29 Ekim 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 6

29 Ekim 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

öğretmek mümkündür. Paskalın İsaya söylettiğini, buraya tatbik edebiliriz: ' Eger beni evelden bulmasaydın, şimdi a'amıya- caktın.) Tamamen çürümüş de gil, hatta ahlakiyete yabancı olan bir insan üzerinde müre- bbinin hakimiyeti olacağa ben- zemez. Ahlaki vicdanın cibilli olduğunu, ve sonradan kaza- nılamayacağını iddia eden mü- t-fekkirler yokmudur? Bu mez- hep şayanı münakaşa olmakla beraber, ahlaki tarbiyeye imkân verir görünürk n, onu tamamen faydasız göstermek tehlikesine de düşmektedir. biraz nazari olan bu müşkül içinde ” sıkışıp kalmayacağız. Faka! tatbikatta bunun neye tekabül ettiğini kolaylıkla bula- cagız. mürebbinin de bu müş- külü, bu şekil altında yakalaması lazımdır . Ahlak terbiyesinin birinci meselesi olan bu müş- külü şu suretle hulasa edebiliriz: Biz çocuğu bir çocuk hayatı için değil, bir adam hayatı için büyütüyoruz. Onu henüz kendi- sinin olmayan bir tarzı hayata hazırlamaya, içinde dolaşm “dığı bir muhite intibak ettirmiye çalışıyoruz. Çocuk bulunduğu yaş içinde, asli ahlak kaidele- İerinin kendisine hangi iyilikler namına tosdik ve cebren kabul ettirildiğini anlamaz ve binne- tice hissedemez Bir c hetten de bütün “terbiye *vaktindan- evel yapılan bir iş, bir hazırlıktır. Hatta fikir terbiyesinde de ted- risatın takip ettigi gayeleri çocuk önceden takdir edemez. Fakat bunda yakın ve hazıri bir alaka çocuktan istenen ce- hde umumiyetle bir istinat olur Bütün unsurları heyeti umumiye için haizi kıymet olan ahlak terbiyesinde bu alaka aynı de- recede parça haiz uldugu alakayi nihai gayeye borçludur. Dıkkat ede- lim ki ahlakiyet işind: yalnız amellerin doğu kâfi gelmez, sebeplerin de ahlaki olması lazımdır. Bu ittifakla kabul edilm ş olan bir hakikattır. Ve nazariyecil -rle dincileriı batıl fikirleri üzerine degil, ameli ve müsbet delillere kati ruhiyat kanunlarına istinat eder, tiribirinin aynı olan hareke tler biribirlerinden farklı sebep- lerle' yapilabilir. Bu hususta esas itibarile iki makule sebep tefrik edebiliriz: birincisi, ahlaki kardenin hikmeti vücudunu izaa edenler ki, bunlara batıni yahu hakiki sebepler diyoruz. Mesela başkasının hakkı ölan ir şey- den malhırum etmemek ve içtimai bir karı ıklık yapmamak ıçin çalmamak gibi. İkincisi ahlak kaidesine yabancı olan harici hatta bazan sahte sebeplerdir: ceza ve candarma korkusu gibi Bü iki hususiyet filen bütün der celeri gösterebilir. Ve bu- nun tefriki de haizi ehemmittir. Kant bir ta altan, ilahiyatçılar diger taraftan bir amelin hati- katen ahlaki olamsı için onu bize yaptıran sebeplerin ahlaki bir kıymeti haiz olması lazım geldiği esasını tanımaktadırlar. deşildir; burda her olması Bunların “ahlaki sebepler hakk: - ndaki hususi ve belki de itiraz edilebilecek: telakkilerini kabule mecbur. olmadan - amme bitlik e bu görüşün doğrulu- gunu pek sade «e ameli delil- İerle tanıyabiliriz. Menfaat en- dişesinden uzak, ahlaki sebep- ler tahtında karar veren bir irade cemiyete ve her kese karşı ile. HAYAT ,6 harici dürüstlüğü arızi ve mu- vekkat olan bir iradeden daha fazla teminat verir. Bu böyle olduğuna göre bütün hususi nazariyelerin haricinde bir 'arzı hareket kaidesine imtisalin ta- mamen ahlaki o'an sebebi nedir? Şüphe yok ki bu, kaideni, gayelerinden çıkarılabilecek ol- an sebep, daha doğrusu sebe- plerin heyeti omecmuasından başka bir şey olamaz; yani, kaideyi kabul eltiren ve kaide olarak gösteren delillerdir Ve işte o zamandırki ahlak terbi- yesinin ilk güçlükleri bütün şiddetile: görülür. “Çocuk meb-' dede bu delilleri bilmez, ne zekâsının inkişafı, nede hayat tecrübesi bunları takdir ve ta- hmin imkânını ona veremez. Yalnız batıni ve hakiki sebep taramın bhaizi kıymet ve cid- den müessirdir. Bu sebeplere çocük bidöyette vasıl olmaş; bunlar çocuğun aldığı terbiye ve hayatın onu tamamlayışı nisbetinde kabili istifade ola- caktır. Şeniyetin ihtiva ettiği tashihler ve tahfifler 'nazarı dikkat: alınmadan bu mantık ileriletiledek olursa, ahlak ter- biyesinin mümkün olmayacağı şeklinde paradoksal bir neticeye varılır; çünkü bu telakkiye göre ahlakiyeti tamame : ahlaki olan bir tarzda çocuğa öğretmek mümkün olmayacaktır, Tecrü benin bu müşkülü teyit ettiğini ileriki tetkiklerimizde göreceğiz Ahlak pedagocyasının bir çok vetireleri, alelade tahminlerd'n ibarettir; yahutta gayenin zıd dına gitmektedirler. Nakleilen

Bu sayıdan diğer sayfalar: