1 Ağustos 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 38

1 Ağustos 1932 tarihli Kadro Dergisi Sayfa 38
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tikamet atfeylemek istiyenlerin şimdiye kadar ittifak edememiş olmaları, Ankara'nın ancak kendine has ve kaideleri, prensip- leri kendisince tesbit edilmiş bir bareketi temsil eylemekte ol- duğunu göstermez mi? Dr. Rossi'nin müsaadelerile, faşizm ile Kemalizm'i birbirinden ayıran bazı vasıfları aşağıda gösterelim: 1. — Faşizm, yarı-hapitalist bir İtalya'yı kapitalizm'in sınıf teza- dından ve bu tezadın doğurduğu dahili anarşi ile bu anarşinin makesi olan demagojinin ve bürokratik idare cihazından (de- mohrasi ve parlamentoculuk) kurlarmak hareketidir. Korpurasyonlar rejimi ile, sınıf tezadının halli yerine sınıf te- zadının tehlikesiz bir şekilde istikrarlandırılması cihetine git- miştir. Ş Milli kurtuluş inkılâbı ise, bir yarı müstemleke olar Osmanlı im- paratorluğunun yerine müslakil Türk vatanının bu günkü tarihi şartlara göre ikamesidir. Bu günkü tarihi şartlar derken, bittabi sınıf tezatları kastedil- mektedir. Türk milleti, inkılâbına, sırırflaşmamış bir millet bünyesi ile baş- ladığı için, sınıflaşmayı reddedecek ve imkânsız kılacak tedbir- ler almakta ve bu tedbirleri gittikçe derinleştirmekte ve mürek- kepleştirmektedir. Büyük istihsal vasıtalarının devlete tahsisi, ileri ve plânlı bir devletçiliğin kabul ve tedvini bundan ileri gel- mektedir. 2. — Faşizm, demokrafik zaruaretler dolayısile, müstemlekecili- ğin zevali devresi olan harpsonrasında; müstemlekeciliği başlı- ca şiarlarındarn biri olarak ilâna mecbur kalmıstır. Bu sebeple- dir ki, iç iktisatta devletçi olan faşizm, dış iktisatta, yani beynel- milel iktisatta liberal olmah tezadına düşmüştür. Kemalizm, müstemlekeciliğe hkarşı bir isyandır. Milli kurtuluş harbini, müstemlekeciliğin hariçten gelen muavin kuvvetlerine (Yunan ordusu) ve dahilde takviye etmek istediği muavin kuv- vetlere (Saray ve Galata) karşı yapmış ve ihtilâllerin hususi- yetlerinden biri olan «barricade» mücadelelerine, cephe harbi- nin ihtişamlı ebadını vermistir. Yaptığı muharebenin malüm ma- nada bir muharebe olmadığı, hem muharebenin cereyanı (Türk kadınının, istiklâl ve namus cephesine, sırtında cephane taşıma- BE

Bu sayıdan diğer sayfalar: