24 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

24 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nasıl doğdu? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı ? No. 45 — İKİNCİ KISIM — Yazan : Ziya Şakir Fırkanın Sıklet Merkezi Bir Anda Değişiverdi — Nasıl?.. Bizim işimizi bozmak ister misin?. İşte, neticesi böyle o- lur,. Senin gibi budalalar, külâh kapayım derken, altındaki postu da üste verirler, Bu sana ders olsun. Bir daha, kıvıramıyacağın işe ka- rışma, Diye bağırmıştı. ırkacılık oyunu, bütün gara- betiyle devam ediyordu. Ce reyan eden hallere gülmek mi, yok sa ağlamak mı Jâzım olduğu bir tür lü kestirliemiyordu. Gümüleüneli İsmail Bey, Bursa- dan savuşarak İstanbula gelri gel- mez, doğruca fırka merkezi umu- Mmisine gitmiş; vaziyetten acı bir su Tötte şikâyöt ederek: — Beni Bursaya niçin gönderdi ğiniz anlaşıldı. Evvelâ, başınızdan savmak.. Sonra da şu veyahut bu bahane ile azlederek muhakeme al tina almak... Böylece benim (siya- si şöhretimi) sarsmak için değil mi? Baksanıza benim gözüme siz. Sizin gibi yobazları on defa suya götürür de, susuz getiririm. İşte ben, istifa ediyorum. Memuriyet hayatından çekiliyorum. Ve, tekrar firkacılığa giriyorum. Şimdi gidip, Sadık Bey ile 'birleşeceğim. Onunla, size kar- şı bir cephe teşkil edeceğim. Daya- ” nabilirseniz, aşkolsun. Diye, tehditlere girişmişlerdi. Gümüleüneli İsmail Beyin bu söz feri, fırka merkezinde bir telâş hu- Sule getirmişti. Çünkü; hrehangi bir mücadelede olursa olsun, o mü- —İzle emegı ia m mdemın bniasm mül edilmez derecede bir şerir ve küstah haline geldiği, bilinen haki- katlerdendi. Onun için hocalar zümresi, Gü- mülcüneliyi susturmak için bazı dostlarının tavassutuna müracaat etmişlerdi. Fakat buna bir türlü im kân görememişlerdi. O zaman hü- kümet kuvvetine başvurmak lüzu- mupu hissederek, Gümülcünelinin Bursada bulunduğu esnada gerek bizzat, ve gerek bilvasıta irtikâp et tiği yolsuzlukları ve sulistimalleri ihtiva eden dosyayı ortaya çıkart- tırmışlar.. Mülkiye müfettişlerini tahkikata giriştirmişlerdi. Bu hareket Gümülcüneliyi büs- bütün öfkelendirmişti. Hiddetin- den, küplere bindirmişti. Derhal Sa dık Beye koşarak: — Azizim, Sadık Bey!. Eski dost, düşman olmaz.. Gel, gene el- ele Diye cevap vermiş. elinden tu- tarak sodirin üst köşesine çekilmiş- ti. Gümülcineli ile Sadık Beyin birleşmesi. bir anda fırka dediko- dularinın üstüne geçiyermiş.. Ar- tık o günlerin en hararetli mevzu- — Eh. Artık Sadık Bey, muhak- kak partiyi kazanır. Derlerken, bir kısım fırkacılar — Zavallı Sadık Bey.. işte, asıl $imdi uçuruma sürükleniyor. Diye, teessür göstermişlerdi. Fakat bunların içinde en çok müteessir olan, Şaban Efendi idi. aban Efendi. asağı yukarı fırkacılıktan çekilmek üze Pe idi, Büyük bir sadakat ve sami Miyetle merbut olduğu Sadık Be- Yin, düşüncesizce hareketlerinden vaziyeti bu berkeze getir- dolayı son derece müşte- ki ve müteessirdi. Tevfik Paşa, sulh konferansından döndükten sonra Hattâ bir gün, Sadık Beyle fena halde kavga etmiş; — Sizin yüzünüzden, benim de çekmediğim kalmıyor... Bir zaman lar, nekadar rahattım. İskilibe çe- kilmiştim. Fırkecılığa, o tamamile sırtımı çevirmiştim. Bu - sükünet bana o kadar hoş gelmişti ki; o gü zel memlekete yerleşerek her tür lü gürültülerden ve mücadeleler - den uzak bir hayat geçirmiye ka- Tar vermiştim. Mektuplar yazdınız. Beni getirt- tiniz. Artık herkese kanıp inanmı- yacağınıza yeminler ettiniz. Fa - kat, yine eski huylarınızı terket- mediniz. Diye, aci acı şikâyet eylemişti. Şaban Efendi, artık Sadık Beyi ıslah etmak #miimkiin almadığını görünce, bir tarafa çekilmek mec- buriyetini hissetmişti. Ve hattâ, fırkacılıktan da uzak yaşamak iste- mişti. Padişah Vahdettin bunu haber a- lr almaz Şaban Efendiyi saraya celbetmiş; — Bundan sonra, doğrudan doğ- ruya bana hizmet etsin. Kendisini, (hazinci hassa müfettişi) yaptım. Demişti, Sadık Beyin bu sadık ve samimi müşaviri, o tarihten itibaren eski dostunu, Gümülcineli İsmail Be - yin cereyanina terketmiş; Sadık Bey ile ve bütün fırka arkadaşlari le olan alâkasını ancak resmi ziya- retlere hasreylemişti. ümüleineli, Sadık Beyi mas ke yaparak derhal işe giriş- mişti, Kendisine, en evvel şu tek kini vermişti: — Fırka dahilinde ayrı parti yap maniz, hatadır. Biz, bilâkis fırka- yı benimsemeliyiz. Zorla içlerine girmeliyiz. Ve zorla da onlara mev kilerini terkettirmeliyiz. Demişti. Sadık Bey, derhal bu fikri ka- bul etmişti. Ve eder etmez de, mü- cadelenin şekli büsbütün değişiver- İşte bu sıralarda; Anadoludan i- nen yıldırım, Damat Ferit Paşayı Sadaret sandalyesinden fırlatıp a- tarak sadaret mevkiine, (Ali Rıza Paşa) gelmiş. (Hürriyet ve İtilâf Fırkası) nın da siklet merkezini bir anda değiştirmişti. Ali Rıza Paşa kabinesi, bazı şartlar dahilinde iktidar mevkiine geçmişti. Bu şartların en mühimi (derhal Mebusan Meclisinin toplan ması) idi. Hükümet tarafından, intihap ha- zırlığına başlanması için emir ve - rilmesi, gerek İstanbulda ve gerek Anadoluda, her zümreyi harekete getirmişti. Fakat bu arada en dik- kate şayan olan cihet, İstanbulun vaziyeti idi. (Hürriyet ve İMA? Fırkası), (Da mat Ferit Paşanın hükümeti) gibi bir istinatgâh: kaybeder etmez, müvâzenesini kaybetmişti. Halbu- ki fırkanın bütün gayesi, her ne şe- kilde olursa olsun, memlekette bir (nüfuz ve kudret) elde etmekti... O- nun için fırka; bu intihaba son de- recede ehemmiyet vermiş; elden gi den (hükümet kuvveti) ni, Meclis- te ekseriyet kazanarak (hükümete nâfiz olmak) suretile telâfi etmeyi esas ittihaz eylemişti. Bu hâdise, İstanbulun varlığını sarsan ihtirasın. bir kat daha şid- det kesbetmesine sebebiyet vermiş t. . İlk mücadele, yine Hürriyet ve İ tilâf fırkası erkânı arasında büşgös- termişti, Mustafa Sabri Efendinin Partisi, — Fırkayı, biz temsil ediyoruz. Namzetler, kâmilen bizdeh olmalı- dır... Sadık Bey taraftarları, bizden ayrılmışlardır. Onlara bir tek rey bile vermeyiz. Diyorlardı, (Arkası var) Hekimlere sorarsanız, insanların vasati ömrü gittikçe artıyor, der- ler. Sağlık ilminin, bütün hekimli- Ein, operatörlüğün durmadan iler- lemesi:de bunu İcap ettirir. Zaten böyle olduğunu istatistikler de tas» dik ederler. Avrupanın garbinde, on dokuzuncu asrın ilk yirmi beş yılında insanların vasati ömrü 38 yıl olduğu halde, bir asır sonra, ya- ni 1925 te 54 yıla çıkmıştır. Eski kitaplara İnanan kimseler, istatistiklerin tasdik ettikleri bu ha kikati inkâr etmeseler de, biraz bi- yık altından gülerek, pek eski a- damların şimdikilerden pek çok zi- yade yaşadıklarını iddia ederler. — Meselâ, diye de, ilâve ederler, Adem babamız bin yıl yaşamış, 0- mun oğulları arasında dokuz yüz ya şından önce ölenler müstesnafır. Nuh peygamber de 950 yaşına ka- dar ömür sürmüş... O «ski kitaplar ya pek ziyade mü balâğn etmişlerdi yahut onların yıl ölçüleri şimdi bizim ölçümüz gibi değildi. Çünkü ne kadar eski tarihlere kadar çıkılırsa, insanların o kadar «z yaşadıkları yeni ilim a- raştırmalarından meydana çıkıyor. Geçenlerde Norveçte toplanan, ta rihten önceki zamanlar kongresin- de Vallois adında bir âlim, pek es- ki zamanlarda ölmüş, müstehase ol muş insanların yaşları üzerine ken disinin yaptığı araştırmalarla, ken- disinden önce bu işle uğraşmış olan ların tetkiklerinden çıkan neticele- re göre, bu zamandakilere benzer, mükemmel istatistikler göstermiş, — Mürtehase olmuş insanların nüfus tezkerelerini nereden hul- muşlar da yaşlarını öğrenmişler ? diye sormayınız. Çünkü ölmüş in- sanların yaşları dişlerinden, kemik lerinin yapışmasından, kafa ke- miklerinden kolayca anlaşılır ve bu neticelere, askerlik yaşını mümkün BORSALARDA : Unitürklerin Yükseleceği Zannediliyor Borsada Ünitürk 19.10 liradan mu- ! amele görmektedir. Mübadelesi ya- pılmakta olan Ünitürklerin miktarı uzalmıya başlamıştır. Bundan dola- yı fiyatların yavaş yavaş 19 50 lira- ya kadar yükselmesine ihtimal veri- liyor. Dün Anadolu tahvilleri 41 W- radan. Ergani tahvilleri 98.75 lirs- dan, Sıvas - Erzurum tahvilleri 95 liradan muamele görmüstür Aslar çimentosu tekrar yükselmiş ve 13 li- rada kapanmıştır. Bir sterlin 627 — 630 lira üzerinden alınıp satılmıştır. Londra borsasında bir sterlin 153,35 frank ve 5.00121 dolardır. Günlük Zahire Satışları Dün piyasamıza yalnız iki vagon buğdayla İki vagon arpa getirilmiş. tir. Evvelki günlerde getirilmiş olan buğdaylarla beraber kilosu 5.25 - 6.10 | kuruş arasında on dört vagon yumu- şak buğday ve 1 - 2 cavdarlı Polst- ının ekstra buğdaylarından iki va- son kilosu 8.18 - 6.20 kuruştan Ana- dolu sert buğdaylarından da kilosu 8,15 - 5,20 kuruştan üç vagon satıl- mıştır. Piyasa, evvelki günün ayni- dir. Yulaf Anadolu mal; kilosu 4.20 kuruştan çuvallı olarak 19 bin kilo satılmıştır. Borsamızdan 67 bin kile tiftik, 67 bin kilo yapağı, 400 bin kiloluk büyük bir parti arpa, 125 bin 3 bin kilo iç fındığın ihraç muame- esi yapılmıştır. Me Zi Paris Eorsası Londra 139,00,5, Nevyork 30,78, Berlin 1942,—, Brüksel 519,6, Amsterdam 1721, Roma 161,38, Cenevre 713,—, Lizbon 189.25, Kutşun 163,3,3, Bakır 45,5 — 465. Kalay 190.17, Altın 139.105, Gümüş 20,3, Çinko 14108 Eski Adamların çini çocuğun doğmasından birkaç yıl sonra çıkartılmış nüfus tezkerelerin den ziyade inanılır, İ GUNLUK PİYASA Dün bir kısmı dökme va bir kısmı larak seksen bin kiloluk bir parti arpadan dökmeler 4,08 ve çu- vallılar 4.22 kuruştan ve on bes bin kilo Akşehir 4,32 kuruştan satılmış- sür, . Adapazarı san mısırlarından on beş bin kile çuvalı olarak kilom 4,30 ku- ruştan ve Karabiga sarı mısırlarından da on beş'bin kilo 4,35 kuruştan müğ- teri bulmuştur. Anadolu mahmlü nohutlarından dökme olarak kilosu altı ve çuvallı 0- Tarak 6,50 kurusten ve kalburlanmıs nohutların kilosu 7,15 kuruştan satl- muşta, : Piyasomiza getirilmiş 28 bin kilo fasulye, 14 bin kilo susam. 17 bin kilo zeyünyağı ve bir imiklar dar- dan yalnız darıların kilosu beş ku- ruştan ve evvelki gün gelen mallar- dan oğlok üftüği 130—131, mal tiftik 120—129, iç fındık 34,0 kuruştan ih- racat için satılmıştır. eesereaaeaeeeaasaesameeaeeeeeeseeeeeeee CEMİYETLERDE: Bu Seneki Küçük Sanatlar Sergisi Küçük sanatler erbabı, geçen sene olduğu gibi. bu sene de bir küçük sanatler sergisi açmıya karar ver- miş ve hazırlıklara başlamıştır. Geçen seneki küçük sanatler sergi- sinde malları teşhir edilen küçük sa kilo kuşyemi, 3 bin kilo iç badem ile nayi erbabından hiçbir ücret alın. mamıştı. Bu sene serginin daha bü- yük bir binada yapılması için sanayi erbabından küçük bir Ücret alınma- sı düşünülmektedir. Aile Bütçeleri Anketi İktısat Fakültesi tarafından hazır- Tsnarak sile Sütçeleri snketine mar, bag in Bugün saat 1$ te de yapılacak büyük bir toplantıda an ket işinde vazife alan talebeye. icap eden talimat verilecektir. Bütçeleri tespit edecek 400 kadar aile, esnaf cemiyetleri ve sanayi birliği tarafın- dan temin edilmiştir. Her talebe iki ailenni bütçelerini tespit edecek ve bu ankete mayısın ! sonuna kadar üç ay devam olunacak- tar. Anketin gayesi bilhassa, iktısat ve- kâleti könjüktör servisinin hazırlıya- Birkaç ilim adamının böyle ke- | cağı fiyat cetvelleri (index) için esas mikler üzerinde yaptıkları tetkik- lerin neticelerine göre şimdilik en eski ırk diye tanınmış olan Nean- dertal insanları ve onlardan sonra paleolitik 'nsanlar arasında altmış yaşını geçirmiş bir tane bile yok- tur. Altmış yaşını geçirmiş kemik- ler ancak mezalitik devrinde, o da yalnız yüzde bir buçuk nisbetinde, bulunur, İnsanlar biraz daha ilerleyip te bakır devrine geldikleri zaman ö- mürleri biraz artmış. O devirde alt mış yaşını geçirenlerin sayısı YÜZ” de 7,3 nisbetini buluyor. ra, eski Mısırlılar o me haylice ilerlemiş olduklarından, Ro ma devrindeki Mısırlılar arasında altmış yaşını geçirenler yüzde 13,4 nisbetine çıkmış... Halbuki bu zamanda altmış ya- şına gelmiş adam - genç kızlar ken disini beğenmeseler bile « daha © peyee yaşayabileceğini umar, Za- ten eski adanılarn nit istatistiklerle yenilere ait istatistiklerin mtkaye- sesi bu zamanda altmışından sonra yaşıyan haylice adam kaldığını gös teriyor. Şimdiki Avusturya toprak- larında bakır devrinde yaşıyan in- sanlar arasında altmışından sonra ya kalmış yüzde ancak 13,4 kişi ol- duğu hide 1829 yılında yüzde 21, bir asır sonra 1927 yılında yüzde 47 kişidir. Bu tetkikler, isbat ediyor ki in- sanların rahatim temin eden. öm- rünü uzatan ancak medeniyettir. Son asır içinde medeniyetin terak. kisi ayni topraklarda insan ömrünü iki kat etmiş. Eski insanların bin yıl yaşadık. larını rivayet eden kitaplardan zi- olacaktır. PARALAR Alış Prank Dolar laret 0. lo Belçika Pr, s0— Bi Orahamı 1. 2— İsviçre Fr. 510,— 580,— Lava .— 33 Florin 6— 70 Kron Çek Vv- Bi Silim Avusturya o o 21— 2i— Mark 2— 2 Zoü »— m ÇEKLER Acıliş Parla 24415 Me Nevyark 0.1050 07045 Milano 15185 — 15133 Brüksel 48020 40920 Atina 067460 867460 Cenevre 34278 34175 Sotya 634020 G34020 Amsterdam 14288 14204 Prag 320587 226587 Viyana 42063 42083 Madrit 123910 123010 Berlin 10604 — 1g6sa Varşova 4.1950 1.1950 39008 — 3.0908 108,39 EKONOMİ İÇ TİCARET: Ticaret Eşyası Için Yapılacak Muameleler İç ticaret eşyasının beyanname İle sevkedilmesine lüzum olmadığı yo- lundaki karara rağmen. mali beyan- name istendiği anlaşılmış, gümrük ve inhisarlar vekâleti. bu hususta alâ- kadarlar» bir tamim yapmıştır. Bu tamimde deniyor ki: “Mahreç gümrüklerinin ibraz olu- nan dahili ticaret beyannamesi muh- tevası eşyanın konşimentolarım tet- kik etmesi ve tetkik neticesinde be- yannemede yazılı oşyanın bir şahsa alt olduğu anlaşıldığı takdirde beyan nameyi tescil etmesi. 2 inci madde- sinde de müverrit gümrüklerinin başka başka şahıslara aft eşyanın bir beyannameye dahil olduğunu gördük leri takdirde pul noksanlığı ikmal o- Tunmakla beraber mürsilleri hakkın da gümrük kanununun 109 uncu maddesinin tatbik edileceği yazıl» dır... Tamim şöyle bitmektedir: “Müverrit gümrüklerince bu hu- susta yapılacak işi gelen eşyanın or- dinolarını tetkik ederek bunların bir nama ait olup olmadığım ve beyan- namenin bir vesikaya uyup uymadı. ğını araştırmak ve bu suretle beyan- namede gösterilen teslim yerinin ib- raz olunan ordinoya uyduğu anlaşıl dığı takdirde başka bir muamele ya- pılmaksızın işin neticelendirilmesini temin etmektir... Gümrük Gelirimiz Artıyor Yapılan bir istatistiğe göre, güm- rüklerimizin geliri devamlı olarak artmaktadır. 1937 yılında bu gelir 72447000 lirayı bulmuştur. Bu mik» tar 1929 senesinde 66863000 lira, 1930 da 71015000 lira, 1931 de #7303000, 1932 de 50866000. 1933 te 48104000, 1934 te 50068000. 1935 te 52739000, 1936 da 60686000 lira idi. Son senenin 72447000 irasından 46770000lirası ithalât resmi10377000 lirası istihlâk resmi, 12734000 lirası muamele vergisi, 2476000 lirası sair gelirlerdir. ZİRAAT : Kongrenin 12 Martta Açılması Muhtemel Ankarada toplanacak olan büyük riraat kongresinin 12 martta açıla” cağı haber veriliyor. Kongreye bütün vilâyetlerden alâkalı zevat ile ziraat ve iktısat mütehassusları davet edi- lecektir. İktisat © Vekâleti vilâyetlerden ( istenilen şubat sonuna Okedar gönde- şubat sonuna Okadar gönde- rilmiş (olacaktır. oZirast Vekâle- UW de kendi teşkilâtlarından ma- lâmat toplatmıştır. İstanbul ziraat mektebi muallimlerinden üçü Anka- raya çağırılmıntır. Saheimiz kontrol bürosunca da meyva ihracı ve yumurta. zirani meseeler. ue“ kında bir rapor hazırlanmaktadır. Sanayi birliği idare heyeti, harırla- nan raporları muvafık bulmuştur. mevcut olan raporlar mare ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu Pazartesi: (KADIKÖY - SÜREYYA) Sinemasında: SEFİLLER HALK OPERETİ 25-238 akşamı Şehzadebaşı TURAN TİYATROSUNDA ENAYİLER İstanbul Belediyesi Şehir Tiratrotarı DRAM KISMI iz Saat 20.30'da BİR ADAM YARATMAK OPERET KISMI Saat 20,80 da e 4 perde komedi YENİ NEŞRİYAT: YENİ KÜLTÜR — An- karada (Yeni Kütür du aylık hir terbiye mecmuası çıkmaktadır. Her öğrete menin mutlaka okümüsi lâzım gelen Bu mecmuanın on nüshedan ibaret eler her yallığının abonesi 150 (ükat öğretmenle « re İ20 kuruştur. 1058 sonkânun sayısile üçüncü yılına giren (Yeni Kültür), yeni a- etmektedir. vildanberi

Bu sayıdan diğer sayfalar: