14 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

14 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M Lj"' ae HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, NeYaptılar Bir Ölünün Hatıra -Defterinden : YOBAZ EFENDİ BU ECNEBİ SEFARETHANESİNE Kalmamıştı. Bunu Derhal Anlattılar "” " SF CCC D EEN NS G SAA P LN SON POSTA DARÜLEMAN İSMİNİ VERMİŞTİ GS e Rıza Tavfik Tercüman Rıza — Tevfik, —tercümanlığı | deruhte etti ve suali şu şekilde türkçeye çevirdi! — Asaletlü Sefir Hazretleri, selâm ediyorlar, hatırımızı soru yorlar. Tam bir fikir teatisi için bütün arkadaşların burada hazır bulunmasına lüzum gösteriyorlar. Acaba eksiğimiz var m? Katip, kısa bir sualin bu ka- dar uzun sürette tercüme edik mesine hayret etmekle beraber ellerini pantalonuna sokarak ve- rilecek cevabı beklemiye koyuldu. Mülteciler (!) düşünüyorlardı. Vatan haysiyetini tanımıyanlar, vatan menfaatini takdir ve tebcil etmiyenler, yoldaş ve meslekdaş hukaka mu gözetebilirler?. Bina- enaleyh kimse geri kalmış bir arkadaş ve kendi zaamlarınca hayatı tehlikede bulunan yoldaş göremiyordu. Nefislerini - emni- yette görmekten memnun idiler, artık istirahate ermiştiler. Başka insanları tahattur etmeyi - bile ahmaklık sayıyorlardı. Hocanın Düştncesi Yalnız Konyalı Zeynelâbidin Efendi öksürdü: — Bizim çocuklar var. Sefir Cenaplarından onların dahi mül- teciler listesine kaydolunmalarını ve buraya getirilmelerini rica ederim. Bir kül döken, dört kız, bir de bizim amca oğlu. Ceman altı nüfustur ! Koca yobaz, mültecilere yev« miye verilirse kendi hesabıma çokça bir rakam temin etmek istiyordu. Ayni zamanda bekâr olarak hayata atılmayı — göze alamıyordu. Kadınsız hayat, onun için zerdesiz pilâv kadar tatsızdı! Arkadaşından Geri Kalmıyacak Mustafa Sabri, dostunun bu İnce düşüncesini sezinsediği için derhal ağrını açtı: —Ben de ailemin getirilmesini isterim, Milliciler, belki hınçlarını enlardan çıkarırlar! Riza Tevfik, bu iki büyük liderin dileklerini tercümeye ha- zırlanırken kısa boylu bir hoca ilerledi — Ali Galip Bey var, dedi, ozakta oturduğu için İM_ haberdar edemedik, Galiba muh- tefidir de. Ben, münasip isşe, gideyim. O fedakâr arkadaşı bulup — bu beytülemane — geti- reyim! Bu hoca, Darülhikmetülislâ- miye azasından meşhur Rasim Efendi idi. 31 Mart hâdisesinde bilfill asileri teşvik ettiği için idama mahküm olmuş ve bir yo- hnu bulüp kurtulmuştu. Şöhret düşkünü bir adamdı. Her yerde ve her vesile ile kendisinden bahsolunmasını isterdi. Bu hırs yüzünden kırmadığı koz, ve kır- madığı pot kalmamıştı. O dere- eede ki Kurandan ayet çıkarıl- Hoca Mühim İşlerinde Mutlaka Eir Defa Fala Baktırmak İtiyadındaydı duğu hocalar zümresini bile aley- hkine ayaklandırmıştı. Fata Bakalım Bu adam. “ beytüleman ,, na- mını verdiği şu ecnebi sefareta- neye girelidenberi ebleh bir dü- şünceye kapılmıştı. Hürriyet ve İtilâf Fırkasımın — elebaşılarından bulunmasına ve bu itibarla nefsini vatana — karşı mücrim — görerek haklı bir cezadan korkmasına rağmen şu iltica keyfiyetinde bir uğursuzluk — hissediyordu. O, fal açtırmadan ve remil attırmadan hiçbir iş görmezdi. Milli zaferin tahakkukuudanberi çok sersemleş- tiği için iyi bir fal açtıramamıştı. Şimdi Ali Galıbi ileri sürerek oradan çıkmak, ta Eyüpte oturan bir falcıya gidip remil döktür- mek istiyordu. Eğer o falcı şu ilticanın hayır doğuracağını söy- lerse geri dönecekti, aksi takdir- de evine kapanacaktı. İşte bu aeas a u BO L DU aa — | emniye ile yalan söylemiş ve | biçbir suretle gevmediği Ali Galip : Beyi getirmek bahanesini İleri sürmüştü. Halbuki Riza Tevfik, o adamın, yani Ali Galibin itilâf- cılar nammma — vükübülan - iltica teklifine karşı: | Ben fail değil, münfeil vaziyetindeyim. Cürmüm kuvvede kalıp file çıkmamıştır ) tarzında medrese ağzı bir cevap verdiğini ve bililtizam oraya gel- mediğini biliyordu. Binaenaleyh hoca Rasime cevap verdi: — Onu aramıya lüzum yok. Çünki gelmek istemiyor! bürü behemhal falcıya — git- mek istediği için ısrar etti: — Giderim ve büznillâh ge- tiririm! — (*) ( Arkan var) (*) Ali Galip, esbak Kayseri meb'usudur. Damat Ferit tarafından Harputa yali tayin olunmuş ve 4 | eylül 335 te Sıyasta İlk milli kon- f İ grenin aktolunması Üzerine müsellâh | bir kuvvetle Sıvasa gitmek ve kon- greyi dağıtmak emrini almıştı. Mer- kum, bu emri infaza hazırlanırken ! Şarkın Yeni GANDİ KİMDİR? | “Sayfa 11 5 Peygamberi Büyük Muharebe Bittiği Zaman İngiliz- lerin Hintlilerden Bekliyecek Bir Şeyleri BÜ Birçokları Hindu lisamını kul- landığım için beni tebrik ettiler: — Hatırladığımıza göre böyle bir. içtimada Hindu — lisamnın kullamlması ilk defa olarak va- kidir, dediler. Fakat Kral veki- linin hazır bulunduğu bir Mec- liste, memleketi alâkadar eden bir meselenin konuşulduğu sıra- da Hindu Jisanının ilk defa ola- rak ve tesadüfen kullanılmış ol- duğunu öğrenişim izzeti nefsimi kırdı, kendikendime karşt küçük | düştüğümü hissettim. Bu gibi küçük hâdiseler ile Hint milletinin ne sefil bir vazi- yette bulunduğunu artık daha ziyade anlıyordum. Bu itibarla konferansta söylediğim tek cüm- lenin benim için büyük bir kıy- meti oldu, Artık gerek konfe- rans, gerek orada müdafaa elli- ğim noktai nazarı unutmaklığı- min ihtimali yoktur. Konferans dağıldıktan sonra benim için yapılacak iki tane mühim iş vardı. Bunlardan birin- Gazi Hazretlerinin emirlerile takibata | cisi Kıral vekiline bir mektup uğradı, Helebe kaçtı, oradan İstan- yazmaktı. Bu mektupta konfe- bula geldi. 2200 lira barcırah aldı. | yansa niçin iştirak ettiğimi, ne- Bilâhare tevkif olunarak ve yüz elli- lik Jisteye itbal edilerek hudut ha- ricine atılmıştır. D'inya İşığını Görmi- yenler Arasında ( Baş tarafı 1 inci sayfada ) getirmiştir. Bu mektep tam bir mükemmeliyeti haiz olmak şöyle dursun, o zamana göre bile çok — iptidai bir müessese idi. Terbiye — denilen lüzumlu işe burada hiç ehemmiyet verilmi- yordu. Yapılan iş sadece sağır ve dilsizlere parmak - işaretlerile okuyup yazma — öğretilmekten ibaretti. Bu mektep ilk vaziyetile 927 senesine kadar devam etmiş, © zaman hükümet bu işin bu şekilde yürütülmesinin doğru ola- mıyacağını tesbit etmiş ve mek- tebi kapatarak mevcut talebesini İzmirdeki mektebe göndermiştir. Karşıyakadaki mektep (923 ) senesinde tesis edilmiştir. Tahsil müddeti ortamekteplere muadil olarak yedi senedir. Bu müddet zarfında mektepte bulunan sağır dilsizlerle körler tam bir orta mektep tahsili alır. Bötün umu- mi malümatı ve müspet ilimleri öğrenerek hayata tahsilli ve sıh- hatli bir vatandaş gibi atılır. Bu mektebe devam bütün Ssakat çocuklar, dünya ışığını, renk denilen — şeyi bil- miyen. ve görmiyen — yavrular, düğer — wlhatli — çocuklar; gibi okuyup yazmıya — ve söylemiye mecburdur. Müessese — müdürü — doktor Necati Kemal Bey bana bu iza- batı verdiği sırada son cümleyi dığını iddia ederek mensup ob | söyledikten sonra bilhassa dedi ki: B 7 Eleeik BC — K | —w “ — Evet, sakat çocuklar da tam uzuvlu çocuklar gibi oku- mıya, yazmıya mecburdur, , ( Yarın: İnsanlar niçin dilsiz olur ? ) Bir Hl YrSIZ Çetesı Yakalandı Baş tarafı 1 inci sayfada ) Çete, çaldığı hayvanları, Mer- kezefendinin — ücra bulduğu evlerin izbelerinde sak- hyor ve hergün birkaç tanesini keserek etlerini Şehremini, Top- kapı ve civarında salıyordu. Baş ve ayaklarını da Merkezefendide tedarik ettiği bir evin iki İi suna atıyordu. Bu kuyular, bir- çok koyun, keçi, öküz ve inek baş ve ayaklarile dolu bulunmuş- tur. Deriler henüz bulunmamıştır, Satılamıyan dleer.,hm. Üü cuk yapılmıştır. Bunla; ç ları ı:;,"..ım.. muk_p":; ?:';:':— l"in:;lwı H'l“ıklın kuvvetle zannediliyor. Hayvanlar rı evlereyulılıııd,u_n iç.i!ın'.i'î e kadar ancak (15) koyun ve keçi bulunabilmiştir. Yakalanan keçiler ırııııd_ı übele BAkielr den hirinî;“h kdqi'i de beke tur. r dört z fakak etağslar iklelai kesanlar YeniNeşriyat Onar - Misra Yaşar Nabi Beyin ekserisi gayrimünleşir 24 şiiri bu isimle bir kitap halinde çıkmıştır. Na- şiri Muallim Ahmet Halit ki- tıpbınuî_. fiyatı 25 kuruştur. b 3a köşelerinde | den hükümete zahir olduğumu anlatacak, ayni zamanda Müslü- man Hintliler tarafından ileri sürülen haklı talepler üzerinde duracaktım. —Mektubu — yazdım. Fakat — bu kâğıdın. — gecik- mesinden — korkarak postaya vermek — istemiyordum. — Elden göndermeyi müreccah görüyordum Bu maksatla mutlak surette na- muslu ve dürüst bir adam bul- mak lâzımdı. —Andrenes — ile Rudra bana pek yakından tan- dıkları Cambridge heyeti azasın- dan muhterem — Mister — “ İre- land, 1 tavsiye ettiler. Bu zat kendisine teklif edilen vazifeyi kabul etti. Fakat evvelemirde mektubu okumak, münderecatını beğenmek, - fikirlerine — muvafık bulmak şartile. Bizce mahzur yoktu. Mektu- | bu okuttuk. Beğendi ve vazifeyi | mevki ifaya amade olduğunu söyledi. Kendisine şimendifer için ikinci bir bilet ücreti verdik, almadı, üçüncü mevki bilet Üüc- retini kâfi gördü ve yola çıktı. x Burada vazifemin ikinci kısmı gönüllü asker toplamaktı. Fakat bu kolay olmadı. Halk — bize soruyordu: — Siz sulh ve sükün tarafta- rısmız, nasıl olur da bizden silâha sarılmamızı istersiniz ? di- yordu ve ilâve ediyordu; — Hükümet bizden yardım istemek için bize ne gibi bir iyilik yapmıştır ? Memleket memleket — dolaşıyor, yer yer içtimalar tertip ediyor- duk. Fakat her içtimada toplıya- bildiğimiz göcüllülerin adedi ni- hayet iki kişiyi geçmiyordu. * Bu şekilde çalışma sıhhatimi bozdu. Yatağa düştüm. Dizanteri başlamıştı. Dehşetli sancılar içine de kıvranıyordüm. — İşte tam bu sıradadır ki Almanyanın mağlâp olduğunu işittim. Bu sırada kıral vekilinden de bir telgraf geldi: — Artık gönüllü cemine lü- zum — kalmadığım — bildiriyordu. Hastalığım — iyileşmemişti, yavaş yavaş kendimden ümidimi kesi- yordum. Fakat bir yün doktor Tadwalker yanında Maharastra adını taşıyan bir gençle beni görmiye geldi, bu genç tıbbiyeyi bitirmişti, fakat henüz diploma- sını almamıştı. Buz ile hususi bir tedavi tarzı keşfettiğini iddia ediyordu. Hayattan ümidimi © kadar kesmiştim ki üzerimde tecrübe yapmasına müsaade et- tim. Tecrübe muvaffak oldu, iyileş: miye başladım, bu sırada elime bir gazete geçti, bu gazetede Bingale eyaletinde bir kargaşalık çıktığı, bu kargaşalığın — sebebi hakkında N tahkikatla — bulunmıya memer — edilen Rowlat komitesinin çok şiddelli tedbirler tavsiye ettiği yazılı idi. Bu tedbirler arasında eşbasın — bilâmuhakeme — tevkif ve hapsi bile vardı. Derhal ar- kadaşlarımı topladım. Çiftlikte vaziyeti tetkik ettim ve bütün Hindistanda bir menfi mukave- met cereyanı uyandırmıya - çalış- mayı kararlaştırdık. Hareketin ba- şına Banleer geçti. Fakat maalesef bu hareket fazla şiddetli oldu. Ük defa olarak i çek- miye mecbur kaldık. Maamafih İngilizlerin daba dün kendisinden yardım beklediği bir millete, ken- disi için asker veren bir halka karşı reva gördüğü zulüm taham- mül edilir. şey değildi. Bu iti- barla firenleri çekmemize rağmen Hindistanda medenf isyanın to- bumları atılmıştı. Bu hareket gittik çe büyüyecekti. Fakat bu noktada hayatımı anlatmıya nihayet ve- riyorum, çünki hâdisatın bundan sonrası son zamanlara aittir. Ve onları anlatmanın zamaniı da gelmemiştir. Şayanı dikkat bir teklif Yalnız 75 kuruş gönderiniz. Mukabilinde Reisicümbur Hz nin tabü büyüklükte, san'at- kârane bir büst portrelerini elde edeceksiniz. Türkiyenin bilümum Ricali Âliye portre- lerinin fiatleri dahi aynidir. Posta mesarifi yukariki bedele dahildir.. FOTO — FRANS İlkiklcaddesi No 198 Beyoğlu Fotoğraf Tahlili Kupon Tablatinizi Öğrenmek İst'yaraını fatoğralımın Ö adet kapon a bi Yüste gönderiniz. Fotoğrahımız mrayı kabidir. ve iade edilmen. Mangi susllarin cevabi ? Fotoğrai imilşar ğ * ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: