8 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

8 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA —î!_lilıal ve Terakkide on sene 14 üncü kısım No. 27 TTİHAT VE TERAKKİNİN SONU Talât, Enver ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen İtilâf kuvvetleri Türkiye aleyhinde hareket edecek halde değillerdi vî;’" hiç olmazsa bir kısmımızın|lerdir. Suriyeye dokunmamak şartile, |içine alınca artık İtalyaya; ayrılan nü- İ * Göstere c Eisinden şüphe elmediğini| Anadoludaki milli bir harekele karşı |fuz mıntakasındaki nüfuzun da kıymeti '“*rerek, bende, kendisi için bir yar- | Fransızlardan hiç bir taarruz gelmesi | kalmıyacaktı. Her tarafta İtalyaya kar- M Ve bir dert ortağı aramıştı. Bu | ihtimali yoktur. İtalyadan da korkul -|şı bu tarzda tutulan siyaset, bu memle- uid:hed. bana kuvvet verdi, beni ye- uw"_e-'m_llnd:rd.ı. Beni, İstanbul m ıf&.lenrın:len uzaklaştırıp halka gö- u, huooâın'den Sonra, artık İstanbula ka- Ait Uğu kadar sık ve bütün havadis Ya k;a;lmn. Uğrıyarak malümat almı- İüm ladım. Her defa şehirden döndü- bendi muhtar Ali Efendi gelir, örel ü Malümat sorardı. Ben de onalrı klerimi ballandıra — ballandıra anlatırdı BK ei muşt“mlım- Köyün gizli gazelesi ol - Anadolu hareketine itimatsızlık yuî:,mml“d" İstanbulun bilhassa tine kı "'b?'f“l. bu Anadolu hareke - hüde il:“ itimatsızlıkla bakardı. «Boy Mağlüp y AYAnl» derlerdi. Ordularil ü nP 0_İan bir memlekette, dünya - y b_b"yük muzaffer kuvvetlerine lerdi. p. , Vç insan ne yapabilir? der- - Fakat, ben bu fikirde değildim. | vıııe,,b itmiş, dünyanm en büyük Ku Yafta çlüzaffer olmuş, fakat, her ta -| *YOrgunluk son derecesine gel - KA SYA ateş içinde, Almanya v Tnem Avrupa ateş içinde, muzaf “Üleker fer Deri tlerde de her şey karışıklık ve , y « Zavuallı adamcağız, çocu_k Bibi | ben değildim: ;lşmıncıj sarı bir delikan- Mekia'lk içinde idi. Rusyada birleş -|etmek için bize karsı bari d Ümidsiz hayata imkân yoktur. | ağlıyor... Ne olursa olsun, ben bir kere| li vardı, o da kadına işaret edip duru - İttimaş ,İEtunmak istidatları gösteren | yasct tutuyorlardı. İtalyanlara gelince, | Yaşamak isteyen insan veya bir cemi-| teklif ederim, belki tasasını unutur. — | yordu Slm beik bikaa Taçebi da ök: Yangın, Avrupanın her tarafın- onlar açıkt. ğ tizam edi yet, mutlaka ümidini kaybetmemelidi. — Affedersiniz, - Monslcur, bir piket -Eı"'. /mm :mız n_lun a d'": _l Va İ dün (OK Öbek ateşler çıkarıyordu. Bu- |lardı. İng , bütün ve en küçük bir ümid ışığının arkasın-| yapalım mı? siz de eğlenmiş olursunuz. | rihci katta, 347 numaralı odada oturu - | ,m_dğ':l büyük devletlerin - hiç biri, sonu hesablar dan yürüyüp gitme kuvvetini nefsinde| — Piket mi?.. Ben iskambil oyunların- yorrdumr_ 0_|e_lde ınıru _w_ığt'nCğrıe_ x'aırdı w Yasta iyeye karşı büyük mik «İdı. Osmanlı imparator! du_vmnllıd:r. d.n hiç birini bilmem; bilsem lîxle gö -|ama h_hnmıı. ötel, parsiyon iş ü_ın cr | sta bir Teket yapmayı göze ala -|ması hesablarında ona ancak b Asırlarca, efendi olarak yaşamış bir| rüyorsunuz, oynıyacak halim mi var? |br> böyle yukarıdan atmağı severler,.. Mazdı Bilhassa, bu devletlerin arala - |mintakası İmilletin, o günkü facia içinde e| — Böyle çocuk gibi ağlamayın. Ağlı - | Baasettiğim karı koca da tam bizimkinin İ ıqı'i' â'aînız Türkiyenintaksimi me -|takım parçaları doğrudan doğruya ken. 1 olup karanlık bir ümidsizlik içine| yacaksınız da ne olacak? Hele bir der - | karşısında, 404 numarada idiler, nde, 4 Mündle; 'N çıkan ihtilâflar, onların ne Mr;m-nde"' ne de müşter maz, İngiltere ise, lerin yül lar da, ya Frans T ki de bu hareketin boğulma di hâ eltir.a Müstafa Kemal Paşanın isyamı ve o- nu ele geçirmek için yapılan son bir retin neticesiz kalması üzerine, ken- | İstanbulda da tehlikede ittihatcılara karşı anet ediyi |malar, hep bu fikri teyid rahat rahat hazmetmi ızlar işden me ları vardır, har rı vardır. Hepsi bir araya ge emedi. Aradığı mıyor, polisi, jandarması, kendisine hi u. Bunun için, ittihatcı - Ş yavaş, saklandıkları in - lerden dışarı çıkmıya başladılar, de, ihtiyatlı hareket etmeki yalnız başına bu iş ü üzerine muhtelif sebeb - lerden dolayı alamazlar rin dahili c Bu & Dövüşeceğiniz düşman ondan iba - i. Fak: nun iyetine aldıktan başka, Os - ken bizim ü-|Mmanlı saltanatını da kendi avucunun L bunu nsanları bu beraber eti, İngi |rupadaki g; yok, değil, mağlübların zaafı 1 hükmü veren isyandı, içtimatf ihti idi, Fakat, o sayı da, İtalyayı da tehditl ediyordu. İngiltere içinde vakıâ ih t, diğer memleke venin karşısına bir siyaset sabotajcısı olarak çıkarıyordu. Ümitler beliriyordu O sıralarda, saklandıktan sonra, ilk defa olarak, “|de - Ankara hükümetinin ilk hariciye vekillerinden, sefir aldığım inlıba içinde bulunuyordu. O da, Anadoludaki mi hariçten gelebilecek büyük bir tehlike bulunmadığına, bütün gailenin Yuna- istandan ibaret kalacağına kanidi. Av. temas ettiğim Muhtar Bey tamamen benim f harekete karşı ebeyi galiplerin kuvyetleri kazanmı: ihtilâl, o dakikada Fran - | hareketi Tdeki hare- Ben |ket inkişaf ettiği takdird, o da tehlike |de id n |id görünüy Fakat, o esi de Şu halde herkes ümid vermeğe müsa- u. sıralarda bizim, ümid için, imkânsızdı. (Arkası var) ;| pecek... Ben de ne diye evimde oturma - > | biraz içi ısınsın... Artık ümid kalmadı, arkadaşlar gel - miyecek... Bu pazarımız da briçsiz ge - dım? Bu havada kim dışarı çıkar ki?.. Bak! kahvede kimseler var mı?.. Böyle havada herkes çıldırdı mı ki evini bi - raksın da sokaklara düşsün? Bir saat - | tenberi yağmur yağıyar, hem de hiç dur- mamacasına... Göğün hazneleri boşandı sanki... Hele şükür! bir gelen oldu... Ama a- damcağız ıslanmış, sıçana dönmüş... Ih- lamur ısmarladığına çok iyi etti. Bari Acaba gidip bir piket teklif etsem mi?.. ... Ama hiç de kabul edeceğe ben- dinizi anlatım, çaresini bulamasak bile a- çılmış olursunuz. Yol yürümekle, derd —— tak Z€ gelmelerini mümküns z kıla-| © linde "_;:edc büyüktü. Bu şerait dahi - hareketi, rkiyede alev alacak milli bir| N muvaffak olması ümitleri li duy- a aleş vermenin ulmak lâzımdı. O zaman h.,.“k:;“(î;;d;u bir netice çıkması mü- Bi işin 1” Seon da bu fikirde idi. Bana, L ALİR içyüzünü anlatıyor ve: Tnız SD, diyordu; bir hareket çıka- İllaf devletlerinin vaziyetleri qeîx:*lî:“ğı şeyler de şunlardı: — İtilâf tinde Ti Türkiyenin paylaşılması bah- K A_îğk Muhtelif fikirler içinde idi- y,ardl"rmnndi hattâ şiddetli bir ihtilâf ine | PEilterenin doğrudan doğruya € ka, gö*tiTmek istediği sahalardan baş #İmak '?İnlı sarayını himayesi altına | Turkwıursıxıe İstanbula, Boğazlara ve | dola; 'fd”" sağlam kalacak sahaya da| hağı Sile hâkim olmak istediği mü -| t Lloyd George, Yunanistanı | iş K ütecek ve onu da İngilterenin | iki aai söylemekle tükenirmiş. — Canınızı sıkar ama, mademki isti « yorsunuz, anlatayım. Başından başlıyas lım. Göreceksiniz ki inanılacak şey de « » Bil... O zamanlar kırk yaşındaydım, yani bir hayli old Sene dediğin de ne ça« buk geçiyor, «Bir ay izin almış, karımla beraber de“« biz kenarında bir yere gitmiştim. Bim pansiyona indik. «İlk günler yemek odasında, bizimki« üe yakın bir masada oturan sarışın, güzel bir kadın gözüme ilişti. Daima kocası ile beraberdi: siyah sakallı, kelli felli bir a «Kadının güzelliğini farkeden — yalmız «Bir akşam bizimki tiyatroya gitmek istedi; onu gönderdim, ben başım ağrı « yor, erken yatacağım diye otelde kaldım., Ben acele etmeğe, günlerdenberi içimi yakan ateşi sarı saçlı güzele açmağa ka« tar vermiştim: gidip 404 numaralı oda«s dın kapısına vuracaktım; o saatlerde koe cası otelin salonunda kâjıd oynar, gece yarılarına kadar da odasına gelmezdi. «Hemen odama çıktım, kendime biraz verdim, saçlarımı düzelttim, lâvanta süründüm, kapımı aralık ettim. Ortalıktan el ayak çekilmesini bekliyor- dum. «Biraz sonra tam vaktidir diye dışarı çıktım. Ama ne göreyim? delikanlı 404 numaralı odanın kapısına yavaş yavaş vuruyor. Bir anahtar sesi... Bizim şişko kapının topuzunu birden çe- virip zorla içeri giriverdi. «Benim ne kadar şaşaladığımı ve ne kadar üfkelendiğimi tasavvur edebil niz. O saate kadar her şeyi hesaplamış tım, tam işe başlıyacağım sırada bir ra - kip benden daha atik davranmış, beni piç gibi bırakmıştı. İşin neticesi bakalım ne olacak diye koridora çıktım. Uzun sürmedi: beş dakika bile geçmeden sarı #işko, köskös önüne bakarak dışarı çık- tı, ertesi günden pılıyı pırtıyı toplayıp o- £ Müstemlekesi hat | Na " si haline getirecek bir » n a E:ı: —;'"Pmâü. Bunun (i gn. Fransız - «Onun uğradığı akibeti görünce uzun talyanlar, bu siyasete muhalefet I:;"ıklcrdi. Fransızların İngiliıîc:denî $in * korktukları nokta bulunduğu i- M muhalefeti açıktan açığa y Saklardı. Buna Mmukabil İtaly K yi * hemı"kxlıerı:ye karşı hem biraz sı Tüyaj uzun düşündüm ve başka bir yol tut - mak daha münasip olacağına karar ver- dim, Bir kere acele etmenin doğru ol - mıyacağını anladım. Önce kocası ile ta - nışmak, ahbap ulmak, sonra kadınla ko- nuşmak ve yavaş yavaş işi yoluna koy- bakika 5 e mağa çalışmaktan başka çare yoktu &Yynı limandı. _Il_;!:kqı;uhmılde:: etmek ve «Ertesi gün kadının kocasını buldum 'l::;k için, Türklere karşı g ve kendisine beraber tenis oynamağı tek: teı, öreket etmek Üüzere talimat al - SSlardı. *Do; &e bu Bgilizi M rusunu istersen, diyordu; biz Yolda talimat aldık, Fakat, bizim , " adı Sonya imiş... Güzel ad değil mi? Ça - İ ıh“*'al.[îrıı: gok hesabımız olduğu için, bucak ahbap olduk. N ..b SA arekete mecburuz. İtalyı «Bir gün Oskar (bu da m adı) ha' Pu vaziyette değildirler, On beni denize, balığa götürdü. Beni pek bestii St hareket edebiliri ikten istifade ederek Türklerin Patilerini Kkazanmıya karar vermiş-. İ lif ettim. Benden memnun olsun diye de yenil dim. İkinci günü dört kişi oynadık: bi zim bayanlar da işe karışmıştı. K sevmişti. Tatlı tatlı kürek çekiyorduk, birden- (Devamı 15 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: