24 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

24 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YS EY e—— 2 Edebi Hayatım ızda Bir Hâdise Necip Fazılın Bir Adam Yaratmak i Çok Piyesi Muvaffakiyet Kazandı ehir Tiyatrosu evvelki akşam Necip Fazıl Kısaküreğin (Bir Adam Yaratmak) adlı piyesini oy- madı. Daha piyes oynanmazdan evvel or ada alâkalı ve münakaşalı bir hava vardı, Fikri bir hâdisenin arifesinde olduğumuzu düşündürecek emareler eksik değildi. Dedikodular şu şekilde idi: Piyes gazeteciler aleyhine yazılmış, mes- ek küçük düşürülüyormuüş... Şehir Tiyatrosunun mecmuasında çıkan bir makale de bu dedikoduları haklı gös- terince gazetelerden biri Necip Fa- zila çattı. Diğer bir gazetecinin'de oyunun oynanmaması için teşebbü- se geçtiği duyuldu. Eğer dedikodu üzerine körü körü- pe böyle menfi bir yola gidilseydi çok yazık olacaktı. Çünkü (Bir adam Yaratmak) piyesi, kıymetli bir sanat eseridir ve fikri hayatımız için üze- rinde durulacak bir hâdisedir. Necip Fazıl, büyük emeklerle & gerini meydana çıkardıktan sonra işi tesadüfe bırakmamıştı. İlk oyunun seyircilerinden bir kısmını; edipler, sanatkârlar, psikoloji mütehassısları ve doktorlar, gazeteciler içinden bi- Ter birer seçmiş, localara yerleştir- mişti. Tenkit edecek salâhiyetleki se- Şircilerini böylece ilk akşam bir a- Tâya toplamıştı. Diğer seyircilere gelince, bunlar da kendi kendine seçilmişti. Salon- daki koltukların hepsini fikir genç- liği doldurmuştu. Koltuklardaki va- sali yaş otuzdan aşağı idi. Gazetecilerde kendi. meslekleri bakımından da umumi bir alâka var- dı. Adeta jüri halinde hükmedecek- lerdi: Piyes mesleklerine dil uzatır yor mu uzatmıyor mu? Necip Fazıl çetin bir mevzu seçmiş ve bu Bu büyük bir emekle işlemiştir. Tanınmış bir muharrir bir piyes yazıyor. Piyes alâ— ka topluyor, günün hüdisesi haline geliyor. Gözeteciler, muharririn hayatına ve giyse. ar. Yazılan piyeste kendini incir ağacına asriş bir baba var. Bü babanıri oğlu ölüm korkusunun tesiri altında seneler geçiriyor. Sonra bir gün bir Kuza neticesinde annesi- ni vuruyor. Bunun azabile hayatı büsbütün sarsılıyor. Nihayet bir gün babasının yap- tığını yapiyor, kendini bir incir ağacina 0- syor... Piyes, muvaffakıyetle oynandıklın son- Fa bir gün muharririn birkaç dostu, çay zamanı Boğazdaki yalısında toplanıyorlar. Aralarında meşhur bir sinir doktoru, bir gözete sahibi var. Gazetecinin karısı hazır. Gehç kadın sekiz sene evvel muharrirle bir sevda macerası geçirmiş. Muharrir soğu- muş, kadın eski macerayı devam ettirmi- ye taraftar.. Buharririn bir de halasinın kizi var: Ayni evde büyümüş, çok ince bir kız... Muharrire, gizliden gizliye tutkun, 0- kes birleşmişti. Bu perde arası konuş malarına Necip Fazıl'da karıştı. Yal- niz arkadaşlarının şu ısrarlı sualini cevapsız bıraktı: “Beylerbeyindeki evinde incir ağacı var mı ,, kinci perdede mubarriri sirsilmiş, yıkılmış bir halde buluyoruz. Dost saydığı bir adam tarafından neşredilen güzetede husus! hayatı hakkında yazılan yazılar ve hele kaza neticesinde öldürdü- Bu kızın hatıralarının bu gazetede mesre- dilmesi ve bu — hatıralarda kızın Omü harriri ne kadar derin bir sevda ile sevdi- Bini göstermesi muharrir Hüsrevi çileden Çikarıyor, Tam bu sırada yine dast sandi- ği sinir doktorunun kendisini deli diye hu- sus! hastanesine eelbe uğraştığını ve bunu menfaat ve reklâm düşüncesile yaptığını keşfediyor. Artık gözlerinde insanlığın ci- lâsı hakkındaki bütün perdeler düşüyor. Biyakârlığın, dar menfaatlerin hargünkü #iyatların arkasındaki hakiki hayatı çip- lak, çıplak görüyor, böyle bir görüşün va- hatsızlığını ve sarsıntısını duyuyor. incü perdede muharrir gece boş yalıya gidiyor. Yeisi son dereceyi bulmuştur. Boynunda bir boyun gah var. Bununla oynuyor. Seyirci, muharririn her dışarı çıkışında şunu bekliyor: Piyesindeki kahraman gibi o da kendini incir ağacına asacak... Hüsrev, bir aralık yelş içinde içeri giri- yar ve haber veriyor: Meğer meraklı arne incir ağacım kestirmiş, Muhüarririn sabit fikrini yapmasına imkân yak. Bundan sonra gözlerindeki bütün per- deler düşmüş bir adamın Kâinat ve bayat hakkında görüşlerini dinliyoruz. Piyesinde bir adam yöratmak ona bir ruh, bir ka- der vermeğe çalışmış olduğu İçin kendini Adeta çarpılmış, kahramanın hüyatun s0- nuna kadar bizzat yaşamağa mahküm edil miş görüyor. Neticede bir entrika meydana çıkıyor Ruh döktoru ile gazeteci bir olmuşlar, mu harririn deliliğini hükümet doktoruna ak- settirmişler. Maksat, artık düşmanlıkları. nı açığa vurdukları muhazriri, husus! haz- taneye kapatmak... Neticede muharrir, gö- mül hoşluğu ile umum! bir bökümet ti- marbanesine gitmeyi kabul ediyor, sırt a- ralarında doktor ve gazete sahibi taynetin- de insonlar bulunan bir âlem içinden u- zaklaşmak maksadile... eritiğimer recip azami” vu piyesine türlü türlü kusurlar bulabilirler. Fakat Necip Fazıl, en salâhiyetli tenkitçi olan halkın im- tUhanını iyi geçirmiştir. İçtimai tah- Willerle dolu bu kadar ağır bir mevzu- un, seyircilerin hiç gevşemez alâkaşı içinde akıp gitmesini temin etmiş ve çok takdirli, sürekli alkışlar topla- mıştır. Seyirciye heyecan vermiş, dü şündürmüş, başından sonuna kadar seyirciyi perde aralarında bağlı tut- mıya muvaffak olmuştur. Tenkitçi zümre de, perde aralarında ve oyun- dan sonra bütün slâka ve münaka- şalarını hep piyes üzerinde toplamış- Bü berkesten ürtün görüyor, Hattâ piyeste | tir. bâğ rolü oynıyan meşhur sektör Mansur ken Gisile evlenmiye talip olunca tereddütsüz- ee reddediyor. Muharririn annesi de toplan bda bulunuyor. i Muharririn daha evvel bir gazeteci ile elan konuşması neticesinde seyirciler şunu Öğrenmiş bulunuyorlar iki yalının bahçe- sinde bir incir ağacı var. Muharririn ba- büst kodini otuz sene evvel bu incir ağacı Da asmış. Bunun üzerine seyircilerle İntizar uyanıyor: Muharrir de tıpkı piyesi de yaratığı kahraman gibi bir kaza çıkara esk Ve günün birinde kendini incir ağacı- B8 asacak, .&y içilirken bir münakaşa: Kaza de- Bilen geyin hayattaki rolü nedir? Piyesta anlatıldığı göbi, öyle hiç umulmaz bir kaza olabilir mi? Münakaşanın sıcaklye Bi içinde muharrir, doktor arkadaşının si- Mâhımı istiyor, piyesteki İkahramanının ka- #yı nasl yaptığım teferrüntla anlatmıya Başlıyor. Revelveri boşaltıyor, mermi kal. madğını kahramanın yaptığı gibi muaye- Beden geçiriyor. Bu sırada revolver anne- sine doğru çevrildiği için seyirciler her &n piyesteki kazanın tekrar edilmesini ve ârnenin vurulmasını bekliyorlar. Bu hele- sanlı intizar boşa çıkınca ve muharrir ta» tifirl bitirerek revoiveri masa üzerine bı- rakınca seyirel kütlesinin geniş nefes al- dığı ve oh çektiği duyuluyor. Adeta sayir- siler bu noktada oyunun alâkasını ve be» revolveri tekrar ele alıyor, karıştırırken ka ta kurşunu çikiyor, Muhatriri gizliden gizliye seven, masum genç kızı Vuruyor. Kızı içeri taşıyorlar, Muharririn felâketli Buruşu karşısında perde kapanıyor. Perde aralığında çok alâkalı mü- nakaşalar başladı. Bu perde umumi- yetle çok beğenildi. Sahne tesirleri çok iyi hesap edilmiş, alâka daima u- yanık tutulmuştu. Piyeste fena bir Necip Fazılın mevzuu orijinaldir. Eser üzerinde çok çalışılmıştır. Gü- zel ve sanatli tarafları çoktur. Eser âdeta Ertuğrul Muhsin için yazılmıştır. Piyesin bütün yükünü Er tuğrul Muhsin taşımış ve muvaffakı- yetini temin etmiştir. Anne rolünde Neyyire m çok iyi idi. Cahide, Nevin Akkaya, L. Galip, Talât, Mah- mut gibi ikinci rolleri alanlar rol lerini sevgi ile, inuvaffakıyetle oy- namışlardır. Şehir iyatrosu, dekorlarda her va- kitki gibi bu piyeste de çok muvaf- fak olmuştur. Son söz şudur: Necip Fazıl, ortaya yaşıyacak bir eser koymuştur. Eserin ilk temsilinden #onra yüz kadar üniversite talebesinin hazırla- dıkları bir çiçek buketi Ertuğrul Muh sine verlimiştir. Buketi veren genç sahnede büyük sanatkâra şunları söy lemiştir; “— Bu çelengi Türk tiyatrosunun yor. Yusuf Ziya Öniş, buraya geldik- ten sonra, bankaya bağlanan müesse seler müdürlerinin de iştirak edecek gazeteci tipi tasavvur edilmekle be- | leri birkaç toplantı yapılacak ve ban m 5 i 5 raber bunu mesleğe tecavüz diye kar | kanın İstanbul merkez teşkilâtı kuru | Tarakçılarda dün bir dükkân ansızın çöktü, bu resimde hâdise yerinin * plamıya yer olmadığında bemen her İlacaktır. Ali Han MÜTEFERRİK : Ağa Hanın Oğlu Ali Han ia Şehrimizde Hindistanda Hint müslümanlarının bağlı olduğu İsmeiliye mezhebi lide ri meşhur Agahenın oğlu Ali Han, relikasile birlikte şehrimize gelmiş ve Perapalas oteline inmiştir. Ali Han, dün Perapalas otelinde kendisile görüşen bir muharririmize get söylemiştir. .— Türkiyeyi çok severim. Birkaç defa buradan gelip geçtim. En son 0- larak bundan altı sene evvel geçmiş- tim, Altı sene içinde Türkiyeyi çok| değişmiş buldum. Türkiye ve bilhassa | İstanbul bir yabancı için muhakkak dünyanın en şayanı dikkat şehridir. Burada bütün tarihi eserleri görmek ve istifade etmek için insan hiç de - ğilse üç dört ay kalmalıdır. Çocuklarım İsviçrededirler. Ben da refikamla birlikte oraya gidiyorum. Babamın da şimdi İsviçrede bulun- duğunu zannediyorum. Ağa Han bir müddet sonra Hindis- POLİSTE: Yüzünden Evvelki gece, saat 19 sularında 'Tah takalede bir cinayet işlenmiş, henüz 16 yaşında bulunan bir genç, Hasan ismindeki arkadaşını tabanca le öl- dürmüştür. Hâdisenin tafsilâtı şu - dur: Kirkçeşmede oturan ve henüz 16 yaşında olan Hüseyin oğlu Arif, sey- yar satıcılık yaparak hayatını kazan- maktadır. Ayni civarda oturan ve 20 yaşlarında kadar olan Hasan ismin- deki gençle, Arifin arası bir müddet- tenberi açıktır. Hasan, Arife sataş - makta bu yüzden kavga etmektedir. ler. Aralarında, bir para ve birdekız meselesi olduğu söylenmektedir. Genç Bir Çocuk Hiç Arkadaşını Yaralıyarak Öldürdü Jolmuş, bir talebe, mektep müdürünü sokak ortasında tokatlamıştır:. Saint Georges lisesi talebesinden 17 yaşlarında Argir mektep diselplini ni bozduğu için, bir arkadaşile be raber mektepten koğulmuştur. Bun- dan muğber ölan talebeler, mektep kapısı civarında doluşarak direktör İstefan Selinkanın yolunu beklemiş lerdir. Direktör akşam mektepten çı- kınca, kovulan talebe Argir, üzerine hücum etmiş, tokatlamıya başla mıştır. İstefan, bu vaziyet karşısında sükünetini muhafaza etmiş, biraz son ra da haylaz çocuklar kaçmışlardır. Sokakta olan bu hâdise derhal po- İ çağını çekerek ileri atılmış, Arif te Arifin Salâhaddin isminde, ayni! Jise aksetmiş, mütecaviz talebe yaka- yaşta bir başka arkadaşı daha var -| lanarak Beyoğlu cürmümeşhut mah- dır. Hasan, Salâhaddine de sataşmak-! kemesine verilmiştir. ta, para ve saire istemektedir. Geçen-| Dün muhakemesi yapılan Arğir, ağ lerde de paltosunu alıp satmıştır. «| tanıya başlamış ve af dilemiştir. Di- Evvelki gece, saht 19 sularında, | rektör de çocuğu affetmiş, dava sükut Tahtakalede, sokak ortasında Hasan | etmiştir. yine Salâhaddine rastlamış ve bu $e- > yi fer caketini soyarak almak istemiştir. Bir Dükkân Çöktü Bunu gören Arif, Salâhaddini Hasa- Bin elinden kurtarmak için koşup yan larına gelmiştir. Fakat, bu müdaha- le kavgaya dökülmüştür. Hasan bi- nın yanında, bu han hissedarlarına ait bir dükkân ile üstündeki oda, son yağan yağmurlardan çökmüştür. İn- sanca zayiat yoktur. Dükkünda bir terzi kiracı olarak bulunuyordu. Bir kısım eşya harap olmuştur. Hırsız Cezasmı Buldu Bostancıda, oturan Hasan, gazino- cu Şabanın bahçesindeki arı kovanın dan bal çalmak istemiş, fakat arıların hücumuna uğramıştır. Hasan, muhte- lif yerleri şişmiş bir vaziyette ve fer yatlar içinde kaçarken tutulmuştur. tabancasına davranmış ve ateş et - İ miştir, Çıkan kurşun Hasanın tam kal binin üzerine rastlamıştır. Cerrahpaşa hastanesine kaldırılan yaralı, fazla kan kaybettiği için bir saat sonra ölmüştür. Hâdiseden sonra kaçan katil Arif, sabaha karşı yakalanmıştır. Vakaya müddeiumumi muavinlerinden Sa - dettin el koymuş, adli tabip Salih Ha- şim cesedi muayene etiniştir. Dün, Tarakçılarda, Ekberyan Hanı | ta Dün, Sultanahmet sulh birinci ce- Tamar ön asnriler diri “gizi sorgusu yapılmış ve hakkında tevkif kararı verilmiştir. Muallimini Tokat'ıyan Talebe Mahkemeye Verildi , Dün Beyoğlunda çirkin bir hâdise ktir. O zaman çok sevdiği lu Konferansı Murah- hasları Ankaraya Gittiler Şehrimizde toplanan Balkanlarara- sı demiryol konferansı murahhasları, dün öğle trenile Ankaraya gitmişler- dir. Murahhaslar, bugün Ankarada bazı tetkik ve ziyaretlerde buluna- caklar ve akşam üstü tekrar şehrimi- BELEDİYEDE : ze döneceklerdir. - ie Sere nz him Ereksizar | Et Ucuzluğu Kasaplara lanan müşterek hareket projesinin Bildiriliyor ojya kısmı üzerinde de nihai görüş meler yapılmıştır. X Gümrük komisyoncuları için ö- nümüzdeki martın birinde bir imti| Et komisyonu, dünde toplanmış, İtetkiklerine devam etmiştir. Komiz - yon bir marttan itibaren etlerin cins- lerine göre konulacak âzami fiatları ban açılacaktır. DENİZ ve LİMAN : tespite başlamiştır. Bu kararlara kar- şı gölen kasaplardan ilk defasında 25 Karadenizde Fırtına Wra para cezası alınacak, tekerrür e- Henüz Dinmedi derse bu cezalar arttırılacak, sonra Karadenizde fırtına devam ediyor. ia havanın yatışasnnı dükkânların kapanması ehetine ka: bekliyen Aksu vapuru dün saat ikide | 42” gidilecektir. Bir martta sıkı bir kontrole tâbi Hora vepurunun yedeğinde Sinoplan i kalkmış ve İnceburuna kadar geldik. | tutulacakları ve ihmali görülenlerin ten sonra yola devarm imkânsız bula | ccZalandırılacağı bugünden itibaren rak tekrar Sinoba dönmüştür. Diğer | XaS4Plara bildirilecektir. büyük gemiler ve bu arada denizyol | » Harita ve müstakbel plân için ya larının Ege ve Karadeniz vapurları | pılacak masrafların, hiçbir suretle dün yollarına devam etmişlerdir. Bu | halktan tahsil edilmemesi Dahiliye iki vapurun şimdilik birer günlük | Vekâletinden vilâyetlere bildirilmiş- rötarı vardır. tir, DÜN ÇÖKEN DÜKKÂN: çöküntüden sonraki manzarasını görüyoruz. Bir Dükkân Yandı Dün.alanın. Zi len yanmiş, dükkândaki çuvallar da kurtarılamamıştır. # Vatman Mustafanın idaresinde ki tramvay, Beyoğlunda Mustafa is- V- minde birine çarparak yaralamıştır. MAARİFTE ) Muallimler Nasıl Izin Alabilecek ? Orta tedrisata dahil muallimlerin bundan sorra hariçten getirecekleri raporla izin almaları usulü kaldırı. mıştır. Maarif müdürlüğünde “orta mektep sağlık bürosu,, adile yeni bir büro kurulmuştur. Muallimler bura- da muayene olarak izin alabilecekler dir. Kooperatif Talimatnamesi Mekteplerimizdeki okul koopera - tiflerinin sayısı gittikçe çoğalıyor. Bugün mevcut kooperatiflerin sayısı 800 den fazladır. İstihlâk kooperatif- leri mahiyetinde olan bu teşekküller talebenin gündelik hitiyaçlarına ya- rıyacak ders vasıtaları ile yiyecek maddelerini temin etmektedir. Elde edilen kârın mühim bir kısmı hisse- darlara dağıtılmakta, bir kısmı da okulun $osyal işlerine tahsis edil - mektedir. Kültür Bakanlığı, okul ko- operatiflerini esaslı bir tetkikten ge“ çirmiş, bu teşekküllere tamamen ter- biyevi ve sosyal bir istikamet ver - miştir. Bu hususla bir talimatnam€ vücuda getirilmiştir. Kaza maarif memurları dün de maarifte toplanmışlar ve çifte tedri- sat usulü kaldırıldıktan sonra yeni- den kaç mektep açılması lâzım gele- ceği hakkında tetkiklerine devesi et- mişlerdir. ğ * Şehir bandosuna ilkokul mezun- ları arasından yatılı talebe alınması. na başlanmıştır. 4 Muallimler yardım sandığı dün Maarif müdürünün başkanlığında, lanmıştır. © 4,0 nkaradan 'elefon ve Telgrafla Atatürk, Litvanyayı Tebrik Ettiler Ankara, 21 (AA) — Litvanyanin e bayramı münsaebetile, Relsicüm! tatürk İle Litvanya Relsicümhur ir tona arasında aşağıdaki telgraflsr taati 0- hat “Ekselâne Anastas Smetona, Lt- vanya Reisicümburu, Katnas. Litvanya milli bayramı münasebe- tile, ekselânsınıza en samimi tebrik- lerimi bildirir ve şahsi saadetleri ile Litvanyanın rehafı hakkındaki hara- retli temennilerimin kabulünü rica ederim. 7 K. ATATURK Ekselâns Gazi Kemal Atatürk, Türkiye Reisicümhuru, Ankara Yanidan «ide len istiklâlin yirminci yıldönümü münasebetile tebrikleri ila kit vanyanın ve şahsım hakkında İzher füt- temenmilerden dolayı etli surette teşekkürler Anastas Smetona Dostunu Öldürdü Kendisi de Yaralardı Ankara, 23 (Tan muhabirinden) — Bugün Ankarada bir cinayet oldu. U- mumi bir kadın öldürüldü, katil de ağır yaralandı. Hâdise şudur: Kastamonulu Mehmet oğlu Gazi a- dında birisi, Şükrüntün 7 numaralı u- mumi evine devam etmektedir. Bu ev de Niğdeli Hüseyin kızı Nesibe adın- İda genç bir kadın, Mehmet oğlu Ge- zinin gönlünü çalmıştır. Bu ssbah saat 10 sularında, Meh- met oğlu Gazi yine Nesibenin odası- na çıkmış ve bir müddet oturup ko- nuşmuşlardır, Epeyce bir zaman sön- ra, yukarı odadan feryatlar duyulmı ya başlamış, aşağıda bulunanlar me- rak ve telâyla Nesibenin odasına çık- mışlar, kilitli kapıyı kırarak içeri gir mişlerdir. Odada görülen facin manzarası Şu- dur. Necibe bir köşede ölü olarak yat maktadır. Vücudünde muhtelif bıçak yaraları vardır. Mehmet oğlu Gâzi de bir tarafta ağır yaralı olarak yatmak. ta ve inlemektedir. : Mehmet oğlu Gazi'deri ak li Yapılan tahkikat.heticesinde..,. benin Mehmet oğlu Gazi tararfından öldürüldüğü anlaşılmıştır. Cinayetin sebebi henüz belli değildir. Ziraat Kongresi Ankara 23 (Tan muhabirinden) — Ziraat kongresi hazırlıklarına devam, edilmektedir. Kongrenin tarihi bugün lerde tespit edilecektir. Toprak ka « nunu projesinde bazı noktaların yeni den tespit edilmesine lüzum görül - müş, proje vekâlete gönderilmiştir. Denizbank Umum Müdürü İzmirde Tetkikler Yapacak Ankara, 23 (Tan muhabirinden) — Denizbank umum müdürü Yusuf Zi- ya Öniş bugün 19.50 trenile İzmire gitti. B. Öniş, İzmirde birkaç gün kal İdıktan sonra, İstanbula dönecektir. İzmirde bulunduğu müddet zarfında bazı tetkikler yapacaktır. İZMİRD? zn Seferihisarda Bir Tevkif İzmir, (TAN) — Müfettişlerin tet- kiki neticesinde icraya ait evrak ü- zerine Yüpıştırılması lâzım gelen pul ların Yerinde olmadığı görüldüğü i- çin, Seferihisar mahkeme kâtibi Sıt- kı tevkif edilmiştir. TAKVİM ve HAVA 24 Şubat 1938 RŞEMBE Anday Gün Kasın: 109 Arabi: 1356 Rumi: 1388 Zilhicce: 33 Şubat: 11 Güneş: 6,44 — Öğle İkindi: 16,3 — Akşam: Yatsı: 10,3 — İssâk; 1227 n383 04 YURTTA HAVA VAZİYETİ Yurdun Eze mıntakasında hava farla bu tutlu ve mevzii yaşığlı, diğer mıntakalarda papalı ve yağışlı geçmiş, rüzgür doğu ve Ka Tadenirin çark kıyılarında cenubi istikamet ten orta, diğer mmntakalarda işe yimak esti kametten kuvvetli esmiş. vağıslar #ksvet le kar şeklinde olmuştur Dün, Istanbulda hava sapalı kari ve rüzgârlı geçmiş, rüzgâr şimali şarkiden sa niyede 8—ID metre hizla esmiştir, Saat 14 te baremetre 761,3 milimetre İdi, Hararet çok 6 ve en az 1,2 santigrat olarak kay

Bu sayıdan diğer sayfalar: