nizam ve intizamdan sıhteleri Mac Donald'ın yazılarını kabul et hatini ve tahsilini kaybedecek derecede miş ve iyi para vermiştir. mutazamr olduğu halde îngiliz milleti Bu mevzuu, hatta çok kısa şekilde bile, şu sütuna sığdırmak mümkün değüdir. Bununla beraber para tarihinin nekadar karışık olduğunu tebarüz ettirmek için küçük bir örnek veriyoruz: 250 yıl önce yeni îstanbul altını 400, Mısır zincirlisi 330, Mısır tuğralısı 315, yeni kuruş 120, onun yansı 60, dörtte biri 30, frenk altınlarından yaldızh 378, Macar altını 360, eski esedî kuruş 144, dokuz buçuk dirhemlik kara reyali 181 akçeye geçiyordu. Yirmi yıl sonra Zeri mahbub denilen îstanbul altını 330, Mısır zincirlisi 110, Mısır tuğralısı 105, kuruş 40 akçeye geçer oldu. Otuz yıl sonra ise Zeri mah bubun kıymeti 220 akçeye düştü. Akçenin geçirdiği kıymet değişiklikleri hakkında da şu cetvelden bir fikir edinilebilir: 1500 yılından 1582 yılma kadar bir dirhem gümüşten üç akçe. 1600 yılında bir dirhem gümüşten alü akçe. Denizli köyü çocukları okumak istiyor 1646 yılında bir dirhem gümüşten on iki akçe. 1690 yılında bir dirhem gümüşten yîrmi akçe kesiliyordu. Bu suretle Fatih devrinde on akçeye alınan bir dirhem altın Avcı Sultan Mehmed devrinde seknin birliği ve îngiliz vatanının selâmeti sen akçeye ve daha ziyadeye alınır oldu. için bütün istikbalini bırakacak kadar feDediğimiz gibi bu hesablar, para taridakârlık göstermiştir. îngiliz tarihi daima himizdeki hesabların binde biri bile debu ismi minnetle kaydedecektir. ğildir. Memleketin içtimaî bünyesinde sık sık sarsmtılar vukua getiren akçe rezaletleri ise ayn bir mevzudur. Acaba bu kanşık tarihi başından sonuna kadar tesbit ve izah edecek bir hayır sahibi çıkar mı dersiniz?.. M. TURHAN TAN Olimpiyad madalyaları Ankara (Telefonla) Beyazıd meb'usu Halid Bayrak, Erzurum mebusu Aziz Akyürek, Erzurum meb'usu Şükrü Koçak ve Tekirdağı meb'usu Rahmi Apaka Alman hükumeti tarafından birinci rütbe Olimpiyad şeref madalyaları ve beratlan verilmiştir. Bu münasebetle Alman sefarethanesinde bir merasim yapılmıştır. Bu merasimde sefir kısa bir nutukla madalya alanları tebrik etmiştir. ma bılenlerden bir kdylüye çizdirdikleri Halid Bayrağa ayrıca Olimpiyad ha' dileklerıle bir resim çektirmişlerdir. tıralarını muhtevi kabartma bakırdan güBunun alâkadarlarm dikkat nazarlazel bir albüm de verilmiştir. rını daha iyi celb için neşrini rica ederım.» Edirne arıcılık kursunda Edirne 10 (A.A.) Edirnede açılan arıcılık ve fidancılık kurslannda derslere başlanmıştır. Trakyanın dört vilâyetinden seçilerek gönderilen ve 40 köy çocuğunun devam etmekte olduğu bu kurslar bir buçuk sene sürecek ve bu gencler arıcılık ve fidancıhktan başka hayvancılık, tavukçuluk, sütçülük ve peynircilik dersleri de göreceklerdir» Yunanistanda bir casusluk vak'ası ı ı İhtivarl hashıhal KANDEMİR Atina 10 (Hususı) Bugünkü gazeteler Harıciye Nezareti daktılolarından Elli Rodokanoki'nin casusluk cürmile istintaka sevkedıldiğini yazıyorlar. Daktılo, dostu bir ecnebıye mahrem olmıyan bazı evrak müsveddelerini ve rırken yakalanmıştır. Daktılonun dostu bulunan ecnebi de nezaret altına alınmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: