29 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

29 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni cürmü | meşhut kanu- nu nasıl tatbik edilecek ? 4 İZLANDAYA “TURK. AKINI Hasan, bu zavallı adama karşı bir acıma duyuyordu. Fakat, ne yapabilirdi ? Silâhlarını teslim edemezdi ya.. Diye zabite çıkıştı. Bundan anlaşıldığına göre Hasa - pm vurulmamış olduğunu görmüş- tü. Fakat Hasan da içine düştüğü ha- Yin umduğundan dahs kötü olduğu- pu artık inkâr edemiyordu. Pence- renin kenarlarına yahut karşıki du- vara saplanan, masa üstündeki ay- nayı parça parça eden kurşunlar - dan” hiçbiri ona dokunmamıştı. Fa- kat için için sırsmaktan da geri kalmamıştı. Vali bağırdı: — Çalıları tutuşturunuz!.. Çalılar tutuşunca üzerine atmak için inceli kalınlı odunlar da hazır - lanmıştı. Alevler, zaten kalm ka laslardan yapılmış olan hanm du - varlarını kolaylıkla yakacak, ateş da ha yukarılara, kapı ve pencerelerle saçaklara geçmek için çok vakit iste- miyecekti. Hasan öteki pencereye giderek kenardan ve tek gözle dışarı baktı. Suenou bu sırada bir çığlık atmış, elinde meş'ale tutan adamm önüne geçmişti. Ayni zamanda biraz önce kendisinin çıktığı kalabalığa "doğru PE e iğ MS MANİ ANTUVANET:. ROMEN Yazan: Stephan ZWEİG Çeviren: Rezzan A. E. YALMAN Fransa Kralı olmasına rağmen On Altıncı Lui ailesile beraber istediği bir yere gitmekten mahrumdur Bütün bu hazırlıklara rağmen kı- | tarafında tanınmış bir tablo teşkil çal hâlâ tereddüt ediyordu. Herhan- | ediyordu. En uzak şehirlerde | bile gi bir iyi hâdise neticesinde kaçmak- | böyle resimler bulunur, en basit köy tan sarfı nazar edilebileceğini hâlâ) evlerinin duvarlarını süslerdi. ümit ediyordu. Araba hazırlanmış, | İkinci ihtiyatsızlık ve hata da şü- Paralar teğarik olunmuş, hududa ka| olmuştur: Çocukların mürebbiyesi dar yolun arızasız geçmesi temin e-|olan Madam Dö Turzeli de ayni ara- dilmiştir. Yalnız bir şey moksun..)baya almıya karar veriyorlar. Bu Kralın bu firarını tevil edecek ve bü-| yüzden hareket gecikiyor. Halbuki na halktan kaçmak mahiyetini ver-| her geçen dakika, hattâ saniyerin miyecek bir sebep bulmak. Her şeye | pek mühim ve vahim meticeler ver rağmen kral kaçmayı milletinden | mesi ihtimali vardı. gizlice saklanarak uzaklaşmayı ho#| Uçüncü hata da kraliçenin bizzat görmüyor. Bu yek tevil edecek VEİ giyinmek ve taranmak gibi işlerini ç ol v östereci şe Sa lm ekip eeliFDİE göremediği için ikinci bir araba ile da yu şekilde hallediyorlar. Kral mii- | hizmetçi götürmek istemeleridir. let meclisine paskalya münasebetile Saint Cloud'y gitmek istediğini söylüyor. Meclis bu arzudan şüphe- | leniyor ve kralle ailesinin sırf tatil zamanımı geçirmek için oraya gitmi- yeceğini tahmin ediyor. Bu arzunun altında kaçmak hazırlıkları gizlen - diğini seziyor ve bundan halkı ha - berdar ediyor. 19 Nisan günü krsi arabasına binip gideceği gırada Tuil- lerics sarayının önüne binlerce halk Madde: 19 — Bu kanun evvelce da vet vâki olmaksızın şahitlerle ehli hibrenin ve suçtan zarar gören Şalhı- sın müddelumuminin yazılı veya Şşi- fahi emri üzerine zabıta tarafından mahkemede hazır bulundurulmaları esası kabul edilmiştir . Madde: 20 — C. Müddeiumumisi âmme davasmı açmağa lüzum gördü- ğü takdirde zabıtanın zabıt varaka - sında tesbit ettiği şahitlerle suçlu - nun sorgusunda C. Müddelumumisi - ne bildirdiği müdafaa şahitlerinin ve mahkemece üzüm görülecek diğer şahitlerle ehli hibrenin ve suçtan Za- rar gören şahsın mahkemede hazır bulundurulmasını emretmesi üzerine bu emre istinaden çağırılanlar hak- j kında ihzar müzekkeresinde olduğu gibi zor kullanabilir. Madde: 21 — Bu kanun hükmüne İ göre C. Milddetumumisi tarafından | sevkedilir edilmez mahkeme diğer işlere tercihan mazmunun duruşma - sma başlıyacağından zabıta mahke - mede hazır bulundurulmalarını temin edecek tedbirleri de alır . Madde: 22 — Şahitlerin evvelce kendilerine tebliğat (o yapılmaksızm zorla mahkemeye getirilebilmesi adi usulde bile mevkuflu müstacel işlerde kabul edilmiş bir esas olduğundan bu esas kısa ve seri bir sistem kabul eden bu kanunda zabıta tarafından Uşak, seyis ve saire ile bütün ma- iyet on kişiyi buluyordu. Fersen ve arabacıyı da ilâve edince adetleri on dört oldu. Gizli bir seyahat yap- mak; bilhassa kaçmak için pek ka- labalık idiler. Sonra kral ve krali- çenin gittikleri yerde temiz elbise giymeleri ve birkaç kat elbise de- gişmeleri sanki lâzımmış gibi sandık dolusu da eşya almışlardı. Bu san- Izlândada şimal sahilleri — Mademki suçunuz yoktur, size hiçbir şey yapamazlar. Şimdi inan- mazlar. Fakat mahkemede belli o - lur bu... Ben kurtaracağım sizi. adaletle iş görmek için gönderdiği| vali!.. Bu adem Türk olabilir, fakat bir alçak değildir. Bir hırsız değil- Ye-İdir. Bir adam öldürmemiştir. Hat- sesi çıktığı kadar haykırdı: — Jülya.. Margrit... Neredesiniz? Gelsenize... Bana yardım ediniz. E ter ki sahiden suçunuz olmasın. Ye- ter ki davacınız bulunmasın. Suenou namuslu adamdır. Yalan söylemez. tâ Izlandalıları İngiliz korsanların - dan kurtarmıştır. Hakon ile hemşe; rileri buna şahittirler. Onları bura- çok itina ve hassasiyetle tatbik edil- melidir. toplanıyor. Marat'nın adamları diğer ihtilâlei gruplar, hepsi orada biriki - yorlar, dıklar hem geç kalmalarına sebep oldu, hem de dikkati celbetti. Giz- İi bir kaçmayı, debdebeli bir seya» sat haline getirmişlerdi Asıl büyük" hata da şu olmuştu; Kral ve kraliçe velev yirmi dört sa» at için, velev kaçmak için dahi olsa istirahatlerinden fedakârlık e « demiyorlardı. vimizi yakıyorlar, hanımızı yakıyor- lar. Biz ne yapacağız sonra? Jülya.. Jülya.. Margrit.. Kalabalığın içinden hancnm karı- sile kızı çıktılar; ona yardım ©t- mek istiyorlardı, fakat ne yapacak- larmı bilemiyorlardı. Cümhuriyet Müddeiumamisinin Dediğini yapar. Ben kurtaracağım vazifeleri diyorum. Yazıktır bize... Karısını ve kızmı gösterdi: — Bunlara daha yazık.. Başka kimseleri yok... Biz ne fenalık yap- tık ki size, bizim fenalığımıza razı oluyarsunuz — Sizi (o kurtarmazsam ya çağırın ve sorun. İngiliz korsan- İlarmın ellerinden Hakonun çocukla- rile karısmı bu kahraman adam kur- tarmıştır, Korsanları bu kaçırmış İtr. Hem de bu İşi tek başına yap- | mıştır. Size bunlar şimdi masal gi- İbi geliyor. Fakat Hâkon uzakta de- Kraliçenin de istediği buydu. Dün i yaya karşı şunu ilân etmek İsti- İİ — c ül sa Sn la Tre yorlardı. Fransa kralı olmasına rağ akap sorguya çekerek ayni gün iddi-|©7 On Altmer Lüj allesile beraber ananö ie mahkömaye sevkeder, Buç-| st3diği bir yere Öğre! pe | iamun C öinddelemedel tarafndan | 057: “EEE: Merelşti gAMYERiR Kayı mahkemeye syni gün sevkedilmesi lanıyor ve mâni olunuyor. Hava al- Suenou: — Ne duruyorsunuz? Şu çalıları atın uzağa... Dedi. namussuz olayım. Dostunuz Hako- na da hemen haber yollarım. Bakı nız ne iyi oldu da hatırladım. Siz burada kimseye' fenalık yapmak şöy gildir. Onu ben bugün buraya ge tirtirim. Göreceksiniz ki suçu yok, vardır. Ona ceza değil, mükâ- sasi: kaldesidir , Madde; 71 — Bu kanuna göre, bu kanunun vaz'ettiği usulün en © mak ve üç gün paskalyayı istediği İyerde geçirmek imkânı yoktur. Kı ral ailesile beraber arabalarda bek- iyor. Fakat halk hayvanların ilerle- (Arkası var? Veli 'det “2 günleri uzağa süz” Diye emretti, Askerler onu tutmak istiyorlar, bir iki adım sürüklüyorlar, fakat gene kaçırıyorlardı. Margrit kızarıp bozarıyor, annesi ağlıyordu. Askerlerle başa çıkamı - yacağnı anlıyan Suenou de şimdi bağıra bağıra ağlamıya başlamıştı. Hasan bu zavallı adama karşı bir acıma duyuyordu. Fakat ne yapabi- Tirdi? Onun hatırı için silâhlarını düşmana teslim edemezdi ja. Suenou'nun gözleri hanm 'duvar ye pencerelerinden ayrılmıyordu. Bu sırada Hasanın gözlerile kar - #laştı. Bu bakışma onun kafasında başka bir fikir yarattı. Kendisini ta tanlarm ellerinden büyük bir hamle #le kurtularak pencerenin dibine koş tu: — Sinyor Hasan... Bunlar bana #- ermıyorlar, hiç olmazsa siz acıyınız! fat vermelisiniz! Halkve «sker arasmda könüşma- lâr oluyordu. Şimdi birçok günden maksat, suçlunun yakalandı. Eı zamandan itibaren geçecek olân yirmi dört saattir . Madde: 25 — Zaruri sebepler do - üçüncü maddesinde beyan edilen kaideye iki istisna kabul etmiştir » Birinci istisna kanunun 5 inci mad- desinde yazılıdır. C. Müddeiumumisi İ suçun bu kanunun şümülüne girip girmediğini veya âmme davası aç mak icap edip etmediğini tayin için işin incelenmesine lüzum görürse bu bakımlardan ertesi güne kadar tahki kat yapılır. Bu tahkikat neticesine göre suçluyu bu Kanun hükmü dal- resinde iddisname ile mahkemeye gönderebileceği gibi suçun bu kanın gömulü haricinde olduğunu görürse işi bittabi adi ve umum! usule göre takip eder. Amme davasmı açmağa | lüzum görmediği takdirde de ifasma| BORSA 28 EYLÜL PAZARTESİ 26 Eylülde kapınan fiyatlar; 1e dursun Hekonun çocuklariyle karı- #mı da korsanların ellerinden kur - tardmız, Suenou birdenbire doğruldu. Göğsünü kabarta kabarta valiye hâkime ve hâlka döndü: — Ey ahili.. Ey hâkim ve papaz. Ve ey Danimarka kralın Izlandaya mesine ve krslın saray avlusundan çıkmasına mâni oluyor. Kral ve kra Üçe, çocuklar ve kızkardeşi Madam Elizabet sabırlı bir tavırla nümeyi-| şin bitmesini bekliyorlar La Fayet İbütün gayret ve talâkatile halkı çe- kilmiye davet ediyorsa da hiç kimse bunun sözlerine ehemmiyet vermi- yor. Hattâ kralı ve ailesini tahkir İetmiye, en galiz küfürleri savurmı- ya devam ediyorlar. Mari Antua -| net mağrurdur ve siiküti bekliyor.! Etrafındaki halk bağırıp çağırdıkga | o susuyor. Ve bir kere daha hisse-| diyor ki Fransa kralı kendi memle- ketinde esirdir ve kaçarsa | haklı! ve doğru bir hareket yapmış olur. İki saat süren beyhude münskaşa - lardan sonra On Altıncı Lüi gitmek ten vazgeçtiğini ve arabadan inmek istediğini söylüyor. O zamana ka- dar küfür eden ve fena sözler söy- liyen halk bu kararı alkışlamıya baş- lyor, Mari Antuanet arabadan İner| | kişilerin bakışları düşmanlık hislerini aksettirmiyordu. i . y İlayısiyle kanunun yirmi Suenou şehrin ileri gelenlerine dö- > di nüyor; Paralar (Arkası var) Sterlin i Dolar 20 Çek kuronu 20 Belçika ir. 20 rahmi 20 Ley 20 Dinar Fransız ir, Liret İsviçre fr. Florin Yeni Harbiye binasının açılış merasimi hazırlığı Küşat resmi, gelecek ay yapılacak Avusturya şilin Yen İsveç kuronu Altın Banknot Çeki Londra ürerine 631 Içerde kalmaktan size fayda yok. Fakat ben hayatımı kaybediyorum. Ben ölüyorum... Benimle beraber kı- ım ve karım da sürünecekler.. Ya- sıktır bize... Vali çalıları tutuşturmak için ver- diği emri tekrar ediyordu. Suenou gene o adamı önledi ve vali ile hâkime ve baş sığlık Ti bağırarak Diy — Bes dakika bekleyin! Al kma bekleyin! Belki ben ra bear a m yök ama, bel. Ç Dae Beş dakika... Onun. Halk arasında konuşmalar oldu. Vali razı olmıyacaktı. Fakat hâ- kimle başpapaz daha yavaş davranı- yorlardı. Halkım arasmdan da: — Bekliyelim... Bel , e ki teslim olur! Suenou şimdi Hasanm penceresi altmda diz çöküyor, ellerini göğsü- nün Üstüne kenetliyerek yalvarmak- ta devam ediyordü: — Allah aşkma doğru söyleyin. Siz adada kimseyi öldürdünüz, kim- seyi döğdünüz, kimsenin malını çal- mız mı?. Hasan meydana çıktı ve cevap verdi: — Ben kimseye bir şey yapma- dm. İsterseniz bütün ada halkma gorun. Benden davacı olan yoktur. Biyleyken benden ne istiyorlar. J Ankarada yeni Harbiye mektebine) | gitmiş ve binayı gezmiştir. Mektep-| İyeni tesisata ait en ufak teferriatla! Başvekilin tetkiklerine aft Intıbalar Başvekil İsmet İnönü, evvelki gün! alâkadar olmuş ve lâzımgelen emir. | hayet bu müddet içinde işi mahke- leri vermiştir , Yeni binanın açılış merasiminin kararlaştırı'mıştır mahal olmadığına karar verir . kanunun 4 üneli maddesinin o 8ön fıkrasında yazılı olduğu üzere bu 24 saatlik müddet içinde ikmali müm- kilin olamıyacak surette işin incelen- mesine lüzum hâsıl olursa C. Müd- deiumumisinin işi umumi usule gö- re tatbik edileceğine dairdir. C. İ Müdâeiumumileri bu kanunun şü- mülüne giren suçları bu kanunun tatbikina müsait şeralt mevcut ol- dukça umumi üsüle bırakmazlar. Bu salâhiyetlerini yalnız adi usuller- le tahkiklerine zaruret mevcut oldu ğu ve hazırlanmadan o mahkemeye tevdi © edildikleri takdirde ini bakemenin devamlı taliklere uğrs - ması yüzünden bu kanunun gayesi ölan sür'atten esasen uzaklaşılmış olacağını iyice takdir ettikleri işler- de istimal etmelidirler. Madde 27 — Meşhut suçlar ma - hiyetleri itibarile ayrıca tahkikat ya pılmasını icap etmiyecek surette ol- gun ve delilleri barizdir. Bu itibarla kanunun 5 inci maddesinin verdiği salâhiyeti C. Müddelumumileri pek istisnaf hallerde kullanılacak ve ni- meye sevkedebilecek olgun bir hale getirmek için bütün gayretlerini sar te iki saatten fazla kalan Başvekil, | Cümhuriyet Bayrumında yapılması | fedeceklerdir. Kanunun istihdaf et- tiği gaye meşhut suç faillerinin su- Madde 26 — Ikinci müstesna hal iken yüksek sesle şu sözleri o Söy- Hüyor: — Görüyorum ki, serbest İnsan - | lar değiliz, esir vaziyetindeyiz. Bu sözler belki orada hazır bulu-| nanlara değil, fakat bütün Avrupa- ya, bütün dünyaya söylenmiştir. 20 Nisan gecesi eğer bu fırsat tan istifade edilerek iki basit ara- ba ile sarayı terketmiş olsaydı ve bu arabaların birisinde kral ve kra- liçe, diğerinde çocuklar ve Madam Paris üzerine 12.05.50 Nevyork Liret Cenevre Brüksel Sotia Florin Avusturya Çekoslovakya Mark İsveç kurona Ispanya pazeta 28 EYLOL 19.18.50 18135 350 1,0022 N Hamiline Elizabet bulunsaydı hiç dikkati cel- betmeden hududu bulurlardı. Fa- kat ölüm arifesinde bile kral ve kra- liçe resmi saray kaidelerinden vaz- geçemiyorlar. Meşhur etiketi elden bırakmıyorlardı. Birinci hata olarak, beş kişiyi bir- den ayni arabaya bindirmiye karar verdiler. Bu beş kişi, kral, kraliçe, Madam Elizabet ve iki çocuktu. Hal buki kral ailesinin bir arada, bir a- rabada bulunması, memleketin her ———— çu işledikleri gün mahkemeye gön- derilerek o gün mutlaka tecziye € - dilmeleridir. Müddelumumiye veril- miş olan bir günlük salâhiyet ancak zaruri hallerde kullanılacak istisna bir müssadedir. Bu salâhiyetin sa- turi olmıyan yerlerde istimali tecviz edilmemelidir. (Arkası var) Anadalti 75 60 », 5 18 Şirkeri Hayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkos Aslan Çimento Merker Bankası Osmanlı Bankası Surk Merkez Ecranesi ıse İ 1903 1I 1911 MI 101,50 95 İstikrazlar Türk Borcu 1 u m Çi Ergani A. B.C. Istikrarı Dahi Sivas — Errurum T u Tahvilât Rubtem Anadolu 1 ve un Kesik — Mümessil

Bu sayıdan diğer sayfalar: