17 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

17 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii Ektem han pencereyi kapayıp Alya, dönünce bu sahneden bir şey âmadı ; Bu dane Ne oluyor? Ne var? W$ Han ile Batırı iterek: — run bakalım... - dedi - Döğ- 19! Bırakın gunul hş kes birer tarafa çekildi. Ha- — ape casus olmasından korku» » diye izah etmek İstedi » Raapınme açarken. ies! sözlerini bitiremedi. Bir ka ,.. iŞitildi. Bunu tüyler ürper » hi bir inilti takip etti, Hanlar. çötün tedehhüşle gerilediler, İç- öden yalnız biri, yani Kuşoğlan İülememişti ve Kuşoğlan evveli ayara ve sonra tavana bakarak e; Be du vuran mutlaka buradan Yy.) Olacak yayını, iran. Yay. yön bir vuran bulmak lâzımdı, bi vurulan vardı. iş lan? Fakat. Bu ar evvel Sign Mamışın tekme tokat döğ- üçe adamdı, Yani hadım teşri « Nİ Ekrem han “yapmayın! Ne tiği Orsunuz?., diye bağırarak gel- Anda merhamet istemeğe hazır. iri birdenbire iki elini bo- götürmüş ve bir iki kere an- Üybelenenildikten sonra kaskatı rmişti. Nereden geldiği an- Kimya bir ok Ni ia ttlağına saplanmış ve ensesin- ken iştir, Şaşkınlık geçince hepsi birden lana yanaştılar: İ€reden atılmış olabilir bu ok? vurdu bu herifi? il eki ama p. Ok atılabili M5 vaziyetin ciddiliğine rağ“ gülmekten kendini atamadı: süzabilecaği ebilirim. Yalnız okun geldiği met tavandır, £ Han: İp Acaba tavanda bir delik mi Biye N Y i İç Di . gösterdiğin yerden sorunca Hatun: Zannetmem... - dedi « Stat Kuşoğ Kuşoğlan derhâl barekete e. Onun koşarak uzaklaştığı- ler, Ali Ekrem ban kışkar- Yaklaştı; ta, zizim arkadaşm hakkı var, Bu Ha çü gırtlağa saplanabilmesi i- İiştcak tavandan atılması Jâzem emir adam tavana Sırtını ya» N olamıyacağı için bu tavan ğe Kapanabilecek bir deliğin X Bunu kabul etmemiz icap — Nt gözlerini tavana dikmiş İşini Han: V, PtS1 - diye bağırdı - İşte./ Psi büyük bir hayretle/ta - My İki arşın genişliğinde bir ka- le yara doğru sarktığını ve baj — N çelikten Kuşoğlanın kendile- Hiiyaktığınr. gördüler, Kirin şeyl » diye mırıldandı « ad! Neresi acaba orası Ki- var orada? gülümsemekten silahi a hatunum... Bunu em. Yalnız size şunu söy- Me tim İki burada, bir İkinci 518 kire Batır derhal list kata çı di şivem doğru koştular. di, yea Yapılışı tıpkı ait kat Mönü bugu bulabilmeleri için Ku- Vi Nia duğu. yerden çıkmış, iş diş dilerini bekliyordu. Ön- Bal ği Hatunun kendilerini İN bi 8 olduğu odanın tam üs- İşini, odaya girdiler. Yerdeki a ik ve kaldırılmıştı, Genç terdi: “e açti Bumu gektiğiniz zaman Yalirada Yı hızla çekti, İş: bir ŞESTİP bir manivelâ, bü » Mora çiy yerleştirilmiş bu- ind, alla, odanın döşeme iy Ped kısmı yukarıya Yada, sırada alt kat sofası- hd iki gaya tavanının bir çarkiyond ire asılarak aşağı- teri perde duran bir yayı Ri, Batır Hanın kolunu düre Ok ei Pakpununla atılmıştır. AZ Onu âtan ne olmuştur? va dan dı Acaba | Si va tavanında da şevap vermedi Gözle » “dan çi e düşündüm ama... Sedirin Ortası ben ması! | Bir yp” in il Ali Nogay atlılarmın yüzbeyi gıkaramıyordu. Toy toy söylendi: yoktu!, yordu. Nihayet, örtüsü biraz kay - mış bir sedire doğru #eğirtti ve o anda avazı çıktığı kadar haykırdı: — Hatuuun! Hatuuun! Dikkat ediniz! Kuşoğlan telâşla yanma koştur — Ne var? — Bak! Delikanir! — Vay canına! » diye homurdandı « Bu odanın cidden esrarengiz bir hali vardı. Sedirin ortası bir kuyu ağzı gibi açıktı ve bir kenarından sarkan kalınca bir urganın bir ucu aşağıda bir odanın halısr süzerinde Nizamettin NAZİF ————— Bu Odanın Cidden Esrarengiz Bir Hali Vardı. Kuyu Ağzı Gibi Açıktı Ekrem Hanın hiddetinden bir mâna “— Konakta kimse yoktu.. Kimse biz yılan giki çöreklenmiş bulunu- yordu. Hemen bu ipe sarılarak aşağıya sıyrıldı. Bir saniye sonra Batırla Mamış ta onu taklit etmiş bulunu- yorlardı. Batır Han sersem ve şaşkın? — Yanılmamışım.. Yanılmamışım. - diye söylendi - Burası Hatunun 0- dar, Ve kapıya doğru köştü. ret! - diye haykırdı - ka- p: arkasından kapalı. Ne demek bu! Biz bu kapığan çıkmamış mıydık sofaya? TArkasr varl İtalyanlar Siyasal Nüluz İstiyor (Baş tarafı 1 incide) zat) olan İtalyan ve İngiliz tezleri- Bi telif etmek hususundaki nasik rolünü önemle keydetmektedirler, Le Journal diyor ki: “Laval - Aloisi konuşmasının s0- nunda, bu iki hükümet adamının gösterdiği düşünesii tavir, çok müş- kül bir konferans karşısında kalın- dığı hakkındaki tahminleri yalanla. mıyordu. Görülecek iş, gerçekten karışık ve uzun incelemelere muh - taçtır. Bundan ötürü, genel toplan. tılardan ziyade özel konuşmalar yap mak gerekecektir.,, Le Matin, şunları yazıyor? “Şimdiki durumdan alınan intiba, İtalyanların azami dileklerde bu » lundukları ve Habeşistanın verece- ği imtiyazların, imparatorun son di- yevinde işaret ettiğinden daha ge- niş olacağı merkezindedir. Maama- fih, yakınlaştırılmaları gereken İn- giliz ve İtalyan görüşleri arasında derin bir aykırılık vardır... İtalyanın durumu hakkında bu gazete şunları yazıyor; “Evvelden kararlaşmış belli bir durumdan vazgeçerek daha şak davranılması umutları kuvvetli- dir. Nikbinliğini muhafaza de Paris diyor ki “İtalya, İstediğini bilmekte, fakat bu amaca Varmak için kullanılacak araçlara aldırmamaktadır. İngiltere ise, ne istemediğini biliyor, fakat konferanstaki sonsuz pazarlıkların &n nihayet ilgili tarafları yekdiğe - rinden uzaklaştıracağı ilk konuşma- lardan anlaşılmaktadır. Somalılaria Habeşler arasındaki dostluk Londra, 16 A.A. — Daily Teleg- rafın özel aytarı Percival Philips, gâzctesine yazdığı bir mektupta di- yor ki “Somalilerin o Habeşlilere o karşı besledikleri büyük sempati, Cibuti- deki Fransız makamlarını İtalyan - Habeş harbi başladığı takdirde dü- zeni korumak için ciddi ve özel ted- birler almağa sevketmektedir.,, Aytar, pazar günü Cibutiye bir kruvazör ile 10 uçağın gelmesi bek- lendiğini ilâve etmektedir. Limana ve sahile hâkim olan He- ron adasındaki bataryâlara altı pus- luk 4 top konulacağı gibi, çöl tara- frnda şehrin arkasında bulunan gar nizondaki yerli kuvvetler de bin Senegalli ilâvesile takviye edilecek- tir, Fransızlar, limandan geçen bütün yabancıları sıkı bir gözet (nezaret) altında bulundurmaktadırlar, Bir gemi aldılar eden Echo “şemelerinde gezdiri | o Amsterdam, İG AA, — İtalya bi- kümeti, Gelnia adında 13.868 tonluk Felemenk gemisini satın” almıştır. Bu gemi, asker naklinde ve seyyar hastane olarak kullamtlacaktır. Cihan harbine doğru Londan » Ontario, 16 A.A, — Lö berallerin (o lideri - eski başbakan Mackenzie King, siyasal bir toplan- teda bir söylev vererek Habeşistan buhranmm bir cihan harbinin to « humlarını taşımakta olduğunu bil dirmiş ve demiştir ki: İngiliz imparatorluğunun muhte » lif kısımlarında Habeşlerin mensup oldukları ırktan milyonlarca insan vardır. Şayet diğer bir memleket siyah imparatorun memleketini iş * gal edecek olursa bu bal İngiliz im pâratorluğu için vahim sonuçlar do- gurabilir, Habeşistanda savaş hazırlığı Hartar (Habeşistanda), 16 A.A — Adisababadan Harrar ve Diredava- ya bir gezi yapan Röyter özel ayta- rı hararetli söcl hazırlıklara şahit olmuştur. Harrar yöresinde 25 ten fazla muntazam ve geyri muntazam | askerden mürekkep o bir garnizon mevcuttur. Harrar Jijiga ve Gerlo- gobi arasına yerleştirilen asker sa- yısı 100 bin tahmin olunmaktadır. Jijiga, İtalyanın Somali cephesin - den gelecek taarruzuna karşı en ö- nemli Habeş müdafaa noktalarından biri olarak telâkki edilmektedir. Burada önemli miktarda harp gere- çi (malzemesi) toplanmıştır. Bir milyon kişi Roma, 15 A.A, — İtal bir milyon Kişinin gi lunduğr resmen bildirilmektedir. İşsiz Habeşliler Adisababa, 16 A.A. — Hükümet merkezinin şarbaylığı şehirde bulu- nan bütün işsiz Habeşlerin şarbay- İığa beyanname vermelerine karar vermiştir. Bu gibiler bir şefin emri altında verilecek ve ücret alacak - lardır, İmparator, yabancı gazeteci- leri kabul etmiştir. Habeşistana bitarat bir heyet gönderilmeli Cenevre, 16 A.A. — Barış dostla- rinm piya ema uluslar s0s- yetesi genel sekreterliğine gönder- diği İLE larak, Kii devletleri arasında İstiklâlini mu- hafaza etmiş son memleket olan Ha- beşistanın ortadan kaldırılmasının tesirler üzerine konseyin dikkat na- sarımı çekmektedir. Muhtarada, Habeşistana bitaraf bir komisyon gönderilerek durumu tetkik ve smurlar anlaşmazlığı hak» kında # eylülden evvel bir rapor hü- sırlanması istenmektedir, FAYDALI BiLGiLER BUGÜNKÜ PROĞRAM İstanbul 18,30 Fransizca rs, 18,50 Dans mu- sikisi (Plâk), 19,30 Betbofen, Sunat, Vi- yolonsel ve iyano (Plâk). 20.— Spor konuşmaları, Sait Çelebi, 2030 Bayan Bedriye Türtin, Türkçe sözle eserler Radyo caz ve tango orkestralarile, 21,15 Son haberler borsalar. 2145 Bayan Ba- bikyan (Şan). 2210 Hafif musiki (Pik). Budapeşte 2005: Simi Kurina Çingene müzik or- kestrası, Zi: Piyes. 22.50: Duyumlar. 23.10: Çingene müziği. 2330: Reporüğ. 24.30: Çingene müziği, Bükreş 13: Dayumlar. 13.05: Radyo orkestrası. 1345: Duyumlar. 1355: Kenserin süre- ği. 1415: Dayumlar. 1440: Konserin sü- reği, 16: Südl müzik. 19: Duyumlar. 19.15: Süel müzik, 19.15: Süçl konserin süreği. 20: Brasov'daki kara kiliseden org konseri, 21: Sözler, 21.15: Radyo ca- 31. 2230 Duyum, 22.50: Konser (:öle). Prag 20.30: Hafif müzik 21.15: Karışık ya- yım, “22, Duyamlar. 15: Kuartet müzi. gi. 2250: Dans pliklar. 2315: Spor. 23.30: Plik, 73.45: Hafif müzik. Varşova. 19.45: Plâk. 2005: Sözler. 20.30: Leh yurddaşlara yayım. 22.30: Fantazi mü » zik. 23: Spor. 23.10: Şen yayım, 2330: Hatit müzik pilkları. Moskova 1830: Verdi'nin “Othello” operas (plâk). 22: Almancı yayın. 23.05: Fran- Mızca yayım. 2405: İsveççe yayım, NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçi eczaneler şunlardır : Yemişte Bensason — Fenerde Hüsa- mettin — Ankara cadd. Eşref — Bayazıt da Cemil — Küçükpararda Yorgi — Ye- Bikapıda Sarım — Karaçümrükte Fuad — Kadıköyde Büyük — Yeldeğirmeninde Ücler — Şehsadebaşında Asaf — Samat- yada Rulven — Bakırköyde Hilâl — Be şiktaşta Nail — Şehremininde Nezm — Hasköyde Yeni Türkiye — Kasımpaşada Veni Turan — Büyükudada Şinasi Rıza — Bostancıda İtimağ. — Tepsi Kinyoli — Taksimde Tarlabaşı — Şişle Nargileciyan — Eyüpte Hikmet cesüne- . LUMAN HAREKETLERİ Bugün limanımızden gidecek vapurlar: 9. Güzel Bandırma İzmite 17 Mersin Ayvalığa 19.— Bartın Barima 20.— Bandırmn Karabiçaya 21.— Sandet Bundırmaya, Bügün limanımıza gelecek vapurlar £ Sant 6— 350 8.30 16— 16.15 1— Bandırma Karabigadan Gülnihal Bandırmadan Antalya Bartmdan Vatan Karadenizden Ayten İzmitten Tayyar Mudanyadan. SİNEMALAR TİYATROLAR © Şehir Opereti; Tepebaşı bahçesinde pertembe, cuma, cumartesi, pazar gün- leri sazt 21 de “Deli Dolu” operet 3 yerde, yaran Ekrem Reşit, besteliyen Cemal Raşit. İstanbul ciheti, Bebek ve Şili tramvayları temin © edilmiştir. 17 ağustor cumartesi Deli Dolunan 100 üncü defası sürprizleri, . | zeaa i İlkbahar Şarkısı — Alâyin uu © Melek « Atık Rahibe — Aşk kelepçesi, Yıldır : Kraliçe Kristin. m © Alkazar : Makinalı adam. Sik « Adalar çiçeği — Deniz ejderi, © Üsküdar Hüleı Şahane Vals, . DAVETLER 331 LİLERİN YOKLAMASI öy Askerlik şubesinden : 1 — 331 doğumlu ve bunlarla münme- leye tâbi efradın son yoklamalarma 3 Ey- Mü) 935 günlemecinde başlanarak 2 Birinci Eral 935 günlemecinde nibayet verilecek» tir. 2 — Yoklarınnm yapdacağı gürler a pi çıkarılmıştır. Alâkadar muayyen lerde yube binasında toplanacak olan asker alma meclisine müracaat etmeleri Yoklamanın yapılacağı günler : 3 Eylül 935 Salı günü S5 . , Perşembe ,, 9. » Pâzetesi U . » Çarşamba m uma » m . 9 . » Perşembe O» 3 , » Pazartesi o» 5 , » Çarşamba 27 N © Cuma N 1 Teşrin 93$ Salı . 3 » » Pazartesi . * Mili Türk Talebe Birliği genel sekre- terliğinden ; — Çanakkale savaşmın 20 inci dönüm Yı- Ins katlulanak ve Yüce şehitlere saye larımızı sunmak için bugün sast 17 de Getibolu vapuru ile Sirkeci rıhtımda hareket edeceğiz. Ası gezisine geledek arkadaşların en gön sant 13,5 - 14, arasmda Birlik mer- kezinde kayıtlanmaları lâzemd. * ISTANBUL HALKEVİNDEN 24 Ağustostan itibaren cumartesi ve sö“ > (TAN)IN OYKUSU f Dilalem Çengizi | —— Yazan: Bedri RAHMİ -—— — Eski bir masala ve radyoya dair — Altın perçemli şehzade kuyunun ba- sında üç defa bağırır: m Çengizi gel çikl.. Dilâ- lem Çengizi gel çıkt. Dilâlem.... Ve kuyunun suları derinden deri- ne kaynamağa başlar. Özlü bir içki gibi köpürür. Köpüren sular arasin- da nihayet bir saattir. can kulağile dinlediğimiz masalın kahramanı gö - rünür. Bu ne ayın on dördü kadar güzel bir peri kızı, ne de sırım gibi bir delikanlı, ne de kurnaz bir keloğ- landır. Bu sir dolu masal kuyusundan çıka çıka nihayet yemyeşil bir yap- rak çıkar! Bu güneş yüzü görmiyen kuyudan çıkan yaprak korkunç bir surette yeşildir. Bu yosun kokan yaprağı almağa gelen öteki şehzade- ler ve açıkgöz keloğlanlar kuyunun bulunduğu avluya gelince korkmuş- lar ve korkunca hepsi taş kesilmişler. dir, Hiçbir masalda korkunun bu ka- dar el ile tutulacak bir hale geldiği- ni, taş kesildiğini duymadım. Hiçbir masalda “esrar” ın bü kadar yeşil bir yaprak halinde korkunç bir balık gi- bi çırpındığını görmedim, . Korku nedir bilmiyen altın per - çemli delikanlı “Dililem Çengizini” aldığı gibi atına atlar, Fakat yeşil yaprak kuyudan çıkmış, sihir bozul- muştur. Kuyunun etrafında korku - dan atlarına vârana kâdar taş kesi- len öteki şehzadeler yavaş yavaş kı- mıldamağı başlarlar. Ve bir parça sonra da hepsi birden altın perçemli delikanlının peşine düşerler. Korku nedir bilmiyen delikanlıyı larma imkân yoktur. O kendisinden yeşil yaprağı âlmağa gelenlerin yak- İaştığını görünce sihirli tarağı star, arkasında Almanların en modern tel örgülerine taş çıkartacak demir ağaç- kı bir orman türer, Onu takip eden- lerin çoğu bu ormanda kırılır. Arda kalanlar da sihirli şişenin kırılmasile — Dil İ deşi tarafından dörtgözle berlenme! yayılan koca bir denizde boğulurlar. Onlar boğula dursunlar bizim Dilâ - lem Çengizi'ne gelelim. Li Dilâlem Çengizi birkaç haftadınhe- ri altın perçemli delikanlının kızkar- tedir. Bu iki kardeş ıssız bir dağ şında ww uslu yaşarlarken bir çün bir cadı karısı genç k-za musallat oi- muş ve ona bu ıssız dağ başında, kar- deşi ava gittiği zaman ,.'nız''xtan iç sıkmtısından bunalması lâzimgei - diğini anlatmıştır. Ve bir gün ona: — Bugün kardeşin avdan geldi i zaman ona artık fena halde canının sıkıldığını anlat ve ondan illa “Dilâ- lem Çengizi” ni iste. — Dilâlem Çengizi de ne oluyor? — O yeşil bir yapraktır. Ve ne istersin o olur. İstersen uçan bir at, istersen. dünyanın en güz-l bir dei kaniısı olur, Yemek sasasının üst ne koy sana bir bir çeşit yemek ve meyva çıkarır. Dolaba koy, dolaptan sana çok güzel şarkılar söylemeğe başlar. Sözln ktsası kardeşin ava git- tiği zaman can wkıntısı nedir duy- mazsın. * Belki o zamana kadar işittiğim ma- sallarda ufaktefek ev eşyasının, at ve- insan haline geldiğini duymuştur. 'akat Dilâlem ; Çengizi'nin dolaba konduğu #aman son model bir rsdyo gibi dünyanın öbür ucundan ses gö tirmesine hâlâ da hayret ediyorum. Radyoyu icat eden adamın çocuklu. ğunda Dilâlem Çengizi diye bir ma- sal dinlememiş olmasını akltm almı- yor. Bugün mantığın iflâs ettiği ve muhayyilenin kilimleri, süpürgel birer tâyyare bızile uçufduğu masal- İardâ çok büyük değişiklikler yapmak iâzim diye düşünüyorum, Massllarm engöz büyükleyici hâ- diseleri bugünün ço cuklarını ürpertmiyor. Onlar kilim- lerin, süpürgelerin değil, koskoca ev- lerin havalandıklarını görüyorlar, On- ların hayretten odorakalmaları içir “Dilâlem Çengizi” nin radyoyu göl gede bırakacak mucizeler yaratması Tözüm, — Tecim Odasında Toplanıldı (Baş tarafı 1 incide) gin ayrı makineler işleterek messi saatini uzatmış ve mMüamele vergi - sini ödememek İmkânını bulmuştur. Mensucat fabrikaları (birincilere, bisküvi ve konserve fabrikaları da ikincilere tipik birer örnek sanıl - maktadır. Mükerrer muamele vergisi Şikâyeti doğuran mühim noktalar dan biri de musmcie vergisinin mü- kerer verilmesi meselesidir. O ka - dar ki bu vergi eski istihlâk vergi- sine yüz tutmuştur. Meselâ, ecnebi maddeli iptidaiye İle işliyen bir fab- rika, iptidai maddenin muamele ver gisini her ithal eşyası gibi memleke- te ithal ederken ödemektedir. Halbuki bu iptidai madde mamul bale gelince; meselâ boyanıp ta bo- ya fabrikasından çıkarken ikinci defa vergiye tâbidir. Eğer tamamen imal edilirse, © takdirde üçüncü defa vergisini ver- mek vaziyeti vardır. Tecimenler, vekâletçe her sene neşredilen ten - silât listelerinin mükerrer ödeme mahzurlarını tamamen bertaraf et - mediğini anlatnırşlar ve bu vaziye- tin düzeltilmesini istemişlerdir. Muamele zergisinin tahak- kukundaki noktai nazarlar Tecimenler, bunlardan başka for- maliteleri ve vergilerin hesaplan - ması şeklini bütüm bir dert olarak anlatmışlardır. i Bugün ortada iki noktai nazar var er: Maliyenin ve sanayicilerin noktai nazarları, Sanayiciler, simdiye kadar sattık- ları malım yüzde 10 w nispetinde mwwamele vergisi veriyorlardı. Satış kiymeti 100 kuruş olan malm mu amele vergisi 10 kurus olarak he- saplanıyordu. Fakat maliye şubele- rinin iddiası bu verginin eksik ve- aaa maa — ir günleri Temsil | kolumuzda o Müsahip Zade Celâl Türk kostümleri hakkında açık a TİR ay venler © sat küne gelebilirler, edi sali iii rüdiği şeklinde olduğu için bir an- İaşamamazlık meydana gelmiştir. Maliyeciler, müşteriden bu mal için 110 kuruş alındığına göre verginin de 14 kuruş olması lâzımgeldiği ka- saatindedirler. Hattâ bir başka nok- tai nazara göre, diğer bütün vergile- rin de ilâvesi ve muamele vergisi « nin bu yekün üzerinden hesaplar » ması lâzım gelmektedir. Tecimcn » ler, vergi nispetini yüzde 17 ye kadar çıkaran bu şeklin doğru olmıyaca» ğını anlatmışlardır. Konirol meselesi Fransız maliye uzmanı, teci- menlerin bütün isteklerini ilgi ile dinlemiş ve icap eden notları almış- tir, Görüşmeler arasında başkasının malını işleyen fabrikaların vaziyeti de gözden geçirilmiştir. Bugün, başkasından aldığı iptidai maddeleri işliyen fabrikalar, müâ- mele vergisini, imal ettikleri malm fabrika kapısmdan çıkarken iktisap ettikleri kıymet üzerinden vermeğe mecbur tutulmuşlardır. Kanundan ziyade tatbikat yanlış» lığından doğan bu mesele, o mies- sescyi zarara ulğratmaktadır. Teçimenler, bu arada kontrolün ağırlığından da şikâyet etmişler, kontrol memurlarının birçok defa sabahtan akşama kadar fabrikada kaldıklarını, birçok işlerin sirrıni öğrendiklerini Oöne sürmüşlerdir. Buna karşı en kestirme çare olarak, iptidai maddelerin yalnız gümrük kapısında vergiye tâbi tutulması ve muamele vergisi nispetinin arttırı- ması şekli bulunmuştur. Fakat, uzman Picharles buna iti“ taz etmiş ve birçok iptidai madde- lerin küçük el ve ev sanayiine git- tiğini, bu takdirde bunların da leceğini söylemiştir. Duyduğumuza göre. bu işe bir başka çare arana - caktır, Fransiz maliye uzmanları, şebri- mizde daha birkaç gün mesgul ola- caklar, salıya İzmire gideceklerdir. Dünkü toplantı görüşülen meseleler verinde etraflı etütler yapılaciks Ur. “

Bu sayıdan diğer sayfalar: