2 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milli ve edebi tefrika Siyaset ÂAlemi I"gı'lterenin üdafaa Siyaseti İngiltere hükümeti, Büyük Berl- fânya adasının ve müstemlekelerinin Müdafaası maksadile hava kuvvet- #rinl arttırmıya me zamandanberi Arar vermişti. Başvekil muavini M. Baldvin, hükümetin bu kararım bir Proje halinde Avam Kamarasına ret- ea bildirdi ve Kamaranın büyük bir *ksrriyetle tasvibini aldı. Bu proje Tucibince İngilterenin tayyare adedi, önümüzdeki beş sene içinde bugünkü Yekünunun takriben iki misline çı- acak. Bir devletin müdafaa vamtalarını kviye etmesine -hele bugün silâh- Szlanma meselesi muallâkta bulu- Burken- kim ne diyebilir. Fakat bu Meselede, Üzerinde ehemmiyetla du- Tabileceğimiz siyasi noktalar - vardır. - Baldvin yeni hava projesinin ka- Rtlünü müdafan ederken — dedi ki: - İngiltörenin hududu eskisi gibi Düvr gahillerinde değil, Ren nehrin- dedir., Bu sözün ifade etmek İstediği şey Bedir? Biz Öyle anlıyoruz ki İngiltere, kendini günün birinde müdafaaya *Fekilmek meçburiyetinde — bırakacak Slari tecavüzün Ren nehrinin ötesin- den, yani Almanyadan geleceği dü- Möünce ve kanaatindedir. Nitekim gu aa telgraf bu kansati daha açık rüz ettiriyor: i Brüksel, 1 (A.A.) — M. Baldvin'in Ngilterenin müdafaasını düşündüğü- Üz zaman, artık Duvr sahillerini Üeğil, fakat Reni düşünüyoruz.., tar- Tındaki sözleri, Belçikada büyük bir Memnuniyet uyandırmış, bütün gaze- ::İer tarafından kaydedilmiştir. Mat- Uat,| bu sözlerin sir Con jSimon'un VS gün evvel, Belçika .arazisinin ta- Hamiyetinin, —İngilterenin Gmniyeti Çin eşaslı bir unsur olduğuna dair büyük bir metanetle yaptığı beyamatı kuvvetlendirdiğini yazmaktadır. Ga- tetelor, Belçikanın hiçbir vakit, Lo- karnonun kefili olan İngilterenin sö- Ründen şüphe etmediğini ilâve et- Mektedirler., Üş ae Grev Bitti Fakat 200 Milyon Dolar Da Havaya Gitti Sün-Fransisko 1 (A. A.) — Bütün Şdeniz grupları iki buçuk aydan fazla Yüren bir grevden sonra tekrar İşe Aşlamıştır. Bu grev 8 kişinla ölümüne, İrçok kimselerin yaralanmasına ve * yüz milyon dolar zarar ve ziyana Mal olmuştur. Almanyada ) Ziraat İşçileri Artıyor Börlin, 1 (ALA.)— 1933 seneesinde muhı:ıliıl"mulıklu erbabının mikta- rını tayin için yapılan ” nüfus tahri- rinden anlaşıldığına göre, elli sene- denberi İlk defa olarak — sanayide çalışan — amelenin miktarı tenakus etmiştir. Bununla — beraber zirnatte çalışan amelenin miktarında da tena- kus — vardır. Fakat amelenin miktarı fazladır. Bu hal, 1882 tarihindenberi hiç vaki olma- mıştır. İşsizlerin miktarımın ehemmi- yetli surette tenakusu dolayısile sa- nayide çalışanların miktarı bugün ihtimal yeniden ziraatte çalışanların miktarına faik olacaktır. Ücretle çalışanların miktarı takri- ben 250 bin kişi artmış, ıııoııuılırvıı miktarı iso yüz bin raddesinde eksil- miştir. Almanya Sigara Sanayii Berlin, 1 (A. A.) — Birçok büyük sigara fabrikaları, sigara sanayiinin küçük ve orta miesseselerind yardım etmek üzere bi işler ve bu müesseselerin emrine bir mlilyon mark vwermişlerdir. Almanyada Hücum Orduları Berlin; 1 (A.A.) — Milli sosyalist hücum kataları Erkânmiharbiye Reisl M. Lutze neşrettiği bir emriyevmide hücum kıtalarının mezuniyetinin bit- hizmetlerinin başladığını 'Dostluk ziraatte çalışan | | Sovyet Rusya Ve Litvan-| yanın Siyasi Münasebetleri| Moskova, 1 (A-A) — Litvanya Ha- | riciye Nazırı M. Lozoretisia Mos- kovayı ziyareti münasebetile İzvestia gazetesi şöyle diyor: « Sovyet cümburiyetleri ittihadının sosyalist teşkilâtı, M. Lozörets'in mus vasalatını muhabbotla selâmlar. Sov- yet Rusya ile Litvanya #srasında on dört semeden beri mevcut olan dost- luk münasebetleri, hiçbir zaman ufuk bir ihtilâf ile halaldar olmuş değildir..,, İngiltere Parlâmentosu Londra 1 (A. A. ) — Parlâmento, | dün öğleden sonra 30 - teşrinievvöle kadar tatil edilmiştir. Müthiş Bir Orman Yangını Nelson (İngiliz Kolombiyası), 1& — Nelson ile Birleşik Amerika hudutları arasında uzanan arazideki orman yangınlarını söndürmek için yüzlerce gönüllü çalışmaktadır. D1 — Sevinmiye meydanım kal- Madı Nazan, bu oğlanın Başına bir şey gelecek. Alnına yazılı bu Onun, dedi. ; Annesinin — içine doğmuştu. Bizim görüp sezmediğimiz “alın YazISININ ©, Oğlunun yüzüne bar karken, sanki okuyor ve şeklini mahiyetini anlıyamadığı bir kork D ile içi titriyordu. * Müdire Aziz'in kanbur ve Rarip tabiatli oğlu hakkında bir iki hafta içinde, bir çok şeyler öğrenmiştim. Bunlar bilhassa an- hesinden ve şundan bundan duy- duklarımdan ziyade kendi hisle- Timin sezdiği şeyledi. Kavruk, çocuk yüzlü, kambur Sczacımız Anadoluya silâh kaçı- Tiyordu. Babasının eski arkadaş- Arından bir kaçı, ve bilhassa Yaşlıca bir binbaşı ile sık sık ul."'"" görüşüyor, bazen gece- 1 mektebe dönmediği oluyordu. Harbi Umumi senelerinde Al- Mebrure Sami ÇÖL GİBİ manyada zehirli gaz tecrübeleri ve keşifleri ile uğtaşan bir kimya profesörüne — muavinlik — etmiş, adamın emniyetini kazanmış ve çok zamanlar beraber çalışmak fırsatlarını bulmuştu. O - vakitten beri, tatbiki kabil olamıyacak bir takım şeylerle uğraşıyordu. Bu tecrübelerin kurbanları da, yakut gözlü tavşanları idi. Babasından annesinden —aldığı terbiye ile yurda çok bağlı bir insandı, Sa- katlığı yüzünden askerliğe yara- mayışı onu, belli etmemeye çalış- tığı halde çok sarsmıştı. Bunun acısını — çıkarmak ister gibi de arasına katılamıyacağı harbe ölüm silâhları yetiştirmeye uğraşıyor, istiklâl uğruna birçok vasıtasızlık- lar — içinde — döğüşenlerin işine yaramıyacak, tatbiki pek çok paraya — bağlı öldürücü — harp zehirleri, gazlarla yeni icatlar bulmaya çalışıyordu. Fen adamı idi. Halbuki olaycı, kayıtsız gibi görünmiye - çalıştığı Mareşal Hindenburgun Vaziyeti Çok Ağırlaştı ge RİRĞRRĞZERĞKYEARKĞNRN Fransız Gazeteleri, Yine Korkulu Ve ' Endişeli Mütalealar Yürütüyorlar Mareşal ile M. Hitlerin daha on beş gün evvel bir arada alınmış son resimleri Berlin 1 ( A, A, ) — Havas ajansı muhabirladen: M. Hindenburg, Nödek — şatosunda sakin bir uyku ile uyumaktadır. Bu 87 yaşındaki ihtiyarın hayatını daha ziyade uzatmak İçin artık ümit beslenmemektedir. Berlin 1 (A A.) — Rermi memba- lardan alınan haberlarö göre, Reisi cümhur Hindenburgun sıhhati dün akşam daha ağırlaşmış değildi. ;Reisicümhurun — halefi. — seçilene kadar vekâlet meselesini, feshedilme- miş olan Kanunu Esasinin 51 inci maddesi şu suretle tesbit etmektedir: *“İmperatorluk relsi — yerine, bir mani zuhurunda imperatoluk Başvekili geçer. Bu mani, oldukça uzun bir zaman devam edecek olursa, bir imperatorluk — kanunu — ile vekâlet meselesi halledilir. Riyaset makamı — inhilâl — ettiği zaman da, yeniden intihap yapılıncıya kadar bu suretle hureket edilir. ,, Şu halö mazaran, Kanunu Esasi mucibince, Reisicümhur Mareşal Hindenburg, sıhhi sebeplerden dolayı halde de yine bir içli çocuktu. Omuzlarını iki yandan fırlatıp, sırtını tümsekleten, boynunu kısan derde için için ağladığı dakikalar olduğunu hissetmiştim. Belli etmi- yordu ama, bunu ben daha ilk günden anlamıştım. Mütareke olunca, oda Alman- yadan * Akdeniz ,, vapuru ile dönmüştü. Bunu bir gün şöyle öğrendimdi ben. F Pamuk almağa eczaneye git- miştim. Şişeler, ateşler, renk renk eczalarla — uğraşıyordu. Odanın içinde pis bir koku vardı. Bana evvelâ bir şey söylemedi. Yüzü gergin ve kıpkırmızı idi. Sağ eli | yanmıştı. Canı herhalde çok acı- yordu. Dişlerini nkıığıA guınkn: yordu. Bu çeşit yaralar için kendi yaptığı yağlı bir merhemi - vardı, sol elile bunu — yanan avuçuna sürmeğe çabalıyordu. Hemen ya- nına gittim. Bir şey demeden ilâcı sürdüm. Küçük yavrularımdan birine yapar gibi, bir yandan da kıpkızıl eti üfliyordum. Gözlerimi ona kaldırdığım zaman o yüzünü pencereye çevirdi, denize baktı: — Almanyadan Akdeniz va- puru ile dönmüştüm. Orada yeşil gözlü bir kadın vazdı. Halimi bir an unutsaydım, ona yakından ——M—ELİE— —”—|—) ——— ——— ——— ——— —— ——— —— —— vazifesinden — ayrılacak| olursa, M. Hitler, otamatik bir şekilde Riyasetle eümhur vekâletini deruhte edecektir, Paris, 1( A. A.) — Gazetelerin, yine nararıdikkati Almanyaya müte- vecelhtir. — Mareşal — Hindenburgun sıhhati kındakl endişeli haberler, Alman Reisicümhurluğu makamında müşarünileyhe kimin halef olacağı meselesini yeniden ortaya atmaktadır. Fakat şurasını kaydetmek icap eder ki gazeteler, bu hususta biraz ihtiyatlı | lizan kullanmaktadırlar. Bunun da sebebi, her ne de - olsa bugün makamında bulunan ihtiyar mareşale — kargı beslenilen hürmet hissidir. Pöti Jarnal diyor ki: * Bu müşkül mesele bilhassa feci olan ahval ve şerait içinde mevzubahs . Her yerde şu — sual irat olacak? Herşeye — rağmen şimdiye kadar Hitlerin fevkinde bir adam bu- lunuyordu. Eğer Hitler, Hindenburga halef olucak olursa - vaziyöt ne ola- bakmak istiyecektim. Bu içime dert kalmıştı. Bugün sizi o ka- dına o kadar çok benzetiyorum ki, yüzünüze aptal bakışım on- dandı, Sakın garip bulmayın, za- ten o kadın öldü, zavallı, dedi. — Olabilir insan insana ben- zer, diye cevap verdim, Boğa- zım kupkuru idi. Bu kelimeler ağzımdan bir tuhaf çıktı. — Öyle! İnsan insana benzer.. Hele sizle o kadın. Sanki ikir- mişsiniz. gibi. Bugün bunu 'daha çok hissettim. Yalnız gözlerinizin rengi bir amma, onunkiler büs- bütün başka idi. Ben öyle yeşil göz hiç görmedim. Ne kadar tesir yapmış düşünün ki, bu kanbur- luğumla ona bakmaktan kendimi alamamışım! Dedi. İlâç sürülüp bitmişti. İstediğimi bulmuş, Kapıdan çıkıyordum: — Hemşire Nazan, siz buraya hangi ay gelmiştiniz? Diye sordu, — Hatırlamıyorum, Teşrinie- veldi amma, kaçı idi, bilmiyorum. dedim. O günlük bu kadarla kaldı. Bir iki akşam sonra, Müdire Azizin odasındaydım. Beni çağırt- mış, dertleşiyordu. İngilizler oğ- lundan şüphe etmişler aratıyor- lardı, Gönül İşleri Okugyucularıma Cevaplarım ! Mudanyada T. A. Bey: Oğlum, kısa bir zaman evvel sana veya senin gibi düşünen bir diğer okuyucuma cevap vermiş- tim. Bana sözlerimi tekrar ettir- miş olacaksın, fakat iyi dinle: Nişan bir tasavvurdan ibarettir. Herhangi bir akti tezammun et- mez, yarın neticesiz bozulabilir, Bu vaziyette bir genç kızın kar- şısındaki erkeği tamamen benim- semesine imkân tasavvur edile- mez. Mektup yazmamakta, ve bilvasıta cevap yollamakta ta- mamen haklıdır. Farzediniz ki yarın nişan bozuldu ve gönderdiği mektuplar sizin elinizde kaldı, ne olacak? Kızın ihtiyatkârlığı sizi meyus değil, memnun etmelidir. Ne yapacağınızı şaşırmaya lüzum yok, izdivacı tesri ediniz. x K Den Beyer Zevcenizin dürüstlüğüne İnan- mamakta haksızsınız, fakat şüphe şifa bulmaz bir hastalıktır, içiniz- den kolay kolay çıkmıyacağına inanırım. Esasen bu böyle olmasa bile sabahtan akşama kadar tanı- dığınız erkeklerin kapımızın önün- de münasebatsiz bahislere giriş- meleri İnsanı sibirlendirebilir. Fa- kat hiç bu meseleden behsetmi- yerek dolambaçlı bir yoldan bizzat kayınvaldenizi bu evi değiştirme arzusunu ihtiyara — sevketmek mümkündür. — Birar — kurnazlık küfidir. N Suzan Hanıma: Kızım ilânını koyamıyacağım, ya bu ilân senin imzanı kullanan bir alaycı tarafından geldise ve sen aleyhimde bir dava ikame edersen mahkeme — huzurunda kendimi nasıl müdafaa ederim? HANIMTEYZE remereerermm veveren eressca cak? Başvekâlet makamında Hitlere kim bhalef olacak? Bunlar vahim — bir takım — hüdiselerin teakup etmekte olduğu şu zamanlarda bahse mevzu | edilecek bir bir yığın meseledir. Jurnal gazetesi de diyorki: “ Tamamile — karmakarışık olam bu vaziyet bize nasıl bir istikbal hazırlıyor? Almanya, hercilmerce, saltanatın ladesine voya Bolşevizmin yerleş- mesine isal eden yolların telâki noktasına vasıl olmuştur. , — Zorla kendini yakalatacak. Şuradan bir kaç ay çıkmasa ol- maz mt sanki? O binbaşı Mem- duhu görsem, söyliyeceğimi bili- yorum, Böyle işlerde en baş şey ihtiyatlı olmaktır. Bunların sağla- rını sollarını gördükleri yok ki. Iki gecedir, yine sabaha karşı dönüyor, şimdi de nerelerdedir, Allah bilir, dedi. Boş yere telâşlanmıştı. Biraz sonra, o, geldi. Memnundu. Alaylı alaylı konuştu, durdu. Yaşından büyük işler görüyordu amma, bütün bunları mektepte yaptığı yaramazlıkları anlatan bir çocuk muzipliği ile söyliyordu. Bir aralık bana döndü: — Hemşire Nazan, Size ge- çen gün bahsettiğim — kadının çocuğunu gördüm. Dedi. Dayanamayıp bir şey sormamı bekledi. Ben — dişlerimle, kanatacak gibi dudaklarımın içini ısırdım ve usulca, nefessiz kala kala: — Hangi kadın? Bana ben- zettiğiniz kadının mı? Yal dedim O artık Müdire Aziz'in akşam oturmalarına çağırdığı — birkag muallime hanım girdi. Lakırdı « kadar kaldı. Hocalar gelince, za: ten o hemen çekildi gitti. ( Arkası 1wa)

Bu sayıdan diğer sayfalar: