8 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

8 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugün MELEK'te 2 Büyük film 1- KORONOF İNCİLERİ Fransızca sözlü aşk ve sergüzeşt filmi, baş rollerde; MİRNA LOY - SPENÇER TRASY 2 - ÇAPKIN GEN Fransızca sözlü ve şarkılı büyük komedi, baş rollerde HENRİ GARAT - DANİELLE DARRİEUX Radyo Bugünkü program SAHTE TELGRAF HAVALESİ İLE.. pâk nepi 5 18,30 Plikla dans musikisi 19,30 Kadkğf Halkevi mamıma konferans (diş bakımı) Gİ doktoru Bedri Gürsoy 20 Fasıl sar hey 30,30 Ömer Rıza tarafmdan arabça söyle” 20,45 Fagıl saz heyeti şant ayar: 21,15 O Para Çekmek ! - İstedikleri İddia Edilen Suçlular | Dün ağırceza mahkemesinde bir posta ve telgraf havalesi sahtekârlığı davasma başlari- dı, Mahkemenin üç saatini alan ve yedi şahidi dinlenen bu davanın Kemal, Rıfkı ve Orhan adlı üç suçlusu vardı. Iddiaya göre, bunlar Kırklareli ve Kozlü gibi yer erden çekilmiş gibi telgraf havalesi göstererek her öir havalede ellişer, yüzer lira dolandırmak istemiş. Jer ve dolandırırken de elirmü meşhut halinde yaka Janmışlardır. Dün, mahkemede evvelâ Üsküdar mü. vezzilerinden Ali ile Hasan dinlendiler. Bunlardan sonra dinlenen Usküdar havale memuru Ulvi, şunla- rı anlattı: — Bana, 24 numaralı, Kırklareli mahreçli 100 1.| Talık ve numaralı ve Kozlu mahreçli 50 “a 1ki telgraf havalesi geldi Birinside mürselünileyh Usküdar bu Merhametfen Maraz Doğmuş! Sami adlı bir genç, evvelki gün, Saraçanebaşın- da Celilin kahvesine sarhoş bir halde gelmiş ve: — Celil, şimdi kahvehaneyi kapayacaksım, sana emrediyorum. Itiraz kabul etmem. diye bağırmıştır. Bu sarhoş teklifinden can ısıkılan Celil, Samiyi yakalamak ve polise teslim etmek istemiş, kaçınca peşine düşmüştür. Nihayet arka sokakta yakala- mış ve sürüklemiye başlamıştır. Bu sırada oradan geçen Şükrü İsminde bir genç, Sa: Celili bu sürüklemeden menetmek istemiştir. Fa» kat, Celil, dinlemeyince suratına bir tokat vurmuş» tur, Bu suretle tek bir suç tiçleşmistir. Sultanahmet Sulh tiçüncü ceza hâkimi Ihsan, dün bu karışık davayı bitirdi, Şükrüye 16 gün ha- pis ve 60 İlra para cezası, Samiye bir gün hapis ce- zası verdi. Kahveci Celil, davacı vaziyetinde kaldı- &ı için beraet kararı aldı. SUREYYA kuk mahkemesinde eski icra memuru » Asaf, diğerinde de Usküdar Kelâp sokağında 12 numaralı evde Miralay ? mütekaldi Emin vasıtasiyle eski Kırk areli icra memuru Seyfi adresi var- dı, Ben bunlarm ihbarnamelerini tan- #im ederek müvezzilere verdim. Mik- tarları büyük olan havsleleri daima mahreçlerinden sormayı bir ihtiyat u- sulü telâkki ettiğimiz Için Karklare- udan böyle havale gön- Satılığa Çıkarılan Fabrika Gültada Sultan Beyazıt mahallesin. Tam 7 Kişi Görmüş! İvam edildi, Suçlu, Şamlılar İmuhtarı Helitti, Dün asliye üçüncü ceza mahkeme: | sinde bir yalan beyanat davasma de- köyü lddiaya göre, Şam- lardan Zekâinin karısı Şeker ile Si- imediklerini sordum. Onlar “Hayır” deyince bir sahtekâr. lik karşısında bulunduğumu anladım ve Müdür Yakuba da haber verdik- ten sonra tertibat aldık. Seyfi ve A- “safı yakalıyacaktık. Bir gün Seyfi, müdürümüz Kakuba telefon etmiş “ Size Kirklarelinden 100 liralık havalem ge'di. Bunu nasıl alabilirim? demiş. O da "Aleltisul hüviyetinizi is- it eder, alırsınız.” cevabımı verm Bir gün gişede oturuyordum. Şim- di huzurunuzda suçlu olarak bulunan Kemal geldi. Gözü bir bezle sarılı idi. “Eli liralık havale ilmübaberini uza- tarak: “Kozludan Doktor Asım tara-| İımdan gönderilen paramı veriniz.” dedi. Ben muamelesini yaptım. İmza. Sm aldım. Ayağımla zile bastım. Çünkü evvelcs “aldığımız tertibata göre, zile basınca odacı polise koşa. “ caktı. Zilin çalmadığını görünce he- “men Kemalin koluna sarıldım ve mi. “dürün yanma soktum. Sonra polis de Yenişehir sokağında eski 6 ve ye ni 64 numaralı konserve fabrikasına Milf Emlâk Müdürlüğü el koymuş - tur. Mil Emlâk Müdürlüğüne ait ol- duğu halde fabrikanm satışı için seh- te ilmühaber tanzim edenler hakkm- İda takibata başlanmıştır. Şimdiye kadar vekâletle fabrikanın. İkirasını alan Andreprim Şürayı Dev. İlete müracaat ederek bu vaz'İyete İ- traz etmiştir. Milf Emlâk İdaresi, Şürayı Devlete vaz'iyeti icap ettiren #ebepleri göstermiş ve polis te bu at- İlenin firari olduğunu tesbit etmiştir. | la götürüldü, Cebinde “Asaf” adma yazılmış diğer hbarname de o Çikti. İ Polis gözünü de çözdü, Hiç bir rahat. sızlık yoktu. Tanmmamak için sardı ğı anlaşıldı. Bundan sonra İstanbul posta hava- man gelmemişti. Muhakeme bu $ dıka kavga etmişler. Sıdıka Bakırköy sulh ceza mahkemesine müracaat et- miş, fakat suçlular gelmemiş. Hâ-| kim jandarma ile ihzarma karar ver-| miş. İsmail Onbaşı Muhakemeden bir gün evvâl köye gitmiğ. Zekâi, Kari, sinm Üsküdara gittiğini söylediği i- çin ihzarrmüzekkeresine muhtar ve onbaşı tarafından şerh verilerek-iağe edilmiştir. Sıdıkanm iddiasma göre, Şeker, köyde imiş. Dün, şahitler dinlendi. Sıdıka da mahkemeye bir istida vermiş ve dava- ya dahil edilmesini istemiştir. Mah-| keme, bu isteği reddetti, Fakat, Si- dıkayı da şahit olarak dinledi. Sıdıka: “.- Bay hâkim, bir gün evvel Şe. ker köyde idi, Çeşme başında buluş- | tuk. Ertesi gün mahkemeye gelmedi, le şefi Zeki dinlendi, Şahitlerden Os- | Akşam üzeri yine onu köyde gördüm. | yit eder $€kilde söz söylediler. Muha. gibi gören yedi kiiş daha var- YILDIZ Sinemasında Bu senenin yeni filmlerinden MARLENE DİETRİCH ve CARY COOPER'İN en son şaheseri SEVMEK ARZUSU Ayrıca: ADALAR ŞARKISI LUPE VELEZ - LAVRENCE TİBETT'in lâyemut eserleri. İHTİLAS DAVASI lediyenin 1500 lirasını ihtilâş et- İtiği için tevkif edilen ve. tabibâdil müessesesinden, kendisinde cezaf eh- n eti kaldıracak hastalık bulunduğu hakkında mahkemeye sahte rapor ge- tiren Galata belediye tahsildarı Nadi- nİN mahkemesine dün ağır ceza mah- Jkemesinde devam edilmiştir. Mahke- me, belediyeden tahrif edilen mak. buzların koçanları ve irsaliyeleri istenmişti. Bunlar gelmediği için mu- hakeme tetil edilmiştir. Hamalı, Bile Yere Düşürmüş! Balıkçı Mehmet isminde biri, fazla rakı içmiş, Köprüden geçerken yalpa vurmıya başladığı için bir hamala çarpmış ve düşürmüştür, Sultanah- met sulh üçüncü ceza hâkimi Mah- medin rezelet çıkaracak derecede sar- hoşluğunu sabit gördüğü için kendi. sine bir gün hapis cezası vermiştir. | a m m a tur, diye ilmühaber vermişti Şahitler muhtarın müdafaasmı te keme, gelmiyen şahitlerin çağırılma- İL MÜSABAKANIN DANS İÇİN YARATILMIŞ - ELEANOR POWELL Ayrıca: Sinemanın hari kası CANLI FİLM Ve Sairi Azam HAMİD'in cen 826 merasimi ve HUSUSİ HAYA'TI mke ezeli emi ea Lİ YAKINDA : ROMEO ve JÜLİETTE | my mmm KADIKÖY 2.NCİ HAFTASI | YENİ NEŞRİYAT YENİ ADAM — 175 inci sayısı çıktı. Bu nüsha ile Epikür'ün bahçe- si İlâvesinin 5 inci formasını veriyor, İsmail Hâkkı, Semiha Uzun Hasan, H. Avni. Adnan Cemil, Rıza Öztükel Dr. İzzeddin Yusuf Ziya ve Raif Nec detin verdiği cevaplar vardır. . YÜCEL — Bu kültür mecmuaar - am mayıs nüshası her zamenki gibi dolgun yazılarla çıktı, İçinde Üniver site profesörlerinden Honig'in kıy « metli bir yazter, Wil Durat'n Hasan Ali Yücelin Giovanni Paj n, Dr, A. Süheylin Herman Grimm'in, Tols toyun kıymetli yazıları ve daha bir çok güzel yazılarla şiirleri vardır. Yüksek İktisatlılar Gezisi Havaların fena gitmesi dolayısiyle 9 Mayıs pazar günü Ada ve Boğaza yapılacak gezi 16 Mayıs pazar günü. ne tehir edilmiştir. Kızılayın Teşekkürü Kızilay Istanbul Mümessilliğinden: Tıp Fakültesi profesörlerinden Bay Behçet Sabit Wrdüran * tarafmdan, cemiyetimizin böslediği" İlkokullarda. ki fakir çocuklar namına on Ura' te- berrü edilmiştir. Teşekkür olunur, Şehremini Halkevinde Konferans Şehremi Halkevinden: 8 - 5 - 1987 cumartesi günü saat 20,30 da Necip Aydınlı tarafmdan (Halk Edebiyatı) adlı bir konferans verilecektir. Her- kes gelebilir, ML a Bayan Kâmuran Bagana Yeni getirdiği şapka modellerini kestra 23,15 Ajans ve borsa haberleri “9 ertesi günün programı 22,30 Plâkia sa * lar, opera ve operet parçaları 23 Bon. *. Günün program özü Hafif konserler : 15/20 Roma kışa dalgasi Orkestra İİ | Prağ kısa dalgası 15,25 Prag kısa dalga karışık orkestra 16,09 Prag ksa delgi | Orkestra 17,15 Varşova Orkestra 15 Buğ” pis Macar musikisi rövüsü 18 Bükreş “ | eri banda 19,30 Roma kısa dalgası Arah$# ve türkçe neşriyat 20 Kolonya orkesti& ran Ve sololar, 20,25 Bükreş Balalayi# strası 22 Btokholm klâsik dans havâ * larr 22.2$ Varşova Çigen musikisi (Pest den nakil) 22,40 Budapeşte orkestra kon 5 seri 23,18 Roma Varyete sonra dans müfi kiri 23/39 Münih gece musikisi 23,35 salon orkestrası Operalar, operetler : 1625 Roma kın dalgası Donizettisi operası 21,10 Laypslg Johann Straysu'gö © opereti 22 Roma Gherardi'nin operası 28 ilâno operet piyesi 22 Parla P, T, 7, OP” radan nakil, si: | Resitaller: 16,10 Roma kısa dalgası Şarkılar 2030 Varşova Gitar ve şarki 21,50 Vargova K#” man resitali ikisi? 16,25 Prag kısa dalgası 15.20 Varşo"i 21,15 Bükreş 23 Stokholm 23,30 Varşow 24 Budapeşte 24,15 Roma “ Kızılcahamamlar Islaha Muhta$ Kızılcahamam, (TAN) — Kızıle hamamların şifalı tesirleri meşhur duğu halde, bunları gayri sıhhi kal * maktan kurtaracak tedbirlerin alnf cağı haberleri maalesef henüz tee” * yüt etmemiştir. Bütçe müsaadesizliği yüzünde! icap eden ıslâhatın şimdilik yapıla * muıyacağı anlaşılmatkadır. Alâkadarların söylediğine gör“ hamamlara münasip ( yerlerindef menfezler açarak hava temin etmek ve açıkta akan suların üstünü ört * mek mühim «bir şıaşrafa bağlı de” Zildir. Bilhassa bu. İki. noktanm göz önünde tutulması “bekleniliyor. Adalar Tapü Sicil Burğuzadasında eski Mezarlık Çağıltağ sokağında kâin 13 No.lu © vin esasen tapuda kimse namına yıtlı olmadığından maliki olduğunU iddia eden İspito kızı Katina tari” 'dan yeniden namına tesell isteniyo”" Mahalli mezkür hakkmda tahkis8$ Yapılarak filhakika hakir olduğu ta$ dirde namına tapa senedi vereceği” Eğer bu yerin mülkiyeti hakkında Dİ” diyecekleri olanlar varsa ilân tari hinden itibaren 15 gün içinde Adı” Slell Muhafızlığı dairesine müra© etmeleri aksi halde sözleri dinlenmi” Bekişehirde Porsuk bulvarındaki e nokta memuru Ihsan geldi. Karako- hidi; Olim. Of bu ölüm., Meleğin peşindeki bu ölüm. Annem gelirse yarın para vereyim.,, Sokağa çık» tığıma Fahir kızdı mr? Kızdıysa doğruyu söylerim! Doğruyu söyliyecek.. Kardeşim hastaydı, ölüyor- du.. Onu görmeğe gittim diyecek. , Diyemez mi bunu! Of sabah olsa! ... Saat on bir buçuğu vurdu. Nazlmın ağlayan gözleri yorgunluktan örtüldü. Şimdi yarı uyku içinde yatıyor... Bu yarım uyku arasında rüya bile görüyor. Ka- ranlık bir sokakta... Arkasından koşuyorlar... Onu karanlık sokakta öldürmek istiyorler.. Nazli bir eve kaçtı. Evin kapısmı onların yüzüne kapadı.. Fakat. onlar pencereye tırmanıyorlar. Pen- cereyi açıyorlar. Içeri girecekler! , Nazlı, sıçrayarak gözlerini açtı.. Korku ile etrü fına bakmıyor... Komedin Üstünde tabanca duruyor. Tabanca dolu... Nazlı onun İçin namlusunu kapıya doğru koydu. Maazallah, birdenbire patlarsa! Geceyi dinliyor. » Ses yok... Hiç bir ses yok... Yine gözlerini yumuyor. » Bir müddet yatağın içinde döndükten #onra ye - niden dalmak üzere iken, apartımanın içinde bir ka- Pı açıldı gibi geliyor oni Fahirin anahtarı vardır. Fahir gelmiş olacak... Bekliyor.. Gelen yok, sesleniyor: — Fabir!. Fahir! hirl., "Titriyor. Ne demek bu?.. Yataktan atlıyor. Or « tadaki büyük lâmbayı yakıyor. Fakat şimdi biraz evvel örttüğü kapıyı açmağa cesareti yok.. sağırılması için tehir eğildi No. 58 Tekrar sesleniyor: — Fahir! Koridorda sanki biri koşuyor.. im var, orada... Nazlı dehşet içinde bir müddet nefes bekliyor. Kapı örtül Fakat kiliti değil. Ya şimdi tok - mağa suldırırlarsa.. Ya şimdi içeri girerlerse.. Ka- pmun önünde mi duruyorlar. Uyandığını duydular, Jimbanın ışığını gördüler galiba! Kapıyı kilitlese.. Ne faydası var.. Pencereden ka- çamaz ki... Bütün bu arka pencereler demirli, evde bir demirsiz, mutfak penceresi var.. Birdenbire hatırlıyor... O mutfak penceresinin bugün sürgüsünü koymadı, Ona bakmadı. Eğer içeri giren olduysa... O pencereden girmiş « lerdir, Nazlım, kapının tokmağına bile dokunmağa cesareti yok.. Kapıyı kilitlemek için bile elini uza - tamıyor İpnotize olmuş gibi tokmağa bakıyor. Ona öyle geliyor ki o tokmağa eli kilitlemek için elini sürer sürmez, olanca kuvvetiyle kapıya #banacak,. Ve onun kapıyı kilitlemeğe kalkışması onun bir an evvel içeri gir - mesine sebep olacak... Kalbinin gürültüsü, kulaklarnm oğultusu İçinde dışarısı dinliyor... Hiç bir ses yok dışarda... Yoksa ona demin veh » mindan mi bir ses geldi. Orada ayakta, kapınm ö- nünde. ebediyet kadar uzun süren bir müddet bek - iyor... Hayır hiç bir ses yok.. Hiç bir gürültü yok. Elini hâlâ tokmağa sürmeğe cesareti yok, Fakat bu bekleyiş, ve şimdi kapıyı açacak, şimdi almadan Beni dir. Halbuki muhtarımız Halil yok» |: için tehir edildi Yazan: SUAT DERVİŞ içeri girecek diye çılgınlığa varan feci bir korku içinde bekleyiş! Ne müthişi, Bu bekleyiş, ölümden de, her şeyden de beter... Nazlı, bu azabın bitmesini istiyor.. Hayır dışarda kimse Yok.. Uykusunun arasında ona öyle geldi... Bu akşam âsabı müthiş bozuk!.. Dışarda hiç kimse yok... Eğer dışarda biri olsaydı, ne beklerdi. Birden geri, geri çekilerek komedin üstünde du- ran tabancayı parmakları arasma alıyor. Ve kapının arkasına doğru geçerek kapıyı bir- denbire ardıma kadar açıyor. Odaya kimse girmiyor. Bir müddet kapının arkasında bekliyor, sonra yavaşça başını ve gözünün bir tanesini çıkararak dışarı bakıyor. Koridor aydınlık odedan dökülen ışık koridaru tamamiyle aydınlatmış. Sonra ta- bancası elinde koridorda ilerliyor ve birden aralık duran mutfak kapısı önünde korkudan duraklıyor.... O mutfak kapısını kapamıştı.. Neden aralık ka- pı7 Kapıya dokunamıyor ve arka, arka giderek salon kapısma kadar geliyor., Salon kapısı açık. Açık kapıdan evvelâ elini s9- Xarak solundaki elektrik düğmesine uzatıyor... Birden bir elin parmaklarıma temasını duyuyor... Acı bir feryat koparıyor, ne yaptığını bilmez bir halde elindeki tabancayı karanlık odaya doğru sıkı- yor. Tabancanm sesiyle beraber karanlıkta bir in- san; “Ah,, diyor. Sonra bir cisim yumuşak halınm üstüne devrili » yor. Nazlı, kımıldamadan kapımın önünde duruyor... vinde teşhire başlamıştır . Bir adam mı öldürdü? Kimin üstüne sıktı, bu ta © bancayı?, Elini tutan parmaklar birdenbire yok ol * du. Kimdir yere düşen adam, sakın Fahir olm” sm? Bağıramıyor, imdat çağıramıyor, bütün gesi gırtlağında düğümlendi. Parmağı tabancanın te tğinde... Öteki eli düşmemek için kapının tokmağın! tutuyor. Yatak odasmdan buraya kadar süzülen ışık hİ$ bir şey görmeğe kâfi gelmiyor. Nazlı bir an içinde kendisini biraz topluyor mu? Yoksa mihanikf bir hareketle mi, kimbilir meğif, sol elini yeniden elektrik düğmesine uzatıyor. anda, kalın bir ses, hırıltılı bir ses; — Yakma elektriği, yakma! diye yalvarıyor.» Bu 108. Bu 863. Mümkün mü? Nazlı bir çig gibi: — Kimsin, diyor, kimsin sen.. Ne arıyorsun burs” da?, Yerde yatan adam, onun arkası ışıkta olduğu çin yaptığı her şeyi görüyor: — Bırak yakma, diyorum sana lâmbayı.. Bu seste öyle kat'iyyetle emreden ve emredişindf öyle zelilâne yalvaran bir ahenk var ki Nazlı PÜ” tün dehşetine rağmen ışığı yakamıyor.. — Ne arıyorsun burada ?.. diye tekrarlıyor. — Bilmiyorum.. Ne aradığımı bilmiyorum. Hi“ sız değilim. Fenalık yapmağa gelmedim. Dilendi”” bütün gün... Bütün gün dilendim ben, Bana on p8”* veren olmadı, anlıyor musun? Açma'ışığı, açi — Yaralandım mı? — Omuzum acıyor. — Vurdum mu seni, Yaraladım mı? — Açma ışığı. din mi? Pencerelerden içeri tırmanan, çalmak #st” miyerr — Sen hiç rezil görmedin mi? Hiç hirsiz görme din mi? Pencerelerden içeri tırmanan, çalmsk its yen serseri görmedin mi? Arkası ver

Bu sayıdan diğer sayfalar: