14 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

14 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Diplomatlar Arasındaki P ısıltılar ül Bugün üç mühim *minde bir tehlike Sanlanmıya başladi: 1 — Eski Avusturya İmparatorluk hanedanı, Avusturyada kıralık tah- bna takrar geçmek için (faaliyete paladı, Bu hanedanın eski ie orun en büyük oğlu olan Prens Ot- to'yu tahta e alk için giriştikleri slyasi faaliyet artık açığa vuruldu. * bü iş dünyanın odurgunluğunu İstiyenlerin kafalarım — bulandıracak bir tehlikedir. 2 — Avusturya başvekil iöwavini ve Avusturya vatanperver teşekkülü- lünün lideri Prens Starhemberg üç ündenberi İtalyadadır. Romada M usolini ile Prens arasında sıkı fıkı oluyor. Bu görüşmâler görüşmeler, menfaatlerine vi devletlerin Aykırı düşecek bir karar ile ome- ticelenirse | tehlikeli, hem de çok töhlikeli bir vaziyet başgösterir. 3 — Macaristan (o payitabtında üç gün evvel Macar ve Avusturya baş- vekilleri, ehemmiyeti inkâr ödilemi- yecek bir siyasi görüşme yaptılar. Söylenenlere | bakılırsa ki başvekil bütün siyasi meseleler üzerinde mu- tabık okalmışlar. Fakat bu arada Avusturyada kırallığın yeniden tesi- sine de karar verilmiş. İşte bu son haber üçüncü tehlikeyi, yahut ayni tehlikenin üçüncü merkezini bize bildirmiş oluyor. Avusturyada kıralık... Bu, dünya- Bin başına bir belâ açabilir. Eğer bu işa olursa, belânın patlak vermemesi şimdilik İmkânsız gibidir. * . : İki Facia 9 Ölü, 191 Yaralı Sayıldı Paris, 13 ( A.A. ) — Resmi melü- mala göre Avignon tren kazası neti. gesinde 7 kişi ölmüş ve dördü ağır olmak üzerâ 31 kişi yaralanmıştır. Berlin, 13 (A. A.) — Dün sabah ellen garında o Laypçig'den. gelen husus! bir trenle bir lokomotif ara- sında vukua gelen müsademe zanne- ga daha vahim olmuştur. miryolları idaresi 17 #l ağır olmak ere İ60 kişinin yaralanmış oldu- bildirmektedir. Şef dö tren ile yoleu kadın ölmüştür. Kazanın sebebi, bir makas hatasıdır. Torpito Batmamış Berlin, 13 (A. A.) — Bir Alman torpido muhribiala Rugen adasi ck vannda batmış olduğuna dair ban İsveç gazetelerinde intişar etmiş olan haber selâhiyettar (o bir o menbadan hâdise, politika işareti şeklinde İ Siyaset Alemi Macaristan Kendisine Dost Arıyor Peşte, 13 (A.A.) — Macar Başvekili M. Gömböşün Eylül ipölknele Ye ovaya yapacağı seyahat siya gi il e baiz olacaktır. Çünkü Hariciye Nazın M. Kanya da kendisine refakat edecektir. il Burada zannedildiğine göre bu seyahat istimzaç mahiyetinde olacak- tır. Son Avrupa hâdiseleri ve Roma ile Berlin o arasında han ai Peştede ( huzursuzlu münakaşalar 'eşte, ie tevlit etmiştir. Macaristan teması kaybetmmdile beraber, İktasadi ve aiyasi muahedelerle bağlı” bulun- duğu İtalyaya teveccüh etmektedir. Maamafih şimalda müzaheret nok- taları aranması yine günün 5 halini almıştır. Bununla beraber. Ma- caristan ile Lehiştan arasında bir an- laşma çok müşkül gözüküyor. Çünkü Lehistan kendisinin teessüsünü mucip olan Versay munhedesinin tadilini açıkça terviç edemez. “ Bir Fen Kahramanı Kurtuldu Amiral Bird Cenup Kut- bunda Çok İşler Gördü Vaşington, 13 (A. A.) — Cenup kutbunda riyaset ettiği heyetin üssül- harekesinden 123 mil uzakta, buz üzerinde kâln küçücük bir ilimle iz, bütüm kışı am İri Amiral Bird, zayıf, halsiz, fakat neş'eli olarak, nihayet kurtarılmıştır. M. Tomas Pulton'un idaresinde bulunan tahlisiye heyeti, 8 Ağustosta bir traktöre binerek, Little Amerika- dan hareket etmiş ve fırtına yüzünden iki defa geri dönmeye mecbur ” Amiral Bird, 98 Marttanberi, teorolojik vaziyeti tetkik İçin cenupta kalınmıştır. silâh Satışı Yasak Ottava, 13 (G. A) — Kanada hükümeti, Bolivya ve Paraguay'a silâh ihracatını yasak etmistir. Irlanda Sıkıntıda Kork, (Irlanda) 13 —Irianda müs- takll hükümeti çok müşkül bir me i , Vilâyetlerin iy Em yaptıkları yardımı kesmiye mecbur olmuşlar- gin Uzak Şarkta Vaziyet Hayli Gerginleşti İngiliz Gazeteleri, Heyecan Ve Biraz Da Korku İle Londra, 13 (A A) — Bütün ga- zeteler Uzak Şark vaziyetinden heye- can ve hararetle bahsediyorlar. Deyi: Ekspres diyor k; Asyada bir 4. tına kopmak üzere dir. Japonya, Man- “ezo çuride, Rus nüfuzu. eN nun bütün izlerini & büsbütün silmiye çalışmakta ve bu. g” sline geçirmiye ng raşmaktadır. Sovyet gazetele- rl, Rus efkârı umu. miyesini vahim bir takım hâdiselere karşı hazırlamaktadır. Maamafih şarki demiryollarına veyahut Mi — ihtilâ- İ fın hakiki sebebi değildir. Japonya, Mançuri, Mongolistan, dahili Çin ve Rus Türklatanını ihtiva edebilecek bir Asya İmparatorluğu kurmıya çalışıyor. “ Şayet bir tehlike varsa bu teb- likeye vücüt veren her helde Sovyet Rusya değildir. Şarki Çin. demiryel- larının satın alınması için yapılan müzakerelerde Japonyanın takındığı tavır, bir takım düşüncelere yol aça- cak şekildedir. ' Bahsediyorlar görünen Şarki Çin demiryolu üzerinde bir Japon askeri direzini Malüm olduğu veçhile Japon efkârı | umumiyesinin en nüfuzlu kısmı Man- guride tahaffuz! bir harp yapılması Tehindedir. Şarki Çin dâmiryolların- daki Rus idaresine biribirini müteakip kabul ettirilmiş olam tahdidatın bis tahrik mahiyetinde olduğunu kabul etmek kolay değildir. Rusyanın Milletler Cemiyötine gir. meye hazırlanmakta olduğu ve Uzak Şarkta serbest kalabilmek için garpta bir takım misaklar aktetmâkte bu- lunduğu süretindeki Japon iddiası, ufak bir tahlile bile mukavemet ede. bilecek bir iddiz değildir, Ayusturgii İtalya Ve Yugoslavya Prens Ştarhemberg İtalyada Roma, 13 (A.A.) — Avusturya Başvekil Muavini Prens Ştarbambary, bütün gün Osti'de kalmıştır. Muma- ileyh, sabahleyin Regina Pacls kilise- sinde yapılan âyinde bulunmuş ve sonra Avusturyalı gençler kampına dönmüştür. Prens Otto Geziyor İstokholm, 14 (A.A) — Arşidük Olto de Habsburg, OKopsnhagdan Helsingberg'e gelmiştir. Şimale doğru Gezintiler Yapıyor otomobille seyahatine devam eden arşidük iktimal bu alışam veya yarın sabah İstokholme gelecektir. İtalya - Avusturya Roma, 18 (AA) — İtelyanın Viyana orta elçiliği büyük elçiliğe tahveil dilmiyecektir. Yugoslavya Kızdı Bölgrat, 13 (ALA ) — Ban İtalyan gnzeteleri, Yugonlavyayı Avusturya. daki iğtişaşlara yardım etmiş olmakla önül Biri “ Kecam Beni Neden Sevmiyor ? ,, Ben bu suali bir kadın oku» yucumdan aldığım mektupta oku dum. Kendisini görmüş değilim, kocasını da tanımam, aile hayat- ları nasıl başlamışlır, nasıl inki- şaf etmiştir, ne kaldedir? Bilmem, bu okuyucumun susline nasıl cevap vereyim? Yalnız erkekle- rimizden birçoğunu © evlerinden uzaklaştıran esash bir kusur bi- Birim ki, maalesef kadınlarımızın birçoğunda müşterektir. Bu ku- surun adına, ev işlerini en mü nasip zamanlara taksim edeme- mek diyeceğim. Harp sonu slantısi malüm; her evde bir hizmetçi bulunamaz. Evin ufak büyük her hizmeti gibi yemeği de hanımın uhdesindedir. Bu vaziyette lâzım olan şey, ha“ mımin bütün bu işleri (o zevcinin evde bulunmadığı zaman xzarfm- da tanmamen bitirmiş olmasıdır. Sokakta para kazanmak için sa bahtan akşama kadar didinerek yorulan erkek akşamüzeri yuva sına döndüğü zaman derli toplu bir ev, kurulmuş bir sofra, hazır bir yemek, nihayet önünde de misafir karşılıyacakmış gibi giyin: miş tertemiz bir hamm bulma- lıdır, Güleryüzlü bir hanım bulk malıdır. Ve te'min ederim böyle bir yuya ve böyle bir eşe malik olan erkeklerden yizde doksan dokuzunun gözü sokakta değildir. * BC. yer Lekesiz, sebatlı bir aşk temin edebilecek değişmez bir kaide bilmiyorum. İlerde keşfedilebile- de tahmin © etmiyorum. Buna mukabil aşkı olmasa bile çözülmez bir bağı temin edebi lecek bir vasıtanın mevcut oldu- ğunu herkes bilir: Adı çocuktur. HANIMTEYZE itham ( ettiklörinden dolayı Politika gözetesi, başmakalesinde bu itthamı giddetle ret vâ bunu iftira diyö tavsif etmekte ve bu iftiranın tam Avuatur- yanın Yugoslavyanın dürüst hathars- keti dolayısile resmen teşekkür. edile diği bir anda ortaya atılmış olduğunu ehemmiyetle kaydeylemektedir. Ne yapalım, Selime veri- lecek başka bir ilâç reçetemiz yok, Şvester, Vaktile bir kitapta ben buna benzer bir hikâye oku- Orada da bu benim e bir oyunla aldat- “ gözlerinden yaralı bir zabit vardı, — Eğer Selimin iki gözü de kapansaydı, belki ben de yalancı metuplar yazar ona okurdum. Amma buna imkân yok. Onun tek gözü görmesini biliyor, diye ilâve etti, İlk girdiğim odaya dönmüş tük. Yine bir sıhhiye neferi geldi. Gençliği heniz kağşamamış lâzım doktoru çağırdı ve gitti. O da yanımdan geçerken: — Size bir asker gönderece- M, odanın göstersin. Şimdilik Steki hastabakıcılarımızla beraber ye acaksınız, olmaz mı? Odala- ya iki boş yatak daha var. Oya uasanız, biraz ( dinleniniz. kalmışlardır arık, dedi. ik LİR LR Mebrure Sami ÇÖL GİBİ mü | 14-8 -934 Kapıdan çıkmadan döndü: — Söylemeyi unutuordum. Fe- rihayı görmüş olacağımıza nazaran, tarifini yapayım biraz. Yeşil gözlü sarışın, siz boyda bir kızdır. Maç- kada otururlar, Babası barp zen- ginidir. Selime hiç uymıyacak, Türklüğü bozulmuş bir ailesi var- dır. Anladınız mı? Dedi. Başımı salladım ve o günden sonra da adı yalan olan birilâçla mülâzım Selime uyku ve sükünet verebilen yegâne insan ben oldum. *# Arabacı Adem çavuşun göğ- sünü şişirerek, Müdire Âzizin se- sini coşturarak, kambur kısacık boylu bir İnsanın yüzünü geçiçi gözellikle boyayarak, Darüleyta- nın Ayşelerine, Fatmalarma bir sürü kefensiz baba ve kardeşi hatırlatarak anılan “Onlar» öz Türklerin iman ve ümitlerini top- layan sonlar» © günlerde Nazilli cvarndaki “köşku cephesinde dövüşüyor, gökrüyorlardı. çoçuğunun yüzünde gidermeye çalıştığım iş tasyonun yanı başındaki geniş, meydanlık (gibi yerde büyük Bovman hastane çadırları kurul muş, askere, teskerecilik talim- leri yaptırılıyordü. Yakında o Nazilliye hareket edecek olan bu bölüğün başhe- | Selânikli genç bir yüzbaşıyı tayin işlerdi. Ve eai zabit Denizlide daha yeni evlenmişti. Karsın öyle seviyordu ki onun işinin, sardığı yaranın, yazdığı reçetenin ara- sında bile bir dakika 'unutmadı- ğını göstermek İstercesine, İsmi- nin ardına, karısının da adını kor “Ahmet Hakkı Nusrat,, diye imza atardı. Yüzbaşı Ahmet Hakkı Nus- ratın hastanede nöbetçi olduğu geceler, ber iki üç saatte bir, ya yeni evlilerin evinden bir adam gelir, ya da hastaneden torun hanımını yoklardı. Bu gidiş ve gelişlerin her bi- rinde de, hanımın gönderdiği şeyler olur, aptal gibi görlinme- sine rağmen yüzünde için için gizli bir tebessümle dönen asker ağa, ya elinde bir surahi mar şerbeti, ya yemiş tepsisi, yahut da iki büklüm kat- lanmış küçük bir zarfla gelirdi. Doktor Sâfi, bazen bu yeni evlilere acır, nöbeti daha sabah olmadan, yüzbaşı « Ahmet Hakkı Nusrat,, dan alırdı. Ben evvelâ, bu, aklı işinden çok karısında olan o zabitten, sonra da hastanenin ameliyatla- rını yapan fırka baş hekimi Kay- makam İsmail Hakkı beyden, teskerecilik talimlerinde askerle beraber çalışmak ricasında bulun- muş, fakat hiç birine de bu isteğimi kabul ettirememiştim, Genç zabit (o gülümsiyerek, Kaymakam operatör de kaşlarını çatarak: — Kadınlar sargı mahallerine, cepheye gidemezler, asker işine de, elinizin hamuru ile pek o kadar karışmayın, demişlerdi. Denizlide 20 - 25 gün kadar kaldığım bu asker evinde denizi gören, çamlar ve ergovanlarla sarılı Darüleyirm hastanesindeki gibi öyle ağlamağa bile vakit ve takat bulamadan, tam müdire Azizin “ölesiye çalışıp yorulmak, bu yorgunlukla da yatağ,a ancak uyumak için atılmak , kaidesine uyarak yaşadım. Sırasına göre yara sardım, kan irin yıkadım, lâzmmlik dök- tüm, yer süpürdüm, cam sildim, yemek yedirdim, su içirdim ve bütün bunlarla beraberde pek çok yalan söyledim. Gözlerimin yeşil oluşuna sar- gılarının arasından, bütün yaşama kudretinin saklandığı o tek göz- cağızı ile bakan mülâzim Selime Ferlhasımu aşkını vefasını, iki üç saatlik ömrü kalmış İnebolulu Ali ww izinli çı i, kesilecek bir efeye, on gün sonra erir > ma gidece- a un çakır gözlü Memiş oğlu BE kara haberi gelen bilmem hangi cephenin arslanı Mehmet kardeşi» nin ölüme değilde çavuşluk rüt- besine erdiğini anlattım. Sade etlerinin, kemiklerinin yarasını değil, içlerinin acılarını da dindirmiye çalıştım. Bunun için de ilk gecemde, doktor Safiden öğ- al ilâcı, hep “ yalan ,, kullandım. CArkas vür)

Bu sayıdan diğer sayfalar: