8 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“SON POSTA . y ığın Begend erkek tıplerı B - Bu da benim tipim! k — 285 — cevabı tasnif ederken, bunların ara- sında okuyucusu bulunduğunu se- vinç ve iftiharla öğrendiği bir şah- siyetin de mektubunu buldu. Bu satırları sadece ankete verilmiş bir — | cevap değil, ayni zamanda da man- : zum edebi bir eser olarak aşağıya | geçiriyoruz. | Ne yazık ki sahibinin arzusuna uyarak bu esere imzasımı koyamı - yacağız, müstear bir isimle iktifa K edeceğiz. Eser şüudur: £ BU DA BENİM TİPİM Saçlar altın, ve nâziyeyse sadef, Gece engin kadar sihirli, derin Gözlerin rengi - etmeyim mi esef?- Anlatılmaz ve anlaşılmaz ki. Burnu mirasıdır ilâhelerin, Sade görmek de öyle bir hâz ki. Ağzı, bir başka şi'r o.. anlatamam, Hüsn olur, zevk olur onunla tamam. Sesi ilham perisinin sesidir, İşiden mest olur ve şair olur; K Rüha mev'ud olan o dürâdur, Cennetin bir misâli sinesidir. Onda bir çift beyaz güvercin var, Dâima ufka, ya semaya bakar. Çehre beyzi, beyaz, uçuk, süzgün; Boynu mermer sütun kadar düzgün; Görenin ihtisası hayranlık... — |) Orta bir boy, hirâmı hep mevzun; i Mütenâsib bir orta şişmanlık... Yetişir, çünkü ah uzun çok uzumn, Bir şiir, bir kaside, bir destan Yine târife kadir olmuyacak, Bence zâten cihanda hüsn ile ân, Duyulur sâde, anlaşılmıyarak; Ve bununçün de anlatılması zor; Hele tecsimi bir muhal oluyor. A | Teyze, anketine gelen bini aşkın | Ankara: Bir Münzevt k — 2864 — — Kadın bir ecnebi lisanı ve biraz çalgı bilmeli| — İşte benim beğendiğim kaaın tipi: — Orta boylu, balık etli, sarışın, saçları |— hafif dalgalı, gözler ve kaşlar siyah ve - baygın bakışlı, fı Yanaklar az kırmızı, çehre ve ten pem- — be, bel orta, ayak küçük. Bir ecnebi lisan ve bir de çalgi bilmeli. Sun'i güzelliğe meyletmemeli. - Her hususta kocasına muti ve sadık ve — yuvasına candan bağlı ölsaali, tahsili ne derecede olursa olsun. HHerşeyden evvel bu kadın muhitinde iyi tanınmış, sıhhat- li olmalıdır. İstanbul: Y. Besir (Adresinin neşrini istememiştir) iz hangileridir? — 987 — Kadının sözü dinlenir olma'ı ! Beğendiğim kadın tipi şudur: Vücut: Sarışın, pürüzsüz ten, ufak a- kir ve cazibeli gözler, ince kaş, kumral u- zun saç, hafif yuvarlak ve sevimli bir cma kanaatkâr, temiz kalpli, iyi ahlâklı, ağır başlı, sözü dinlenir olmalıdır. Tahsili orta, evinin idaresini bilecek kadar bilgili olmalıdır. Yalova Cumhuriyet Caddesi No. 15 de Faik Er — 288 — Gönül kimi severse güzel odur ratmıştır. Binaenaleyh gönül kimi sever- se güzel odur. Saygılarımı sunarım. Kadıköy: Enise Yön (Sarih adresiı idarehanemizde malifuzdur) — 289 — Kadın hayalperest olmaralı! lar, pürüzsüz bir ten, orta boy, ne şiş- man, ne de zayıf, Tabiati: Kuvvetli sevgi, sonsuz ıtımt yuvasına karşı büyük bir muhabbet taşı- malı. Eğlenceyi zamanına, bilhassa büt- çesine göre yapmalı. Hayalperest olma- Malı. » 'Tahsili: Bir ev kadınının bilmesi lâ- zım gelen şeylere vâkıf olmalı. Bunlar- dan başka çok ehemmiyet verdiğim ve her şeyin üstünde tuttuğum ve bir kadın da en fazla aradığım şey: hal ve istik- balde ahlâkı tam, gözü kocasından baş- kasında olmamalı,. Ankara: Şevket (Sarih adresinin neşrini istememiştir) ŞKD li Kadının serveti olmamalı Sevdiğim kadın tipi şudur: Boyu 1,62, kilo 63, tip ne sarı, ne de es- rmer, saçlar uzun, siyah ve kıvırcık, çeh- re tam bir güzellik taşıyğıcak, Gözler iri ve kestane rengi, saf bakışlı, burun ufak ve sevimli, ağız ufak, dudaklar ince ve zarif dişlerle süslü, çene ufak ve beyaz olacak. Serveti olmıyacak. Erkeğinin var- lığı esnasında yuvasına hnasıl şiddetle bağlı ise, yokluğu esnasında da aynı ha- rareti muhafaza edecek. Kasımpaşa Camiikebir mahallesi Acıçeşme sokak 42 de A. Tekin kadın ve ğız, ince ve beyaz dişler, narın burun, ça- | çehre, mutedil bel, ufak avak, güzel ve | şirin eller, ne çok şişman, ne de çok za- yif, balık etinde, orta boylu.. Muti, yuva- . ya bağlı, iyi bir ev kadını, eşinin kazan- | Teyzeciğim, Allah herkesi öğmüş ya -! Vücudü: Âz esmer çehre, dalgalı saç-; qıp' Ü 'l '“ lllı L i!ı D ÜN L W (| İN UM ! w —— İstanbtul Borsası kapanış fiatları 7 -5 - 1937 PARALAR Alış Satış 1 Sterlin 620.09 626,00 1 Dolar 124 — 126,00 20 Fransız Fr. 111.00 113,00 20 Liret 120, 125. 20 Belçika Fr. BO, 84. 20 Drahmi B. 22. 20 İsviçre Fr. 570, Sgü, 20 Leva 20. 23. 1 Filorin 63, 66, 20 Çek kuronu 70. 75. 1 Avusturya ŞL 21.00 23.00 1 Mark 25. 28. 1 Zloti 20. 23. 1 Pengü Z. 24. 20 Lev 12,00 14.00 20 Dinar 48. 52. Ruble 00. 00, 1 İsveç kuronu 30. 32 1 Türk altını 1659 1060, 1 Banknot Os. B. 253, 254. + ÇEKLER Açılış Kapauıj Londra 624,00 625.00 || Nev-York 0.7913 0,78975 Paris 17.635 17.78 Milâno 15,04 15,0144 Brüksel 4.6855 4.6780 Atina 87.58 87.d4 Cenevre 3,4575 3,1525 Sofya 64.1925 — GA Amsterdam 14419 1.43)6 Prag 22.195 22,0688 | Viyana 4.2163 — 4,21296 Madrid 14.1625 14 08 | seriin 19675 — 1.9644 ı Varşova 4.1715 — 4.165! Budapeşte 3.9825 8 9760 Bükreş 107.6925 — 107.52 Belgrad 54.295 vA.24 Yokohama 2.7533) — 2.7486 Moskova 23.58 23 62 Stokholm 3187 3.:038 1 ESHAM Açılış kapaıy Anadolu $m, 95 GÜ | peşin 00.09 — 00,00 A, Şim, ©» G0 vadelij — 00.00 — 00,00 Bomontli - Nektar 9,20 9.21 Aslan çimento 415 1415 Merkez bankası 91.90 91 03 İş Bankası 9,81 — 0u,00 'Telefon 89 — — İttihat ve Değir. 1.6) — Şark Değirmeni L1IS — Terkos 119i — İSTİKRAZLAR Açılış kapanış Türk borcu I peşin | 20675 23 675 B s Iİ vadelil 29.525 — 21.675 » » Iİ vadelil 2.5/ YAREN) B TT Y İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 7/5/937 | FİATLAR CİNSİ Aşağı — Yukatı K. P. K. P. Buğday yumuşak 6 23 0 (0 Arpa 4 5 0 0 Çavdar 4 28 4 30 Misir sarı 5 00 » 5 Afyon ince 56) 0 00 Peynir beyaz 26 18 31 DOYÇE LEVANT LİNYE G. M. B. H. HAMBURG Doyre Levant Linye Hamburg A. G. Hamburg, Atlas Levant Linye | A. G. Bremen 'E Hamburg, Brem, Anvers; İstanbul ve sahıisiyah arasında azimet ve avdet muntazam postaları | İstanbulda beklenen vapurlar. Larissa vapuru limanı ızda Adana vapuru 14 Mayısa doğru Mera vapuru i6 Mayısa doğru Varna, Köstence için 1i- edecek Burgaz, manımızdan hareket vapurlar Adana vapuru 15 Mayısa doğru Yakında Hamburg, Brem, Anvers ve Roterdam İlimanları için hareket edecek vapurlar Akka vapuru 8 Mayısa doğru Fazla tafsilât için Galata'da Ova- kimyan hanında Doyçe Levante Linye vapur acentalığına müracaat. Telefon: 44760-44769 Son Posta'nın Tefri' ası: — Tramvaylarda yer bulmak kabil de- — filj yürüyelim bari... B - Dedi. — Şişliye kadar yayan çıktılar. Yürü - — mekten söz açıldığı zaman Nüveyre: — Ablamla ikimiz her sabah saat do- kuzda Mecidiyeköyüne kadar yürüyo- ruz. Demişti. Turhan buna nişan koydu. İ; — Ö gün böyle geçti. Ertesi günü, gene felefonda konuştular Akşam üzeri Bü- “lend matbaaya geldi: ’ — Maşallah, diyordu, almış yürümüş- çe sünüz!. Dün Beyoğlunda Lebibe ile z 'Nuveyreye rastgelmişsin. Eve kadar be- 'ğ raber gitmişsiniz. İşte böyle olmal:, Şımdı söyle bakalım, oraya hangi ak- - şam gideceğiz?.. Nüveyrenin yıldönü - — Mmünden evvel, bir gece gitmezsek a- — yıp olacak!.. — — Yıldönümü, dedin de aklıma gel - — di; kiza bir şey almalı ama ne almalı — onuü düşünüyorum, — Sen bunları benden iyi bilirsin, — Parası da hep masarifi umumiyeden çı- kacak!!. Ben sana şimdilik yüz lira ve- İ reyim; üstünde bulunsun! b ı! . â 4 el O L ö 7 aa a PN LAN TLENBıKg Yazan: Kemal Raçıp — Bugünlerde param var; lâzım olun- ca isterim. — Nüveyreye alacağın hediye en a- şağı kırk elli lira tutar. Cebindeki para- nu!. Ne zaman buluşup Arif paşalara | gideceğiz, onu söyle. — Ne zaman istersen. — Yarın akşam?.. — Pekâlâ... Ertesi sabah Turhan, sekizde evden çıktı. Dokuza doğru, Şişlide tramvay durağında beklemeğe başladı. Dokuzu on geçiyordu, Nüveyre ile ablası gö - ründü. İkisi de pek temiz, pek sade gi- yinmişlerdi. Süvari karakolunun önün- den geçerken Turhan onlara yetişti. Mecidiyeköyüne, oradan da Zincirliku- yuya doğru yürüdüler, Sonra gene dön- düler. Nüveyre bir aralık dedi ki: — Bülend, Turhan beyin işi pek çok, diyordu. Bugün bizim için on bire ka- dar geç kaldı. Bu kadar fedakârlığa kar. şı artık ne yapacağız, bilmem?.. Turhan kıpkırmızı oldu. Genç kız, acaba bir şeyler sezmişti de önun için, gizliden gizliye alay mı ediyordu?. Ka t VA — İ yı ona verirsen sana kalmıyacak. Al şu- | Y " Mmisafirler de vardı; gene oyun oynan- |dı. Turhan orada tanıqtıklarma da ken- Lebibe oralarda değildi: — Sahi... iyi ki aklıma geldi; Bülent, bu akşam bize geleceğinizi söylüyordu. Erkence gelirsiniz, olmaz mı?.. Birlikte iki lokma bir şey yeriz. Turhan, ne kadar olsa, paşadan sı - kılıyordu. Yemeğe gitmek istemedi. Ötekiler o kadar üstüne düştüler; bir türlü razı edemediler. O akşam gene Bülentle büuluştular. Yemekten sonra oraya gittiler. Başka dini sevdirmeğe başlamıştı. İçlerinden birisi: — Yarın akşam bizde toplanıyoruz; sizi de bekleriz. Dedi; onu da çağırdı. Bir âralık Bü- lentle yalnız kalmışlardı. Öteki: — Uzatma artık, kısmetin açıldı!.. Diye alay ediyordu. Turhan acı acı güldü: — Öyle... Kapı kapı dolaşıyoruz, hiç olmazsa nafakamız çıkıyor, diyecek- “sin değil mi?.. Ben bu komedliyi ne ka- dar güç oynuyorum, bir bilsen... ne ka- kadar üzülüyorum; kendi kendimden utanıyorum' — — Ama, pek iyi oynuyorsun!. Gören- ler, senin zoraki bir oyun oytadığını, hiç de anlayamazlar. Ben bile, artık alıştin da seve seve yapıyorsun, zanne- diyorum. Herkesin yanında o kadar neş'eli, o kadar canlı görünüyorsun ki... Sonra, onun birdenbire öfkelenme - sinden korktu. Renginin yavaş yavaş değiştiğini gördü. Yarı alaylı bir sesle: — Yazık, çok yazık ama bir kere baş- ladık; artık geriye dönülmez ki... Sen gene için için duyduğun uzuntuyü. kimseye belli etme de bir ayak evvel, Şu işi başaralım. ğildi; Turhan tatlı bir rüya görüyor - muş gibi, kendini koyüvermiş, bu top- yormuş gibi görünüyordu. Ertesi akşam da oraya gittiler. Bu toplantılar böyle sıklaştıkça Arif paşa- larla adetâ içli dışlı olmuşlardı. Gün- düzleri Turhan bir kaç defa telefonla Lebibeyi arıyor, yarım saat, bazan bir saat kadar konuştukları oluyordu. Ar- tık ikisi de birbirinin hayatında tuttu- ğu yeri anlamıştı; ikisi de gün geçtikçe birbirine biraz daha bağlanıyordu. Turhan, telefon ettiği zaman karşı - sında Lebibeyi bulamazsa pek üzülü - yor, onun telefonu geçikirse genç kız da olduğu yerde duramıyordu. Kardeşi | ** de, annesi de artık bunu sezmişlerdi; Turhanın telefon edeceği saatler de Lebibeyi yalnız bırakıyorlardı. (Arkası var) Bülendin dedikleri pek te yalan de - lantılardan pekâlâ, kendisi de hoşlanı- | Acı Badem Kremi Acı badem kremi cilde yarar. Cilde hayat, düzgünlük ve tara- vet verir, Cildin kirlerini, zehir- lerini, fena yağlarını temizler, Buruşukluklarını, lekelerini, çilk- lerini, erginliklerini, sivilcelerini izale eder. Çirkin çehreyi güzel- leştirir ve ihtiyarlığı gençleştirir. Fakat acı badem kremini her- | kes yapamaz ve bu kremi mut- laka acı badem yağiyle yapmak “Tâzımdır. Bu hem müşkül ve |külfetli, hem pahalı bir iş oldu- 'ğundan biraz acı bademi esan - sile vazelin yağını karıştırarak yapılan kremleri kullanan ba - yanlar cildlerini bozuyorlar. Halis acı bademden pek bü - yük fedakârlıklarla istihsal edi- "len hakiki 've acı badem yağını krem haline getirmiş olan ko- lonyasiyle ve — müstahzaratiyle meşhur eczacı Hasandır: İtriyatı nefis ve caziptir. Hasan acı badem yağı kremi - le, Hasan yağsız kar kreminin ve Hasan yarım yağlı gece kremini bayanlar seve seve kullanmakta ve eczacı Hasanı tebrik etmekte- dirler. Sabun, kolonya, losyon, lâvan- | ta, briyantin, saç suları, sürme, pudra, tıraş bıçağı, diş fırçaları, diş suları, diş macunları ve her türlü ıtriyat ve müstahzaratta mutlaka Hasan markasını isteyi- niz ve arayınız. Hasan deposu: Ankara, İstanbul, Beyoğlu, Be - şiktaş, Eskişehir. .— ”. Bir amele elini makineye kaptırdi Uzun çarşıdaki Bıçakçi sokağında 18 numaralı marangoz dükkânında Çâ” Jişan Hakkı kazaen - elini makmeye-.— P kaptırmış, baş parmagı kopmuşl%' 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: