4 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

/ "i b H * , u Zaptetmişler Sarhoşluk Suçlusu: Mahküm Oldu Polis dün öğleden sonra Asliye Dördüncü Ceza mahkemesinin önüne soluk benizli, kra. vatsız bir genç çıkardı. Bu gencin pantalonu büğrüm büğrüm olmuştu, Paltosu da sırsık- lamdı. Davacı yerine da Taksim karakolu polislerinden Refikle Ali geçtiler. Refik şikâyetini göyle anlattı: “— Ben dün gece Ağacamii — Taksim caddesinde nöbetçi idim. Suçlu kahveci Mehmet, çok sarhoş olmuş, halkın nazarı dikkatini celbetmiş... Şuna buna el ve dil tecavüzleri yapmıya başladığı için bazı KARAKOLDA BİLE GÜÇ & - 5 . 937 HER AY — En Büyük Siyaset, ilim, San'at Mecmuası vasse Bir Yalancı Şahit Tevkif Edildi Dün Ağırceza mahakemesinde üç ay ev- vel dostu Mehmedi bıçakla öldürdüğü için tevkif edilen Mehmet kızı Emine Nedimenin muhakemesine devam edilmiş, şahitler din- lenmiştir. Bunların arasında Valde hanın- da birinci kemer 2 numaralı odada oturan Mehmet oğlu Bayram, ilk ve hazırlık tahki- katındaki ifadesinin tamamen aksi şehadet- te bul: ştur, Mahkeme, bu şehadetin yalan olduğuna kanaat getirdiği için Bay- ramı derhal tevkif etmiş ve Meşhut Suçlar Müddeiumumiliğine göndermiştir. KA eli ö d AAA A İ î | kimseler de bizim nazarı dikkatimizi gçektiler, Ben bir arkadaşımla onu tıkibe başladım. Kasırgaya tutulmuş bir dal gibi zangır zangır sendeliyor ve ne 'yaptığını bilmiyordu, Kendisini kara- kola davet ettik, kabul etmedi. Onu israrla karakola getirdim. Yolda ba- Na sövyüyor ve muhalefet ediyordu. Karakolda masaları tekmelemeğe baş ladı. Avazı çıktığı kadar — bağırıyor- du. Nihayet komiserin emriyle neza- retaneye koyduk. Korken de üstünü aramıştık, Bu defa nezaretanenin ka- pılarını tekmelemeğe, bağırmıya ve söymiye başladı. Yukarıdan inen ko- miser dedi ki: “Şu adamın ayaklarını bağlayım da kapıları tekmelemesin." Arkadaşım Ali ile beraber nezareta- neye gittik, Arkadaşım, kilidi açtı. İçeri giriyordu, Suçlu Mehmet elinde büyük bir çakı ile Alinin enseşine €oğru saldırdı, Eski ikinci komiser- lerden İsmaille ben h &- tıldık, Hızını alan çakı Alinin ensesi yerine benim kaputumu buldu ve bir ustura gibi kesti, Üç kişi kendisini yakaladık ve elinden çakıyı aldık. Bu Bırada da bize küfretti.” 1379 numaralı polis Ali de ayni şi- kâyeti tekrarladı ve: — Tekmelerine mâni olmak için a- yaklarını bağlıyacaktık, Bana çakı i- le saldırdı ve sövdü, dedi. Diğer şahitler de ayni iddiayı te- etik Adliye Binasında Hırsızlık Dün asliye dördüncü ceza mahke- mesinde Niyazi ve Ali adlı iki hırsız Irk suçlusu sabıkalının muhakemesine başlandı. Niyazi mevkuftu. Davacı o0- olarak ta Beyoğlu birinci hukuk mah. kemesi mübaşiri Şuayple mahkeme o- dacısı İhsan vardı, İddiaya göre, bir suçtan dolayı Be- yoğlu adliye binasma giden Niyazi, güpegündüz odacının odasını açmış, mübaşir Şuaybin pardösüsünü ve ora- da bulduğu diğer elbiseleri çalarak sıvışmıştır. Niyazi, ilk tahkikat sırasında bu hırsızlığı Ali jile beraber yaptığını söy lediği için Ali de- mahkemeye suçlu olarak. getirilmiş bulunuyordu. Polis, döşemecilik yaptığımı ve bir- kaç sabıkası bulunduğunu söyliyen Niyazinin sırtında Şuaybin pardösüsü nü bulmuş ve yakalamıştır. Niyazi kendisini şöyle müdafaa etti: — O pardösüyü ben çalmadım. Şim- di yerini ve nerede bulunduğunu bi- lemediğim Ahmet isminde birisinden aldım. Ben çalmadım. — | Reis, ikinci, üçüncü ve nihayet dördüncü hırsızlıkları da kendisinden sordu. Niyazi, bu şahitli, itiraflı suç- lar karşısında şugmdı. dili dolaştı. AYAĞA TAKILAN ÇANTA Kalayoı Cafer isminde biri pazar günü sabahleyin saat 10,5 ta Sancak- tar Hayrettin mahallesinden geçer- ken, ayağına bir şey takılmış: Siyah bir cüzdan. Eğilmiş, almış.. İçinde elli lirayı görünce hemen cebine koy- muş ve süratle yolüna devam ederek oradan uzaklaşmış.. Ahmetle refika- &ı da pencereden Caferi seyrediyorlar- mış, Bu sırada komşularından Toros- oğlu Avadis, kanter içinde sokağa fırlamış ve cebime koyuyorum, diye- rek boşluğa bıraktığı cüzdanmı ara- mıya başlamış. Ahmetle refikası- ka- layer Caferin bir cüzdan bulunduğunu söylemişler. Polis Caferi yakalamış ve müddeiumumiliğe vermiş. Sultanahmet sulh üçüncü ceza hâ- kiminin önüne çikarılan Cafer, her şeyi inkâr etti. Mahkeme, şahitleri dinledi ve cüzdanı Caferin aldığına kanaat getirdiği için kendisine Üç gün hapis cezası verdi ve yaşından dola- yı da cezayı bir güne indirdi. Cafer, ayrıca Avadisin elli lirasını da tazmin edecektir. Bir kuş cıvıldarsa “Şiir,, ... Şüküfe Nihal & Bu Nüshanın Münderecatı : Lokarna ;.,.... Ahmet Şükrü Esmer W Milli Edebiyat ..... Halid Ziya Uşaklıgil Singapur ,,... Chateauneuf W Sen ve Ben..... Ismail Habib Istanbulun imarı . Dr. WAGNER & Türk Edebiyatı.... Hasan Ali Yüctl Tarihte Hürriyet .,..: Prof. Hilmi Ziya W Genç iken “Şiir,, ... Faruk Nafl£ Hakikat buhranı..... Peyami Safa W Veda “Şiir,, ... Orhan Seyfi Ses ve musiki ..... Prof. Salih Murat W Kral Lir..... Halid Fahri Yusuf Ziy$ La Chanson de Roland.... Prof. Fuad Köprülü V Bir selvi gölgesi “Şiir,,..... Erıunımlu Tahsin “Hikâye,, . . * Ahmet ınındî 160 Sahife<50 kurus nın yarattıkları — SÜMER SİNEMASI —« Yarın matinelerden itibaren: göz kamaştırıcı bir lüks ve ihtişam, fev- kalâde bir mizansen içerisinde en büyük müzikhol ve radyo yıldızları FRANK PAKER ve “TAMARA,, dans kraliçesi TAMARA musikili filmini gösterecektir, İlâveten: TiNO ROSSi tarafından Marinella ua —Her yerde muvaffakıyet kazanmış meşhur film. — aa # Radyq* Bugünkü program yi ü İstanbul: dis 13,05 Muhtelif plâk neşriyatı, 14 nü Halkevi sosyal yardım şubesi mer Rıza tarafından arapça söylev ç K Önümüzdeki perşembe akşamı <—l.. Saraxy Sinemasında Senenin 3 Güzel filmi müsabakasın n ücüncüsü Patronum..... Kocam Fransızca sözlü fevkalâde film gösterilecektir, Baş rollerde; Claudette Colbert|::>:5zt Uuamay Bu biletlerin kuponları da evvelkiler gibi saklanacaktır. Hİ Öğile neşriyatı : . 12,30 Plâkla Türk müusikisi, 12.50 HaYA Akşam neşriyatı : 18,30 Plâkla dans musikisi 19,30 w konferans. 20 Belma ve arkadaşları ti dan Türk musikisi ve halk şarkıları M Cemal Kâmil ve arkadaşları tıf'lw Türk musikisi ve halk şarkıları: Saat 21,15 Orkestra 22,15 Ajans ve borsa k leri ve ertesi günün programı. 22,30 w sololar, Opera ve Operet parçaları. 29 * — e Günün progranı özü Senfonik konserler : 19,50 de Roma kısa dalgaşında konferans verilecektir. 21,30 Parim P, T, T. Senfonik konser J zart, Mendelssohn vs.) 22 Milâno Senli gerlr konser (Beethoveni Şuberti Casella, J vinski) 22 Varşova konservatuvardan Hafif konserler : 13,10 Bükreş Orkestra konseri 1$ kısa dalgası halk müusikisi (Fibich, 16.05 Prag kısa dalgası Orkestra (8U4 ki) 17,30 salon orkestrası 18,30 Romı kısa karışık musiki 19,10 Prag Piyano - şarkı 19,40 Kolonya Leo Eysoldt ork sı 20,10 Bruno Stefanik'in eserlerinden g.!# Daraçadan Düşen Adam Öldü Geçenlerde Nuruosmaniyede oturan gümrük memurlarından İhsan oğlu SARA 12 Mayıs Çarşamba günü 21 de Münir Nurettin in mevsim sonu KONSERİ karışık eğlenceli vauı 20, dolin komx 20 50 gğr’nı kıll_ı dülâ“' TÜrkestra, sopran, tenör, viyolons Kolonya Hafıpf musikisi parçaları ") 'Prag kısa dalgası Hâlk musikisi 2145 Radyo orkestrası 22,05 Prağ kısa Örkestra (Suıvlnıki') 23 Var:ov& sd“v kestrası 23,10 Prağ kısa M do 23,20 Bılzsrıd Büyük rıdyo ul'ko 23,20 Viyana Şrammel orkestrası 29.3) lav orkestra, sopran . Operalar, operetler ; 20,30 Viyana Gluck'un (Die Malenk'* £ NEMA SINDA Ömer, daracadan düşerek ayağı ve kolları kırıldığı için Cerrahpaşa hasta nesine kaldırılmıştı. Ali, dün hasta- nede ölmüştür,. Müddeiumumilik tabi- biâdil Enver Karanı hastaneye gön- YENİ NEŞRIYAT AÇLIK — Refik Ahmet Sevengilin bu isimdeki romanı kitap halinde çık- miş ve rağbet görmüştür, ğin) isimli operası 21 Stokholm La! A 22 p (Kıbrıs Prensesi) isimli opera piyesi “Hİ,, ma Mascagninin (İl piccole Marat) operası 22 Paris, Nis operadan j Resitaller: 1645 16 Roma kısa dalgası Triyo knnn!ğı'l Varşova Salon triyosu 22,40 Bu! Györi triyosu 15,20 Eindhoven (16,77 metre) şarkı resitali 19,30 Budapeşte Flüt yit ettiler, Mahkeme, müzakereya çe- Yalnız: kildikten sonra Mehmede 32 gün ha- sözümü geri alıyorum, Beyhude onun da başı yanmasın. dererek tesedi muayene ettirmiştir. Doktor, cesedin gömülmesine müsaa- YENİ İPEKBÖCEKÇİLİĞİ KILA- VUZU — Trakya umumt müfettişli- yi | 20,15 Bükreş Romen şarkıları 20,20 z:tg va piyano konşeri 21, Sgı Bükreş E' pis ve 32 lira para cezası verdi ve der- hal tevkif etti. — Bay reis, dedi, Alinin bü hırsız- lıklarda kat'iyyen Aalâkası yoktur. Ben kendisine iftira etmiştim. Şimdi Mahkeme, şuhitlerln. çağırılması i- çin duruşmayı başka güne bıraktı. de etmiştir, Müddelumumilik tahki- Nazlı ile zengin müşterisinin bal ayı tam on beş gün sürdü. Nazlr bu on beş günde otomobilden İn. medi, Şık lokantalarda yemek yedi. Anadolulu zengi- nin kıyafeti gülünçtü. F'akat buna da aldırmıyordu. Bütün arzusu, daha doğrusu ihtirası yaşamaktı ve yaşarken kendisini dünyada yapayalnız fakat me- sut hissediyordu. Hayatı küçük bir mahalle eviyle karanlık bir fab- rikada geçmişti. Anadolulu tüccarın fedakârlığını gözünde büyüttükçe büyütüyor, kendisini bütün gü. zelliği ve körpeliğiyle ona pek ucuz peşkeş çeştiği- nin farkıma varmıyordu. Yaşamak isteği de mini mini idi. Aynası bol bir lokanta, eski bir taksi otomobili, üç, dört yeşil lira dar bir otel odası ve hele en âdi çalgılı gazinolar onu tatmin etmeğe yetişiyordu. Yeni girdiği bu yolda ona rehberlik edecek usta- laşmış kadınları da tanımıyordu, * Velhasıl kör bir bahtiyarlığı vardı, * . * On beş gün g&onra bir öğle üstü köprünün Kadıköy iskelesinde beş lira ile yalnız kaldı, Hiç kimseyi tanımıyordu. Gidecek yeri yoktu. İki tiç gün zengin Anadolulu ile gittiği otelde yattı. Sonra kendini hayata (!) kaptı koyuverdi,Üstü ba şı düzgündü. Fakat işinin erbabı (!) değildi. Müşteri nasıl yakalanır, parası nasıl çekilir bilmiyordu. Meteliksiz ve yalnız kalan bir genç kız için gidile. cek en münasip yer, dans salonları idi amma Nazlı dans etmesini bilmiyordu. Umumi dans salonlarında güzel ve körpe bir kı- zın dans bil ü dans et i için büyük bir se- bep teşkil etmez, Hele bu güzel ve körpe kız hem a- cemi ve hem de yalnız olursa... Bir hafta Hüsnü adında bir tornacı ile beraher dansetti. Geceleri Hüsnünün Kasımpaşadaki evine gidip gizlice içeri giriyorlar, sabahleyin erken erken. Hüsnünün anası uyanmadan sokağa fırlayorlardı. Bir sütçüde kahvaltı ettikten sonra Hüsnü işine gi- diyor. Akşam tzeri dans salonunda büluşuyorlardı. A No. 5l Bu tam bir hafta sürdü, bir hafta sonra Nazlı Laz Aliyi buldu. Lâz Ali Galatanm uçarı delikanlıların- dandı. Kulaktan kulağa gece işi - gece hırsızlığı - yaptığı da söyleniyordu. Nazlı Ali ile tanıştıktan son ra yeni bir zevke düştü: Erkeğin kabadayı olması. Ali yanındaki kadına terg baktırmaz, edepsiz, “bi- tirim,, bir adamdı. Ağız dolusu söver, sustalıyı ceke- tinin sağ cebinde açık olarak £ Hele bir gün Nazlıya Unkapanlılar söz atmışlardı da Ali kendi ayarı dört delikanlıyı önüne — katmış, sustalı ile tramvay caddesine kadar kovalamıştı. Nazlı ile Ali, bir buçuk ay beraber yaşadılar. Ga. latadaki kilise arkasında bir küçük odada oturuyor- lardı. O zamana kadar Ali hazır yiyen bir hovarda halin. de idi. Sabahleyin rakı sofrasınm başına geçiyorlar. Akşamlara kadar vurpatlasın, çal oynasın içiyorlar, Arada bir odaya Alinin arkadaşlarile bir kaç ta ka dın geliyor; akşam üstü hep beraber Salıpazarma, dansa gidiyorlardı. Havalar iyiden iyiye soğumuştu. Geceleri Nazlı yazlık entarisiyle âdeta üşüyordu. Yeşil iskarpinle. rinden sonra aldığı beyazlar da parçalanmıştı. Aliyi: — Bana manto lâzım! : Diye iyiden iyiye sıkıştırdığı günlün akşamı deli- kanlı: — Ben sabaha karşı gelirim! Diyerek çıktı, gitti. Nazlı onu üç gün Üç gece boş boşuna bekledi, Nihayet iki arkadaşile Ortaköyde bir dükkânı açarken yakalandıklarını, tevykifhaneyi boyladıklarmı öğrendi. Alinin tevkifhaneden gönder. katına devam etmektedir, Yazan: SUAT DERVIŞ —ÇGalatada h“'l-!iyie yattığını duyarsam çıkar çık- maz ikisini de ge im, Sözü oldu. Aliyi Galatada saymıyan, ondan — çekinmiyen yoktu. Bu ç,.lıdlt etrafa yayıldı. Halbuki Nazlımın artık yaşamak (!) için etinden başka kiralıyacak şeyi, başka bir çaresi kalmamıştı. Gıiahlda Müşteri bulamayınca İstanbul tarafıma da. mmttîp Salihle Şehzadebaşmda oturdukları için o gemt kendisine daha munis geliyordu. * * # İyi bir müşteri bulup iki lira kazandığı gecenin Sa bahı, teVkifhaneye Aliyi görmiye gitti. İki lira ile beş B'fn!mıden sigarası almıştı. - Kapıda yaryım saat bekledikten sonra üstübaşı ara ııll'l-k içeri girebildi. Ali ile tevkifhane avlusunun bir kenarma Çömelerek epey konuştular. .Nazlı, Aliyi gevdiği için onu aramamıştı. Galata, da oturduğu bir kaç ay içinde öğrendiği usullerden W'l de dostu hapishaneye düşen kadınm ona bakma- B'r de belki Ali, bugünkü haline bir çare bulur, kendisine bir oda temin eder diye düşünmüştü. H'lb“ki Galatanm uçarı delikanlısı o taraflı ol- hui Buıı bak Nazlr, dedi, biz burada sittin sene pi. neklemiyeceğiz. Eğer bizim ahbaplarla fingirdeştiği- ni görürsem, topunuzu temizlerim. — Peki amma Ali ben ne yapayım? — No haltedersen et. Bana her hafta sigara gel- meli. Hem Galatadaki Fındık Yanide “nefes,, vardır. ği köy bürosu bu isim altında kıymet- li bir kitap neşreylemiştir. Dans 22,30 Belgrad 23,20 Post Parizyef Lâypzig, Breslav 23,50 Hamburg garkılar. 23,48 Varşova İlkbahar şa! T Siz gı)" Ondı-u da get!reeeksm “Nefes,, nedir bildin mi? Nazl. nefesin esrar olduğunu öğrenmişti. — Biliyorum, Dedi, — Öyleyse şimdi git. Mangiz tutuyor musun? — Seksen kuruşum var — Uclan bakalım. Nazlı seksen kuruşu “uclanıp,, tevkifhaneden * kınca kararmı verdi, — Bir daha uğramam! Serserinin zoruna bak, 3# di, ben çöpüur Emineyi ayıplarken kazık kadar herir *i beslemek başıma mı ıoldıl Rıbblm göstermesil. —— Üç gece içinde işlerl iyi gım. Topladığı 6 liranli beşini vererek Lâlelide bir ihtiyar karıkocanım yAP” na kiracı girdi, Ihtiyar karı, koca kendi hallerinde namuslu ins4P” lardı, Onlara fabrikada çalıştığını söylemişti. — Kocam beni evden kovdu, Genç yaşımda ıoklı' larda kaldım, Dünyada kimseciğim yok, W Diye uydurduğu yalan ihtiyarların gözlerini * Şartmıştı. Hattâ bir aralık kadın: v — Kızım kocanın adresini ver de gidip o nam” püsbür suz oğlanla bir de ben görüşeyim, Diye iyilik edecek oldu. Nazlı artık yalana tün alışmıştı. Gözünü kırpmadan; — O gemilerde çalışıyor. Şimdi kimbilir hangi Yur memleketindedir. Zaten Beyoğlundaki © bırakıp kaçtı da ben müslüman mahallesidir Yaya taşmdım. Diye işi atlattı. Başını sokacak odayı bulmuştu amma 5’0"“k elbise meselesi fecidi. P"' Havalar iyiden iyiye soğudu. Ayakkabıları gz parça! Bu sene, sonbaharın ilk ayları da inadına ğuk, eti Şehzadebaşmda dolaşmak, Beyazıt havuzunu% rafında “volta vurmak,, bir işe yaramıyor. M leri neferlerle, leblebiciler. Ş '(Arkası var) vnnıü K diye bW

Bu sayıdan diğer sayfalar: