1 Ağustos 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 37

1 Ağustos 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 37
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

macerası ile mutlak surette tarih arşimize havale edilmiştir, Türk İnkılapçıları, taklit devresinin kapandığını ve Türk topraklarına has olan iktisadi, içtimai ve siyasi rejim seklinin ancak o toprak- ların şeniyetlerine uygun orijinal bir yaratıcılıkla meydana geti- rilebileceğini, ifadeleşen milli suurun hareket ve vakıa olmuş bir şiarı olarak peşinen ilân etmişlerdir. Öyle ki, «garplılaşma» faslına sokulması mümkün harecketlerimi- ze inkılâbımızın gayeleri nazarile bakmak doğrudan doğruya in- kalâbımızın kadrini indirmekle birdir. Bizim bu gibi hareketlerimizi olsa olsa, büyük gayeye yürürken, eşefbimizin bir işareti üzerine derhal tahakkuk ettirdiğimiz mu- vaffakıyetler şeklinde telâkki etmek kabildir. Öyle muvaffakı- yetler ki, muhafazakâr milletler için belki her birisi gaye adde- dilebilecek fütuhattır. Fakat öyle fütuhat ki, tarihin en derin en manalı ve en tam inkılâplarından birini tamamlamağa karar vermiş olan Türk milleti, onları şöylece ve göçerken elde et- miştir. Halk Fırkası programından bazı maddeler alarak, milli inkılâ- bımızı faşist inkılâbının şimdilik henüz pek genç bir kopyesi le- lâkki etmek te, ancak egarplılaşma» esası ile kabili izah bir sa- kat hükümdür. Türk inkılâbının gayesi, garplılaşmak olsaydı, Dr, Rossi'nin kısa süren bir muhakeme silsilesinden sonra, Türk milletinin en yeni garp rejimlerinden biri olan fasizmi almağa kalkıştığını söylemesinde bir beis olmazdı. Ve böyle bir iddia, Balkan milletlerinden her hangi birisi namına ileri sürülmüş ol- saydı, belki de yerinde olurdu; çünkü o milletlerin kararlarım tayin eden arzu, üç çeyrek asırdanberi «garba benzemek» tir. Fakat Türk inkılâpçıları, milleti millet ve memleketi memleket yapmak işini hiç bir zaman, model üzerinde kanaviçe işlemek gibi, basit bir ameliye telâkki etmemişlerdir. Nitekim, bir zamanlar, hususile bazı Fransız muharrirleri, An- kara inkılâpçılarının Fransız inkılâbının gecçikmiş bir adaplas- yonunu yaptıklarını ileri sürmüşlerdi. Bazıları da bugün, Ân- karanın Moskova mektebinin dümen suyunu takip eylemekte ol- duğunu iddia eylemektedirler. Türk inkılâbına bir mana ve is- EYİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: