16 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

16 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hasan Kolonyası SON POSTA Halis limon çiçeklerinden mustahzar 90 derece bir harikai san'atlır. İtriyat âleminde menendi ve naziri yoktur. —- — —— Bir Ölünün Hatıra Defterinden : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ üz Ellilikler Nasıl Gittiler, Ne Yaptılar Zabit Kahkahâylam Gülerek: - Arap ça Bilseniz Bu Hükmü Vermezdiniz, Dedi D ğğ Artık neşeleri kat kat olmuş- ta- Onlar, adım atmak üzere bulundukları memlekette berşeyin mev'ut olduğuna — inamıyorlardı Çünki kuvvetli bir devletin hi- Mmayesinde bulunduklarını teveh- hüm — ediyorlardı, — nefeslerinde birer siyasi hüviyet sayıklıyarlar- dı. Lâkin İskenderiye rıhtımında halkın kendilerini — karşılamıya koşacağını ummuyorlardı. Şimdi hulyalarının fevkinde bir manza- raya şahit oluyorlardı. Bunu, bir taraftan o diyar halkının siyasi terbiye, siyasi seviye — itibarile rek yüksek olmasına hamlettik- leri gibi diğer taraftan da şah- sen haiz oldukları beynelmilel Şöhrete ve kıymete atfediyorlar- dı Bu kuruntuya düşenlerin ba- şında Rıza Tevfik vardı ve ha- raretli hararetli süyleniyordu? — İstanbula Loit Corç gelse Üç kişi merak edip te rıhtıma İnmez. Çünki halkın ne umumi siyasetten haberi, me siyaset kahramanlarile — alâkası — vardır. Faka — Mısir, " görüyorsunuz ki tenevvür etmiştir, tekemmül et- miştir, tam medeni bir seviye a - Emin olun ki bizim İs- tanbuldan ayrılışımızı lıeıılî Er- zurumlular — işitmemiştir. n İskenderiye, günü gününe haber alıyor, günleri sayıyor, vapuru- muzu bekliyor ve bizi karşıla- mıya koşuyor. İşte terakki buna derler, beşeri kemal buna derler. Rıza Tevfiğin resmini evinde taşımıyan — bir. insan, — hangi millete — mensup — olursa olsun B:ııuıq. çi kalmış biçaredir. n emim ki İskenderiyenin her | Mağazasında resmim asılıdır. ve her mekteplinin büyük insanları sayan defterinde ismim yazılıdır. îu yığın yığin halk, benim bu anaatımın isabetini haykırıyor. Kendilerine birkaç konferans ver- mek borcum olsun! Bir şeyler haykıran o uğultulu kalabalık, 0 mevce mevce kımıl- danış ve hele balkın kucağında taşınarak — götürülmek — hulyası, hepsini hırslandırdığı için vapur: da duramaz hale gelmişlerdi. Hoca Sabri, Rıza Tevfiğin kon- ferans vermek emelinden mülhem olarak, kbale gelenlerle Hk musafahayı — müteakıp okumak Arapça bazı cümleler ta- sarlıyordu. Sersem filezof, dakika geçtikçe kabına sığmaz bir şekil aldığı için nihayet dayanamadı, ontrol memurlarının yanına gitti: — Efendiler, dedi, pasapor- fumuzu verin. Halkı bekletmi- yelim, çıkalım Bir zabit, bu çalımlı ihtar Üzerine manalı manal gülümsedi. — Rahatsız olmamanız için sizi alıkoyuyoruz. Biraz sabreder- Seniz iyi olur. — Niçin rahalsız olacağımızı anlamamakla — beraber — bizimle —_İihdır olmanıza teşekkür ede- Tim, lâkin balk, gözümüzün önün- de çalkalanıyor, tahammülsüzlük Bgösteriyor. Onları bekletmek ka- ahık olmaz mı? Zabit, tebessümünü küçük bir kahkaha haline getirdi; — Arapça bi'seniz bu büzmü vermezdiniz. — Bendeniz çince de, çinge- nece de bilirim, fakat görmek ve sezmek için İisan bilmiye ne hacet var, anlamadım? — Arapça bilseydiniz. vapur- da kalımanın pek faydalı olaca- ğını anlardınız. Maamafih merak etmeyiniz, çıkacaksınız. “Buğday Değil, Umumi Bir Ahenk Meselesi_- Vardır (Baş tarafı 1 inci sayfada ) Çünki —memleketin iktısadi bünyesi; münferit, muvakkat, ya- rım tedbirlerle tedavi olunamarz. Hasta bizden ciddi ve samimi imdat bekliyor. Esasen iktısadi ve mali mese- leleri (kül) halinde tetkik ve mü- talea etmezsek ve hepsine çaresaz olmazsak ve yapılacak her tedbiri birden ve derhal — yapmazsak; müspet ve faydali bir neticeye varmak imkânı yoktur. Bu (bol hava, bol gıda, bol uyku) istiyen bir hastadan birini moksan yaplığımız zaman, nasıl hastanın iyi olmak imkânı yoksa, iktısadi tedbirler de noksan ve yarım yapıldığı takdirde varaca- gamız netice husran ve felâket- ten başka bir şey olamaz. O za- man ağlamanın, çırpınmanın fay- dası olmiyacaktır. Çünki noksan tedbir karşısında hasta ölüme mahkümdur. Binaenaleyh tekrar — edelim; Buğday meselesi, arpa meselesi değil, memleketin bütün iktısadi meseleleri tetkik edilmek, akln ve mantıki bütün emirlerini bilâ- kayt ve şart tatbik etmek lâzım- dır. Çünki meseleler - biribirine okadar girift ve merbuttur ki ayrı ayrı hiçbirisi hallolunamaz . Bu itibarla, memleketin derdi buğday meselesi değildir, yani buğday fiatının düşkünlüğü de- ğgildir. Çünki fiat yalnız buğday- da değil, bütün istihsal malları- mızda düşmüştür. Meselâ (12) kuruşluk arpa (60) paraya, akkası (42) lira eden afyon (8 - 10) liraya, (270) kuruş- Tak tiftik (50) kuruşa, ve saire ve saire... Demek, fiati düşmiyen birşey kalmamıştır. Hatta insanın bile fiati ve kaymeti düşmüştür. İki sene evvel ( 100) liraya çalışan bir insan bugüs ( 50 ) liralık bir işi kabul ediyor. (20) Hraya çalı- şan bir amele şimdi ( 10 ) lirayı arıyor ve yine iş bulamıyor. Fiatler bizde — düştüğü gibi bötün dünyada da — düşmüştür. İki sene evvel (80 ) kuruşluk basmayı bugün Japonlar -( 15 ) kuraşa veriyorlar. Şekerin kilosu İstanbula teslim (6) kuruş, Boz- bay pirinci (15) kuruştur. De- mek; istisnasız olarak herşeyin fati düşmüş ve daha düşecek- tir. Bundan daha tabii ve daha mantıki hiç bir şey de olamaz. Bunun önüne de geçilemez ve geçilemiyecektir. ve İspat edecı- | ğiz ki geçilmesine de İüzum yoktur ve hatta muzırdır! Esasen dert bi a değil, dert memleketi teşkil eden iktı- sadi anas » arasındaki mutabakat- sızlıktadır. Meselâ köylünün (20) kuruş- luk buğdayı (2) kuruşa düştüğü halde şeker halâ (50-60) kuruş arasındadır. , Buğday fiatı (20) kuruş iken Ziraat bankasına yüzde (12) faiz vermek köylü için pek kolaydı. Fakat (2) kuruşa buğday satarken yine bu ıîır ve fahiş faizi nasıl vereşlllr'ı’h işte mutabakatsızlık! ine buğday ( 20 ) kuruştan (2) kuruşa düştüğü halde (3) ku- raşluk gazı köylü ( 35 ) kuruşa almaktadır. ç Yine buğday (20) kuruş iken şimendiferler ve vapurlar ne nak- liye alıyorsa şimdi de bâlâ o nakliyeyi alıyor, Halbuki malın buna tahammülü kalmamıştır. Yine meselâ köylü ( 20) ku- ruşa buğdag satarken ( 10) lira yol parası veriyordu ki bunun tutarı (50) okka buğday idi. Şimdi (2) kuruşa buğday satar- ken (6) lira yol parası verecektir ki bunun tutarı (300) okka buğ- day eder. Neden köylüye mümkün olan bu himayeleri — yapmıyoruz. da dünyada tatbikı mümkün olmıyan hulyalar ve - fikirlerle beyhüde yere vakit kaybediyoruz. Ve yine meselâ Kadıköy vapurları (70) para iken kömür bahalandı diye (22) kuruşa kadar çıkarıldı. Halbuki şimdi kömür fiatı düştüğü halde ücretler hâlâ (22) kuruşta kalmıştır. Ve Seyrisefain, öyle zannediyorum ki, kömürün tonu (10) paraya İnse yine (22) kuruştan (10) para tenzil etmek fikrinde değildir. işte bunlar hep mutabakat- sızlıktır. Yani iktısadi hayatın cezir ve meddini hiç te nazarı itibara almıyarak devam etmekte olan hatalardır. Bu misalleri böyle yüzlerce ve binlerce uzatmak mümkündür. İşte bu —mutabakatsızlıktır. ki memlekette buhranı vücuda ge- tirmekte, yalnız buğday istihsal eden köylünün değil, bütün köy- lülerin, müstahsıl ve müstehlik bütün vatandaşların iştira kud- vetlerini azaltmakta ve iştira kudretinin azalması a ge- bep olmaktadır. Halkım hayatını ve bütçemizi sarsan budur. Bubranın — kalkması, — derdin devası; ancak - bu mutabakatı ve iktısadi anasır arasında bozul- muş olan ahengi temine vabes- tedir. Buğday fiatım ve ekmek fiatını yükseltmek bu derde deva olamaz. Hatla ekwek ve buğdav fiatini yükseltmek hem memle- keti, hem bütçeyi daha çok sarsar. Fakat bütçeye biçbir faidesi olmaz. Meleketin iktısadi anasırı ara- bakatı, bu (ahengi) temin elmezsek dünya sında b ms buhranmı zail olsa bile yine memleketimiz: de buhrün - hem de daha had a— Bu Ak Hasan mustahzarat fabrikası mühürüne dikkat. Taklitlerinden sakınınız. HASAN ECZA DEPOSU Dinliyeceksiniz 16 Mart 932 Çarşamba Istanbul-— (1200 metre, $ kilavat) 18 gramofon, 19,5 Cennet H. ve Ye- | sari Asım Bey, 20,5 gramofon 21 Bedayi musiki heyeti 22 cazbant. Hellsberg — (276 metre, 75 kilo- | vat) 20 Haydenden parçalar, si, 22,30 akşam könseri. — V 341 metre 36 kilovat ) gdan nakil. er — (360 metre, 75 kilovat) 20,30 | 20 senfoni, 20,30 Frankfottan naklen | şarkı konseri, Bükreş — ( 394 metre 16 kilovat ) 20 keman Madam Githa. Belgrat — ( 429 metre 2,5 kilovat 20 milli Sırp şarkıları, 21,05 cazbdant, 21,25 Iki kemanla konser, Dercetmekte olduğumuz programların olo 20,30 konferans, 20445 | Roma — (441 metre, 75 h 19 gramoefon, 20,45 operadan 23,55 son haberler. Prag — (488 Si netand. salonundan vat) nakil, re, 120 ki'ovat) 20 naki', 22 tam a gün haberleri. Viyana— (5S17 metre, 20 kilavat ) 20 şen gece, 22 günün haberleri, 22,15 dans havaları, Peşte — (5S50 metre, 23 ki 20 yeni edebiyat yanları, operadan nakil, Riç otelinden nakil. Varşova— (1411 u vat ) musikili musa ©, >vat) 20,30 konser, 23,15 tre, 158 kilo- 20415 hafif konser, Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 20 şen gece, 22 siyosi haberleri, ha- va raporu sonra gece yarısına kadar danı. Avrupaya — ait olan kısmı vasati Avrupa saatine göre tanzim edilmiştir. İstanbul zaman tanbulda atine tatbikı için Avrupada saat (127) olduğu () e geldiği farzedilmelidi. îelim Sırrı Beyin Konforansı | Yarın akşam saat sekiz bu- çukta Selim Sırrı Beyin radyoda vereceği — konferansın — mevzuu “Çocuklarla nasıl konuşmalı?,, dır. Darülfünun Takımı Darülfünun spor klübünden: 1 — Bulgar Darülfünun te> kımına hazırlanmak üzere kulü- bümüz pazar ve çarşamba günle- ri saat 16 da Taksim sahasında idmanlarını yapacaktır. İsimleri aşağıda yazılı futbolcuların leva- zamlarile teşrifleri: Fenden: Nezihi, — Askaridis, dişçiden, Bedri, Tıptan Ziya; Şetik, Ormandan, Tevfik, Tica- retten Hadi, Hukuktan, Mehmet, Muslih, Suphi, Ercüment, Muam- mer, Necati, Halis, Rifat, Nazım, Enver, Valâ, Feridun, Rasim, Kemal, Rebii Beyler. Kadıköyünde mahfuz bin iki yüz kile meşe ve sekiz yüz kilo mahlut kömür ile on yedi çeki meşe odunu ve Erenköyünde mahfuz 696 kilo meşe kömü- rüne ait müzayede — müddeti 21-3- 932 pazartesi gününe kadar bir hafta daha temdit edilmişlir. İzahat almak isteyen taliplerin Haydarpaşada orman memurluğuna ve yevmü iha- lede Kadıköy Malmüdürlüğü Dairesindeki İhale Komisyonu- na müracaatleri ilân olunur. —— — ve l Ve şökille « detem edecektir. Fakat mutabakatı te- min kedersek - dünya buhranı devam da etse - herhalde mem- leket bugünkü ıstıraptan, sefa- letten, dertten, hüümet de müş- külâttan tamamen — kurtulabilir. Kurtulmamak için de bhiçbir se- bep yoktur. Ve çok mümkündür. Şimdi, memleketin — iktısadi anasırı kimlerdir. Bunlar aras nda mutabakatsızlık ve (ahenksizlik) nedir? Bunları da ayrıca izah edeceğim. CEVDET SALIH Bulgaristan Moratoryom İlân Etmemiş Mi? Sofya, 15 — Bulgar Hükü- melinin — tediyatımı — tatil ettiği hakkındaki şayiaları Havas Ajansı mehabiri salâbiyettar mehafilden aldığı haberle tekzip etmekledir. ! l İstanbul Dördüncü İcra Me- murluğundan: Tamamına on bin Hira kıymet takdir edilen Beyoğlunda Fımdıklıda Pürtelaş Hasanefendi mahallesinde Viş- ne sokağında 15 numaralı Necip Bey apartımanının tama- mı 14-4-)932 tarihine müsadif perşembe günü öğleden sonra saat İ4ten 16 ya kadar İstan- bul İcra Memurluğunda - satıla- caktır.Satış şartnamesi 2-4-1932 tarihinde — divanhaneye — talik olunacaktır. Arttırma Emlâk ve Eytam Bankası kamımuna tevfikan bir defa olup en zi- ade arttıranın Üslünde bıra- ilacaktır. Arttırmaya iştirak için 47 teminat akçesi lü- zandır. Alacaklıların ve irtilak hakkı sahiplerinin bu baklarını ve bususile faiz ve masarife dair olan iddialarımı ilân tari- hinden itibaren yirmi gün içinde — bildirmeleri — lâzımdır. aksi halde hakları tapu sicil- Kle sabit olmiyanlar satış be- delinin paylaşmasından hariç kalırlar, Alâkadarların İcra ve İflâs kanununun 119 uncu mad- desine göre tevfiki harek etmeleri İlüzumu ve müterakim vergi ve Belediye vakıf icaresi müşteriye ailtir. Daha fazla malümat almak — istiyenlerin 931 - 1014 dosya — numarasile memuriyetimize — müracaatleri ilân olunur. C, ZAYI — Fatih Malmüdürlüğünden almakta olduğum mzaş cürdan ve mührümü zayi Yenisini ala- mü yoktur. 1 kaleminden möt-zait CEMIL totoğraf Tahlili Kapon 1 Tablatinizi Öğrenmek İstiyoram * totoğralının $ ile bi Nkte gönderiniz. tabidir. ve iado edilmez. sİma mraya Hangl vrille sevab / Vetoğra « ecak x klişesi ükuraşla « »: mukahilin h Atsız Mecmua inci sayısı da — birçok tetkik ve- şürleri havi olduğu çar etmiştir.. Türk antı e ait üçüncü yazı bilhassa şayam — dikkattir. Tavsiye ederiz. Onbi makale,

Bu sayıdan diğer sayfalar: