1 Şubat 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

1 Şubat 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HL a HABER — Akşam postası — Fransız kabineleri NIÇIIN B Kısa ömürlüdü Noilterede Hükümet, daima dağıtabileceği bir parlâmen- Onun; Fransada mebuslar meclisi, daima değiştirebile- ceği bir hukümetın efendısıdır İngiliz milleti huKarşııında kuvvet i küne! görmek İstiyor Fansız milleti Kuvvetli hükümetlten daima korkuyor Pransız Başvekilleri n lerini muhafaza edemiyorlar ? Daily Herald gazetesi muharrir- lerinden W. N. E Cllıı' Uzun mesafe rekoru Şimdiki hülde, tayyare ile uzun mesafe rekoru Ruslarda.. Hakikaten bir Rus tay- yaresi, Moskova ile Kalifornin arasındaki 11,670 kilometrelik — mesaleyi bir katetmişti. Bu rekoru kırabilmek için, hiç yere İn- meden 12 bin kilemetre uçmak lâzım... İngiltere bu rekorun şerefini almak is- m için de Singapuru İngiltere- k tasavvurunda bulunuyor, yür küvveden — fiile çıkacak ©- lursa İngiliz tayyarec kip etmek. için Alm ve Birmani üzerinden u ünde kalacaklardır. metredir. Bu müsaboakâaya hazırlanan İngilir lay- yareleri İngiliz hava orduları için kalmıl olunan (Vickers Vellesley) sistemi bom- bardıman tayyareleridir 'Talitn ve tecrübeler birkaç tir. Pilotlar, 6 aba şefkati | Okuyun ve hük- münüzü verin uçuşta | mevki- Polonya, Rusya mak mecburiye l e Mesafe — 12,900 kilo- inda gu dik yazıyı Neşretmişlir: ,!"'“h—nvı bir seçimc 9 kaza isi n tmak bir hükümet partisi 1- Aranıp da bulunmıyacak bir ni - :'ml'ı Fakat Fransiz politika âlemin- ,“ yle İnsana dehşet verecek büyük l"'hl'ı.n rolü yoktur. Eğer bu sa- Takamlarının hakikf kıymeti ol - HN’— Chantemps kabinesinin uzun € değer bire kargı 501 n en müuk seçilim n .9" de İni Yeni Fransa Başvekili Chawtemps gasetecilere beyanat veriyor... rafa atsak bile onun hükümetle uyu- | boğar. Halbuki şamadığı daha birçok noktainazarla- Fransadaki seçim - . lerde küçük partiler de büyük partiler ü,, İn Mmeydana gelmesi ihtimal ve usu! K Fransayı idare edecekleri- 'i Banılırdı. Halbuki birçok vak'a - ? Böstermi M tel ki, bir gün evvel pek veük hız ekseriyetle seçilen bir baş- rının müdafaası da suya düşmüş de- mektir. Buna mukabil bir Fransız saylavı böyle düşüncelerden tamami kadar muvaffak olabilirler. Sonrâa bü- tün bunlara iki millet efradının husu siyetlerini de ilâve Jüzımd Bir cihetten de Fransa parlâmanter sistemi İngiltereninkinden daha de - le azadedir. Meselâ herhangi bir iğte, mokratik bir tarzda çalışır. Fransa- Fransız fertçidir, İn r. Böyle bir S2 iki millete tarihin ö . İse. grup e) £ gru daki bu kabine buhranları memleketi zaafa uğratıyor mu dersiniz? Mütema di kabine değişikliklerinin bir milleti zaafa düşürdüğünü düşünenler herhal- % feskil ettiği kabine, ertesi gün eTti * ftarihine karışıvermiştir. Akal- Ğğn Göğmüş olan bir kabinenin M. az olacağını Iddlada diğer başvekille ayni fikirde olmaz ve ken- di noktalnazarının da daha doğru ol- duğunu ispat edebilirse, kendi mevkii kat'iyyen değişmez. Başvekil kimse o yaparken | rettiği dersi de | unutmamalı Herhangi bi> İngiliz, karşısında kuvvetli bir hükümet gör- yla oğtun Edam edildiği elekteikli b'mım büyle olmadığı da pek Üefa görülmüştür. Velhi D ADA %'fll Fransada bu kabine değiş “Nı kadar evvelden tahmini güç 'ş WY yoktur. Oradaki intihapla- x Hicesi tıpkı kriket oyunlarının ;,_"’n Kibi sürprizlerle doludur. k—* hepimizin aklına sık sık şu ne- '— r' r gel e: 1;, I:vıız kabineleri, neden bu ka - değ,, "'—'ın»hv Fransız kabineleri ise Büu kadar kısa ömürlüdür? —/ü-mış sene zarfında gelip ge 'l b z kabineleri mrü vasa- Tüğa, Etapla altı ayı geçmez. Ayni âııü ö *İ zarfında İngiltereyi idare et b an” kabinelerin vasati ömrü ise Prango Senedir. A ve İngilterenin idare meka- eı'iıı- *idir ana hatları biribirinin ay- &e> Halbuki netice ne kadar farklı- Naj % Bi er Nİ? Bunun birinci sebebi gu Tek İki S %uhx eSaSSIZ Ve asılsız. olür. '_"'"'*lm kanunu esasflerinde, Pek göze çarpmıyan, öyle ** vardır ki, bunlara ara - doğuran en kuvvetli âmil- İyle bakılabilir. Fransa ile Tin parlâmento dağıtma sis nları biribirinden * Tğta '(x.vık] farı Ü ı,*_,'—l eti talri tdry, ıı'îy::îqd:br“:r" başvekil » heyi dağıtabilir. F Ça y lEbütün başka türl N ,%m'lnu esasisinin 5 inci hte Fransa reisicümhuru "'!dunnı ancak Âş i -'ı MYafakatiyle dağıt a in rızasını & yej,: Ptk zor bir iştir ve tatbi - Mç'"m'ıırr bu hakkımı hemen 1€a “[a-ımu Bu çareye şim- akup Mr defa, 1877 senesinde ; ölle Mahon !nrafır.dun Tansız mebuslar y hap devresine ka- Tletle b en kalmıştır. Bunun ise b“m Ükümet taraftarları üze- N fesiri vardır. h;:de Bir parlâment mento azası her Boktaj €selede hükümete hücum 'u._ h"m imda muvaffak o- 4 Unun neticesi olarak "kdin dağıtılacağından emin Termaz © © ikinci bir İntihaba | N Mecburiyetindedir. O ’" Beçilmesi Ihtimali | p “ld Setilmemesi ihtimali ka ahat düşünceleri bir ta- | bu hücumu ya hazmedecek, yahut da istifaya mecbur olacaktır. Başvekilin istifası halinde onun yerini doldura- cak adamin da ayni mebuslar moecli- s#ine istinat etmesi zarureti vardır. İngilterede, hükümet, dalma dağı- tabileceği bir parlâmentonun; Fran - sada İse, mebuslar meclisi, dalma de- Piştirebileceği bir hükümetin efendi mek istor. İngilteredeki kabine istikrarının bir sebebi de gudur: İngiltere parlâmen- tosunda, çok defa, — nüfuzlu ikl üç parti vardır. Fransada ise partilerin adedi akla bitmez. Tabli horosu bu kadar çok olan NC sabah pek kısadır. l meğe başlıyan ufak partiler yutar. Bu Fransada berakis- tir. Büyük partilerden başka partiler şubelere ayrılır. Ve onlar da memleke- tin siyasft bünyesinde büyük - partiler kadar rol oynamağa başlarlar, İngilterede parti değiştirmek mü - him bir hâdisedir. Fransada ise bu hal pek tabildir. Fransada kisvelerini de Giştiren sosyalistlerin, komünistlerin adedi nekadar çoktur! Meselâ Mille- rand, Briand, Laval, Paul Boncour gi- bi. İngilteredeki seçim küçük grupları İçin Haberin deniz ve macera romanı: T£ Yazan: All Rıza Seyri ğum yerden kulonin çelik döşemesi üzerine dü- şerek dizim yırtılmış, elim yüzüm kanamış bir halde orada mocalsiz kaldım.. Başımın üzerinde zırh tavan sallanıyordu, kulenin duvar levhaları sarsılmış, perçinler açılmış, iğrilm Kulakla- rımda sağır edici bir uğultu vardı. Kulenin lüm- büz camma kadar yalnız köpükten dalgalar yük- seliyordu. Parçalanan demirlerin keskin, kart- şık çatırdısı Ülüme kavuşmakta olan insanların çığlıklarını boğuyordu. Bütün bu kıyamet, bu facla — içinde kaptan Blak beni yakamdan tuttu, demir eliyle kule- den çıkararak güvertonin kenarıma sürükledi: — Bak, görüyor musun? İşte batıyorlar ser- sem herifler.. Hepsi hopsi geberiyor.. Ürkmüs hayvanlar gibi bağrışmalarına, çıldirmiş gözle- rine, yüzlerine bak! Dünyada pek ax insan bu kadar ve acıklı bir mahzara seyretmiştir: Zırhi ta ortasından, makinesinin altın- dan vüri uk, Koca tekne vuruşün küvvetin- den bir ları kızaklarından fır lamış, "ınwlun içeriyo sular dolmağa başla- mişti, Bütün sabitler, askerler sancak bordasına üşüşmüşler denize sıçrıyorlar, pek geç olarak fll- kıl.ırı indirmeğe uğraşıyorlardı. En sonra © mu- hl: birdenbire devrildi, dalgaların al ı nda kayboldu ıdi bin kişiye yakın, Insa korkunç şıyan bü ge- kümetten korkar. Fransada üçüncü ci İmparatorluğun o7 azalmakta olmasma Ta, bir korku vardır. Y Mısırda kralın dü diyor, Resimde V' Fransız isa kuvvetli bir hü- uzaktır. umhuriyet ikin- fizerine ku- Bu cumhuriy bir prensip meselosidir. de kraliçe Nazlı ile Kral da verilen bir 2iyafette görülüyor... a miden ortada kalan şey, büyük atlantik dalgala- rt içinde çanlarını kurtarmağa çalışan kırk elli gayallıydı. Bunlardan birkaç tanesl yüzerek bi- zim geminin yanınma geldiler ve bordamıza tır- manmak istodilerse de gemicilerimiz tarafından üzerlerİne ateş edildi. Bize gelince, provamız, bodoslama demiri korkunç vuruş yüzünden parçalanmış, makine- miz karmakarışıkk olmuş bulunduğu halde ol- amuz yerde duruyorduk, Öbür İki zırhlı da- uzakta bulunuyorlarsa da oralardan üzerimize top atmağa başlamışlardı. — İlk önce gelen üç mermiden ikisi güvertemize çarparak toz dumanı ve buhar ile dolu havaya ağaç parça- ları ve parçalanmış insan etleri, kol, bacak ka- falar dağıttıla Beşinci mermide aşağıdan büyük bir parça lanma gürültüsü düyuldu. Ateşçiler baş kazanla rr önünde bir metroye yakın su olduğunu hay- kırarak güverteyo fırladılar. Gürertedeki adam- Jarımız karmakarışık olmuş, söz, kuma: din- lemez hale gelmişlerdi. Bon — horiflerin gözüne görünmemek için kaptan kulesinde — dururken kaptan Blak emir dinlemiyenlerden üç dört ki- şiyi elindeki royelverle öldürdüyse do onlar ar- tık bir erlgm sürüsü olmuşlardı. n çoğu yols ve korku İle aşağı koşup gemi kilerinden rum şişe- lerini ryakalamışlar, deli gibi içiyorlar, bulun- duğumuz kuleye, tüfek, tabanca atıyorlar, kor- kunç küfürlerle İrlandalı “dört gözlü,,ye aaldı- rıp öldürmek istiyorlardı. Zavallıyı bir vakit gü vertede kavaladılar, yetişen bıçakla vuruyor, o zaman o da mükabele edip sonra gRene kaçmağa b yordu, Kimsenin kimseye yardım edecek ha Bütün ricalarıma kârşı, — kaptan Blak kuleden fırlıyarak çıldırmış, sarhöş korsanların içine daldı, kaplan gibi döğüşerek dört gözlüyü kurtardı ve kolundan tuttuğu halde kulenin ka- li yol de çok aldanıyorlar. Bütün bu patırtı- lJar Fransayı zaanfa uğratmaktan çok Acaba İngilterenin usulü mü, yokga Fransanın usulü mü daha iyidir? Bu suüle şöyle cevab vereci — Bu her millet için bir vit münasebetile wımhn -r—ı’ıx. re eğlenceler devam v- ve genç Kratiçe Feride saray- sandalye İşte çok tuhaf bir hâdise. Hükmünürü kendiniz vekin: (Mak Gregör) adlı bir Arnerikalı atına diz: biniyor, dağa germeye gidiyor. Akşam - zeri atı, köye yalnız geliyor. Eğerin üze rinde kan lekeleri var. Allesi telâşa dü- şüyor, zabıtaya haber veriyor. Zabıta, en müktedir. — polislerini dağr çıkarıyor; (Mak Gregor)un cesedini bulu- yorlar. Ensesinden bir kurşunla öldürül. müş. Fakat, öldüren kim?... Zabita; Arnold Oliviye adlı şüpheleniyor, araştırmalarını yor. Aleyhinde birçok deliller Nihayet katil olduğuna kanaat getirilerek kendisi ve çocuğu tevkif olunuyor. Purt. Jant mahkemesi babayı katll, çocuğu cü- rüm ortağı olarak idama mahküm ediyor, amdur. Bunu herkes , hiç kimsede, çocuğu elekte e oturmaktar — kürtaracak bir kuvvet yok. Tek şahit babası. Avukatı na şu sözleri söylemiş: “Gregoru öldürdü- ğüm zaman oğlum benimle değildi..., Fakat, Avukatın ısrarına rağmen katil, ayni sörü hükimin buzurunda tekrar et- mek istemelt ir, Katil baba şöyle düşünüyormuş: “Oğlum, masumdur. Fakat mademki ben Bleceğim. Onu arkamda bırakmak iste- mem. O da benimle beraber ölsün!..,, Baba ve oğul bir gün elektrik şandalye- sİne oturmuşlar. Buna ne dersiniz? Baba şefkati mi?.. birinden Benişleti. buluyor. pısma kadar getirdi. Fakat adsız geminin Üçün- €ü kaptanı, orada düştü öldü; ağzından şu sözler- den başka şikâyet çıkmamıştı: — Ah, yeşil yurdum İrlandada öÖlseydim ne olurdu? Bütün bu işlerin olduğu sırada tek makine- miz, Alman makinistin ve çocuklarının inanıl- imaz itidali, kahramanlığı yüzünden çalışıyordu, açığa doğru gitmekte olduğumuzdan iki zırhilı nın bize yakınlamaları pek yavaş olmaktaydı. Birdenbire sarhoş gemiciler sandallara ve küçük istimbota saldırdılar. Mataforalardan in- dirip içlerine doldular ve açıldılar. Lâkin sarltoş lük ve korku ile iki sandal ile istimbot o kadar dolmuştu ki, gemiden açılır açılmaz dalgnlı de- nizde alahora olup battılar, denizin yürü haykı- ran, boğulan insanlarla doldu. Saat altıya geldiği vakit — büyük aderz nide sağ kalmış olanlar ben, kaptan Blak ve makinist Karl idik. O zaman, etrafı kaplamış u- ğursuz, derin ıssızlık ve sessizli!; içinde yürek- ler paralayıcı, uzun çığlık İşitildi. Bu ruhlarımı- zı titreten acı çığlık Alman makinistin ağzından gçıkıyarda. Felâketin dayanılmaz acısı içinde dâhi ada- mın dili açılıvormişti!.. Kaptan Blak beni yavaşça kolumdan çekti: — Çocuğum, korkak herifler gemide sandal olarak yalnız küçük petalyeyi (üç dört kişilik tlika) bıraktılar; sevgili geml de son soluğunu Alryor, senin de gemiden kaçman vakti gelmiş- tir! Ben şaşkımlıkla sordum: — Ya siz? Kaptan bir bana, bir Karla Baltır. rexürn biliyordum ki, o gemisile ölüp — gitmeğe karar (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: