18 Eylül 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

18 Eylül 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ez 18:1909 18 Eylül 1939 TAN ABONE Türkiye BEDELİ Ecnebi 1400 Kr. © 1 Sere 8 Ay say Tay 2000 Kr. 1800 * .. ” se * itihadına dahil Için «bone det sırasiyle 30, 16, © Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi Yâzımdır. Asker Gözü İle Cephelerdeki Son Vaziyet Yazan: Celâl DİNÇER on yazımın intişar tarihi o- lan 12 eylüldenberi ancak 6 gün geçmiş olmasına rağmen - Garp cephesi müstesna - aökeri ve siyasi hâdiselerde büytik inkişaflar oldu. ŞARK CEPHESİNDE: Alman zırh- li tümenleri cephenin şimal ve ce- nup cenahlarından Leh ordusu bü- yük kısmı gerisine düşmek üzere yaptıkları hareketleri oldukç lettiler. Bilhassa şimalde Bi üzerinden Brestlitovsk istikametin. deki ilerleyiş Leh ordusunun Vistül nehri gerisinde yapmak istiyeceği| müdafaayı arkadan düşürmek mak“ sadını istihdaf ediyor. Cenuptan Lvov (Lemberg) umumi istikametin. de yayilan kuşatma da bu maksadı haafack mahiyettedir. Eğer Leh ofdusu büyük kısmı, bir taral- fan Nüref ve Vistül nehirleri geri- sne çekilerek bu nehirler gerisinde toplanıp müdafaaya hazırlanırken di ğer taraftan da şimal, tenuptan sark- makta olan Alman kuşatma kolla nna üstün kuvvetlerle taarruz ede- bilseydi çok yerinde hareket etmiş olurdu. Maamafih, Rusyanın da bir kısım Polonya arazisini işgale başla- ması münasebetile aşağıda izah ede- eeğimiz veçhile, Leh kuvvetleri bu- Alman kuşatma kollarına irmede "taarruza mecbur- GARP CEPHESİNDE: Fransız o?- dusu metodik hir tarda ve teenni ile Zigfrid mevzilerinin ileri aksa- mına karşı el peşrevleri yapmakta berdevamdır, Bu teenni, eğer İngi. liz - Fransız kuvvetlerinin birleşme- sinden sonra büyük bir taarruz yap- mak üzere şimdilik Garp cephesin- de hir takım Alman kuvvetlerini tes. bit etmek maksadından başka bir de bazı siyasi sebeplere istinat etmi- yorsa, kolayca kabili izah görünme: mektedir, LEH - SOVYET CEPHESE Av rupada üçüncü ve Lehistanda ikin- ci bir harp cephesi daha meydana çıktı; Leh - Sovyet cepbesi. Alınan haberler Sovyet kuyvetlerinin Leh Sovyet hududu boyunca, Muhtelif mıntakalardan, bir kısım Polonya razisini işgale başladıklarını bildi yor. Esasen yalnız Alman ordusu ile başa çıkmakta zorluk çeken Polonya ordusu için bu vaziyet — bittabi çok gayri müsaittir, Şimdi artık Naref ve Vistül veya Bug nehirleri gerilerine çekilerek Almanlara karşı yeni bi müdafaa cephesi tutmak meselesi de suya düşmüştür. Çünkü bu takdirde tün cephesi boyunca, Sovytt ordusu- nun da taarruzuna maruz kalacaktı Binaenaleyh artık Leh ordusu yapılacak bir tek hattı hareket var - dır, O da bütün kuvvetleriyle Roman ya üzerine çekilmektir, Fakat Al - an kuşatma kolları ve bilhassa ce-) nupta Lvov (Lemberg) mıntakasın- | da harekât yapan zırhlı tümenler bu) hareketi büyük mıkyasta gücleştire- ceklerdir. Leh ordusu bütün cephesi le geriye çekilirken, “neyi kurtarabi- lirsem kârdır” diyerek bütün bu ku. şatma kollarıma üstün kuvvetlerle ta- arruz etmekle ve onları hiç olmazsa tevkife; cenuptakileri ise geriye at - a mechurdur. Aksi halde ul boyunda bulunan Leh kuvvetleri ce- nubu garbiden ilerliyen Alman ku. İ si vardır. TAN. Bu yazı, Almanların garp Kududu boyunca inşa ettikleri Zigfrit Kattı hakkındaki kanaatleri hulâsa ediyor ve bu seddi aşmanın Kolay. olmasa bile, mümkün olabileceğini ortaya koyuyor. Garp Seddi Nasıl Yarılabilir? Zigtrit JA maüiyanin Fransa, Lük- semburg ve Belçika hu- ? dudu üzerinde inşa ettiği mü- dafaa hattına Zigfrid httı, yahut “grp seddi” deniliyor. Almanlar, bu hattın yarılmaz, aşılmaz ve sarsılmaz olduğunu, hiç bir taarruzun bu hat üzerinde *e- sir etmiyeceğini ( söylüyorlar ve bununla iftihar ediyorlar. . Fakat bu iddiaların hedefi, yalnız propa. ganda yaparak hattın — civarında yaşayan ahaliyi tatmin etmek, ya- hut umumiyetle Almanlarin, garp tarafından bir taarruz beki rine imkân bulunmadığını anlat - mak'değildir. Meselenin birde teknik cephe- Çünkü garp seddinin kendine mahsus teşkilâtı, pasif ve aktif müdafaaları vardır. Gerçi bü- tün bunlara ait esaslar ve tafsilât son derece mektum tutulmaktadır, fakat yapılan bazı neşriyat vaziye. ti az çok aydınlatmağa yardım et- mektedir. Nitekim geçen ağustosun 22 sin. de Alman gazetelerinden Frank » furter Zeitung yazdığı uzun bir ma- kale ile bu hattan bahsetmiş ve o. nu İngilterenin ilk müdafaa hatti olan deniz kuvvetiyle o mukayese etmişti, ele Iman gazetesinin bu yazısın- dan anlaşıldığına göre, Zig- irit hattı, çelik kubbeli, betondan yapılma-bir seri “-istihkâmlerlun müteşekkildir. Bu kubbelerin her birinden a: Hat, tek değildir. Bilâkis, tn dit hatlardan © müteşekkildir. Ve her bir hat önündeki hattın gedik- lerini kapamakta ve önündeki hat- tı takviye etmektedir. Bu birbirini takviye birbirinden kuvvetli o mevkilerin her biri, her tarafa, cepahlara, ve arka taraflara da ateş edebilmekte ve hattı yarmağu teşebbüs eden pi. yade kuvvetlerine de (karşı gel - mektedir. Hat baştan başa tanklara ku - rulmuş tuzaklarla, ve anfitank top. “larla doludur Ve hasım hattın han. gi İnrafına dayanacak (olursa, kendini derhal ateş içinde bulur, Alman gazetesi bütün bunları anlattıktan sonra şu satırları ilâve ediyor: eden ve “İnsanlar değil, beton ve çelik garp cephesini müdafaa edecektir. Burada muhkem sığınaklar çoğal - | dıkça, kullanılacak askerler o nis. bette azalacak ve bu yüzden ihti - yat kuvvetler için hissolunacak ih- tiyaç azalacaktır. Onun için garp cephesine taarruz edilmesine rağ» mn sında yapılacak toplanışla beraber başlamak vePerzemişel şarkı mihver olmak üzere, Lvov şarkından cenu- ba doğru yapılmak iktiza eder, Leh ordusü ayni zamanda Sovyet ordu. sunun harekâtını da tevkif etmek ü- zere ve bilhassalvbgküj eföp mmz zere bütün şark cephesinde ve bil- hassa Dubno » Tarnopol hattına kar Şi da emniyet kuvvetleri terketmiş ve lüzumunda bazı mıntakalarda mukabil taarruzlarla Sovyet ordu. sunun şarktan o çevirezeği çemberi kırmak üzere enerjik harekete mec- burdur, Bir ordunun bu kadar gayri mü- sait şartlar altında muharebeye mec bur oluşu tarihte nadirdir. Bilhassa ki, Romnyanın bitara! miş olması, bu memlekete geçebile- ün de silâh. larından tecrit edileceğine şüphe bi- rakmamakiadır. Müstakil Lehistan, şatma kollarile şarktan Dubno - 'Ta: nopol hattına karşı ilerliyecek Sov- yet kuvvetleri arasında kâmilen esir slabilirler. Bu çekiliş, Brestlitovsk mıntaka- maatteessüf ve uncak 1939 büyük harbinin neticesinde tekrar değabil- mek ihtimalile artık yıkılmaktağdır. Kahramanca çarpışmasını bilen bir millet icin hazin âkıbet, İN Zigfrit ve Majino hatlarının vaziyetini ve halen askeri harekâta sahne olan sahayı gösterir harita men, Alman ordusunun kitleleri, diğer cephelerde kullanılarak has- mı ezecektir.,, * sedleri hakkındaki © kanaatleri bu merkezde olduğu halde hâsımları- nın kanaati bu merkezde değildir. İngiliz mubarriri Tom .Wintes * manların, garptek! ringram buna mukabil diyor ki: “Bütün isfihkâmları idere ede- cek ve burada dövüşecek olanlar, insanlardır. Beton ve çelik ancak onlari himayeye yarar. Makineli töfekler ve ant t Yattın müdâfaasını takviye eder ve bun. larr eni tehlikeli hale koyar. Fekat buns rağmen, bütün bü vastiaları KANSERLİLERE YEMEK... B u çetin meseleyi de yine İzmir den bir kuyucumuz Ba. Mual. lâ soruyor. Bu bayanın göğsünde kanser varmış. Hekimler ameliyat yaptırtmasını söylemişler ama, he- nüz buna karar verememiş. ler ameliyat yaptırtmasını söyle » yince henüz karar vermemek, bek- lemek büyük bir yanlışlık olur. A- meliyat ne kadar erken Yapılırsa o kadar iyi. Bu zamanda, operatör- lüğün bu kadar ilerlemesi saye. sinde, ameliyat da artık korku ve- recek bir şey değildir... Fakat her- kes, tabii kendine hâkimdir. Mâ. nasız bir korku ile hastalığının i- lerlemesini İsterse kim ne diyebi- Tir? Bu sayın okuyucumuzun & duğu şey de, doğrusu, - şimdilik kendisinden ziyade ameliyat yapı. lamıyacak kanserlilerin işine ya » rar. Ameliyat yapılamayacak bir kanserli hastalığının ilerlememesi için ne yemesi iyi olacağını sora « bilir. Ameliyat yapılabilecek olan ameliyattan sonra hastalığın tek - rar gelmemesi için bundan istifa. de eder.. Kanser zayıflatıcı ve eritici bir hastalıktır. Onun İçin kanserlinin çok: yemesi iyi olduğu ilk hatıra gelen şeydir. Fakat çok yemenin kanseri dah; buk ilerlettiği hem insanlar üzerinde görgülerle hem liboratuvar tecrübeleriyle sabit - tir. Onun için mutedil yemek da- ha Ihtiyatlı olur. Ne yenilirse çok sıcak yemek İyi olur. Çok sıcak yemeklerin kan- “(gi serin ilerlemesine mâni olduğu yi. ne görgülerle anlaşılmıştır. Çok s1. cak yemek iyi de pişmiş olur. Et yemekleri kanserlilere do - kunmaz. Sığır eti, koyun eti, daha isi ısgara, kebap ve külbastı. En yeni lâboratuvar tecrübelerinden elde edilen neticelere göre et ye- mekleri kanserin ilerlemesine mâ. ni olur. Yağlı yemekler hakkında ihti. lâf varsa da, bunların kanserlilere faydasını söyleyenler daha çok - tur. Tereyağı, zeytinyağı, hatti münüzde kış var, yemek O değilse ilâç olarak biraz balıkyağı... Bey- ni tavsiye edenler çoktur. Yalnız şeker üzerine ihtilâf cid. didir. Vaktiyle kanserlilere şeke - rin pek iyi olduğunu iddia eder - lerdi ve, delil olarak, şekerli has- talar arasında kansere tutulanlar az olduğunu güsterirlerdi. Bir za. maudanberi, şekerin kansere za- rarlı olduğunu söyleyenler, hattâ kanserin sebeplerinden biri de çok şeker yemek olduğunu haber ve - renler gittikçe çoğalmaktadır. Bir. birine zıt bu Iki fikir arasında iyi- si, ağzının tadını bozmamak üze - re az şeker yemektir. Kanserde vitamin işi, şimdilik, biraz karışıktır. Bunlardan bazı » ları kanserliye zararlı, bazıları fay. daldır. Yeşilliklerden pek az yeme- i, karmıbaharla ıspanaktan ve şa). gamdan büsbütün vaz geçmelidir. Tur, çok da olsa, (o kanserliye faydalıdır. Soğanla, sarmisağın, hardalın ve kekik otu ile pırasanın kanseri yavaşlatmak için faydaları da lâ - boratuvar tecrübeleriyle meyda » na çıkmıştır. insanlar idare edeceklerdir Ve bu bakımdan insanlar, hiç vasıtalar derecesinde ehemmiyet » lidirler, Almanlar sz asker, a7 kuvveti ile garp cephesinde daya” nabileceklerini söylüyor ve Fran- sızların bu hatta karşı bir Şi pamıyacaklarını, çünkü (| Frans topçularının çok küçük olan he - deflere isabette bulunamıyacak - | larını anlatıyorlar ve bu (o küçük sığınakların, çok az adamla idare 1 izah ediyorlar, tem gayet mükemmel o- labilir. Nitekim İspanya — dehili harbine iştirak edenler bu siste: mükemmel olduğunu anlamışlar - dır. Fakat bu sistemin de kendine mahsus tasavv: Çün - kü bu birbirinden ayrı küçük mev- kileri, beslemek ve bural lışanları değiştirmek çok Ve burada çalışanlar ya ac, mühimmatsız kalıyorlar. Çi Küçük yerlerde uzun müdâ yet edecek mühimmat vey depo edilememektedir. B w da mühim bir askgri meso- le teşkil eder. Yân! karşı ta. Tafın vazifesi de bu mevkileri, bun- ların etrafını ateş altında tutarak mühimmat ve erzak (almalarına mâni olmaktır. Bunu yapmak, her helde kolsy değildir. Fak: kündür ve Almanların garpte du- varı bu usul dairesinde yarılacak- tr. m.azsa, yat rı vardır raim- bundan ibaret değildir. Almanla »- rın müstahkem noktaları, zabitle. 1 üçer beşer gruplardan müteşekkil olduğu için burularda- ki askerler kendilerine güvenen ve İnisyetiv sahibi olmak mecburiye. | tindedir. Yâni bunlar icabında va. ziyeti muhakeme ederek verdi ri karar dairesinde hareket ede- ceklerdir. Alman askerleri bunu yapabi - lirler mi? Alman askeri 1914 - 1918 har- binde bu meziyeti haiz olduğunu göstermişti. Fakat bugün vaziyet değişmiştir. Çünkü Almanlar sene. | lerdenberi, kendi hesaplarına dü - İ şünmekten menedilmiş bulunuyor- lar. Bununla beraber Alman ordu - sunda askerlere teşebbüs fikri ve- rilmektedir. Fakat bu fikir bütün hayata hâkim olmadıkça öğretile- mez. Bu yüzden garp seddinde mü. dafaanın şahsi teşebbüse bağlı ola- rak tesisi Almanya bakımından bir zösl teşkil etmektedir. Bu yüzden garp seddini yarmak imkânı var - dir. Ve bu imkândan istifade edilir. Almanyanın garp (o seddindeki gedik, fiziki değildir. Fakat bu ge- dik mevcuttur. Buna, az adam, az ihtiyat, uzun mukavemete mute - kamil olmıyan birbirinden ayrı müstahkem noktalar, insan teşeb büsüne muhtaç müdafaa temin e- diyar, Buna karşı kullanılacak taktik vardır ve bunu uzun uzadıya iza - ha hecet yoktur. Çünkü garp cep- besinde devam eden muharebeler bunu gösterecekti, —— —— —— Tavşanlıda Zelzele Tavşanlı, (TAN) — Kazamızda ev- velki gece şiddetli ve 45 saniye sü- ren bir zelzele olmuştur. İstasyon bi- nası içinde durulmaz bir hele gel - miştir. Bir çok binaların bacaları yı- kılmış ve çatlaklıklar husule gelmiş tir, Her yarım saatte bir sarsıntı devam ediyor. İktisat Vekili Gitti Bir kaç gündenberi şehrimizde bu lunan İktisat Vekili Hüsnü Çakır, dün akşam Ankaraya hareket et - miştir, Lindberg'e Mektup Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel 7 sim kudretiyle Yapıp, ce - saretin demir kanadları ile süslediğin tayyarenle, okyanusu ey- Jülde ilk geçtiğin gün, sen bütün A- merikanın “Lindisi” oldun. Yalnız Amerikanın mı, bütün insaniyet se. ni benimsemede hiç bir tereddüt göstermedi. Hemencecik ismini meş hurkar listesine geçirdik, muhteris. lerik gözü önüne astık Evvelâ sinema kumpanyaları ü- şüştü, İdeal bir şöhretin hırsını taşı. yan gözlerinin önüne, dolar kokan kontratları yaydılar. & Cesaret ve i- manın ateşiyle gökleri yaran hirsini evvelâ bu dolar sağnağı içinde onlar kiraladılar, Bu kontratı imzalayan kalemini masaya bırakmadan, gaze“ tecilerin hilcumuna uğradın. Seya » hatin hakkındaki intıbaları zeştini satın almak, birbi latmak için bir Şarlok Holmes şeş netiyle bu masum, temiz (hatırayı haraç mezat satın aldılar. Gazeteci - lerin ayak izleri kapının eşiğinde linmeden kitap bayileri akın e ler... Hatıratını, neşir imtiyazımı al ka pei- rollerinde imi fettiği emek, döktüğü kan kadar, alınteri, ve dolar döktüler... Bütün dünya gazeteleri senden (o buhsetti, daha toy bir çocukken, bir Amodsen kadar meşhur oldun. Zavallı Ame- rikan kızları, bir imzalı fotografına sahip olmak için, birbirlerinin saç- larını mı yolmadılar, başlarına ne haller gelmedi Bunar kâfi gelmedi. Bu defa da ticaret müesseselerinin yonu başladı. Lindberg (-.) tiraş bi- çağını kullanır, Lindberg (-..) pud - rayı sürer, Lindberg (..) ticaret milessesesinde giyinir. Haniya ne - rede ise, en mahrem hareketlerini bile afiş yapıp sokaklara asacaklar- dı. Bunlar da kâfi gelmedi. Bu de. fa devlet adamlarının istismarı baş. ladı. Propaganda edilmesi icabeden herhangi bir siyasetin teliğlı gibi seni şehir şehir, ülke ülke dolaştır- dılar, Kâh Almanya askeri tayyate ispekülâs « müessetelerini gezdin, kâh Moske - vaya uçtun, bu memleketlerin as - keri tayyareciliği hakkında verece. ğin fikirler, Beyaz Sarayın dosya” lar arasında ehemmiyetle yer aldı. Sen artık yalnız Okyanusu geçen, bir tayyare rekoru kıran mucit ve. ya tayyareci değil, dünya tayyare- ciliği hakkında fikirlerine baş vu » rulacak; sayılı dâhilerden biri sira- sina geçtin. Bu süratli ilerleyişini kıskanı » yorum sanma... Ne tayyarecilikte, ne de göklerde gözüm yok... Ben bu toprağın çocuğu gibi tevazu içinde konuşuyorum. Bugün bu satırları yazmağa beni sevkeden de radyoda mesajdır. Bu defa Amerikada Roosevelt siyasetini çü- rütmeğe çalışan eümhu: eline verdiğini okuyunca icime hü. zün düştü... Lâyık olduğun kıymeti, bu Arap saçı gibi karma karışık siyaset do- labında sıfıra düşürürsün diye acın. dım. Dün toydun. Haydutlar çocu. ğunu çaldılar. Serseri serseri İngi- liz topraklarında dolaştın.. Biri 2 lini bastı, zilli bebek gibi ellerini oynattın, öteki damarma bastı, pir deyip Moskovaya uetun. Fakat hu defa işler senin bildiğin gibi değil. Dünyanın ortasına bir kazan kon- du, Hitler, Mussolini, Chamberlain, Stalin, Roosevelt, Togo, harıl, ha. rıl kazanın altına odun taşıyor, ateş yakıyor, kazanı kaynatıyorlar. Bu kazanda ne pişiyor, senin gibi, be- nim gibi toyların anlıyacağı şey de- gİL. Ne işine gerek yı sana dar mı geldi? G göz olmak varken, erum, gökler öklerde Kara iyaset alanında haciyvat olup âlemi güldürmenin ne manasi var.. Bana baksana. Çok si kışıp ta başmakale yazmak mecbn. riyetinde kalmadıkça, bu sütundan dünya siyasetini halle çalynyor muyum? Boyuna mektup yazıyo» yaset o kadar ayağa düştü, dünya o kadar ukalâ ile doldu ki, bari senle ben aradan eksik olalım. Diyorum ama, sözümü tutar m yım, bilmem, yazılan siyasi munhe- deler yırtıldıktan, verilen devlet im zaları yalandıktan sonra ben de ca- yarşam ne çıkar?

Bu sayıdan diğer sayfalar: