aa. ERLE İ - ı bi e v ' L b Mrr a —K Şi - - - 5 Mart SON POSTA Bir Ölünün Hatıra Defterinden : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, Ne Yaptılar PİRİYLPOL : j 5 Marı 932 cumarmsi Belgrat — (429 metre, 2,5 kila- Muharriri : * 4 ZEYNELÂBİDİN: AZİZİM, DEDİ, KÖMÜRLÜĞE KOYSALAR DA L 90 Teşrinisaninin on üçüncü gü- nü öğleden sonra mahut tercü- man kapıya geldi. Kalabalığın A * .. .. .. . . . W n z > a yordu. Fakat dizörleri . | dans havaları. Ber, 22,15 Şopenden seçme parçalar. | yer!ermden.flrlaîîâlll.e, dselam ..vîm gı nı_ dUŞundukçe ıçını kandi. Zi igerleri somrır.t Bükreş — (394 metre, 16 kilovat) Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) İ yeti 'ıîm”ıl_e_ | 'takaîi YERE çekıyordu. b .da ra îler'*:üııîanı heP’;:îm 20 kabara havaları, 20,30 musikili | 20,15 Viyanadan —naklen — operet 5İ miyerek şu isimleri okudu: . . ambar gideceklerini — te iğ | komedi. pürçaları. — Mustafa Sabri, Zeynelâbi- ki Suley man Şehge dedi | etmişti. D din, öbür Zeynelâbidin, Mustafa ı: Hu Ş ü - .| Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya ait z , Bu teblıg, onları bir soğuk Dıkkat' olan kısmı vasati Avrupa saatine göre tanzim edilmiştir. Natık, Süleyman Şefik, Fevzi ve kardeşi, Şaban, Muhittin, Rıza Tevfik, Mehmet Ali ve kayınbi- raderi! |Hoca Sabrinin damadile oğlu| bunlar, Kadri ile arkadaş- larının hayret ve hiddet dolu bakışları arasında ilerlediler, ter- cümanın — karşısına sıralandılar. O, kısa bir emir verdi: — Arkamdan geliniz! Koğuşta — kalanlar — muhtelif perdelerden küfür savururken on iki itilâfçı, kışlanın merdivenleri- ni iniyorlardı. Avluda bir kam- yon ve beş ecnebi nefer vardı. Tercüman: — Bininiz, dedi, Mısıra gidi- yorsunuz İ Mustafa Sabri ile iki arkada- şının çevirdikleri entrikadan di- ğgerlerinin haberi yoktu, cemiyet içinden apansızın çes alınma- larından) Gerçi - gitmek, istedikleri ve diledikleri şeydi. Lâkin gidişin şu şekilde olacağını ummuyorlardı. Rıza Tevfik, Muhiddin ve di- ğger beş itilâfçı, bön bön Mustafa Sabri ile Zeynelâbidinin yüzüne bakıyorlardı. Onlar da sinsi sinsi gülüyorlar, yaptıkları işin inceli- ğinden dolayı adeta gururlanı- yarlardı. Maamafih, tercümanın bozuk ağızlı olduğunu bildikleri için sersemliklerini çabuk giderdiler, Hoca Sabrinin ardına takıldılar, kamyona bindiler. Neferler, daha evvel binmişlerdi. Tercüman, ka- pıyı kapadıktan sonra şoförün yanına geçti: — Çekl - Dedi - rıhtıma! şaşalamışlardı . Rıza Tevfik, o zamanki rayice göre yüz küsur lira verilmek icap edece- — Azizim hiddetle kalkan zararla oturur. Birdenbire keseye dav- ranma, sabırlı ol! de ediyor muydu?... Hayırl.. Onlar, kamyonun kerevetlerine oturur oturmaz gülmiye, gülüş- miye ve konuşmıya başlamışlardı. Hoca Sabri izah ediyordu: — İdare heyeti seçilir seçil- mez düşündük. O müzahrafat ile bir arada kalmayı abes bulduk. Tercüman Bey mülâhazamızı ka- bul etti. İlk kafile olarak bizi yola çıkarmıya söz verdi. Tabii ki sizi ihmal edemezdik, geri bırakamazdık. İşte birleşmemizin ve birlikte yola çıkmamızın sırrı! Muhiddin Paşa, oğlu Refi Ce- vadı hatırlıyarak teessür göstere- cek oldu. Fakat ciğer paresinin hünerlerini ve o hünerler saye- sinde kendini idare edeceğini teemmülle bu teessürü giderdi, yavaşça mırıldandı: — Teşekkür ederiz, bizi hi- maye buyurdunuz: Biraz sonra, ecnebi bayraklı bir geminin güvertesinde bulunu- yorlardı. * Hoca Sabri memnuwu idi. Çün- ki vapurda zevcesini, kerimeleri- ni bulmuştu. Zeynelâbidin de sevinç içinde idi. Dört kızile madamasına ve çömez olarak BİZ YİNE BİZİZ. durduğu amcası oğluna kavuş- muştu. Ne İstanbula, ne denize, ne arkadaşlarına bakıyordu. Re- 1 fikasının yanına sokulup — hara- retli hararetli hal ve hatir soru- duş gibi Üşütmüştü, kederletmiş - ti. Rıza Tevfik, taşıdığı kürklü paltonun ambarlarda eskiyeceğini, Süleyman Şefik te böyle bir yol- culuğun yaveri ekremlik hatırala- rını inciteceğini düşünerek içle- niyordu. Muhiddin Paşa, arka- daşlarına nazaran biraz sakindi, fakat o da ambara girmeyi doğru bulmuyordu,. Nihayet hocalara yanaştılar, bu vaziyete çare bulunmasını söylediler, Zeynelâbidin, kafasını kalın ensesinin katmerlerine da- yıyarak cevap verdi: — Şerefülmekâni — bilmekin. Ambara değil, kömürlüğe koysa- lar yine biz, biziz. Sefarethanede, kışlada derin bir sükât muhafaza etmiş olan Süleyman Şefik, ilk defa olarak ağzını açtı. Paşalıktan, paşazade- likten dem vurdu, - ambarlara giremiyeceğini anlattı ve elini göğsüne koyarak bağırdı: — Ak akçe kara gün içindir. Biletimi alırım, haysiyetimi pa- ramla korurum. Onlar yaptıkla- rından utansınlar, Rıza Tevfik, ozamanki rayice göre bir kamara için yüz küsur lira verilmek lâzımgeleceğini dü- şünerek içini çekti: — Azizim, dedi, — hiddetle kalkan zararla oturur. Birdenbire keseye davranma, sabırlı ol! İstanbul — (1200 metre, 5 kilovat) 18 gramofon, 19,5 birinci kısım ala- turka konser, 21 ikinci kısım 22 orkestra. Heilsberg — (276 metre, 75 kilo- vat) 20 Kolonyadan naklen şen gece, alaturka — koönser, 20 Pragdan nakil. Mühlaker— (360 metre, 75 kilovat) 20 Munihten naklen şen gece, 22,30 20,5 gramofon, ajans, ' Brüno — (341 metre, 36 kilovat) | vat) 19,30 konferans, 20 orkestra. Roma — (4d41 metre, 75 kilovat) 20,45 operadan nakil. Prag — (â88 metre, 120 kilavat) 20 Pilsenden nakil, Viyana — (517 metre, 20 kilovat) 19,30 kabara havaları, 20,15 eski ve yeni öoperetlerden parçalar. Peşte — (550 metre, 23 kilovat) 19,30 operadan nakil. Varşova — (14dll metre, 156 kilo- vat) 19,35 gramofon, 20,15 hafif kon- zaman İstanbulda Istanbul saatine tatbikı için Avrupada saat (12) olduğu () & geldiği farzedilmelidi, Stadyom Meselesi Köşe- ye Atılmamıştır ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Muhiddin Beyi şahsan alâkadar görenler de az değildir. Fakat aldığımız mevsuk ma- lümata göre bu işi benimseme- miş görünen Mubiddin B., bilâkis bu stadyum meselesile yakından alâkadar oluyor. Bu husus için bir Macar şirketi ile de müza- kerede bulunuyor. Bu şirket, elyevm büyük bir istifade temin edilemiyen Taksim bahçesine ta- liptir. Burasını bir Lunapark ha- line getirmek istiyor. Fırsattan bilistifade, bu şir- ketle anlaşarak bahçenin ön kısmındaki vâsi ve meyilli arazi- nin stadyum haline getirilip geti- rilemiyeceği görüşülmüştür. Mü- zakere netilcelenmemiş olmakla beraber müsait bir mecrada git- tiğini söylemek mümkündür. Eğer bu yer üzerinde anlaşılırsa hem müzminleşen bu dert halledilmiş hem de merkezi bir noktada bir şehir stadı vücuda getirilmiş ola- caktır. ğ Benliğini Ve İsmi Unutan Bir Adam —- —— ni İngilterede, Gayet Garip Bir Benliğini Onutma Vak'ası Oldu İngiliz gazeteleri, hayrete şa- yan bir *" hüviyetini unutma ,, hâdisesinden bahsetmektedirler: Öxfordstir. köyünde — oturan Mister Austin Harvey isminde bir genç, 1930 senesi teşriniev- hatırlıyamadı. Kafası bir tazyik neticesinde — sarsılmıştı, — nihayet geçen gün birdenbire yerinden fırladı: — Buldum, — diye Adım Austin Harveydir. bağırdı. Bi DA M D A Kamyon, taşıdığı hamuleye boğaz tokluğuna yanında bulün- ÇArkası vağ.) velinde bir gün otomobili ile Ve bize adresini verdi. Size ç karşı nefretini haykırır gibi ho- —-$| gezmiye ç'kîlş' A.kşamdğeç 'aıfit mektup yazdık... F murdandı, yürüdü, caddeye çıktı ' . olduğu halde evine dönmemiş, İngiliz doktorları şimdi bu kalabalığı yara yara Beyağlu F ransanın Blr POSİG merakı mucip olmuş, aranmış, | « kendini unutma ,, vak'ası ile caddesini geçmiye başladı. Onlar o avareler, altlarında dönen her tekerleğin kendilerini vatandan bir adım daha uzaklaştırdığını acaba düşünüyorlar mıydi ? O tekerleklerin ağırlığını yürekle- rinde duyuyorlar mıydi ? Sinema şeridi gibi gözlerinin önünden geçip giden şu evler, şu insanlar kendilerine birşey, bir mana ifa- —3 Şayanı dikkat bir teklif Yalnız 75 kuruş gönderiniz. Mukabilinde Reisicümhur Hz. liklâlcaddesi No. — 128 Beyoğla Almanyaya Kredisi Paris, 4 — Fransız banka- ları tarafından Alman Devlet Bankasına verilmiş olan ( 100 ) milyon dolarlık kredi, bunun yüz- de onu verilmek şartile daha üç ay uzatılmıştır. Tarafeyn bu hu- susta mutabık kalmışlardır. Briyan Tekrar Siyaset Sahnesinde Paris, 4 — Uzunca bir isti- rahat devresinden sonra M. Briyan tekrar siyaset sahnesine atılmak kokain kaçıran üç kişiyi tevkif etmişlerdir. Sürat Rökoru Li 4 — Armn bir kadın, diğer bir şehirde bir ehbabı tarafından 1906 da postaya verilen bir mektubu da- ha evvelki gün almıştır. Posta idaresi Madamın şikâ- yeti önünde, zarfın üzerine şu | cümleyi yazmıya muvafakat et- miştir : “Mektup, mürselileyhine teah- deti yeni bir mukavele ile uza- tılmıştır. sahile yakın bir yerde otomo- bili boş olarak bulunmuş ve gencin denize düşerek öldüğüne | hükmedilmiş ve aradan bir seneyi eyaletinde | oturan Madam Lökok isminde mütecaviz bir zaman geçmiş. Nihayet geçen hafta bu zatın amcası İngilterenin meşhur has- tanelerinin birinden — bir mek- tup almış. Bu mektupta şöyle denilmektedir: — Öldüğüne — hükmettiğiniz yeğeniniz burada tedavi altında- dır, gelip görünüz! Adamcağız inanmamış, fakat | haştaneye koşmuş ve bakmış ki, getirdi. Tedavi ettik, iyileşti. Fakat kim olduğunu bir türlü ı gö ha u uzun uzadıya meşgul olmakta- dırlar. Zeytinyağı - Piyasası Edremit, 3 (A. A.) — Şehri- mizde zeytinyağları okkası vasati 45 kuruştan satılmaktadır. Fotoğraf Tahlili Kuponu Tabintinizi Öğrenmek İstiyorsanız fotoğrafının 5 adet kupon ile bir- Hikte gönderiniz. Fotoğrafınız mraya tabidir ve iade edilmez. __"»Foıoğrafın klişesi 3Okuruşlu « pu; müukabilinde gönder!/eblir. eMenar .büyüldükte, san'atî üzere Parise gelmiştir. M. Briyan | hurle tevdi edilmiştir. ,, hakikaten yeğeni bir yatakta (B — (.m, meslek kâ;ane bir büst portrelerinı hemen hergün bircok sivasi ğ " yatmaktadır. veya uı'ıtf' elde edeceksiniz. Türkiyenin TP A Y gi Va Br szılyadakı Fransız ; p t Epe S a R dostlarile görüşmektedir. : Hastane — Müdiriyetine — sor- Hangi suallerin bilâmum RicaliÂliye portre- Âskeri HByBİI evabı almış: cevabi ? lerinin fiatleri dahi aynidir. Kokain Kaçakçılığı P aa K Posta mesarifi yukariki bedele Todğrran, 54, (Frakiadağ' — Riyo Dö Janeyro, 4 — Fran- — Zabıta — yolun ortasında Fotoğraf intişar dahildir.. FOTO — FRANS | Gümrük muhafızları Belçikadan | 517 askeri heyetinin hizmet müd- | baygın bir adam bulmuş, bize MSSEİ AMT ğ