Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
MOE Geçen yılbaşı koşusunun kadınlar birincisi Anne Letko varış çizgisinde Steve Chenn, hem içen hem ko- şan hem de yarışı bitirenlerden: “Aslında düşüncem, finiş çizgisini geçmeden hiç içmemekti. Beş mil normal koşullarda bile, eğer yarış temposunda koşuyorsam, zorlandı- ğım bir mesafe. Ancak ikinci mil- deki şampanya durağında çok su- samıştım, birkaç yudum içtim ve devam ettim. O şampanya o kadar hoşuma gitti ki, üçüncü mildeki du- rağa kadar zor sabrettim. Eğer iç- mek için kaybettiğim süreleri çıka- rırsanız, derecem normal perfor- mansımın biraz altındaydı. Olabi- lecek en hoş yarış bu galiba.” Kıyafet yarışması ise, bambaşka bir şey. Bazıları, grup halinde ka- tılıyor; cezaevi kıyafetleriyle katılan dört kişi gibi. Ya da geçen yılın bi- rincisi ““böcekler ve böcek öldürücüsü”” grubu gibi. Evet, tam bir “üşenmeme”' örneği. Böcek öl- dürücü sprey kılığında bir adam. Yanında hamamböceği kılığına gir- miş iki kadın, iki erkek. Sprey kılı- ğındaki, diğerlerinin üzerine su fış- kırtıyor ve birinciliği kapıyor. Baş- ka? Noel Baba'lar, bebekler, polis- ler, şişeler, Almanlar, İskoçlar, pal- yaçolar... Akla gelecek her türlü kı- yafet. Geceyarısı Maratonu, yeni yılı hem spor yaparak, hem eğlenerek geçirmek isteyenler için dünyadaki sayılı fırsattan biri, hatta tek ““or- ganize fırsat.”” Saatler geceyarısını vururken, yeni yılı karşılayan havai fişekler gökyüzünde süzülürken, beş millik bir yarışın startını almak, bambaşka bir zevk olsa gerek. Özellikle de, her yılın her anında “sportmen”''kalmak isteyenler için e SERERE A İşte Paşam Basketbol!. unanistan ikinci lig karması- nı güçbela yen.. Yugoslavların kimbilir kaçıncı takımları ve dünya basketbolünde adı sanı olmayan Bul- garlar önünde hezimete uğra.. . İşte Türk basketbolünün bugünkü durumu.. Geçmiş yıllarda * Amerikalılar oy- nuyor, Türk çocukları bakıyor” özü- Tü ardına sığınanlar, şimdi bakalım, günahı kimde bulacaklar?. Amerikalıların gitmesi hiç değilse bu işe yaradı.. Takke düştü, kel göründü.. Dokuz ve de artı bir'ciler nerede- ler?.. Niye ses çıkarmıyorlar?. Niye yorumlamıyorlar şimdi?.. *kk Söyleyelim.. Gelecek yıllarda daha kötü durumlara düşeceğiz.. Çünkü basketbol ölüyor.. Ölecek.. Seyircisiz spor ölmeye mahküm olduğu için ölecek.. Geçen yıllarda adam almayan, “Nerede 15 bin kişilik salonlar”” di- ye çığlıklar attıran basketbol, şimdi " boş tribünlere oynuyor.. Basketbolün değil, Fenerbahçe'nin vefalı tarafta- rı olmasa, maçları, bir hakemler iz- leyecek, bir de gazeteciler. Efendim ne yaveler var.. Biletler pahalılanmış da.. Gazoz parasına, basketbol maçının nesi pahalı?.. Efendim, play off gelsinmiş de.. Efendiler bu tam aczin ifadesi.. De- mek ortada beş paralık basketbol yok. Seyirci, basket görmeye değil, heyecana geliyor sade.: O da ligde yok.. Pes.. Gerçek şu.. Bugün bu ülkede bas- ketbol adına seyre değer bir şey kal- madı. Oysa dün vardı.. Basket cam- bazı Amerikalılar, Hilalspor- Paşabahçe maçına bile seyirci getiri- yorlardı.. Bin kez bağırdık.. “Korkmayın Amerikalılardan.. Bırakın gelsin oynasınlar.. Oynasın- lar, bu millet basketbole alışsın.. Bas- ketbolün fiyatı yükselsin. O zaman bizim çocuklar da, basketbole moti- ve olurlar.. Altyapıya, fundemental öğreten hocalar organize edin.. Bu ço- cuklar, büyük takımlara büyük oyun- cular yetiştirsinler.. Senin adamın olursa, kendiliğinden yavaş yavaş Amerikalının yerini alır..”” Hayırrır.. Olmazzz.. İşte, oluru bu.. * Amerikalı transferinde, yerli sim- sarlar komisyon alamadıkları için, bu kararı çıkartıp, bir taşla iki kuş vur- dular. Amerikalı gelmeyince, en pa- lavra yerlinin fiyatı, 200 milyona çık- tı.. Komisyon da büyüdü tabii.. Ama kısa vadede.. Peki bu işin uzun vadesi ne olacak?. *kk Benim sorum, Eczacıbaşı ve Yazı- ci ailelerine.. İşte Eczacıbaşı ve Efes Pilsen'in yö- neticilerinin, Federasyon Başkanı Os- man Solakoğlu'nu kaba kuvvetle teh- dit ederek aldırdıkları karar.. İşte ar- tık televizyon lig maçlarını vermiyor.. Çünkü ilgi yok.. İşte artık gazeteler basketbolü minnacık yazıyor.. Çün- kü okuyan kalmadı.. İyi mi oldu, Public Relations, promotion diye kur- duğunuz takımların adı anılmıyor şimdi.. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş olmayınca, oynamayınca, Eczacı'ya, Efes'e kim bakar ki?.. Dün belki şampiyon olamıyordu- nuz, ama her gün gazetede, dergide, radyoda, televizyonda idiniz.. Bugün, kulüp takımlarını yok ettiniz ve bin- diğiniz dalı kestiniz. Şampiyon ola- caksınız, kimse adınızı duymayacak.. Takımlarınızı seyreden bile çık- mayacak.. *kk Benim sorum Kemal Kamil- oğlu'na.. Merkez Danışma Kurulu'nun aldığı bir karar nasıl örtbas edilir?.. Nasıl Resmi Gazete'de yayınlanıp yürürlü- Be konmaz.. Üç-beş kulüpten geçimini sağlayan simsarların tehdidine, hadi Osman Solakoğlu boyun eğdi, Türkiye Cum- huriyeti'nin bir Genel Müdürlüğü, bu basketbol mafyasından niye korkar?.. *kk Benim sorum Merkez Danışma Ku- rulu üyelerine.. Hiçbiriniz bu teşkilata midenizle bağlı değilsiniz.. Hiçbiriniz, geçimini basketbolden sağlayan bu bir avuç pota babasının işbirlikçisi değilsiniz.. Kaçtır toplanıyorsunuz.. Niçin hiçbi- rinizin aklına ““Yahu biz bir karar al- mıştık. Niye uygulamaya konmadı?” diye sormak gelmiyor.. Siz, bağımsız, tarafsız spor uzmanları mısınız, yok- sa, ipleri başkalarının elinde kuklalar mı?,. Sizin aldığınız kararları, iki bas- ketbolcü simsarının engellemesi bu kadar kolaysa, niye hâlâ oradasınız?. Sizin hiç kendi adınıza saygınız yok mu?.. Merkez Danışma Kurulu karar ala- cak.. İki simsar, Solakoğlu'nun şaka- ğına tabanca dayayacak.. Solakoğlu korkacak.. Genel Müdür korkacak.. Siz de göz yumacak, hiçbir şey olma- mış gibi davranacaksınız.. 'Ohh.. Ne'devlet be!.. Hıncal ULUÇ NOKTA 8 OCAK 1989 85