29 Ekim 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 32

29 Ekim 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. İazla namus- is emiyordu. Onun nevindeki lüduflar, Mes'ele burada! Ben bir A ödü; geniş, her şeyi kavrayan görüşler uyandırmak istiyordum, hatırlıyor- musunuz? .. Acaip bir fikir... r şeyi eyi bilmek iba o bana hürmet etti mi? Ö bana hürmet etti mi? etmedi mi? fakat zannetmiyorum. Çok Ş bütün kış bana onun benı istihfai ettiği fikri gelmedi. Hata ben onun bilmiyorum; ni hayrek kanidim. eni istih- aksine keşke bütün ömrünce is ih- yaşasaydı! Daha biraz ve konuşuyordu. Onun bana sert bir hayretle baktığı ana kadar, Aunun ilelebet, ilannahaye anladım! Ah... faf etseydi, canı isterse keşke 'eni elverir k' şimdi k bu' sadah o gezi , daha kendisini aşağı atabileceğini bir türlü havsalam almiyo! Daha beş dakika evel, bir şey beklenebilir midi? Lükeryayı ç Pencereden nasıl ondan böy e Lükeryayı olsun. Biz ç ığırdım. ulsun bırakmıyacağım, ne olursa zle pek alâ daha anlaşabilirdik. Kış esnasında pek yabancı kalmıştık, yine birbir mize alışa- Müştereken yeni bir hayata başlavabilmemize birbirim mamıştık? ne mani vardı? Ben cömettim, o da öyle; temas nok bu olurdu! Dada yalniz bir kaç k li ne, daha kaç gün - haydi nahayet iki gün - © her şeyi anlıyacaktı. Beynimi en ziy de no meselenin bir vali alelade , kör, bir ideal. Ne kadar , Beş dakikacık, yalnız beş dakikacık geç geldim! Beş ökk evel döneydim düzelecek, her şey yalnız bir karıncalıyan tali olması her şev unutulacaktı. O, nahayet (Omeseleyi (Okavrıyacaktı. O Ve şimdi... Bu boş adalar. ve ben yine yalnızım. Saatın rakkası tik! tak! vuruyor, tıkl ukl vuruyor oartık bir şey doymuyor.. O teessür duymuyor. Ben öyle yalnızım kimsem yok... felâkerl Bir aşağı bir yukarı gidip geliyorum. bâna lüzum yok. Biliyorum, biliyorum, iylemeye im, benim beş dakika- Ama öyle Benim mes'eleyi raliye atfetmekli etmekliğim size gülünç geliyor! dan şikâyet İnsaf ediniz. Düşününü görüümüyor mu? z mektup bi e bırakmadı... o iki satırlık bir bir kere ki Ölü- mümden kimse mes'ul değildir gibi bir pusulacık.. İnti- har edenlerin yaptığı gibi. Lükeryanın başına belâ gele- bileceğini düşünemedi mi? Onunla beraberdi, binaenaleyh Şöyle... onu pencereden atmış olabilirdi. Hakikaten Lükeryayı karakola götürdüler. Bereket versin ki yandaki evin elinde resim, düştüğünü penceresinden ve avludan bir kaç kişi, onu, pencere pervazında durduğunu ve aşağıya görmüşler, Hayır, mutlaka bu, bir başdönmesi olsa gerek. Evet, bir anlık bir başdönmesi!.. O, Meryemana resminn önünde dua etmişse bundan ne çıkar? Bundan önun ölüme doğru gitmek Kararile dua ettiği neticesi çıkar mi? Her şey nahayet on dakika sürdü; O, dıvara yaslanmış... Başını elleri içine almış.. Ve gülümsemiş. Belki kararı HAYAT,32 parlayıverdi, başı o anda verdi, fikrinde intihar ar döndü ve mukavemet edemedi” telehhüm .. vaşanabilirdi. mutlaka; öyle. Süphe yok... Ne Sakın... Kışın Görünürde bu bir sui benimle deyiniy. Dah: . Evet k üddem olmasın? Be pek bitap düşmüştü. en keç geldim!!! mni burun Tabut içinde o ne nahif, ne narinl.. Mini ne kadar si:ril.. Kirpiklesi sanki ufak okcuklar gibi. Ne kadar da şayanı hayret bir surette düşmüş Hiç yara bere yok, hiç bir azası kırılmamış! Yalniz bu « br avuç karı. ç Nihayet bir çorba kaşığı. Dahili bir tezelzü'. Şimdi Onu defnetmemeleri kabil değilmi? Şöyle. Hayır... Onu götürmeleri acayıp bir fikir geldi: Zira onu götürürlerken... Ben deli değlim. Rüya da görmüyorum. hemen imkânsız... Bilaki-! Anlayışım hiç bir #aman şimdiki kadar vazih ve uyanık değildi. Yalnız şimdi ne haldeyim.. Evde vine yalnızım, İki odam bomboş. Rehinlerle beraber vapyal- nızım. Savıklıyorum... Bu bir beyin hün:ması olsa gerekli... .Ben onu ölesiye tazip ettim. hakikat bul. O artık kör, kör ve ölüdür, ve bir şey işitmez: Seni nasıl bir cennet bahçesile çevirdiğimi bilemezdin. Çiçek- Beni istediğin ler ruhumda s klı idi, etralına dikmiştim! Pek alâ sevmiyorsan... Bundan bir şey çıkmaz, her şey gibi kalırdı; S'ni bırakırdım. Bana bir dost gibi muamele ederdin bana her 5 anlatırdın, b raber güler, rahat Ömür Ona sevinirdik, mes'ut bakışlarla birbirimize bakışırdık... bir su gibi böyle ge,erdi. Diğer birini seveydin.. da razidim. Sen onunla gider, onunla gülerdin. Ben de sokağın öbür kenarından gider, ikinizi gözlerimle taki, ederdim. OÖoooo ... her şeye razıyım, her şeye... Elverir ki o bir Jâhza gözlerini açsın!.. Bir lâhzacık.. lâhzacık! O, bir vakirki gibi bir Jâhzacık bana baksa, bir lâhzacık kalkıp bana bir sadıh refika olacağını söylese... Ben de bir bakışta on: her şeyi e ee Ey tabiat Ey kör kanunlar! İnanlar yer yalnızdırlar: İşte felâket burada! © Ver yüzünde nl bir ruh kaldı m., diye eski bir Rus şarkısında, bir kahraman Ben ki kahraman değilim, ben de uzak lara sesle. iyorum; fakat kimse cevap vermiyor. Diyorlar ki Güneş her şeye hayat verir. Güneş yükselirken bir kerre ona bak'nız: O bir lâşe değil mi? Her şey ölü, her yerde ölüler var... İnsanlar yalnızdırlar, etraflarında da süküt Bunu kim Hissiz, can Yalnız bir “üzünde etra'a haykırıyor. hükümrandır! * İnsın'ar, birbirinizi seviniz! , diyo? Bu kimin ihtardır? Rakkas tik!.. Taki. sıkıcı, vorüyor. Gece saat iki, İskarpinleri yatağın önünde, onu bekliyorlar... Hayır, Allah aşkını söyleyiniz!.. Yarı» onu götürdükl ri vakit ben ne yapacağım? Bitti. Nakleden: A. Ragip Mesul Müdür; Faruk Nafiz — “ &

Bu sayıdan diğer sayfalar: