9 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

9 Temmuz 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» Ziya Şakir İhtilâlciler Harekete Geçmiş, Ömer Naci Bey Ateşin Bir Nutuk Söylemişti.. Nuruosmaniyeki İttihat ve Te- rakki Cemiyeti Merkezlumumi bi- nası, aylardanberi devam eden sükütu muhafaza ediyordu. Yalnız, bugün sessizce oraya gelenlerin âdedi gittikçe artıyordu... Bu bina- nın karşısıma tesadüf eden ordu menzil müfettişliği dairesinde de gitikçe artan bir hareket ve fa- aliyet başlamıştı. Menzil Müfettişi Umumisi Kay- makam Cemal Beyin — odasına bazı genç zabitler giriyorlar, kı» saca emirler alıyorlar ve sonra muhtelif semtlere dağılıyorlardı... Öğleden sonra Talât ve Enver Beyler de ayrı ayrı Manzil Mü- fettisliği dairesine gelmişler; Mü- fettişi Umumi Cemal Beyle kısaca görüştüken sonra, yandaki oda- ya çekilmişlerdi, Bu gizli faaliyet, ne hüküme- tin ve ne de halkın nazarı dikka- tini celbetmiyordu.... Hükümet kuvyetini yeniden elde etmek için bir iki gün zarlında bir ih- tilâl terlip eden İttihatçılar bü- tün — hazırlıklarında büyük bir sükün ve itidal ile hareket edi- yorlar; fi'len alâkadar olmıyaular- dan başka — diğer İtüihaçılara karşı bile büyük bir ketumiyet gösteriyorlardı. İhtilâi tertibatmın en dikkate #ayan olan ciheti, mahdut ve fakat kuvvetli bir zümreye İstinat etmesi idi. İhtilâlde fi'len Amil olacak kuvvet, iki kısımdan miü- rekkepti. Bunlardan bir kısmı, (10 Temmuz) inlalâbındrn evvel Selânikte teşekkül eden (99 uncu Bölük) e mensup bazı zabitan başta olmak Üzere kırk elli za- bitten mürekkepti. Diğer kısım ise, Kara Kemal Beyin teşkilâ- fına - dahil -muhtelif — zümreye mensup- — sivillerden — ibaretti... Bunlardan başka, Babıâliye me- mur olan muhafaza kuvvetlerinin üâmirleri de elde edilmişti. İhtilâl başlar başlamaz, Babıdliyi Har- Nezaretine, Merkez Kuman- danlığına rapteden ve Babıâlinin karşısındaki Resne fotoğrafhane- sinin duvarından- geçen - telefon telleri kesilecek ve (Matbaai Hay- riye) sahibi Hayri Bey tarafından tab'edilen ihtilâl beyannameleri derhal halka tevzi edilecekti. Hü- lâsa, herşey dikkatle hesaplanmış, vazifelerin iyi taksim olunmasına büyük — bir ehemmiyet — veril- mişti. * Evvelce kararlaştırıldığı veç- ŞÜTLTLEREAANENA DeNMELdeReNnENAEERRA AAeE aeeAnL AT 1 — Gazetenin esas yazısile bir sütunun iki satırı bir (santim) sayılır. 2-—- Sayfasına göre bir santi- min ilân fiatı şunlardır: yfa ı 2 400 Kış. sayfa ııyhlnylı Diğer| Son KAi S Nİ DYi 250 |200 | 100 60 | 30| Krş. | Kra. | Kış | Krş 3—'Bir şantimde — vasali (8) kelime vardır. 4— İnce ve kalın yazılar tutacakları yere — göre sanlimle ölçülür. İTTİHAT » TERAKKIİ — Her hakkı mahfuzdur — Dördüncü Kısım No. 146 Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. 9.7- 984 — Nasıl Öldü?, halka izah ediyorlar Baskına gelen Uşak taburu (Hatip Ömer Naci Bey, askere karşı nutuk veriyor hile, saat tam üçe gelir gelmez ihtilâlciler harekete geçmişlerdi. İttihat ve Terakki Cemiyetinin mukaddes bir.bayrağı gibi kulla- nılmak istenen Enver Bey, Men- zil Müfettişi Umumlliği dairesinin önüne indirilmiş ve orada bir kır ata bindirlmişti. Bir kısım Menzil Müfettişi Umumiliğinde ve diğer kısmı da, karşıdaki Merkezi Umu- mi binasında bulunan İttihatçılar, derhal Enver Beyin önünde ve arkasında birer saf teşkil etmiş- lerdi. Otuz kırk kişiden mürekkep olan bu ilk ihtilöl kafilesinin ——- Mali Bir Konfeıansı Yakında İsviçrede Toplanıyor Bale, 8 (A. A.) — Avrupanın baş- heca ihraç bankaları — müdürlerinin toplanmaları münasebetile önümüz- deki hafta buruda umumi mahiyette muhtelif para meselelerine, Daven, Yug iatikrazları faizi ve harp borçları meselelerine, ait mühim müzakereler yapılacaktır. Lehistanda Mevkuflar Kampı Varşova, B (A. A.) — Dahbiliye nazın M. Piyerakinin — öldürülmesi münasebetile teslse edilen mevkuflar kampına ilk kafile bu günlerde sev- kedilecektir. Bir Vapur Daha Zonguldak vapurculuk ve kö- mürcülük şirketi tarafından Nor- veçten Largo isminde 15 senelik bir gemi satın alınmıştır. Lima- Dımıza gelen bu yeni- gemiye “Kanarya,, isni verilmiştir. Şilep olarak işletilecektir. önüne, cemiyetin hatibi, Ömer Naci Bey geçmişti. — Babıâliye doğru sür'atle ilerliyen bu kafile- nin arkasına, caddeden geçen bazı mütecessis ve meraklılar da takılmış, kalabalık epice artmıştı... Nafıa Nezareti (I| nin önüne ge- lindiği zaman Naci Bey derhal merdivenlere turmanmış; o gür ve tatlı peltek sesile; — Yaşasın millet.. Yaşasın, j arakkilili... ha ( Arkası var ) (1) Şimdiki İstanbul Maarif Mü- dürlüğü binası. Tarama Dergisinin Yedinci Fasi- külü De Çıktı T. D. T. C. Umumi Kütipliğinden tebliğ edilmiştir: 1 — *Osmanlıcadan Türkçeye Söz Karşılıkları Tarama Dergisi, adıyla te olan eserin 7 inci fa- sikülü de çıkmıştır. 2 — Bu fasikül altı formadır. P. harfinden T. barfine kadar olan ke- limeler bu fasikülde yer bulmuştur. 3 — Ankarada meb'us beyefendi- lere dağıtılacak müshalar B. M M Umunmi Kâtipliğine gönderilmiştir. 4 — Cemiyetin kol ve bölükleri azasından olanlara verilecek nüshaler cemiyet merkezinden Imzalanacaktır. 5 — İstanbulda kendilerine mek- tup gönderilmiş olan zatler Devlet Matbaası satış yerinden kendilerine ait nüshaları aldırabilirler. 6 — Ankara ve İstanbuldan başka yerlerdeki zatler - bulundukları yerin Manrif Müdürlüğünden veya Maarif Memurluğundan kendi adlarına gön« derilen nüshaları alacaklardır. 7 — “Tarama Dergisi,, nin 8 inci fasikülü de yakında çıkacaktır. İstanbulda Yeni Bir__Bollu Piyasa, Mütemadiyen Komik İstihsal Ediyor ( Baştarafı 1 inel sayfada ) yorsunuz. Tevfik Bey, bu genç tulüat artisti, çok nazik, — çok sevimli, — tulüat artistlerinin en münevveri ve tulüat tiyatrolarının yegâne jön prömiyesidir. Bütün tulüat artistlerinin belki en genci olduğu halde nezaketi, kibarlığı ve zekâsile bütün tulüatçıların hörmetini kazanmış, reis intihap edilmiştir. Genç tulüatçılar reisi sizi ( Hanri Gara ) yı aratmıyan kibar ve Avrupaf — nezaket ve tebessümle karşılar ve şu hayret veren cevabı alırsınız: — Cemiyeti mi ariyorsunuz ? Cebimde de’:giml.. — Cepte bir cemiyet biraz tuhaf olmuyor mu? — Tuhaf değil, komik deyiniz!, Fakat bizce” hem komik, hem diramdır. Tipki tülüat piyesleri gibi: Bir komedi- dıram!.. Belki hayret ediyorsunuz. Fakat siz de sergüzeşti öğrenince hak verecek- siniz, efendim : Bizim Nuruos- maniyede çok güzel bir cemiyet merkezimiz vardı. Orada muay- yen zamanlarda içtima ediyorduk ve sanatkârların işlerini, vaziyet- lerini ıslah için hazırladığımız çok güzel projelerimizi tatbik — için muntazaman çalışıyorduk. Günün birinde cemiyetin bulunduğu bi- nayı yeni bir müstecir aldı ve bize (ben burayı daha yüksek bir kira ile verebilirim. Binaena- leyh konturato munturato dinle- mem! Ya kirayı iki misli verirsi- niz yahut ta çıkarsınız! ) dedi. Bu da bir komedi- dramdır!.. Tabit böyle birşey kabul etmek kimsenin aklından geçmez. Efen- dim, uzatmıyalım, mesele mahke- meye düştü. Fakat günün hınıd; bırakacak bir tekerleme k:rçııı- sında kaldık: lcra Memurları Karşısında Cemiyete birgün icra memur- ları geldiler. Cemiyetin bulundu- gu katta oturan (Ahmet) Efendinin eşyasını tahliye etmek üzerel Her halde bir yanlışlık var.. Ahmet Efendi değil Mehmet ağa olacak, Sarı çizmeli Mehmet Ağal.. Çünkü koca cemiyet nasıl Ahmet Ağa olur?! Yeni müstecir bizim katı ve eşyamızı, muhayyel bir Ahmet Efendi ileri sürerek ve onun aleyhine dava açarak tahliye kararı almış! Yeniden mahkemeye müracaat ettik biz Ahmet Efendi değiliz diyel., Bu aralık Adliye yangını çıktı. Bütün evrak yandı. Yeniden evrakı tanzim ve dava açmakla uğraşıyoruz!.. — Demek ki biçare Ahmet Efendi artık ancak cebinizde iç- tima edebiliyor? Öylel.. Halbuki mühim İç timalar akdetmek ve tulüat tiyat- rolarını çok alâkadar eden pek mühim meseleleri müzakere et- mek icabediyor.. Tulüat artistleri diyip geçmemelidir. Çünkü bu 500 kişi, yani, 500 aile demektir. Umumi Göç Zarureti — Bütün tulüat artistlerinin ktanbuldan, İstanbul belediyesi haricma göç edecekleri doğru- mudur? — Aşağı yukarıl. Anadoluya umumi bir göç zaruri gibi görü- nüyorl. — Bu göçün sebebi nedir? — Efendim.. bunun iki sebebi var: Biri 11 — meselesi - tiyatroları saat Vi de tatil etmek mecburi- yeti — var. — Halbüki — İstan- bulun hemen her - tarafında halk tiyatroya saat 9 buçuk - 10 dan evvel gelmiyorler. Bir saat zarfında ne oynanabilir. ve kiml memnun etmek — mümkündür ? İkinci sebep: Demir perde mese- lesi!.. İstanbul belediyesinin son kararı mucibince tiyatrolar oto- matik hareket eder demir perde yaptırmak — mecburiyetindedirler. Bu, tabil lâfla olmaz.. Büyük masraf ister.. Peki bu masrafı Darülbedayiden başka bangi ti- yatro yapabilir ?.. Bılhassa tulüat heyetleri şehrin muhtelif semtle- rinde ancak haftada birer gün oynayabilirler. Haftada bir gün için hangi tiyatro sahibi binasına bu masrafı yapar ? Demir perde yaptırılamıyacağı için tulüat heyetleri İstanbulda hiçbir tiyatroda oynayamıyacaklar. Binaeneleyh başlarımı alıp İstan- bul belediyesi haricine göçetmiye mahkümdurlar ! — Bunun l_rıı hiçbir çare bu- kunamıyor mu Yeni Bir Teşebbüs — Efendim.. Vilâyete, yalnız yaz mevsimine münhasır olmak Üzere hiç olmazsa (12)ye kadar müsaade edilmesi için müşterek bir teşebbüs yapmak üzereyiz. Belki bu suretle yaz işlerini kur« tarmak mümkün olacaktır. Fakat kış sezonunda çelik perde haki- katta, halk tiyatrosunun üzerine kapanmış olacaktır. — Tulüat nev'i tiyatro, sizce, esasen sönmeye doğru bir buh- ran geçir miyor mu? Efendim, vakıa, — tulüat dedigimiz halk tiyarosu buhran geçiyor. Bu, yalnız (l meselesi ve demir perde buhranı ile de kalmaz. İstanbulda #on ıı-ııılııdı komik buhranmı da varl.. Komik Fazlalığı Fakat bu, komik azalması değil, bilâkis komik çoğalması yüzünden bir buhran!. Malüm ya, tulüat — tiyatrosunun — belkemiği komiktir. Halbuki son zamanlar- de İstanbulda komik “istihsalâtı,, pek çok artınıştır. Eskiden bütün İstanbulda (3) nihayet (4) komik çalışırdı. Bugün bu komiklerin miktarı (50) ye çıkmıştır. Gerek İstanbul, gerek Anadolu piyasasını İstan- bulan bu yeni komikleri istilâ ediyorl.. Bu, ciddi bir buhrandır. Çünkü tulüat san'atinin ve tiyat- mafih, bütün bu buhranlara rağ- men, tulüat tiyatrosu sönmekten çok uzaktır. Bilakis büyük bir rağbet görüyoruz. Ve bizi, cüm- lemizi yaşatan, yegâne istinadımız halkın bu rağbetidir. Bütün bu buhranlar arasında halkın rağbeti bizi yaşatıyor. Darülbedayi bile sezonlarını ziyanla kaparken ve son çare olarak tulüatçılığa baş vurmuşken!, X İstanbul muhabiri ——— — -— TAKVİM —— Gün PAZARTESİ 2 9 Temmuz 934 Arabi Rumi 26 Rebevel 1353 | 26 - Haziran- 1339 Hınt 65 Vakit | Ezanl|Vasati| - Vaki: (Ezanl | V: Güseş |B 5S |* 36 Aıı..-..._luu Öğe |. 3 20 aW 1Z 8| Yalıı Udtadi |8 35 | 10 I9| imsak (6 36 |2 18

Bu sayıdan diğer sayfalar: