1 Temmuz 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 20

1 Temmuz 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ihtiva eden bir sancağın iki üçyüz köy icabma göre ikişer, üçer- den seksen doksan timara ayrılır. Diğerlerinden de şehzadelere, vüzeraya, beylerbeyilere.. ilh (yani büyük derebeylerine) bir hisse ayırdıktan sonra bakiyesi, hâsı hümayun namile hazinei Devlete bırakılırdı. Devlet bilâhare bunları istedizine timar ve- ya temlik tarikile yani doğrudan doğruya mülk olarak bahşederdi. Sipahi, icabında ölen veya ecilâyı vatan» eden raayanın toprak- larını «kendi tasarruf eder. Kendi çiftin sürer veya ortağa ve- virir... Bu gibi yerlerden el çekip yine tapuya verse caizdir. Bun- lar finefsülemir raiyyetlik yerlerdir» (*). Mamafih sipahinin, münbit ve verimli olan bir yerin sahibine cebirle «cilayı vatan» et. tirerek, o yere tlasarruf etmesi o devrin keyfi kaideleri altında pek âlâ mümkündü. Sipahinin bazen çiftini kendi sürmiye mecbur olması, onun içtimali vaziyetinde bir tahavvülü icap ettirir. Si- pahinin vasfı istihsale doğrudaun doğruya iştirak etmemek, başkalarının sâyesinden geçinmekti. Çiftini kendi süren bu nevi sipahiler her halde fakir sipahilerdi. Sipahi derebeyliği çerçevesi içinde böylece iki tip köylüye tesa- düf ediyoruz. Her ikisinin de sipahiye bağlı olmasına rağmen aralarındaki fark birinin istihsal vasıtalarına sahip olması diğe- rinin bundan mahrum bulunmasıdır. Raaya, sipahinin muayyen işlerini de görmiye mecburdu. Raa- yadan alınan mahsulât için sipahilere anbarlar inşası, bağ olan yerlerde muayyen zamanlarda bağlarda çalışmak, mahsulâtın sipahi anbarlarına taşınması ilh... gibi işler, raayanın angarya mesaisini teşkil ediyordu. Sipahinin mahsule iştliraki vergi şeklinde cereyan eder. Bunun böyle olmasının sebebi, sipahi derebeyliği rejiminin hukuk mü- nasebetlerinin hususi karakterinden tevellüt eder. Çünkü sipa- hi, Avrupalı feodal gibi toprakta çalışanın mahsulü üzerinde doğrudan doğruya bir mülkiyet hakkına malik değildi. Halbuki gördüğümüz gibi sipahi rejiminin zahiri şeklinde bir serbesti vardır. Müstahsil zahiren müstakil olarak yasşar. Bunun için müslahsilin mahsaulüne ancak vergi tarikile iştirak olunabilirdi. Bu vergi ise tamamen sipahinin elinde kalıyor ve bunamukabil Devlet sipahiden harp vukuunda muayyen miktarda kılıçlı (*) Keza, 20

Bu sayıdan diğer sayfalar: