11 Şubat 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

11 Şubat 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

z i * firin bardağına viski dolduruyor” du. , Hanrahan, teşekkür etti ve ka. İHABER'inl SAYFALIK HiKÂYESİ EL CAMA KIPE ECE olmak üzereydi. Han. rahan, Kinvaraya civâr yollarda dolaşıyordu; Birden yö Jun kenarında ve içerlek bir evden gelen bir keman sesi duydu. Der. hal yoluğu o tarafa doğru çevirdi. Bu onun âdetiydi. Biraz neş'eli bir müsiki veya dans havası duyar duyamz işinin olup olmadığını dü. şünmeden derhal yolunu değiştiri” tir ve müziği dinlemeğe giderdi. Ev sahibi, açık kapının önünde ve ayakta duruyordu. Hanrahan sesini işitecek kadar yaklaştığı za“ | man bu adam; — Sala geldiniz, diye bağırdı, o kadar uzun zâmandanberi bura. larda görünmediniz ki artık ne. rede ise sizi unutmağa başlıyacak- trk. Açık kapının önünde ev sabibi- nin karısının da gölgesi gözük - müştü. Kocasının kulağına doğru eğilmiş ve yavaş sesle? — Bara kalırsa onu bu akşam, eve sokmâmalıyız . diye mırıldanr. yordu. Çünkü kilisede şöhreti pek parlak değil. Namuslu kadınlar da ondan pek hoşlanmazlar. Son. ra da bize misafirliğe gelmeğe ka rar vermeden evvel her halde bi- raz da içmiş olacak.. Kotası itiraz ettiş — Evimin kapısmı hiç bir z& man Hanrahanın yürüne kapaya. mâm .. Hele bu mükemmel şair buraya böyle kendiliğinden ve hiç sıkılmadan samimiyetle geldiği za. mâni, . İçeride bütün komşular toplan" mşlardı. Bunların içinden bir ço- ğu onu şahsan tanıyor ve hatıra larını taşıyorlardı. Maamafih içle. rinde mühim bir kısmı da, bilhassa salonun köşelerini seçmiş olan gençler yalnız onun ismini işitmiş, lerdi. Bunlar kendisini yakındar görebilmek için merak ve heye canla parmaklarının ucunda yük » selmeğe uğrâşıyorlardı, Hattâ iç lerinden biri; — Şu meşhur Hanrahan, de. gil mi? dedi.. Hani şu işinden çi. karılan eski mektep hocası? , Fakat bu yaramazın annesi he men eliyle onun ağzını kapadı; us Ja oturmasını, böyle geyler söyle- "memesini tenbih etti ve izahat ver- di; — Hanrahan pek çabuk ve ku. durmuş gibi kızabilir. Eğer bu hi. kâyeye ait bir kelime kulağına ge- lirse, bu iş hakkında ona en ufak bir sual soracak ibtiyatsızın Ar Jah yardımcısı olsun. Bu sırada misafirlerden biri Hanrahandan bir şarkı istedi, O zaman ev sahibi hemen orta” ya atıldı ve daha nefes almağa va. kit bırakmadan ondan şarkı iste. menin doğru olmıyacağını söyle di. Bir taraftan da bu yeni misa- 'dehini ev sahibinin sıhhatine kaldı. — rarak bir nefeste boşalttr. Tam bu sırada kemancı yeni bir dans havas; çâlmak için elini kemana atinıştı.. Ev sahibi, genç misafirlerine dönerek Hanrahanın 'dansmı görürlerse, dansın nede mek olduğunu o zaman anlayacak- atını söylüyordu. Dünyada Hanrahan gibi dânseden insan gö ti, Fakat Hanrahan dansetmek is temedi, O artık ayaklarını çok da. ha şayanı tercih bir vazileye tah. sis etmişti. İrlandanın beş vilâye- ti arasmda dolaşıyordu. Hanra han bunları söylerken kapına. zalığından evin genç kızı Oana gözüktü. Kucağında ocağa atmak Üzere taşıdığı odunlar” vardı. Odünları ateşin ortasına fırlat, &. Birden yükselen alev sütunu- © mun, yaptığı alsin içinde genç kı- sm mütebessim ve güzel çehresi parladı, © — Hemen fki üç delikanlı ayağa — fırladılar ve onu dansa davet eti- ler. O zaman Hanrahan bu deli. kanlıların arasına girdi ve genç kizin kendisiyle dansetmesi icap ettiğini söyledi. Bu hakkı ona ve. ren sebep, bu kıza kadar gelebil - mek için yürüdüğü yolun uzunlu- ğu idi. Sanki gidip kızın kulağına bl şeyler fisıldamıştı .Çünkü hiç bir kelime söylemeden Oana yanakla' cında hafif bir kırmızılık olduğu halde onun önüne gelmiş ve kolla. rının arasına girmişti.. Arkadan başka çiftler de ayağa kalktılar, Fakat tüm kemân dans havasına başlayacağı zaman Han. rahanın gözleri tesadüfen ayakka bılarının berbat haline ilişti. Ayak kabıları parça parça idi ve aralık- larından çamarlu çorapları gözü” küyordu. NK Birden büyük bir hiddet içinde parkenin dansedilecek bir halde olmadığını, muziğin çok fena ol duğunu söyledi ve sonunda gitti, ocüğın yakınında bir köşeye çe. kildi ve oturdu. O bu hareketi ya parken genç kız da onu taklid et- miş ve gelip yanına oturmuştu. Dans devam ediyordu. Bittikten sonra gençler bağırışarak başka bir dans istediler, Kimse Oana il; kırmızı derili Hanrahana dikkat bile etmiyordu. Maamafih kızın annesi oturdu- ğu yerde pek te rahat değildi, Bir fazla l disine yardım etmesi bâhanesile, yanına çağırdı.. Fakat onun hiç bir arzusuna karşı gelmemiş olan Oa na, bir dakikaya kadar geleceğini söylemiş ve hemen yerinden kalk. mamıştı. Çünkü bu sırada şairin kulağına eğilerek anlattığı şeyi bütün alâ. kasiyle dinliyordu. Bunu gören annenin endişesi artmıştı. Külleri silkmek ve ateşi daha canlandır. mak bahanesiyle çiftin yanma doğ ru geldi.. Şairin, kızının kulağına, Ushnochun oğlunun ölümüne se. be polan beyaz elli Deirdreden bahsettiğini ve ona bu güzel kızın aşk masalını anlattığını duydu. Bundan sonra söylediklerini an. layamamıştı.. Sesin ahenginden bunun bir şiir olduğunu anlıyor ve kızına aşağı yukarı şunu söyledi" ğini zannediyordu: — Güneş ve ay kadınla erkektir ve ayni zamanda sizin ve benim hayatlarımızı temsil ederler. Son-| süz boşluk içinde mütemadiyeri serseriyane dolaşırlar. Sanki AL lah onları bu mavi kubbenin altın. da sadece biribirlerini sevmek için halketmiştir. Çünkü Allah onları biribiri için yarattı. Sizin ve be nim hâyatırımızı da, semanın g& nişliği içinde hafif, temiz ve dar sila ile dolu kalblerimizle inip çık. mak ve ilâhi bir dansın çiftlerini teşkil etmek için yarattı . * zaman ihtiyar kadın geri- ye döndü ve bir köşede misafirlerinden baz lariyle iskam- bil oynamakta olan kocasını yanı. na gitti, Kocası ona hiç ehemmiyet vetmemişti.. O zaman yaşlı kadın misafirlerden birinin karısına doğ. tu eğilerek: “Onları biribirinden ayırmak imkânsız, dedi, ve kadı- nn cevabını bile beklemeden bir köşeye çekilmiş ve ehemmiyeti! bir muhavereye dalmış gibi konu. şan gençlere dönerek: — Eğer evin en güzel kızındar kendisiyle dansetmek muvaffakı. yetimi koparamıyorsanız neye yâ- rartınız?. diye bağırdı. tum... diye ilâve etti, gidin baza, um onu şairin elinden kurtarabiles sek misiniz?, Fakat Oana, onların söyledikle, rini dinlemek bile istemiyordu. Hepsini biribiri arkasına ufak bir el işareti ile başından savuyor. du. O zaman delikanlılar doğcü- dan doğruya Hanrahana döndü ler. Ondan genç kızla dansetme, sini istediler, Eğer bunu yapmak İstemiyorsa bu sazdeti onlardan birine devretmesi icap ederdi. Hanrahan delikanlıları dinle“ dikten sonra; — O halde onunla ben dansede. ceğim, dedi, Benden başka bura, da kimse onunla dansedemez, Bunun üzerine genç kızla bera- ber ayağa kâlktı ve ona elini uzat. t, Pakat oradaki delikanlılardan bir çoğunun izzetinefsi kırılmış * tr. İçlerinden bazıları onun eski püskü ve çamurlu elbiseleriyle a lay etmeğe bile başladılar, Fakat ne Hânrahan ne de Onan buna ehemmiyet vermemişlerdi.... Sadece biribirlerinin (gözlerinin içine bakıyorlardı. Sanki bütün dünya bu gözlerde toplanmıştı. Fakat biribirine âşık bir ikinci çift te şimdiye kadar sakin otür « dukları köşeden kalkmışlar, biri, birlerine sarılmışlar ve muziğin ahengine (oayaklarını uydurarak eğ başlamışlardı. “ Hanrahan büyük bir hiddetle lara arkasına döndü ve: danse- deceği yerde şarkı söylemeğe baş- ladı, Şarkı söylerken Oanarın eli. Bİ avuçlarının aratmdan bırakma” muştı.. Sesi gitgide ciddileşiyordu. Delikanlıların istihzaları dudak- larında dona kalmıştı. Şimdi ke. man da susmuştu. Sadece Hanra* han'ın, büyük orgların seslerini andıran kuyvetli sesi işidiliyordu. Söylediği şarkı, bir gün Sileve Hehtgede dolaşırken işittiği, belki de uydurduğu bir şarkı idi, O bu şarkıyı söylerken Oana ona gitgide daha fazla yaklaşıyor» du. Gök maviliğindeki gözleri bu. İutlanımış, kuruşunileşmiş gibiydi. Gözlerinin kenarları ve yanakla” sında inci tanelerine benziyen yaş- lar vardı, Onu bu vaziyette gören birisi. nin bu genç kızın Hanrahanı şark- tan garba, şimalâen cenuba nereye giderse gitsin takip edeceğini an- lamakta güçlük çekmesine imkân yoktu, Bir delikanlı, genç kızın istiğra kımı bozmak istedi: — Şarkılarında bahsettiği men leket neresi? İyi düşününüz Oana, yol uzun; Şok uzundur. Oraya vi- rabilmek için çok yürümek lâzım. dır. Başka bir delikanlı; — Eğer Hanrahanla beraber gitmeğe karar verirseniz gidece” ğiniz memleket masallardaki gibi sbedi gençliğin diyarı. olmıyacak- tar. Orası, heyhat ki çamur ve ba taklıklı o dereleri olan kötü bir yerdir . O zaman Oana, sanki bir sua' sormak (arzusiyle tutuşuyormuç gibi Hanrahâna baktı,. Fakat Han" zahân genç kızın elini avuçları a- zasında sıkarak havaya doğru kal dırdı: — Bu vatan çok yakındır bura ya... Onu her yerde bulabiliriz ». Şu arkadaki tepelerin üstünde. Yakınımızdaki ormanın ortas nJa.. Her yerde.. ber yerde.. Sonra daha yüksek sesle ve a- zıkça bağırdı; — Örmünın ortasında... Ey$. — Sizlere, hepinize söylüyo. lüm sen orada bizi aslâ bulamaz” Örülmüş İ Yazan: W.B. Yeats Noel edebiyat mükâfatını kazanan İrlandalı edip Çeviren: Suzat Derviş #m., Şimdi bana cevap ver Oana, benimle beraber oraya gelmek is- ter misin?, O bunları söylerken iki ihtiyar kadın kapıyı aralayarak dışarıya süzülmüşlerdi. Oananın annesi ağ-' uyordu : — Benim küçük Oanamı büyüle di. Onu sihirle zaptetti. Onu yus. vamızdan kovmak için erkekleri. mizi neden çağırmıyoruz? , — Büşka bir kadın: Başka bir kadın; — Büna imkân yok, diyordu. Hanraban Gaelli bir şairdir ve bi Tiyorsun ki Gaelli bir şairi evinden kovan insanın başma uğursuzluk gelir.. Tarlalarındaki buğdaylar bile kurur, ineklerinin sütü kesilir vu bü uğursuzluk bu şekilde tâ- mam yedi sene devam eder, — Allâhım onun bu fena şöh. retini bildiğim halde nasıl odu de bu adamı evime aldım?. — Tabii, o evinize girmeder evvel yoluna devâm etmesini ken disinden rica etmiş olsay'dınız bun- da hiç bir fenairk olmazdı. Fakat onu şimdi zorla dışarı çıkartmak, büyük bir uğursuzluk getirecektir. Fakat beni dinleyiniz. Plânı tatbik edelim. Onu tamamiyle kendi ar. zusiyle ve hiç bir cebir kullanme" Jan buradan ç karabileceğimi zan- nediyorüm Biraz sonra bu iki kadın tekrar büyük salona döndüler, İkisinin Je kucakları samanla doluydu. Bu sirada Hanrahan şarlatan bitirmişti Genç kıza, süratle ve yavaş sesle şunları söylüyordu: — Ev dar, dünya geniştir. Dir yada hakikaten seven bir tek malük tasavvur olunamaz ki gece» den, şalaktan, güneşten veya yıl dızlardan, akşamın gölgelerinder korksun., Oananm annesi: İalmemnuniye. İdeki ipidşarr fırlattı, koşarak — Hanrahan, diye omuzuna do»! geldi ve kapıyı ihtimamla Hanza» e” it i DGS / kunarak sözünü kesti, bana bir| hanın yüzüne kapaya”” dakika için yard m edebilir misin?| nü sürdü. İhtiyar komşu da: — Haydi, Hanrahan, diye ilâve ediyordu, bize yardım ediniz de şu saman ipliğini örelim. Bu İş. lerde ne kadar mahir olduğunuz imalüm. Samanlığımızın damı rüz gârdan devrilmiş, omu düzeltece- giz, — Elbette yardım ederim.. Ma. APTIĞI işten b yar olan anne ” yö ya atmış, kahkaha il€ Komşularda bir kor? z tebrik ediyorlardı, Bü sırada ilaprahay İ küfürleri söylüyerek KX. İu işidiliyordu. “ Anne bu sırada or 1 hazırlanan Oananmi di . Ve hemen müzisyei p ti, Onlar bir vals Şale Ci lar. Delikanlılardan Xi lerinin kızmın belisi Yİ valsin baş dönd 4 içine doğru sürükledi Dans bittiği, K man artık hiç bir #©* du. Yeniden .— şeyi #üküt kapladı. Ve si gibi sakin ve gani goğuldu. ; Hanrahana gelin, kapı dışarı at im$ sıştt, Ve artık osun yuva, ne bir sığmak alkol, ne de sözlerini bir genç kız > Bunu söylerken saman ipliğini örmeğe mahsus kliçük sopayı eli. ne almıştı. Sür'atel örmeğe baş- ladı. O ördükççe Oananın annesi ona saman — yetiştiriyordu. Hanrahan şabuk serbest (Kalabilmek için mümin olduğu kadar sür'atle örmeğe çalış yordu, İhtiyar kadınlar bir yandan ko- auşuyor; bir. yandan da Hanraha” da saman uzatıyorlardı. Onun herkesten daha gürel ve daha ça. buk ip ördüğünü söyliyerek onu teşci ediyorlardı , Hanrahan, genç kızın onu a yersızlıkla beklediğini gördükçe, 4 daha çabuk, daha çabuk örmeğe kabı “çonllri ; uğraşıyordu. kadar geldi. deri! İ yaf Başı havaya kalkmıştı. Eller) Büyük bir taşi e Ain bacerikliliği, tecrübesi ve kok | du. Sağ kolunu ge arının kuvetiyle iftihar ediyer .| yarak, yalnız kep o du, söylemeğe başlsdi- man karnına Ges? “ yi w Beki Bu gürur İçinde yavış yavaş ge. ! böyle yapardı. & siye doğru giliyordu. İpi örmek» ets r *e devam ediyordu ve ip uzadikçe lr b şe kendide geriliyördü, Yavaş yavaş ize #win kapısının eşiğine kadar gel i nişti., Kapı atık. Daha ötesini 5 İüsünmedsa bu eşiği de geçi w Sirden kendisini büyük yolun ü de buldu. wi İşte o bana . Uzun Moy Der Bu sırada Oananın annesi elin.

Bu sayıdan diğer sayfalar: