AVİ AA | DARKMLLE —S TU VASYON DERNEĞİ ' İK ARE YOU HAPPY SEMRA?- Başbakanla First Lady, YASED'in onur konuklarıydı. Yediler, içtiler, İngilizce konuştular. Davetlilerin kimi bilgilendi, kimi de eğlendi. ÖZAL'IN İNGİLİZCELİ TOPLANTISI No prime ministre! Başbakan Özâl, yemekli toplantıda yabancı sermayedarlara İngilizce hitap etti. Amerikanca davranmak, İngilizce konuşmaktan daha kolay. Bıldırcın göğsü hamhumlarken “İcraatın İçinden” dinledik. Apaçi İngilizcesiyle azartesi akşamı Hilton Ote- li'nin Balo Salonu'nda Yaban- cı Sermaye Koordinasyon Derneği YASED'in yemeği vardı. Onur ko- nuğu , Başbakan Turgut Özal'- dı. Yaklaşık üç yüz kişilik lüks bir kalabalık. Lulu, Givenchy, Poison, Channel 19 ve Diva kokuları, ana- sonla birlikte teneffüs ediliyor. Türkiye'ye yatırım yapan yabancı sermayedarlarla yerli işadamları ve hanımları doldurmuşlar masaları. Tavanlar aynalı. Kel kafalarla makyajlı ve küpeli simalar bir ara- 54 NOKTA 8 OCAK 1989 da. Dudaklarda en çok İngilizce. Resmi bir yemek bu. Saygıdeğer işadamları nikâhlı eşleriyle gelmiş- ler hep. Bu nedenle yaşlı beylerin geçkince hanımları, genç müteşeb- bislerin de antepfıstığı eşleri yan- larında. Japonlar, Araplar, Alman- lar, İtalyanlar, İngilizler, Amerika- lılar hepsi oradalar. Perdeler, tavan, masa örtüleri ve peçeteler hep pembe. Duvarlarda altın sarısı metal apliklerin arasın- dan zincirle bağlanmış kristal tak- lidi camlardan ışık huzmeleri geçi- yor. Davetiye uyarınca yemeğin saat 20.00'de başlaması gerek. Ancak Turgut Bey'le Semra Hanım, henüz görünürde yok. Saat 21.00 bir anons: “Kıymetli konuklarımız, bu akşamki konuğumuz Sayın Başba- kan Turgut Özal'dır. Kendilerinin tahminen 20 dakika içinde burada olacaklarını tahmin ediyoruz.”” Açlık, ekmek ve tereyağlarına hücumu önleyemiyor. Kimse al- çak sesle konuşmuyor. Sütunlar ay- nalı ya, işadamı üniformalı insan- ları tararken gözlerimle, bıyık bu- ranlar, saçlarıyla oynayanlar giri-