February 24, 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

HALKIN GÖZÜ HALKİNKULAĞI HALEIN.DİLİ Mon Posta Hıhohımı A AMT GT S DA Yazı işleri telefonu: — İstanbul — 20203 lııumı - ÇARŞAMBA — 24 Şubat 1932 lı.,. ı.ı.ıı telafanı: 19 uncu Şanghay önlerindeki on do- uzuncu Çin ordusunun kuman- danı Jeneral Tse - Ting - Kaydır. apon taarruzlarına karşı şiddetle Müukavemet —eden durduran bu adamla, Fransiz — gazetecisi Londr, Çin ileri —mevzilerinde görüşmiye —muvaffak — olmuştur. Japon taarruzunun başlamasından bir gün evvel nukua gelen bu mülâkat, ifade ettiği mana itiba- rile çok şayanı dikkattir. takdim ediyorur: bunları maruf bir Alber ve olan Aynen *19 uncu Çin ordasunun sabık kumandanı — Ceneral ( Gaston Feng )in Şanghayda bulundu- ğunu haber alınca kalbim ümitle doldu. Fransız — mıntakasında, Kohen caddesi üstündeki evine koştum. Bina, sıkı bir muhafaza altında idi. Beni görür görmez: — Vah, vah, dedi. Benim taki askerlerim sana fena mu- âmele mi yaptılar ? “ (Daha evvel ileri hatlara gitmek istemiş, fakat Çin nö- tçileri bana mani olmuştu. ) konuşmakla beraber Ce- heralin — otomobiline — atladık. ownobılm kapısından dı bir İ ? | N On dokuzuncu Çin ordusu kumandanı beyaz bayrak sarkıttık. Şanghay- Nankin demiryolunu geçtik. Hattın ucunda, Şapey şimal — istasyonunu — atlayınca meşhur ordunun sahasına girmiş olduk. Bu ordunun manzarası cidden garipti. Silâhlanmış bir dilenci gürubunu — andıirıyor, — elbiseler pııi'ın ve pejmürde, Bir Sarhoşurı ecavüzü S"lıoı adam, gitmemek için tepiniyor Saj Maruf sıbıkpılılırdıll Kürt ı'l dün zilzurna olacak kadar ş'k'n sonra Sultanahmette bir "kkıbı boyacı dükkânma git- Pık orada sızmış, fakat ıçuî lok""n tesirile — rahatsızlanaral d ağa fırlamış. Yerebatan cad- deline doğru yıkıla, yıkıla gi Erken beraberinde zevci polis *vzat Efendi ile yolda giden €er Hanıma tecavüz etmiştir. ;lı: memuru, — evvelâ bu VÜzü geçiştirmek ve serse- ll" Mâni 2olmlîk istemişse de o, b'”"'ülüml arttırmış, edepsizliğe yaşlamış, bir cadde halkını ba a toplamıştır. Mize 't Sait teca, Adliyeye — veril- Çin Ordusu Bir Fransız Gazetecisine Çanakkale yı i Hatırlatıyor | Bazılarının sırtında, iple sa- rılmiş çadır bezleri, parça parça hırkaların üzerine giyilmiş bır- kalar var. Hemen hiçbirinin el- bisesinde düğme yok. Kol ağız- ları — parça, parça, — dirsekleri delik, deşik. Bir kısmının ayağında, ayak- kabı namma terlik var. Öbürle- rinin dışarı fırlhyan ayak par- makları çorabın bir lüks olduğuna işaret ediyor. Hele ayakkabı ye- rini tutmak için üst üste geçiri- miş çoraplar!.. Beyıı eldiven, kolda taşınan şemsiye, keçe külâh, çelik miğ- fer, spor şapkaşı, kasket, her biri bir başka renkte serpuş... İşte on dokuzuncu Çin ordu- sunun — mamarası, Fakat bu ordu çalıştı ve Şangbay — önün- de tamam 25 kilomere uzun- luğunda siperler kazmıştı. Bu siperlerin gerisi ise arzullahi vâsia... Bomboş arazi.. Hayır boş değil, her bir deliğinde birkaç Çin askeri barındıran bir köstebek yuvası. Görülüyor ki oa dokuzuncu Çin — Ordusu, önünde bulunan üç ıı.ıuı.k müd- Bunların Hakkında Da Fiatleri Yük- seltmek Filinden Tahkikat Yapılıyor Şeker ihtikârının adli safhaya intikal etmek Üüzere olması ve | Alpullu Şeker fabrikasının da pi- yasaya şeker vermesi üzerine bir hafta evvel 42 liraya satılan şe- kerler dün piyasaya 38 İiraya arzedildiği halde satış olmamıştır. Bu suretle, vagonda (700-750) liraya fırlamış olan şeker fiatı vagonda (400) lira düşmüştür. Tahkik Komisyonu Faaliyette 'Tahkik komisyonu dün öğle- den evvel Vilâyette, öğleden Sonra — Ticaret — Müdüriyetinde toplanmıştır. Komisyon, Alpullı- nun çikolata ve şekerleme Ffab- rikalarına 38 lira Üzerinden ver- diği avarya şekerler meselesini tamik etmektedir. Bu muamele şeker fiatlerinin — yükselmesine saik bir iş olarak telâkki edik mektedir. Alpullu, bu şekerleri 34 lira üzerinden verdiğini iddia etmekte ise de Ticaret Müdüriyeti bu muamelenin 38 lira üzerinden yapıldığını gösteren ve Alpullu ile fabrikacılar arasında yapılan mukaveleyi ileri sürmektedir. Şekerleme ve çikolata fabrika- cıları bu mesele hakkında dün komisyona - izahat vermişlerdir. | Komisyon, yarın vazifesini ikmal ederek kararını verecektir. Şeker Tüccarları Müşkül Vaziyette Alpullu şirketi dün, Ticaret Müddelamum?! Kenan Bey Müdüriyetine müracaat ederek Albullunun piyasaya daima şeker verdiğini ve binaenaleyh, piya- saya şeker vermediği iddiasile şirketin itham — edilemiyeceğini söylemiş. İhtikârdan dolayı şeker tüccarlarının — mes'ul — edilmesini ileri sürmüştür. (Devamı 8 İnci sayfada ) Maarif Vekili Maarif Vekili Esat Bey dün akşam Ankaradan hareket etmiş ve bu sabah şehrimize gelmiştir. Spor Merkezi Umumısınm Yanlış Bir Kararı Sporcusuz Olarak Sade İdareciler l Amerikaya Gidemez Ve Gitmemelidir Bu hususta ekseriyetle yanlış bir karar veren Spor Merkezi Umumi azası Geçende Ankarada toplanan lman Cemiyetlerine mensup Türkiye İdman Cemiyetleri İttitakı| bazı — idarecilerin şimdiye kâa- Merkezi Umumisi hiç beklenmiyen| dar her seyahat — arifesinde bir karar verdi. 1932 Olimpiya- | ortaya attıkları muhtelif ce- dı için Los Ancelosa iştirakimize | babı mucibeler arasında bu 5e- karar veren merkezi umumi aza- | ferki olimpiyada iştirakimizi ma- larını böyle manasız ve mevsim- | kul gösterebilecek bir tanesini siz bir karara sevkeden sebep- hatırlıyamıyoruz. Memlekette ko- leri ııılıynmadıl:. (Devamı 8 inci sayfada) Gandi Pek Güzel Bir Talebe Daha Kazandı Gandi, İngiliz ımıralmın kızı Mis Slade'den sonra fevkalâde güzel olduğu söylenen Amerikalı Vila Kul isminde, henüz yirmi bir yaşında genç bir kadının daha kalbini kazanmıştır. Malüm olduğu üzere Mis Slade, şimdi Gandinin baş talebesidir. Bakalım Amerikalı Mise Gandi hangi mevkiü verecek? Nila Kukun babası bir şairdir ve şairane bir hayat yaşamak üzere Yunanistana giderek Yunan çoban- larile beraber yaşamıya başlamıştır. Genç kız da babası ile beraber bu hayatı yaşamış ve bütün hayatınca eski Yunan elbiseleri giy- miştir. Şimdi, bayatın en temiz felselesi addettiği Gandinin naza«s riyesini kabul etmiştir. Genç kız, 14 gün süren bir itikâf haya- tından sonra Bramin mezhebini kabul etmiştir. Yeni ismi Mela Na- gini Devidir ki mavi yılan ilâhesi manasınadır. Bana attığın tokadı çok pahalı ödeyeceksin, bilmiş ol! — Öyle ise bir düzine tokada ne vereyim? Bir fiat söyle!