10 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

10 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— No. 57 (Büyük halâskâr - Mustafa Ke- Mal Paya) (18 - Mart faclası) mı, VE bu faciayı müteakip Damat Fe- İt Paşanın yine hükümet kuvve- tini ele almasını müteakip artık Milletin kendi mukadderatına biz Zat kendisinin sahip olmasına kâ- Baat getirmiş.. Derhal Anadoluda ye İ bir mebus seçimi yaptırarak » İstanbuldan gelen mebusların da İştimakile - Ankarada (Büyük Mil - Meclisi)ni küşat etmişti, bu ; doğrudan doğruya millet- tinin (rüştünü ispat) etmesi de- Mekti, İstanbuldaki (Saray - Babıâli - Pirka), biribirine kenetlenen bu kuvvet, Anadolunun gösterdiği Varlık karşısında, öfkelerinden İdeta çıldırma derecelerine gel - Yine Yıldız sarayında, yine Bal- yalısında, yine fırkanın Merkez klüplerinde müzakereleri- Me Birişmişlerdi. Ve bu üç küvvet, Anadoludaki Türk varlığını par- Salamak için, ayrı ayrı vazifeler te etmişlerdi. (Saray) ile (Babiâli), yollıyarak (Millete hiyanet) İN en bariz eserlerini gösterirken, Müriyet ve İtilâf Fırkasının Ana- bazı mensupları da yer isyanlar çıkarmak için teşeb giri erdi. andırma, Biga, Gönen, ve havalisinde isyanlar çıka- İw$, deruhde eden (Anzavur) Melina müzaheret eden yerlile- *n başlıcaları, Hürriyet ve Itilâf İrkası mensupları idi. Birçok ma- yn vatandaşların, beyhude yere f # İş z i ii E / i in mümessili olan es- ve mebus Omer Fevzi Nuri Aziz Bey ve saire fırkacılar, bir taraftan bainane cinayetlerine < diğer taraftan bir isyan ve ihtilâl için bütün kuvvetlerini ilemişlerdi. Bahkesir mıntaka- zavunrun kanlı saldırış- £ a Z İp 1 haripi - A Mİ dikkete şayan olan cihet Şurasıdır ki, Sadık ile arka- Üdy, Padişah Vahdettin tara- & ga, zi kabul edilerek (za- La 'n6 ile mülâkat şerefi) ni de Boy, “emişlerdi. İsyan ve havalisinde ilk fesat ve tohumlarını serpenler, bu be *li Sadığın yeğeni Faik ile, Küyga emet isminde fırka er- (Boya bir softa bozuntusu idi. da yi Düzce — Hendek — A- Var mirtakalarında pek çok ma çer kanlarının - dökünmesi- Dündar Bolu ve havalisi ku- ına tayin edilerek va- hale ty em arkadaşlarile be- pusuya düşürülen Mah- pr — İKİNCİ KISIM — mut Nedim Bey gibi güzide bir kumandanın, Bolu ve Düzcede de bir çok kıymeti zabitanın şehit edilmelerine sebep olan isyanları idare edenler, doğrudan doğruya Hürriyet ve Itilâf fırkasının Bolu, Düzce, Hendek şubeleri reis ve erkân idi Bilhassa Düzce Hürriyet ve İti- 1âf klübü reisi Abdülvehap ile ar- kadaşlarının tertip ettikleri Isyan çetelerinin, asker karargâhlarına hücum ederek genç zabitleri bo- ğazlamaları,. Türklük ve askerlik şerefini muhafaza etmek için akla hayret verecek derecede kahra- manlık gösteren kumandan yüz- başı Avni Bey ile, nasihat için gel- miş olan Büyük Millet Meclisi a- zalarını birer takrip ile ele geçire- rek bunlara hiç bir vicdanın ka- bul etmiyeceği işkencelerde bulun- maları, tamamile tespit edilmiş 0- lan acı birer hakikattir. H ürriyet ve Itilâf fırkasının asıl maksadı, Damat Ferit Paşanın ve bütün Türk düşman- larının siyasetlerini kolaylaştırmak için; Büyük Millet Meclisinin bur lunduğu (Ankara) şehrini, bir is- yan çemberi ile ihata etmek, ve milli kuvvetleri de isyan ve inhi- lâllere sevkeylemekti. Bunun için de muhtelif vasıtalara müracaat €- dilmiş, her türlü şekillere girişi- mişti. Meselâ, Niğde kaymakamı, biz- zat kendi riyaseti altında (Teali Islâm) isminde bir cemiyet teşkil etmişti... Bu cemiyetin teşekkül hisseylemişlerdi: — Niğde gibi, Anadolunun hüc- ra bir köşesinde teşekkül eden bu (Teolii Islâm) cemiyeti ne iş gö- recek.. acaba Islâmların tealisine ne vasıta ve kuvvetle hizmet ey- liyecek?.. Halbuki bu parlak isim, adi bir maskeden başka bir şey değildi. Çünkü, bu cemiyeti teşkil eden ve başına geçen Nedim Bey, Hür- riyet ve İulâf fırkasının yaranın- dan ve yardakçılarından olduğu gibi, cemiyeti teşkil edenler de, yi- ne Hürriyet ve İtilâf fırkasının Gihvan) ve efradından başka kim- seler değildi... Nitekim, böyle par- lak ve tumtıraklı bir isim altında teşekkül eden bu cemiyet, birkaç gün zarfında bütün maksat ve ma- hiyetini ortaya döküvermiş. bir gece memleketin — ileri gelenleri, cemiyet merkezi ittihaz edilen bi- nava davet edilerek kendilerine: — Cemiyetimizin gayesi, şudur.. padişahtan başka kuvvet tanıma- mak.. (Kuvayi milliye) yi dağıt mak için malımızla canımızla ça- aşmak. bu uğurda, ber türlü fe dakiârlığı ihtiyar edeceğimize da- ir, biribirimize ahdüpeymanda bu- lunmak,. Haydi bakalım; siz de bi- zim gibi yemin ediniz. denilmişti, âli istiklâllerinin meftunu olan hamiyetli Niğdeliler bu teklifi şiddetle reddetmişler; meseleyi derhal icap edenlere ha- ber vermişlerdi... Netice, malüm. (Tealii Islâm) Oomeselesi altında Türk milletine suikast yapmak İs- tiyen bu haris fırkacılar, kâmi- len tevkif edilmişler; lâyık olduk- ları cezayı çekmişlerdi. (Zile) isyanı da yine Hürriyet ve Itilâf ofırkasına mensup olan şahsiyetlerin ihdas ettikleri kan- hı bir facla idi. Bir zamanlar, It tihatçıların aralarına karışan; fa- kat bunlardan yüz bulamayınca — bir çok emsalleri gibi — Jtti- hatçilara düşman kesilerek Hürri- yet ve Ttilâf fırkasına koşan (Pos- tacı Nâzım) isminde o haris bir genç; bu fırkaya ve bu fırka do- layısile de Damat Ferit Paşaya ve Rİ e, Nasıl doğdu 7- Nasıl yaşadı? - Nasıl battı ? Yazan : Ziya Şakir Fesat Tohumu Saçma İçin Çirkin Teşebbüsler pabilmek için bir iş yapmak iste- mişti. Çerkes Kara Mustafa ismin- de bir eşkiya sergerdesi ile birleş- mişti, Fara Mustafa; otuz beş kırk kişilik bir çetenin başında idi. Köy- Tüleri soymak, yollarda pusu tut- mak ona pek az kârlı bir iş geldi- Hi için, postacı Nözmin parlak vaatlerine kapılmış; senelerden- beri içinde yuvarlandığı şakavet vadisini, derhal siyaset sahnesine tebdil etmişti. Kendilerine, (Halife ordusu) na- mı veren bu serseri ve eşkiyalar, ilk defa olarak Sıvasın Yenihan ka- zasına İibi (Kaman) köyünde is- yan bayrağını açmışlardı. Ve ilk iş olarak ta (Çamlıbel de bulu- nan asker karskolunu basarak — millet ve memleketin müdafaa vazifesini deruhde etmiş olan bu — askerleri, (esir) almışlardı. Bu muvaffakıyetten sermesi 0- lan asiler, artık kendilerini haki- ki bir ordunun başında zânnetmiş- ler; Zile kasabasını basacak dere- cede cüret göstermişlerdi. Ziledeki Hürriyet ve Itilâf fir- kası mensupları, bunları büyük bir hararetle karşılamışlar; ve yar - dımlarda bulunmuşlardı... Bunlar, oradaki halkı ve askeri, kendi is- yan bayraklarının altına alarek (Ankaraya) sürüklemek istemiş - lerdi. Güya, oradaki Müllet Mecli- si erkânını imha ederek padişaha karşı (ubudiyet vazifesi) ni ifa edeceklerdi. Fakat, asker ile Zile- İllerin hamiyetli zümresi, bu müf- sidane teklife Karşı derhal Zile ka- DIŞ TİCARET: Birinci Kânun İhracatımızda Fazlalık Var Yurdumuza birincikânun 937 ba- şından sonuna kadar bir ay içinde 34, milyon 502 bin küsur kilo ağırlığında ve 9 milyon 367 bin küsur lira kıy- metinde muhtelif maddeler ithal edil miştir Ayni müddet içinde yurdumuz dan 93,536,067 kilo ağırlığında ve 13,453,970 lira kiymetinde Türk ma- a ihraç olunmuştur. İthalât ve ihra- cat arasında ihracat lehine olarak 4.091.794 lira bir fazlalık olmuştur. En yüksek kıymette ihraç olunan mallarımız sırasile kuru üzüm 821 bin 435 lira, çavdar, kuşyemi, darı 788,145 lira, arpa 442,087 lira, muh-| telif yaş deriler 390.285 lira, kuru sebzeler 387,087 lira, krom maden cevheri 318.289 liradır. En az ihraç edilmiş olan 6 liralık peynirle 51 lira kiymetinde tereyağıdır. İthal olunan maddeler arasında en fazlası sırasile 802,487 liralık boyalı ham mensucat, 540,048 liralık merserize mensucat ve pamuk ipliği, 425,264 liralık muh- telif makineler, 4181520 liralık men- sucut makineleridir. Sellüloz İthalâtımız Yurdumuzun ihtiyacı olan sellülo- zun ithali için Türkiye - Estonya ara- sında yapılnış ticaret anlaşmasının iki numaralı listesine senelik bin ton selülozun C 323 pozisyonuna ilâvesi suretile memleketimize girmesi ka- bul edilmiştir. Gümrük Gelirinde Artış bat ayı içindeki varidat,A,620,000 1i- ra olarak tesbit olunmuştur. Bunun 3 milyon 93 bini gümrük resmidir. Bir evvelki sene ayni ayın varldatı 3 milyon lira olduğuna göre bu seneki varidat bir buçuk milyon Çok Üşüyenler Kış mevsimi sonuna yaklaştığı halde, bu yıl soğukların hem faz- laca, hem de daha sürekli olmasın dan dolayı belki biraz da korku- dan, fakat en ziyade gerçek sebep lerle çok üşüyenler hâlâ görülü - yor. Güneşin bize sabahtan akşa- ma kadar görünmek lütfunda bu- Tunduğu günlerde bile, başları açık gezenlerden daha ziyade kalın pal tolarının içinde boyun atkılarıma sımsıkı sarılanlara tesadüf edili - yor. Çok ve çabuk üşümeyi, eskiden, annelerin çocuklarına (verdikleri yanlış bir âdete atfederek, insan çocukluğunda çok giymiye alıştı. rılırsa büyüdüğü vakit te çok giy- mek ister ve çok üşür, derlerdi. Şimdi bayanlar epeyee yıllardan- beri kendileri çok ve kalın giyme- yi sevmediklerinden çocuklarını fazla giydiren anneler de çok bulun muyor. Onun için, çok giymiye sebep olan çok üşümenin sebeplerini a- ramak daha doğru olur. Bir kere, çocuklar, vücutlarının sathı büyüklerinkine nispetle da- ha geniş olduğundan ve daha çok kalöri kaybettiklerinden büyükle- re nispetle daha çok üşürler. Son- ra, karnı aç olanlar da karnı tok olanlardan daha ziyade üşürler; bu da insanı ssıtmıya yarıyan ka- İörileri verecek gıdanın eksikli « Zinden ileri gelir. Fakat bunlar tabii sebeplerdir. O sebeplerin bi- rinden gelen üşümiye karşı çocu- ğu fazlaca giydirmek, ötekine kar şı da karnını doyurmaktır. Çok üşitmenin, bu sefer medeni diyebileceğiz mi, bir sebebi de kalöri ferli bir apartımanda, daima ayni padişaha yaranarak bir külâh ka- | hararet derecesinde oturmaktır. Ayni hararet dercesinde kalmak vücudümüzde soğuğa karşı iş gö- ren mukavemet cihazına tembel - lik verir, insan soğuğa karşı ge - lince dayanamaz, çok ve çabuk ö- şür. Evde çok oturmanın ve hare- ketsiz kalmanın da çok üşümiye sebep olduğunu bilirsiniz. Şişmanların derileri altında ka- nca yağ tabakası bulunmasından dolayı zayıflardan daha az üşüdük leri sanılır, Halbuki | şişmanların arasında da çok üşüyenler ve çok giyinenler haylıca vardır. Buda şişmanların pek çoğunda karaciğe- rin yorgun olmasından ileri gelir. Çok üşümenin büyük bir sebe- bi de o tiroit guddesinin yolunda iş lememesidir. Tiroit giddeleri yolun da işlemiyenler, derilerinin renksiz. ve soğuk, ellerinin ve ayaklarının morumtrak, ciltlerinin çok defa ku ru, saçlarının az, kaşlarının şakak larına doğru az, iştahlarının az ol- masından, dişlerinin çabuk dökül mesinden, uykuyu fazla sevmele- rinden kendilerini | tanıyabilirler. Bu saydığım alâmetler tiroit gud- desi yolunda işlemiyenlerin hepsin de tekmil bulunmaz, fakat çok tişü- mek o guddenin yolunda işlememe sinin belli başlı alâmetidir ve öte- ki alâmetlerden bir ikisi bulunun- ca çok üşümek te birlikte bulunur. Damarlarındaki tansiyon az © « Janlarla, akciğerlerini tam işlete - rek iyi teneffüs edemiyenler de çok üşürler. Çok üşümiye karşı ilk tedbir şüphesiz çokça giymektir. Isındık- tan sonra çok üşümenin sebebi araş tırılır ve ona göre karaciğerin yor gunluğu, yahut tiroit guddesinin kâ io işlememesi tedavi etti- İstanbul gümrüklerinin geçen Şu-| .... GUNLUK PİYASA Ziriat Bankası buğdaylarından d0- kuz bin kilo yumuşek 5-6 çavdarlı olarak kilesi 528 kuruşlar ve ayni miktarda 7-8 çardarlı sert buğday 5,20 kuruştan satılmıştır. * Çuvallı olarak Bandırma teslimi yirmi dört bin kilo arpa 4,18-4,19 ku- ruştan, on bin kilo da Karabiga mah #ob çuvallı olarak 4,20 kuruştan #hra- cat için satılmıştır. . Bandırma mıntakası mallarından dökme altmış bin kiloluk bir parti yu laf Bandırma teslimi kilosu 4,19 ku- ruştan verilmiştir. ». Tekirdağın kuşyemlerinden çuvallı olarak yirmi iki bin kiloluk bir part #0p kilosu 7,25 kuruştan, Bandırma smallarından 18 bin kiloluk nohut dök me olarak fop 6,18 kuruştan müşteri bulmuştur. BORSALARDA : Dişçilere İhtiyaca Göre, Altın Verilecek Altın alım ve satımı, hükümetin kararile İş, Ziraat, Osmanlı, Türk Ti- caret ve Emlâk Eytam Barıkalarına verildiği için, dişçiler, kuyumcular, antikacılar ihtiyaçları olan altını ne suretle tedarik edebileceklerini Ma- Hiye Vekâletine müracaat ederek sor- muşlardır. Maliyece, yalnız dişçilere altın ve- rilmesi kabul edilmiş ve defterlerile hüviyetleri kambiyo murakabe mü- 'dürlüğünce tasdik edilmiş olanlara 5 banka tarafından altın verilmiye baş- lanmıştır, Altın istiyen dişçilerin miktarı 203 tür. Altın fiyatı da arz ve talep kaldesine ve bankalarca ma lüm fiyata göredir. Dişçilerden başka şimdilik hiç kimseye bankalar altın satamazlar. Kambiyo murakabe mü- DIS HABERLER: İsveçte Odundan Petrol Çıkarılıyor İsveçli iki kimya mühendisinin o- dundan petrol çıkarılması için keştet- tikleri usul, İsveç fen akademisince muvafık görülmüştür. Bu maksatla, İsveçle iki fabrika kurulmaktadır. Yapılan tecrübelere göre, ağaçların ;gövdesinden, dallarından, kabukla - rından, köklerinden taktir suretile yüzde 33 petrol çıkarılabilecektir. İs- dan çıkarılan katranlardan da pet- rol istihsali mümkün olmaktadır. İki kimyagerin bu yeni buluşu fen âle- minde büyük bir alâka uyandırmış- —— —— İHRACAT: Buğday Raporu Buğday ihracının kontrol ve mu- rakabesi için hazırlanan nizamname etrafında yapılan görüşmelere ait tak rirler ve mütalealar tesbit edilmişti, Dün Ticâret odası umumi kâtibi Ce- vat Düzenli, zahire borsası umumi kâtibi Akif, tetkikat şubesi müdürü Tevfik bir toplantı yaparak verilen kararlara göre Vekâlete gönderilecek raporu hazırlamışlardır. Rapor, bir iki güne kadar Ankaraya gönderile- cektir. dürlüğü, müracaat sahibi 109 kuyam cu ve antikacıyı dinliyerek vaziyeti Maliye Vekâletine bildirmiştir. Kam- biyo murakabe müdürü B. Salih, Ve- kâletin daveti üzerine dün akşam An karaya gitmiştir. Ziynet altınları da bankalarca alı nıp satılmaktadır. Ziynet altınının mkitarı az olduğundan darphane, yeniden ziynet altını basacaktır. Dar pane müdürü Fuat, bu işi görüşmek üzere dün akşam Ankaraya gitmiştir, Likidasyon Yapıldı Dün borsada çok az muamele ol- muştur. Borsanın Ankaraya nakli ka rarı üzerine dün son defa olarak bor- ” İsanın likidasyonu yapılmıştır. Bugün den itibaren şehrimizde hava üzeri- ne alışveriş yapılamıyacaktır. Evvek ce yapılmış olan bu gibi işlerin de martın 23 üncü akşamına kadar mut luka tasfiyesi lâzımgelmektedir. Dün Ünitürk Paris borsasında 376 frank- tan satılmıştır. Borsamızda ise 19,30 liradan az iş olmuştur.Anadolu tahvil leri 41,20, Mümessiller 40,30, Aslan çimentosu biraz yükselerek 13,20 lira dan satılmıştır. Bomonti hisseleri bi roz yükselerek sekiz lira olmuştur. Tramvay hisseleri 11,50, eski Terkos 690, eski Telefon hisseleri 8,5 lire- dir. Gayri mübadil bonoları 23 lira dadır. Bir sterlin 629/75 kuruştur. Londra borsasında bir sterlin karşı- lığı 5.0137 dolardır. Frank, Boyuna Düşüyor Frank düşmekte devam ediyor. Londra borsasının verdiği haberlere göre, dün sabah bir sterlin 157,18 frank ve akşam kapanışta 157,03 fran ga satılmıştır. Arada 15 santimlik bir salâh varsa da bunun geçici olduğu söylenmektedir. Bir hafta içindeki düşüklük üç franktan biraz fazladır. Ankaraya Nakil Hazırlığı Borsa komiserliği. Ankaraya nakil hazırlıklarını bitirmiştir. Ayın yirmi beşine kadar bütün işler bitirilecek, evrak, devfterler ve dosyalar naklo- lunacaktır, Borsa komiseri B. İhsan Rifat Osmanlı Bankasi komiseri de bulunduğu için bu vazifenin icabı 0- larak her ay kısa bir zaman için şeh- çektir. Dünkü Zahire Satışı Dün piyasamıza altı vgaon buğday gelmiştir. Ziraat bankası namına da sekiz vagon buğday ile bir vagon ya- pağı getirilmiştir. Dünkü buğday sa- taşlarının yekünu yedi vagondur. Yu muşaklar 5,28 - 5,31, sertler 7 - 8 çav- darlı olarak 5,20 kuruştan verilmiş- tir. Piyasa gevşek olarak devam et- miştir. Sarı mısır 4,35 - 5 kuruştur. — — —— Tiftik İhracatımız Tiftik ihracatının artırılması ve cinslerinin muayyen tiplerde dış pi- yasalarda revacını artırmak için tif- tiklerin standardize edilmesi için ya- pılan teklifler alâkalılar tarafından muvafık görülmektedir. Bu mesele- nin büyük ziraat kongresinde mevzu bahis edilmesi muhtemeldir. BALIKESİRD Fakirlere Yardımlar Balıkesir, (TAN) — Kızılay Cemi- yeti Balıkesir merkezi, her yıl oldu- ğu gibi, bu sene de kış mevsiminde muhtaç ailelere kömür dağıtmak su retiyle yardımlarda bulunmuştur. Kı zılay Cemiyeti son defa, 50 muhtaç

Bu sayıdan diğer sayfalar: