2 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

2 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Bir münak niş_mâv.n Yazan: NİÇİN SEVER VEYA SEVMEZLER Kadın — şüh bir kahkaha Atarak : — Tam istediğim gibi bir Bevgili - dedi - beni bir defa daha fazla görebilmek için penceremin tltında saatlerce dolaşıyor. h- nereden - bili- Yörsun ? — man Öönünde, pencere- Min altında dolaştığın gözlerimle Eörüyor gibi seziyorum. -— D el Hoşuna Ridiyor ı:ığ;“ ğ Ti — Yemin etmeği sevmediğimli Bilirsin. Hakikati öğrenmek isti- Yorsan: Hoşuma gidiyor. Kolkola gidiyorlardı. Sacit kolundaki Melihanın kolunu daha fazla ıısk: lulaı:ık:l — Seni sevdiğim ünlün birinde betbaht sıııduig':-mı a gör- Mek arzu etmem. — Neden? — Bu anlattıklarından.. — Betbaht olacak ne var?. Onu evimin önüne davet eden ben değilim ki. Hem hiçbir kaba ketini görmediğim bu adama he hakla mani olabilirim? — Sana şimdiye kadar hiçbir Bey söylemedi mi? — Hiçbir şey, yalnız gördükçe selâmlar. — Sen? — Mukabele etmiyorum. son günlerde bu kazı beklerken istemedikleri bir işi Üstüne almış insanlara mahsus bir i('lrgunlnk. bir sıkıntı hissediyordu. at'ıalâka için münasip bir zemin Ve zaman ararken birdenbire Meliha ona pek cazip görünmeye ılqlınıçu. Tebesslimünü ilk gör- ::nğüı günkü gibi buldu, Vücudü- harikulâdeliğinin daha o gün , İlk defa farkına varıyordu. - Uzun kiyla dral yödetda Ü D yan Tinin eşini bir kırdıı görmüyordu ve böyle Müstesaa bir kız tarafından se- vilmekle iftihar ediyordu. Ayrı- ken Melihanın elini avucunun ç tutarak baş döndürücü Simsiyah gözlerine dikkatle baktı: — Bu akşam da orada mı? — Kim? î.lin. — Ne bileyim!. Gülüştüler ve ar, Mes'ut ve neş'eli idi. akat sevgilisini bir başkası tara- K rı böyle beklıâı- Mösi biraz neş'esini kaçırıyordu. Kıüd., ıd'ııt ve nezakete düşkün —mahlüklardır. Kimbilir belki Meliha da aralarında küçük bilmedi l:ı.- R gü- üilmediğ ence ler yüz öıteıâîürdi.glnemıııı kaybetmek Sacide hayatına niha- ’,:d“'ğâke kadar korkunç geli- u. Si eceğin- den üphılmkxnkuPE’n he- yecan içinde bekledi. Koluna gi- rerken öyle şiddetle kendine çek- di ki Mehiha: — Dikkat et. Galiba sokakta olduğumuzu — unuttun. mecbur oldu. Melihayı __.D“";Yj Mmer hemen © adam hak- kında bir şeyler sorup öğrenmek istediği balde böyle bir meseleye kıymet vermiş olmamak için dil. nia ucuna gelen sualleri güç zap- tediyordu. Her mümkün olduğu kadar Melihadan geç ay- tılarak ötekine beklemek azabını tattırmak isteyordu. Ötekinin bir Bazarına bile lâyık olmıyan bu “seni seviyorum,, cümlesini tekrarlamakta ayr — bir zevk d bek — Bu ak da seni e Üyecek mi? v — Kim? — Sevgilin. Meliha omuzlarını erek güldü ve ayrıldılar. Sacit Takibimi görmek hevesine düşe- geniş çadıra geçti, köşebaşı- te; SAA MnükA AAA D Firdevs İsmail sına hiç dönmeden ilerileyordu. Köşebaşından - başını çıkarı. O, Melihanın dediği yerde duruyor- du. Genç kızı görünce şapkasını çıkardı. Fakat Meliha öna dönüp bakmak lütfünde bile bulunmadı. Samiye mes'uttu. Meliha - ile meçhul gencin karşılaşma —anım hıhl:ı neş'esi — bulutlandı. Genç kız onün - selâmına hafif, görünmiyecek, gizliyecek kadar hafif bir baş İşaretile mulu!ıı_b etmişti. Kıskançlık Sacide sevgi- lisinin bu hareketini daha ;ğ gördüruyordu. Zihnen uzun m ica- deleden sonra ulinılııuklırııı.ı hüküm verdi. Şüphesini izale için ertesi akşam yine gizlice Melihayı takip etti. Bu sefer kızın hare- ketlerini daha iyi görebilecek bir yerde durdu. Meçhul ıdı'ıı_ı Me- Khanım önüne çıkmak — için bir adım - ilerleyince genç — kız Hr dakika durakladı ve münfeil bir hareketle evine koştu, başını çe- virmeden içeri girdi. : Sacit sevgilisinin sadakatinden bir bile doıwııâml hayran nazarlarla seyrediyor. Sonra gözlerini pen- cereye kaldırıyor orada da kim- seyi göremeyince ağır isteksiz adımlarla uzaklaşıyordu. İşte © dakika Sacidin başında yepyeni bir aşk, bir ihtiras havası esi- yordu. Meliha, Sacidin taşkın hare- ketlerinin sebebini bir- türlü an- hyamıyordu. Bu fırsattan istifade ederek uzun zaman arzu ettiği bir kürk manto bediye etmesini rica etti. Onun tebessümü, — söz- leri Sacide herşeyi kabul ettire- cek kadar — müessirdi; Sacidin aşkı ise genç kızın her arzusunu yerine getirecek kadar şiddetli idi. Sacit her akşam Melihayı tı- kip ediyordu. Bir gün rakibini her zamanki yerinde göreme- yince şaşırdı. Ertesi gün yine yok. Bu müz'iç adamın gay- bubetile sevgilisinin ıüıkkık bir tehlikeden ğuna emin; derin, rahat bir nefes aldı. Dört, beş akşam Melihayı takipte de- vam etti. Onu bekleyen genç beklemez olmuştu. Sevgili Melihası ondan başka kimsenin değildi. Her akşam genç ihtirasları, hudutsuz b= (;:- avş sönmeye K a Tülkatle bakarken yine ayni güzel dudaklar, yine ayni muntazam dişler olduğu halde onun tebes- sümünde anlaşılamıyan bir şeyin noksanını sezmeye başladı. Bir gün Meliha gülerek kürk manto- sunu sorunca o sahte bir hayretle: — Ne kürk martosu? diye sordu. Genç kızın hatırlatmasile hırçın bir hareket yaptı: — Canım onu sonra konu- şuruz!. O gün biraz dargin ayrıldılar. Sacit kendini serbest bulduğuna memnun bir zamanlar çıldırasıya sevdiği kızın arkasından bir defa bile dönüp bakmadan uzaklaştı. Çünkü onun sevgisini tazeleyecek ihtiras rizgân artık esmez ok mnaltü, Vakit Bırakmazlqr Ki... — Karınla yeniden konuşmıya Başla: ! — 3)'le diyorlar Amma doğ- rusu, ©o eskisi gibi konuşmıya, ben de dinlemiye başladım ! Hangi Mektebe Gireceksiniz ?.. San'at Mektebi İstanbul San'at mektebinin kayit ve kabulüne .. Mektep; talebeleri ameli olarak elektrikçi, tesviyeci, demirci, marangor, modelci olarak yetiştirir. Sa'nat mektebinde tedrisat ikisl ihzari, üçü mesleki ol- mak Üzere beş sene devam eder. Ameli olarak yukardaki — san'atlar öğretilir. Şehrimizde san'at metebine girmek için mutlaka İstanbul, Kocaeli, Zon- guldak, Samsun, — Ordu. vilâyetlari halkından olmak lâzımdır. Bu. min- takalara dahil olmıyanlar, ücretli leyli ve nihari olabilirler. Ücretli leyli talebeden senede 150 Tira alınır. Yeni alınacak - talebeler, ilkmek- teplerde okunan türkçe, * riyaziye, tarih, coğrafya, yurt bilgisl ve reslm tabi — tutü- lurlar. Bu meyanda Türk tabifyetimde ve 12-15 yaşında olması şarttır. Cevaplarımız 'Tophane Lülecilerde Kemal ve Ce- mile kardeşlere: Küçük Kemal, sana tavsiyemiz Darüşşefakadır. Darüşşefaka seni iste- diğin gibi yetiştirir ve hayata sağlam ve kuüvvetli olarak çıkarır. müsaittir. Babandan — mahrumsun, bir gün annenin elinden tutarak mek- tebe git ve kaydolmıya çalış. Kayıt ve 15 ağuslosu — kadardır. acele et Kardeşin Cemilöye gelince, henüz o çok küçüktür. Ona göszterecek bir yerimiz yok.. Orta moektebe devam etsin, merzun olduktan sonra muallim mekteplerinden birine girsin, diye- * Burhaniye — Anmulova — başmallimi du Burhan Efendiye : .i'îıı..ııgı.ı.ı Kütalıya Maarif Me- murlu; n sorarak, cevabımı alır- sınız efendim. Kasımpaşada K.B. N 488 remzli Beye: Nihari gireceğinize hiçbir şartı yoktur. Bütün evrakınızı, açı kâğıtı, sıhhat raporu, hüsnühal tnameniz ve vesika yarakamı, şahade' detreden”” mektebe gidiniz.. olarak göstereceğiniz içtimal mevki sahibl bir zatla gitmeniz daha münasiptir. * Darıcada K. Mehmet Beyer Bizlm sorup Öğrendiğimize göre istediğimize imkân — yoktur. Aııuı mekteplerde talebe — ilkmektöpten ortaya, ortadan liseye albınırlar. Ara sınıflara talebe kabul edilmez. Dişinizl sıkarak imtihana giriniz, —anufınızı Bir sene kadar Hisölerden devam ediniz. Gelecek sene MWW—W Bu suretle bir seneniz boş geçirilmiş sanmayınız. Âyni mnıfı aekeri İseda okumandız, sizi daha kuvvetli hazır- ea S0T N E Bedava Bir Kuvvetlenme Usulü .. ŞÖ ğ — 05 .—— a Plâjlarda Vücutları Yak- mak ZararlıMı, FaydalıMı . ( Baştarafı 1 inci sayfada ) sında tekrar (bronz vücutler ) moda olmıya başladı. Binaena- leyh vücudü güneşte yakmak sa- dece bir moda işi midir, yani modaların ekserisi gibi zararlı bir şey midir, yoksa faydalı m- dır? Bu, hâlâ halkımızın çoğu için bir meseledir, Kan üzerindeki — tetkiklerile maruf Dr. Nurettin Beye bu me- seleyi sorduk. Nurettin Bey güneş banyoları- mın, vücudün bedava kuvvetlen- mesinde âmil olduğunu izah ede- rek diyor ki: — Vücudumuzun bütün uzuv- larına muayyen nisbetlerde Pro- vitamin yayılmıştır. Güneşin Ük traviyole şuaları bu provitamileri vitamine — tahvil ederler. Onun için vücudu güneşte — yakmak çok faydalıdır. Fakat tedricen yavaş yavaş yakmalıdır. Esasen vücut kendini idare etmeyi bilir, güneşe farla da arzedilse (Reaksi- yon)lar, yani aksülâmeller yapa- rak kendisini muhafaza ve idare eder. Güneş Şurubu Nureddin Beyin bu izahına göre güneş vücut için büyük bir gıda- dır. Güneş banyosile bir insan en kuvvetli gıda unsuru olan Vi- taminli bir güneş şurubu içiyor demektir. Hem bedava! Demek ki yazın, hele bu se- neki şiddetli sıcaklarda vücudu- nun muhtaç olduğu gıdayı ala- mıyanlar plâjlarda güneş banyo- larile — kuvvetlenmelerini — temin edebileceklerdir. Doktora sorduk: - Cüzamlı ( Baştaralı 1 inci sayfada ) Şimdi ayni ferah verici haberi Sıhhat Vekâletinin teyit ettiğini örüyoruz. Kendi — hesabımza ın duyacağımız ancak mem- nuniyet olabilir. Bununla beraber miktarım bir kenara bırakalım, iddia edenlerin csasına istinat etmeyen tahminleridir. Fakat bir tek te olsa bir cüzamlının mat- baaları — dolaştığı, — gazetelere mektap gönderdiği vakidir, bu da bir tehlikedir, izalesini İste- mek hakkımızdır, borcumuzdur, sanırız. Vilâyetin Bir Mektubu Dün Vilâyetten de şu mektu- Maarif Vekâleti s.2. ... — Plâjlar, demek ki, adota bedava bir lokanta yerine geçl- yorlar?. — Kuvvetlenmek noktasından aşağı yukarı hal böyle!.. — Peki.. Fakat güneş banyo- sunun ciğerlere zarar verdiğinden bahsediyorlar. Bilhassa sporcular bu yüzden vücutlerini yakmaktan korkuyorlar. — Güneşin fazla tesirile ciğe: lerde bir kan hücumu olabilir. Fakat bu, sağlam olan bir ciğer için pek varit değildir. Banyonun Faydası Var Mı? Plâjların faydası bu itibarla iki taraflı oluyor. Biri plâjlarda güneşin ültraviyolesinden istifade temin eden güneş banyosu. Diğeri de deniz banyosu. Deniz banyosu acaba herkes için faydalı mıdır? Nurettin Bey diyor ki: — Deniz banyosu da vücudü (sertleştirme) tabir olunan hale getirir. Bu da nezleler, » soğuk almalar gibi büyük hastalık- lara yol açan rahatsızlıkların önünü alır. Deniz banyosuada bir adam hem asabı, kanının devera- bıinı, vücut sertleşmesini tanzim eden soğuk su banyosu almış, hem de deniz suyunun tuz ve imlâhından cilt ayrıca istifade etmiş olur. Hasta olmıyan herkes deniz banyosu yapmalıdır. Görülüyor ki bu sıcaklarde deniz banyoları hem lokanta, hem kaplıca, hem hastanedir. Kilolarla buz kemirerek serinlemiye muhîî bil bir deniz banyosunun verdi; serinlik te cabal Bereket ki İstane bulumuz bir plâj ve su memle. ketidir. İstanbul Muhabiri “Gazetenizin 29 Temmuz 934 tarih ve No. 1441 li nüshasınıa ilk sayfasının 4 ve 5 inci sütum Tarıvın başında (Istanbulda Cüzam tehlikesi. Tam 200 hasta şehirde serbest dolaşıyor. Zabıta - aylar- danberi bir cüzamlıyı arıyor am« ma bulamıyor) serlâvhalı yazıda bahsedilen 200 — cüzamlının ser- best dolaştığı keyfiyeti asılsızdır. Bu tekzibin matbuat kanununun 48 inci maddesi mucibince ilk çıkacak nüshanızın ayni sütununa dercolunması - tebliğ olunur efen- dim. ,, Yeni Mektepler Açacak ( Baştarafı 1 inci sayfada ) — kat'i olarak tayin edilmemiştir. Bununla beraber 15 vilâyet ve kaza merkezinde tesis - olunacağı tahmin edilmektedir. Bu mektep- | lerin muallimleri, ilkmektep mu- allimleri arasından seçilecektir. Muhtelif maarif müdürlüklerinden şimdiye kadar yüzü mütecaviz müracaat vardır. Müracaat edan bu —ilkmektep — muallimlerinin sicilleri ve —müfettiş — raporları tetkik . Mesleğinde muvaffak olanlar ikmal ortamek- teplerine muallim tayin edilecek- lerdir. İkmal ortamektelerine geçecek #kmektep — muallimlerinin maaşı muvazenel umumiyeden verilecek, fakat bu muallimler orta tedrisat muallimliği hukukundan istifade edemiyeceklerdir. Yeni mektepler Teşrinievvelde tedrisata başlıya- caklardır. DABCOVİCH - ve Şürekâsı Teli 44708 - 7 - 41220 Avrupa ve Şark limanları arasında muntaram posta. Anvoere, Rotterdam, Hamburg ve Takandinavya limanları için yakında hareket edecek vapurları ve dücyanın başlıca lümanlarında transbor demen Yakında gelecek vapurlar Hansburg vapuru 15 - 18 Ağustosa doğru. Yakında hareket edecek vapurlar .d—ll.bııl'ı vapuru 18-22 Azustosa N mlı tafsilât için Galata, Freugyan han umuml acenteliğine müracnat Tel 44707/8 » 41220 (1495)

Bu sayıdan diğer sayfalar: