25 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

25 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAMSUN Talebe Sayısı Artıyor Çarşambada Bu Sene Yeni Bir Ortamektep Açılacak Samsun (TAN) — Bu yıl ortaokul da talebe çokluğundan çifte tedrisat usulü tatbik ediliyordu. Vilâyetin ve partinin müzaheretleri ile ortaokul ci varda müstaklı bir bina bulunmuş, böylelikle çifte tedrisata nihayet ve. rümigtir. | Bugün köyler de dâhil olmak üzere | wilâyetimiz dahilinde 147 ifkokul var: | dır. Bunun 26 sı kasaba merkezlerin. | v de, geri kalanı kö 'bu mekteplerde okuyan talebe mikta. Tr on böş binden fazladır. Samsun merkezinde orta kısmı da| #htiva eden tam devreli bir lise, Baf. | ra da dahil olmak “üzere 3 ortaokul ve 12 ilkokul vardır, Lisenin talekesi 850 dir. Samsun ortaokulunda 607,| Bafra ortaokulunda 260 ve ticaret okulunda da iki yüze yakm çocuk okumaktadır, Bu #uretle vilâyet da. hilindeki orta tedrisat müesseselerine devam eden talebe miktarı 1861 e varmıştır, Vilâyet dahilindeki bütün ilkokul - larda 262 ve orta tedrisat müessese. lerinde de 52 öğretmen çalışmakta - dır, ANTEPTE: Beğenilen Temsil Gazinntep, (TAN) - ramı sebetile Halkevi gösteri kolu gençleri tarafından “Kozanoğ.| Ta, piyesi üç gün oynanmış ve iki bin kişi tarafından seyredilmiştir. Umus. miyetle rol alanlar ve bilhassa mual lim Emine ile İhsan Ertan çok muvaf- fak olmuşlardır. Gösteri kolu başkanı ve rejisör Do. ğan Aytacın iyi çalıştığı ve iyi seme- reler aldığı görülüyor. Trahom Azalıyor Gaziantep (TAN) — Okullarda sağ | ik durumu bu yıl çok iyidir. Trahom | İu talebenin sayısı azalmaktadır. Kül | tür Direktörü Cemil Gökdeniz ve kül tür sağlık müfettişi bu hususta faali yet göslermektedirler, Mg. Manifaturacılardan İstenilen Para Izmir, (TAN) — 987 temmuzun - dan sonra ithal edilen man'fatura eş yası için alâkadar tüccarlardan mun- zam gümrük resmi olarak İstenilen 250 bin liranın alınmaması hakkında emir verildiği söyleniyor. Maamafih JORDUDA: Kurtuluş bay | Kızlarımızın ince bir maharetle işte.| gümrük idaresi henüz ademi mali - mat beyan etmektedir. Tehme vakası kuydolunmuştür. Samsunun bir de biçki ve dikiş yur du vardır, Bn yıl Halkevi kurslar ve dersane. ler şubesi tarafından ticaret okulun. da Hsan, ticaret bilgileri, stenoğrsfi ve daktiloğrafi * kursları açılmıştır. Bu kurslara altmışı kız olmak üzere 38 vatandaş devam etmektedir. Tik okul mezunları her yil bir artmakta olduğundan bu mibada da bir ortaokul ku teşebbilslere geçi gtir, | üzdeki ders yılmda bu mektebin açılmasını tensip etmiştir. | Havzada Bayındırlık İşleri Havza, (TAN) — Samsuna birkaç saat mesafede bulunan kasabamız, kaplıcalarile meşhurdur. Bu yıl ha -| mamlara gelenlerin sây:si yirmi bini geçmiştir. Havzada imar işleri Güyük hızla terlemektedir, Istasyonu şehre bağ. uyan cadde kısmen parke ile döşen. miş, evler hep beyaza boyanmış, park lar vücuda getirilmiştir. Halk partisi başkanf ve meclis ü. mumi Âzası Nafiz Kaynar Havzada ilk defa bir tiyatro binası inşa ettir. miştir, Dikiş Sergisi (TAN) — Sıhhat Vekâletinin ak Bayan Sabriye Tuzcu ta. Jan asri dikiş yurdu Hal kevinde sergis'ni açmıştır. Bu mera, simde vali Baran da bulunn dikleri eserler takdir olunmuştur. Yurdun yetiştirdiği dokuz genç kıza yakmda diplomaları verilecektir. Sıhhi Filmler Gösteriliyor Ordü TTAN) — Sist Veka'stnin gönderdiği “süt gıdaların en Üslü dür,, ve “hastalıkların yayılmasının önüne nasil geçilir?,, mevzulu filmler sıhhat müdüriyetince ha'ka ve mek. teplilere sinemada gösterilmektedir. BİLECİKTE: © Halkevinde Kurslar Bilecik (TAN) — Halkevimiz bir keman ve mandolin kursu açmıştır. istiyenlere haftade iki defa ders ve. rilmektedir. Kadınlar için de bir dikiş ve nakiş kursu açmıştır. Doğumlar, Ölümler Bilecik (TAN) — 937 senesi içinde Bilecikte 34 ölüm, 68 doğum ve 26 ev HENDEKTE: Hendekte Elektrik Abonelerine Kolaylık Hendek (TAN) — Belediyemiz. kendisinin olan elektrik abonelerini arttırmak ve halka da kolaylık olmak üzere, elektrik malzemesi getirtmiye ve uzun vadelerle evlerde, dükkân. larda elektrik tesisatı yapıya karar | vermiştir, Bu maksatla beş bin Hira | borç almıştır. Elektriğin ateş yerine kullanılmasını temin etmek zere bir evin sarfiyat vasatisini tesbit ederek ondan fazlası için kilovat başına üç kuruş almağı kararlaştırmıştır Mi ISPARTADA: İçme Suyu Tesisatı İsparta, (TAN) — Yeni içme suyu tessiatını yapacak Alman şirketi mü- messilinin gelmesi bekleniyor. Bunu İmüteakıp derhal inşaata başlanıla- caktır. * Belediye, fıkaraya odun ve kö- . İmür dağıtmıya karar vermiştir. İERZURUMDA: Üç Kişi Büyük Bir Çiğ Altında Kaldı Aşkaleden köy | lerine dönmekte olan İspirin İncesu köyünden Mehmet, Bayram, Ali ve Mustafa, Ovacık yakınında Gökbu.| çerlerken üzerleri e büyük bir çığ düşmüştür. Üçü kur | lmuş, biri ezilerek ölmüştür. İ Erzurum (TAN) — run mevkiinden ge: Vşan avına giden üç arkadaşı. na yetişmek üzere yola çıkan Ağrı ilkokul talabesinden Hasan da, Mu-| rat suyu kenarında donmuştur. © BOZÖY! Bataklık Kurutuldu Bozöyük, (TAN) — Istasyon civa rında oturmak mecburiyetinde olan demiryolları rile oradaki mektebin 600 talebesini sıhhi noktai | sazardan tehdit eden bataklık, kanal İ İ açılmak Suretile tamamen ortadan | kaldırılmıştır. men dında deve güreşi ve kazanan deve, Altta: Orduda biçki ve dikiş yurdu- nun halkevinde açtığı sergi. İmeler, otel sahipleri Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, Ariritizm, Romatizma Dokumacılar Cemiyetinden : 937 yılı hesaplarımızın tetkiki ve 938 çalışma esaslarının idare he- yeti tarfamdan izahı için umumi heyetimizin 1. 2. 958 salı günü saat 16 da Eminönü Halkevi salonunda toplanacağını bildirir, cemiyetimiz aza- larının Her halde ii Beyoğlu Mıntakası Feriköy Tahsil Şefliğinden: Şubemize, kazanç ve muamele aa İştiraklerini rica ederiz. Tahsilât Müdürlüğü vergisinden borçlu Jüt mensucat do- kuma limited şirketinin İstanbul İthalât gümrüğü Beşiktaş antreposun- da mevcut ve mahcuz 80 balya Jüt ipliği gümrük resmi muamele vergi- si ve sair bilcümle rüsum müşteriye ait olmak üzere 2 şubat 938 tarihine müsadif çarşamba günü saat 2 de mahallinde satılacağından isteklile- rin güvenme akçalarıyla mshaili mezkürda bulunmaları flân olunur. 443 (eğeğ PIN Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcşbmda günde üç kaşe almabilir, GÜMRÜKLERDE: Yabancı Seyyahlar Beyanname Verecek Emniyet işleri genel direktörlüğü, dış memleketlerden yurdumuza gelip , te han, otel, misafirhane ve pansiyon larda kalan ecnebilerin tâbi olacağı müameleler hakkında yeni bir tali- matname hazırlamıştır. Bu talimat- nameye göre, yabancı memleketler. den yurdumuza gelen yabancılar ilk geçirdikleri şehir ve kasaba veya köylerde en yakın polisi ve po- lis bulunmuyan yerlerde jandarma karakoluna müracaat ederek bir be- rini isbut ödöçeklerdir. Ecnebilerin dolduracakları beyan- hameler hazırlnamıştır. Bu beyanna- tarafından da polise götürülebilecektir. Müşterek pasaportla gelen turistlere bir kolay- lik olmak üzere ayrıca ecnebi turist- lere mahsus beyannameler hazırlana caktır. k Yurdumuza, hudut ve Ilmanları - mizdan girişlerinden itibaren 15 gün den fazla kalacak olan ecnebiler bu müddet içinde polise bizzat müraca. atle yeniden beyanname vererek ka- nun dairesinde ikamet tezkeresi al mıya mecbur olacaklardır. Türkiyede ötedenberi oturmakta olan veya ilk beyannamesini yermiş İzmirde Alaylara Sancak Verildi Izmir, 24 (Tan muhabirinden) — Bugün Izmirdeki alaylara büyük me. İrasimle sancak verildi. Alaylara san. cak veren Orgeneral İzettin Çalışlar bir nutuk söyledi. Merasimden sonra, kıtalar parlak bir geçit resmi yaptı lar. —————— ——> bulunan ecnebiler seyahatlerini po- lise ihbar ile mükellef olacaklardır. Ellerinde hiçbir vesika bulunmıyan yabancılar derhal polise bildirilecek» tir. Bildirmiyen han, otel, misafirha- kanun na- “Gümrük Memurları Arasında: Gümrük memurları arasında yeni bazı tayin ve nakiller yapılmıştır: İlkokul muallimlerinden Fahrettin milettiş muavinliğine, İstanbul baş- direktörlüğü memurlarından Hakkı ve Hamdi terfian başdirektörlük mu hasebe memurluğuna, İstanbul mu- hasebe memurlarından Rüştü terfian İmuayene memurluğuna, İstanbul me murlarından Kenan terfian muhase- İbe memurluğuna, İstanbul memur- İlarından Zeki ve Güzin bir derece ter fian ayni vazifelere, İstanbul kâtip- lerinden Sahavet gümrük memurlu- Zuma, açıktan Mehmet İstanbul mu- hasebe memurluğuna tayin edilmiş- — Burada Anadolu, İstanbul ayrılığı yok, Ayşe Kadın, dedim. Her yerre her türlü insan olabilir; kim 86 için anlamadan fena birşey düşünme. Ayşe Kadın sesini daha yavaşlattı, amma, söyliye- ceklerinden vazgeçmiyerek dudaklarının arasından sözünü tamamladı: — Ne yapayım, saygısızlık etmesinler, gelecekler #e gelsinler, sizi arasınlar, sizi sorsunlar... — Peki gelen kim, onu anlamadık. — İşte, şey hanımcığım, şu her zaman gelen, Na- muk Beyin Hanımı” — İsmet Hanım mı? Ayşe kadın başını salladı. — Görüyorsun ki ben rahatsızım, Hasan Bey yal miz kalıyor; dostluk ediyorlar; onu yalniz bırakmı- yorlar... Ayşe kadın beyaz başörtüsünün ucuyla ağamı ka- — Tövbe, tövbe... Bizim Hanım da kimselere lâf söyletmez ki... Ayşe kadın odadan çıktı. Nükhet : — E, dedi, kadıncağız doğru söylüyor. Hasan Bey, diye kapıları aşındıracak ne var? Sen de bilirsin ki çocukluğumuzda erkeklerden ayrı geçen hayata en çok biz isyan ederdik; şimdi istediğimiz oldu, diye böyle şımarıklık eder miyiz? Hem bu Ayşe kadın ne hakikatli kadın, böyle hizmetçi dostlar başına, ne be- ğenmiyorsun, seni koruyor... Nerede buldun onu? Hem ne şirin, ne genç, ne mert kadın!.. Ayşe ködın, kocası Kurtuluş savaşında ölmüş bir Anadolu kadınıydı. Bir yıl evvel harp öksüzleri der- beğine gelerek kendisine iş bulmamız için yalvar- mıştı. Bir zaman orada çalıştı, sonra ben onun ne ka- dar iyi kalpli, temiz bir insan olduğunu görerek yanı ma aldım. Çok zekiydi, bilgisizliğine rağmen herşe- yi cabuk bir sezisi vardı. Ben bunları Nükhete anlatırken kapı bir daha ça- lundı, bu defa gelen, Hasandı. Hasan yanımıza girerken kapı bir daha çalındı, amma bu defa zangır, zangır... Zil kopacak, parçala- nâcak gibi... Az sonra kalın ve telâşlı ses; — Hasan Bey geldi, değil mi? İnce ve hiddetli ses : — Evet efendim, geldi, şimdi geldi. Hanımefendi. nin yanında... Siz de buyurun. İsmet Hanımın apartımanı bize pek yakındı, belki daha eve gitmeden yolda Hasanin gelişini görerek dönmüştü. Hasan antreye çikarak İsmet Hanımı karşıladı; İsmet Hanım yine sağa sola selâm vermeden soru- yordu: — Kuzum, Namık nerelerde? Saat dokuz. Dün ge- t6 de yemeğe gelmedi; siz görmdenliz mi? Hasan cevap verdi: — Dün akşam beraberdik, Hanımefendi. Bu akşam görmedim. İsmet Hanım kendisini bir koltuğa attı: — Bir haber de vermedi; halbuki bu akşam Ma- dam Mariye gidecek değil miydik? Yedidenberi şimdi gelir, şimdi gelir, diye bekliyorum. Hasanın yaptığı bir göz işareti gözlerimden kaçma dı. Halbuki İsmet Hanım bu işaretin farkında olma- mış, Madam Mariyi Hasana hatırlatmıya çalışıyor- du: — Canım geçen gün sözleşmedik mi, siz de mi W- nuttunuz? Hasan kızar, kexemur — Öyle birşey görüşüldü, amma, ben de unuttum. Madam Mari, Tepebaşında danslı hir bahçenin sa- hibi ve dans hocası. Oraya dans öğrenmiye gidecek- ler. Hasana kızdım; dans öğrenmeye gidecekse bunu benden gizliyecek ne var? Başkalarile başbaşa benim arkamdan anlaşarak gizli şey yapmıya ne lüzum var? Hasanla o zamana kadar herşeyi beraber düşünmüş, beraber yapmıştık; şimdi ben rahatsızım diye evden çıkamıyorum, amma, onu da birşeyden alakoyduğum yok, Karısından gizli bir şey yaptığını daha yeni tanı dığı dostlara anlatmak, ne kadar çirkin! Hem kendi- si, hem de benim için çirkin birşey, bu! Hasanın, bu incelikleri anladığını sanıyordum. Nükhet benim yanıbaşımda, ayakta, bu fırtınalı görüşmeye bakakalmıştı. İsmet Hanım onu görme mişti bile! Madam Mari bahsi bitince Hasan iki ka- dın: biribirine tanıştırdı. İsmet Hanım o zamana kadar odadaki varlığına bile dikkat etmediği Nükhete bakar bakmaz âdeta bir şaşkınlık, Belki de kıskançlık dalgası geçirir gibi ol. du. Nükhetin, ince, kıvrak, şık vücüdile, davet bi- Üzerine atarak bir sandalyede ü görünce galiba birazda u- tanır gibi oldu. Şöyle bir derlenip toplandı; sonra, bir zaman onun dümdüz taranmış, siyah, parlak saç- larına, biraz vahşice, büyük, karagözlerine, beyaz ya kalı, sade, siyah elbisesine baktı, durdu. Anladım ki, İsmet Hanım, Nükheti pek yabana atamamış, ona pek öyle yüksekten bakamamıştı. Neden sonra iş olsun, diye bana döndü” — Siz nasılsınız? Rahatsızlığınız nasıl? Ben İsmet Hanım için, soluk, boyasız yüzüm, ba- sit giyinişimle belki çirkin olmasam bile, bes “elli mânasız bir kadınım. O akşam İsmet Hanım da bizde kaldı. Yemekten sonra yeni hayatım dedikodusu yapıldı; dans âlemle- rinde çarçabuk şöhret alan isimler ortaya atıldı; bir kaç hafta içinde kıskançlık yüzünden Diribirile bo- zuşan karı kocalar, yıkılan evler sayılıp döküldü. Bir aralık İsmet Hanım sordu: — Kuzum, Hasan Bey, şu Kadıköylü Raife o ka- dar şaheser bir kadın mi? Erkekler de ne çabuk o- na kapılarak evlerini, barklarını yıkmaya kalkıyor- lar!,. Bana, Hasanın gözleri parlıyor, gibi geldi; gülüm- seyerek: — Vallahi fena değil Hanımefendi, dedi. Yalnız Byle sile bozacak, ev yıkacak kadına benzemiyor. Bence pek aktı başında bir hanım. İsmet Hanım bridenbire doğruldu, sağ elini açarak Hasana doğru uzattı; — Amma yaptınız, Hasan Bey. Zaten bir kadın hoşunuza gitti mi ilk işiniz, ona söz söyletmemek- tir. Amma, bunü kadının modası geçinceye kadar yaparsınız; moda geçti mi dillere destan edersiniz. O zaman artık kadın kötü, ahlâksız olur. Şimdilik daha yeni... (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: