24 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

24 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rar” VAAT Gündelik Gazete TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her şeyde temiz, dürüst samimi olmak, karlin © gazete olmiya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 2400 Kr. | Sene 2500 Kr. M0» 6Ay 1509 » 0» 3.» s0 » —»1>» 0 » Milletlerarası posta itthadına dahil ol- mıyan memleketler için 20, 16, 8, 3,5 U- radır. Abone bedeli peşindir. Adres de- Biştirmek 25 kuruştur. Cevap icin mek- tuplara 10 kurushuk pul Mâvesi lâzımdır. amaaa m m GÜNÜN MESELELERİ | İtalyada Vaziyet (Yazan: M. Zekeriya) İtalya İngiltere ile niçin anlaşmıya çalışıyor ve İngiliz Başvekili niçin bu defa İtalyanın samimi surette anlaş- mak istediğine inanıyor. Çünkü İtalyanın dahili vaziyeti çok fenadır. Habeş macerası İtalyaya milyarla- pa mal olmuştur. İtalya buradan ham madde alacağını ve oradan yapacağı ihracat sayesinde hayli döviz temin edeceğini umuyordu. Halbuki Habe- şiştana yapılan ithalât için İtalya senede 110 milyon liretlik döviz ih- raç etmiye mecbur oluyor. Fazla olarak Habeşistanda sulh te teessüs etmiş değildir. Orada daimi su bulunmaktadır. Ve bu ordunun bü tün yiyeceği, giyeceği ve sairesi ana- vatandan gönderilir. Bu da İtalyaya milyonlarca lirete mal olmaktadır. Habeşistana gönderilen İtalyan mu» hacirleri yerleşememişlerdir. Her ay bunların mühim bir kısmı eski top-| raklarına dönmektedir. İspanya macerası İtalya için daha mesut bir netice vermemiştir. İspan- yaya gönderdiği ordusunu bir tarafa bırakalım, yalnız Francoya börç ola- rak verdiği mühimmat ve silâhların bedeli üç buçuk milyar lireti bulmuş- tur. İtalyan bütçesinin açığı her sene biraz daha kabarmaktadır. Halbuki 1933 bütçesi geçen senekinden 9e 70 fazladır. Döviz kıtlığı hariçten en za- yuri gıda maddelerinin ithaline bile Banmaştar, Bu sebeple İtalyanın İspanyadan çekilmeyi istemesi, İngiltereden bir miktar para bulması zaruret halini al mıştır, İngiliz Başvekili vaziyetin bu hususiyetinden istifade etmeyi dü - şünmektedir. Macaristanda Korku Almanyanın Avusturyaya kabul et tirdiği vaziyet Orta Avrupada akisle- rini derhal göstermiye başladı. Almanya, Avusturyadan sonra Ma- carislana sarkabilir, Macaristan ni- fusunun onda biri Almandır. Naziler | burada geniş teşkilâta maliktirler. Bunların başında Mecser isminde bir Alman nazırı vardır. Bu zat Macar kabinesinde Başvekilin siyasi müşa- viri vaziyetindedir. Fakat ayni zaman da ziraat teşkilâtının başındadır. Al- manya ile yapılan bütün ticareti bu| teşkilât idare eder. Yapılan işten Na- zi teşkilâtı için yüzde iki komisyon ayrılır ve bu komisyonun bir kısmı gifiçilere verilir. Macar köylüsü bu suretle Nazilerin tesiri altında bulu- Bur. Fakat kabinede Başvekil, orman Nazırı ve Harbive Nazırı Nazilerin | Macaristanda iktidar mevkiine gel - mesine muhaliftirler ve bu cereyanın kuvvetlenmesine engel olan onlar - dır. Bu defa Avusturya Nazilerin eline geçince, Macaristanda Naziler faali- yete geçmek istemişlerdir. Hükümet bunun önline geçmek için Nazi parti- sini lâğvetmiye mecbur olmuştur. Macarlar istiklâllerine düşkündür. ler. Tekrar Alman veya Avusturya boyunduruğuna girmek istemezler, Nazi partisini lâğvetmelerinin sebebi de budur. Almanya Macaristanı elde etmek i- çin ona Çekoslovakyadan eski Macar topraklarını vâdedebilir. Böyle bir vait Macarları Almanya tarafına sü- rükliyebilir. Zaten Macaristan bütün zirai istihsalini Almanyaya satar. Bu | #ebeple Almanya onun için en kuv- vetli müşteridir ve Macar köylüsü böyle bir müşteriyi elinden kaçırmak İstemez. Binaenaleyh o Macaristanda Partisinin lâğvedilmesi meseleyi , etmiş sayılamaz. Burada daha bir- çok mühim hâdiseler beklenebilir. SİYASET ALEMİNDE BİR ŞÖHRET Oğl E ci Anlatan : TAN um € M LADY SYBİL EDEN ister Eden iş başmda ve İngiltere Dış Ba- kanlığında bulunduğu müd- detçe bir şöhretti.: İş başından çekilmesi şöhretini bir kat da- ha yükseltti ve İngiltere siya- setinde bir hâdise teşkil etti, Bu vaziyet karşısında onun birkaç sene sonra, yahut daha evvel, yeniden Hariciye Neza- retine değil, daha yüksek bir makama, yani OBaşvekilliğe gelmesi ve İngilterenin tarihin- deki genç Başvekiller arasın- da mevki alması bekleniyor. O halde bu adamın kim olduğu" İ nu tanımak, her halde faydadan uzak değildir. Bu işi başarmak is- tiyen oİngiliz muharriri James Spencer, Londradaki Eden'lerin &- vine gitmiş ve Edenin annesile gö- rüşmüştür. İngiliz muharriri gördüklerini, konuştuklarını şu şekilde anlatı” yor: Mister Anthony Eden'in annesi beyaz saçlı, fakat ihtiyarlığını za- rafet ve güzellik içinde yaşatan yüzü gibi, içi de güzel, dimağı faal bir kadındır, En belli başlı zevk- lerinden biri oğluna alt yazıları ga- zetelerden keserek bir deftere ya- pıştırmaktır. »iyar Bayan Sybil, oğlun dan şöylece bahsetti: “Tahsil sırasında mektepten e ve getirdiği mükâfatlar azdı. Hat- tâ çocukluğu sırasında parlak bir zekâ olduğunu gösterecek bir şey yapamamıştı. Okumaya, yazmaya başladığı günden tarihe merak sar- dırdı ve bu merakı eksilmedi. En belli başlı eğlencesi pul toplamak- tı. Hâlâ da toplar. Ata binmekten boşlanırsa da bu işi babası deroce- sinde ileri götüremedi.,, Edenin babası Sir Villiam Eden, Kraliçe Viktorya devrinin tanın- mış adamlarından biri idi, Seci- yeli, ruhen artist ve kuvvetli bir hatipti. Eden ile üç kardeşini bu adam yetiştirdi. Fakat baba, biraz da huysuz bir adamdı. Bu huysuz- luk, oğluna da geçmiş bulunuyor, O da, korkmadan, yılmadan kendi düşüncesi üzerinde inat eder. Fa- kat Eden, babasının birçok vasıfla- rile sanat sevgisine varis oldu. Re- sim yapmayı çok sever ve boş va- kit bulup çalışsa muhakkak kuv- veteli bir ressam olur. akat Edenin çocukluğunda musikiye karşı gösterdiği hefret, hakikaten dikkate değer bir haldi. Büyük bayan, Edenin bu ha- lini anlatırken, evde musiki mü- #amereleri verildiği zaman onun kitap okuduğunu ve ortalığın sâ- kin olmasını, yani musikinin sus- masını istediğini söylüyor ve şu şe- kilde devam ediyor: “— En belli başlı oyunu asker- Hkti. Küçük kardeşi Nikolas ile baş başa kaldı mı derhal askerlik oyu- nuna başlarlardı. Nikolası hepimiz de seviyorduk. Parlak bir zekâ ola- cağı belli idi. Fakat ne yazık ki, bu çocuk Jutland'da maktul düş- tü. O zaman Eden siperlerde idi. Kardeşinin ölüm haberini aldığı zaman kendini o kadar kaybetmiş- ti ki, siperden fırlamış, siperin ü- zerine çıkmış, ve o da ölmek iste- mişti.,, Lady Eden en büyük oğlu John'u büyük harbin kopmasın - dan ki ay sonra Flanderde kay- betmisti, İki oğlunu harpte kay- beden Lady Eden, hayat kalan oğlunun vasıfların anlatırken onun korkmak nedir bilmez bir adam ol- 'duğunda ısrar ediyor ve onun ço- cukluğundan başlıyarak siyasete merak sardırdığım anjatıyor. Da- ha'on bir yaşında iken her tren se- yahatinde tren bir istasyonda dur- dukça o intihap dalresinin mebus- larını saydığını söylüyor. ady Edenin anlatışma gö- LE re Mister Edenin bir vasfı da ara sıra dalmaktır. Daldığı z8- man tuhaf hâdiselere sebep olur. Meselâ bir defa evden çıkmak üze“ re idi. Şapkasını aramış ve bula- madığı için ahnesine dönerek 80r- muş: — Anneciğim! Şapkam nerede? Üniversitede : Hukukta Doktora İmtihanı Başladı Hukuk Fakültesini bitirerek 934 - 935 yıllarında doktora sınıfının kur- larını takip edenlerin imtihanlarına dün başlanmıştır. Jüri heyeti, profe- sör Şvarts, Hirş ve Honig'den mü- rekkeptir. Doktora imtihanlarına bu- gün de devam edilecektir. Askerlik Dersi Gören Kız Talebelerin Kıyafeti Askerlik dersi gören üniversitedeki kız talebenin. talim £ sırasındaki kıyafetleri hakkında alâkadarlara e- mir gelmiştir. Buna göre, bu yıl için talim kıyafeti yüksek topuklu ayak- kabı giymemek şartile her gün üni- versiteye gelinen kıyafettir. Derste selâm vaziyetine gelince; subay, sını- fa girdiği vakit kız talebe ayağa kalk mak suretile muallimi selâmliyacak tır talim sırasında kız talebenin başın da şapkası bulunup bulunmadığına göre, resmi selâm değişmektedir. Talimler, şapka ile yapıldığı tak - dirde selâm resmi tıpkı askerlerde ol duğu gibi elle yapılacaktır. Başı açık yapılırsa, sübay, esas va- ziyette ve başla selâmlanacaktır. Bu usuller, bugünlerde kız talebeye öğ- retilecektir. İN TARİHÇESİ Eden ve Mussolini (bir foto montaj) Lady Eden, dikkat etmiş ve oğ- lunun iki şapkasını da başına ge- çirmiş olduğu halde şapka aradı- dini görmüş! Eden, İngilterenin en iyi giyi- nen adamlarından biri olmakla meşhurdur. Anası bu bahis üze - rinde şunları söylüyor: “— Fakat oğlum çocukluğu si- rasında iyi giyinmiye ehemmiyet vermezdi, Bugün giyinişine bu de- Tece itina göstermesinin sebebi va #fesi dolayısiledir. Sefirler ve li- nişine ehemmiyet irürlerse ne derler? Fakat oğlumun sevilmesine sebep, tam bir İngiliz centilmeni olması- dır. Bu yüzden o da Peel, Glads- ton, Disraeli ve Austen Chamber- Isin gibi üstüne başına itina eder. Oğlumun Sir Austen Chamber- Iain gibi bir devlet adamını takip etmesi. ivi bir tali idir. Za- fen <ebdisi, işini kolaylaştırmak için bir başkasını takip etmekten ge- ri kalmaz. Mektepte de ağabeyi- si Thomas'ı takip ederdi.,, den, büyük harbe iştirak et- tiği zaman 17 yaşında idi. Daha sonra gösterdiği yararlık do- layısile erkânı harp yüzbaşılığına terfi etmişti. Harpten sonra İran- da petrol arıyan bir heyete refa- kat etmiş ve arkadaşlarına sosis kaynatmakta gösterdiği hünerle ta- nınmıştı. O kadar ki bu sosislerin lezzeti, onun Cenevrede söyledi- ği nutuklar derecesinde şöhret bul- muştu. Lady Eden, harpten sonra oğ- Tunu Oksford'a gitmiye teşvik et- miş, Eden, bu teklifi istemiye is- temiye kabul etmekle baraber an- nesini dinlemiş ve Oksford'da bil- hassa muhtelif lisanlara hâkimi- yet bakımından parlak bir zekâ ol- duğunu göstermişti. Mister Eden tahsilini bu şekil de tamamladıktan sonra sıra mes- lek seçmiye geldi. Anası onun me- selâ hariciyede memur olmasını İs- tiyordu. Fakat Eden, evvelâ City”- de ve borsada çalışmış ve bu işte muvaffak olacağını göstermişti. Çok geçmeden Eden, siyasetle meşgul olarak mebusluk için ça - lışmış, fakat ilk seçim mücadele- sinde mağlâp olmuşsada ikinci hamlede muvaffakıyet kazanmış, ve parlâmentoya girmişti. denin daha sonraki hayatı malümdur. Sir Austen Cbamberlain ile teşriki mesai et- mesi, onun kâtipliğini yapması, ve Ametan © tarafindan © İnlete mil mesi, onun hayatta attığı muvaf- fukıyet: adımlarını çabuklaştırmış ve kabineye girmesine saik olmuş- tur. oİlkönce Mührühas Ona arlığı ve İngilterenin Mik letler £ Cemiyeti O mümessilli- ğini oyapan Mister Eden, Samu- el Hoare'un Habeş meselesi * yü - zünden istifası üzerine İngiltere Ha riciye Nazırlığına gelmiş ve birkaç gün evveline kadar bu vazifeyi yap muştar. Fakat Edenin anası da dikkate değer bir kadındır. “Lady Eden hastanesi,, adıyla tanılan hastane onun yardımile vücude getirilmiş- tir, Kuvvetli kanaatler sahibi olan bu kadın bilhassa riyaya ve çocuk- Jarla hayvanlara eziyete düşman- dir. #MUVAEFFARK X YOLMANIN SIRRI * Nereien Hill adında bir A- merikalı zengin olmanın .Yolunu anlatan bir kitap neşretti. Bu adam birkaç gündenberi bah- setmekte olduğum Karnegie'nin muvaffak olma prensiplerini para kazanmıya tatbik ediyor. Bu adam diyor ki: “Herhangi bir kimse zengin ol mak istiyebilir. Nitekim istiyenler de pek çoktur. Fakat bunların pek azı servet yapmak için muayyen bir plân ve kazanma hırsının ye- gâne yol olduğunu bilir.,, Bu adama göre zengin olmak İ- çin evvelâ zengin olmayı istemek ve zengin olmayı di lâzım» dır. Zenginlik te fakirlik te düşün- cemizin mahsulüdür. Zannedildi - Bi gibi para parayı çekmez. Para için hırsınız olatak, âdeta paraya sahipmişsiniz gibi duyacak, görecek ve inanacaksınız. Bu altın merdi- venden belki de bir iki defa yuvar- Janıp düşeceksiniz. Fakat çıkmak- ta devam eden sonunda kazanır. Dimağınızda kaç para sahibi ol. mak istediğinizi Ukararlaşlırınız. Buna mukabil ne vermiye razı ol duğunuzu tespit ediniz. Bu paraya sahip olmak için bir zaman tayin ediniz. Bu zamana göre bir plân tertip ediniz ve derhal işe başlayı- nız. Kararınızı ve plânınızı bir kâ- ğıda yazınız. Her akşam yatmadan iki defa bu yazıyı okuyunuz. Ve her şeyden evvel hayal ettiğiniz paraya sahip olduğunuzu farzet - melişiniz. Muharrir, vücudümüzü ve me- lekelerimizi bir orduya benzeti - yor. Bu ordunun bir kumandana ihtiyacı vardır. Bu kumandanın emrine vereceğimiz askerler şun- lardır: Maksadımız, tasarruf iti. yadı, nefse itimat, hayal, teşebbüs, ve salim düşünce, heyecan, kendi kendini kontrol, kooperasyon, ve sairedir. Muharririn servet yapmak İsti- yenlere son tavsiyesi şudur: “Hayat bir satranç tahtasına ben nu kaybedebilirsiniz. Karşınızda» ki oyuncu kararsızlığı affetmez.,, NASIL ZENGİN OLUNUR? Bu zatın fikirlerini birkaç keli- me ile hülâsa etmek lâzimgelirse diyebiliriz ki: İnsan kendine güvenir, szim ve irade sahibi olur, kendisine muay- yen bir hedef çizerek yılmaksızın o hedefe doğru giderse muvaffak &a olur, zengin de. Psikoloğ . Meybeliadada Ş. A, Viyanalı bir psikoloğ şöyle bir tecrübe yapmış: Sizin gibi gülme- sini bilmiyen insanlara dalma mü tebessim bulunmayı teklif etmiş. İnsan gülünce veya tebessüm edin- ce hületi ruhiyesi değişiyor. Za - manla tebessüm itiyat halini al yor. Ve evvelce gülmiyen adam dünyanın en neşeli insanı oluyor. Size de bu usulü tavsiye ederim. Her vakit her yerde mütebessim durmuya çalışınız, hattâ yalnız kal dığınız zaman bile. Bunun üzerin- de ısrar ediniz ve bunu bir itiyat haline getirmiye çalışınız, alacağı» Biz vetice sizi memnun edecektir. Psikoloğ 5 . GONUL: 2. İŞLERİ * Evli Kadınlara Evlenecek Kızlara Yedi Nasihatim (Yazan: Gönül Doktorul 1 — Evlilikte neşenin büyük rolü vardır, Evlendikten sonra mesut ol - mak isterseniz neşeli olunuz ve etra- fınıza neşe saçınız. ? — Kocanızı daima alâkadar et « miye çalışınız. Kocanız için hem kas rı, hem ana, hem sevgili, hem de ev sahibi olunuz. Olamazsanız bu rolle- ri oyniyacak başka kadınlar derhal sizin yerinizi alır. 3 — Kocanızı gülerek karşılayınız. Eve gelir gelmez ona olup biten can sıkıcı vakaları saymayınız. O, yorgun argın eve dönünce dinlenmek ister, 4 — Kocanıra başka kadınların gö- rünüşleri, kıyafetleri aleyhinde bu- lunmayınız. Onu © kadını müdafaa mecburiyetinde bırakâbilirsiniz. Bu da sizin kıskançlığınızı artırabilir, Evde kavga dediğin bundan çıkar. 5 — Şişmanlamayınız, ve kıyafeti nizde lâübaliliğe başlamayınız. Er “ kekler evde Allahlık bir kadın gör“ mekten bıkınca hariçte başka kadın aramıya mecbur olur. Her gün temiz ve muntazam giyininiz. Vücndünüze ve sıhhatinize dikkat ediniz. Kendi- nizi kaderin eline bırakmayınız, 6 — Ben kocamı yola getiririm di- ye övünmeyiniz. Kadının en büyük hatası kocasını kendi istediği kalı ba dökmiye çalışmasıdır. Erkek er- kektir. Değişmez. İnsan yirmisinden sonra değişir mi? 7 — Bir defa kocanızı elde ettiniz diye artık kendinizi ona beğendirmi- ye mecbur olmadığınızı sanmayınız, Erkek bahçe gibidir. Mütemadi ihti- mam ve bakım ister. İhmal ettiğiniz gün derhal bozulur ve kaçar, Sevgi- sini idame için dalma kendinizi ona sevdirmiye mecbursunuz. İstanbuldan (Güzel) imzalı okuyu cuya: Badem ki, ilk geçer. Kızın tuti tecrübenizdir; vu söylediğiniz. yol sizinle mesut bir yuva kurmasına mânidir. Bırakınız o yolunda yürü » sün, siz de kendi yolunuza gidiniz. Yollarınız ayr,olduğu için biribirini- ze bir daha tesadüf etmezsiniz. GÖNÜL DOKTORU BAŞMAKALEDEN MABAAT Balkan Konseyinin Arifesinde (Başı 1 incide) le, Romen bünyesinin umumi muka- vemetini yükseltecek, hususi menfa- at yollarını kspayacak ve umumi menfaati hâkim kılacak tedbirler a- lanmıştır. Demir Muhafızlık adı al tında açıkta, güya milliyet namına en ifratlı gidişi istiyen, hakikatte tecrübesiz gençler arasında yabancı bir siyasi dinin misyonerliğini yapa- rak Romen milli ruhunun istiklâlini eritecek yolda çalışan teşkilâtın da- gılması ve reisinin siyasetten çekil miye karar vermesi, Romen bünye- sinde sağlık ve mukavemetin hâkim bir hale geldiğine canlı bir delildir, Ayni dakikada Macar milli bün- yesinde de bir intibah görülmüştür. Harici bir kuvvetin yedeğinde gidişi temsil eden teşkilât takibata uğra- tılmıştır. Milletlerin mukâdderatına hâkim kalmaları bakımından bunu da memnuniyete lâyik bir hâdise di- ye karşılarız. Macarların ruh ve men faatçe Balkanlılara çok yakın bir de- mokrat millet olduğunu hiçbir zaman hatırdan çıkaramayız. B» defaki Balkan konseyinin a- rifesinde, dünyamın umumi siyaset sahnesinde çok mühim hâdi- selor başgöstermiştir. Balkan birliği dünya vaziyetini hep beraber göz- den geçirecek ve hiç şüphe etmiyo- ruz ki, bu defaki toplantı da Balkan milletleri arasındaki tesanüt ve birli. ğin en canlı ve kuvvetli bir şekilde ifadesine vesile k

Bu sayıdan diğer sayfalar: