24 Şubat 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

24 Şubat 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Umumi Harp Nasıl Patladı ? Nakleden: H. R. —Kızım Doktor: Semi Ekreme — Hdi Yazati: Emil Ladvig “Felâket Geliyor, Ayaklarımızın Ucun- dadır. Bundan Biz Mes ul Degılız.,, Brüksel karşı duramadı. So- kaklar on binlerce — adamın ayak sesi ile inliyor, Joresin Sulh — temenniyatını izhar et- tiği halkın nefesi ve vaveylası benüz aksini — kaybetmemiştir. komite federal daha cumartesin- den itibaren kadın erkek bütün balkı müthiş tezahurata — davet ediyor. Fakat pazar günü bu davet geri bıurakıldı. Belçikanın talii hayret verici bir sür'atle karar- makta idi. Sirin de balkı idare eden Vanderveld birçok defa nazarete — gitti, büyük — fırkası namına Almanlara karşı muka- vemeti taahhüt ve hattâ Vükelâ Meclisine girmeyi kabul etti ve ertesi gün her tarafta neşredile- cek olan beyannameyi kaleme aldı: — Sosyalistler mes'ul değik dir! Felâket geliyor, ayaklar- Mmıziın ucundadır. Bu fartı şeamet içinde, Üüzerimizde tek bir fikir hüâkimdir : * Memleketimiz pek yakın bir zamanda kendisini bir istilâ- ya karşı müdafaa — zaruretinde kalacaktır. O zaman yapılacak vah- şeto karşı kendi memleketimizin hayatını müdafaa sadedinde en büyük bir hamasetle döğüşece- ğiz. Fakat bu korkunç vaziyette bile bizim ancak Enternasiyonale mal bulunduğumuzu unutmuyacak ve topraklarımızla — telifi kabil olduğu nispette ve iyilik ve kar- deşlik hislerinize sadık kalacak- Bızız. , Diyordu. * Ertesi gün fırkanın gazetesi | karilerini gönüllü yazılmıya davet ediyor ve insanlık uğrunda ölmek Hünlerin ve Vandalların ka- munlarına itaata mecbur |kalmak- evlâdır , cümlelerini yazı- yordu. * Pariste karar halka tâbidi. Alman taraftarı fırka en bi- yüktü, — fakat kırk sene evvel olduğu gibi hükümetle — taban tabana zit olduğundan umumi grev ilânı barp ile dahili harp- ten birini ihtiyara — kalıyordu. Fraosada — mütteadit — sosyalist hükümetler gelip geçmişti: Viyiani, meclis reisi; Malvi, genç — dabiliye —nazırı;... bur- juva olmakla beraber daha dün sosyalist idiler. Gerçi Humaniti- nin adamlarile çetin bir müca- dele halinde idiler, fakat mah- felleri tedahül ediyordu; şahsen yekdiğerine düşman değillerdi. Cemiyette, orduda, zadegân ara- sında kalpleri onların kitapların- dan alınmış heyecanlarla çarpan radikal reisler dolu idi. Bunların harsları biribirine nüfuz ediyor; kabul edildikleri de yoktur, red- dedildikleri de yoktur. Bu —vakıadan şu netice çıktı ki, Pariste, bu gürlerde | Akademi azaları, şairler... İki hücum orabası arasında müthiş bir karşılaşma fırkaların reisleri sıkı bir temasa girdiler; büyük şehirlerde fırka- lar arasındaki uçurum ne kadar genişse —alâkadarları bir birile © nisbette daha ziyade yakın ya- şadıklarından bu sırada yalnız çok ileri fırkaların adamları itilâf haricinde kaldılar. Renodel ile Klemanso: İntikam ile dostluk... Reisler Paristen uzatka idiler. Puvankare nihayet Fransa sahille- rini gördü ve hususl trenine atlı- yarak bir saat evvel Parise koştu. Parise perşembe akşamı öğleyin girdi. Garda muzaffer bir jeneral geliyormuş gibi bir istikbal vardi, zabitler, — amiraller, — meb'uslar, Fakat, bu mesti içinde reisin nazarları, İzvolskinin ve İngiltere sefirinin nazarlarını aradı. Bunlar gelip Mısır Kredi Fonsiyesi 15 şubatta çekilen 1886 se- nesi tahville-inin (595) inci keşi- desinde (128624) numaralı tahvil (50) bin frank kazanmıştır. Aşa- gıdaki (25) tahvil de (1000) er frank amorti alacaklardır. 120 59842 — 64019 100514 Y11TİL 122357 137103 140822 181004 202784 217064 216048 244830 256991 263389 205414 2908292 314627 36316 97319 124276 194586 238124 28321 356842 1903 Tahvilleri 1903 senesi — tahvillerinden (585790 ) numaralısı (50) bin frank kazanmıştır. Aşağıda mu- maraları yazılı (25) tahvil de (1000) er frank amorti alacaktır. 409291 414206 416251 421369 434282 434336 461474 478530 499370 511253 520326 591220 610439 - 627773 637917 645774 652862 694726 698547 728922 757249 ellerini sakitane sıktılar. Şimal garının — etrafını halk sarmıştı. Çiçekler, bayraklar, bağrışmalar, şarkılar... Her tarafı dolduru- yordu. Bir amiral arabasından bu çılğın halka bağırdı: — “İtidall... Zaman olur ki süküt herşeyi ifade eder! Kadere hüküm edemeyiz, fakat dakikası gelince Fransanın hazır buluna- cağına kaniiz!,, Ertesi gün öğleyin, yine ayni gara Jores geliyordu. Ayni heyecan görüldü: O, Çarın yanından gel- miyordu. O, kardeşliğe sadakate ahtü peyman eden kavimlerin ya- nından geliyordu. Onun da tıpkı Puvankare gibi Parise biran ev- vel girebilmek için sabır ve ta- kati kalmamıştır. ( Arkası var ) IKaçakçılar iMısırdan Çıkarılıyor Kahire, (Hususi) — Hükümet ecnebi tebaasından — bazılarının yerli — kaçakçılarla — birleşerek Mısıra kokain, esrar ve afyon soktuklarını tesbit etmiştir. Hü- kümet bu kaçakçı ecnebilerin hudut haricine çıkarılmaları için mensup oldukları kousoloshane- lere müracaat ederek muvafakat- lerini almıştır. İlk parti olarak öç ecnebi hudut harici edilmiştir. a İ 768045 1911 Tahvilleri 1911 senesi — tahvillerinden (344753) numaralı tahvil (50) bin lira kazanmıştır. Aşağıdaki (25) tahvil (1000) er frank amorti ala« caklardır. 12619 92197 133754 172776 26576 92413 134944 185166 287357 314001 43317 104724 144800 202826 299102 326484 88382 129872 172659 212633 305851 3688668 Bu Sütunda Hergun Muharriri: Grace Stone Coates — Tercüme eden: Behire Sedat Yabani Erikler Evvelki — Hikâyelerin Hulâsası Muharririn allesi, “Slump » -- minde bir aile ile dosttur. Bir sabah, “ Slump » lar, koruda yabani erik toplamıya gide- ceklerdir. ve muharririn aile- sini “de bu gezintiye - çağır- mışlardır. Fakat iki aile ara- sında, belki de rekabet yüzünden, bir soğukluk mevcut olduğu için, muharririn annesi bu gerzin- tiye gitmek istemez, çocuğunu elinden yakalar, kıyafeti mü- #ait olmadığını bahane ederek Özür diler. Eliğı 25 Mrs.Slump hiç istifini boz- madan: A. o güzel elbiseyi çıka- rana kadar bekliyebiliriz, diyordu. Fakat annem kızararak — başile olmaz işareti veriyordu. Mrs. Slump dizginleri çekiyor, atlara bağırıyordu. Son Ben sana söylemiştim, gürültülü vedalar ve arabının takırdısı arasında kay- bolmuştu. ÂAnnem —eve yürürken hâlâ elimi tutuyordu. Eve girer gir- mez bana dönerek: O insanlarla ' sahiden gidecek miydin? Diye | sordu. Ben: Bütün gece açıkta uyu- yecaklar, dedim. Annem titredi: gider miydin? Ben annemin bütün düşünüp söylediklerini hissederek kendim.i müdafaaye çalışıyordum. Amma Mrs. Guare de onlarla beraberdi. Sahi gidecek miydin? Evet. Annem uzun zaman pencere- den çayırın ufuklarını seyrettik- ten sonra merakla yüzüme baktı. Belki daha iyi olurdu, dedi ve Sahi onlarla dönerek kahvaltı masasını top- lamıya başladı. Ertesi gün sokakta oynadım , Ekseri öğle üstleri vaktimi mür- ver ağaçları altında veya aletler duran barakanın arkasında, üs- tünde at sinekleri ve açık mai pervaneler dönen hendekte geçi- rirdim. Fakat o gün hep yolday- dım, Annem beni bir kere çağı- rarak mısir. koçanı taşıttı, bir kere de öğle vakti yumurta top- lattı. Üçüncü defa çağırınca en- dişeliydi. Eğer Slumplar geçerse sakın onlardan erik isteme, dedi. Annem istiyeceğimi biliyordu. Eğer vermek isterlerse sakın alma. — Ne diyeyim ! — Bizim onları yemediğimizi söylersin. —Ya almıya mecbur ederlerse! — Kabul etmezsin. Slumplar göründüğü zaman atlar yürüyorlardı. Niniscan, on beş mil ötede olduğu için yo- rulmuşlardı. Araba geçerken çocuklarla konuşacağımı zannet- miştim, fakat araba tam bana yaklaşınca Mrs. Slump bir söğüt dalı ile atlara iki kere vurdu. Atlar koşuştular ve araba yola geçti. En arka siradaki çocuklar bana doğru bakıyorlardı. Gülerek ellerini salladılar. Clubly arkaya eğilerek bir avuç erik aldı. Araba her halde yarıya kadar erikle doluydu. Clubly elindekileri bana attıklan sonra bir avuç dahs aldı. Erikler tatmama vakit kak madan kalın tozun içine gömü- lüp dağıldılar. Erikler ufak ve kırmızıydıler, Parmaklarımla tuttuğum zaman sıcak sıcaktılar. Elbisemin eteğile onları temizledikten sonra önlü- ğüme doldurdum. Kalbim çarpa- rak anneme koşup keşfettiğimi anlatmadan evvel bir teneyi gizli merasimle yemeği bekliyordum. Annem bunu yapmama vakit bırakmadan: — Onları toplarken gördüler mi? Dedi, Kendimi Clubiy Slump gibi ağrı açık hareketsiz duruyor dü- şündüm, Önlüğümden iki erik düşene kadar güldüm. Evet top- rağa düşer Gdüşmez topladım. Arkalarından, “teşekkür ederim,, diye bağırdım. Annem hâlâ memnun değildi. At onları, dedi. Har halde so- kakta sana atılmış şeyleri yemek istemezsin! Konuşmak — güçtü.. Anneme yaklaşarak kulağına fısıldadım: Ne olur onları atmıyayım! Annem odayı terketti. Geri gelene kadar epey vakit geçmiş gibiydi. Beni kucaklıyarak: Haydi onları götür. tulumbada güzelce yıka, dedi. Yerken yavaş yemiye dikkat et ve derilerini yeme. Pek —çok — yiyemiyeceksin, Çünki acı ve yenecek şeyler olmadığını göreceksin! Sessizce dışarı çıktım. İçimden onların ağzıma yabani balım acayip| çaşnisini verdiğini, güneşin okşadığı kumlar kadar temasa sıcak olduklarını ve onlar da eğik dallar altında akan suyun sihrini bulduğumu bildiğim halde bunu anneme bir türlü söyliye- miyeceğimi biliyordum. Çünki sokakta bir tanesini zaten tatmıştım. SON Konserli Konferans İtalyada Bologna Konserva- tuvarından gelip birkaç gün şeh- rimizde kalacak olan İtalyan pi- yanistlerinden Prof. Cesare Va- labrega, önümüzdeki Pazartesi akşamaı Beyoğlunda Kasa d'ltal- ya salonlarında konserli bir kon- ferans verilecektir. Duhuliye her- kes için serbest ve ücretsizdir, Selim Sırrı Beyin Konferansı Yarın akşam saat sekiz be- çukta radyoda Selim Sırrı Beyin vereceği- — konferansın — mevzuu “Babalar ve evlâtlarla hasbühal,, dir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: