1 Ağustos 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 14

1 Ağustos 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ayıs, başlarının üzerine kanatlarını göstermeden ilerliyorlardı. Sarmaşıklarla örülü bir duvarın yanına gelince dur dular. Sarmaşıkların yaprakları, yürek biçi- mindeydi. Güzel kokulu bir rüzgâr, yaprakları titretmekteydi. Yere serpi” lenleri. sevilenin ökçesi altında, yumu» şak bir çıtırdıyla ezilmekteydi. var diplerinde erguvanların yağ- murundan kalan mor köpüklü gölgeler, ürpererek uzanıyordu. Akşam güneşi, iç eline davet eden bakışlarla varlığı kucaklıyarak uzaklaşıyordu. Gökyüzü, ağaçların dalları arasın- dan parça parça görünüyor. Yaprakla- rın gizled uş öttü, u başını kaldırdı, ağaçların kolları arasın- da bir yığın menekşe demetini undı göğe baktı. Kol uzattı. Menekşe demetini koklar gibi derin bir nefes al- l r: armağıyla göste m yıldı. > yanışiyle, m göze ilk çarpan ağ ak, bize ne tatlı gü lümsiyor. Dedi Sevgilinin, yıldızı göstermek e u- zuna düştü. Ve sıcak eli, a bir kuş gibi Lei avuçlarında yumuldu, Bir müddet öyle durdular. Göz göze geldiler. EE Kalbimdir: xx Sevgilinin ne temiz bakışları vardı: Hasret, hayret ve istiğrakın ince bir ruhu söyliyen münası, gelmişti. gözlerinde dile Hele, yüzünde, penbe bir renk olan mabcübiyetle ismetin ince dudakların. ret,onu sürükliyor, sürükliyor ve bu sü- rüklenişte ruhunu dinlendiren bir sü. kün buluyordu. Sevgili, onu uyandırdı: — Bilmiyor musun niçin?, dedi, gök. letin bu güzel yıldızı Zühre, kimi ay- lar batıdan doğar, akşanı yıldızı olur. Kimi aylarda doğudan boy verir, sa“ bah yıldızı olur? Erkek, sevgilinin gözleri gibi ko- yulaşan göğe baktı. Güzel yıldız, alev. den bir gülümsemeyle ışıldıyordu. Göz“ lerini, oradan çevirdi. Bakışları sevgi- linin parmaklariyle oynadığı bir sar- maşık yaprağında takılı kaldı, vet, dedi, biliyorum, Dudak- İarımın tanımadığı gözlerini öpmek için, sabah yıldızı olur. Pencerenin karşısı" na gelir. Sana anlatacağı büyük bir der- di vardı ki, gülümsemesile maskelemiş: ır. Yüzünde güzelleşen Hykpun yası De Ailesini Çeki. görür! YAZAN: TEVFİK TANYOLAÇ merek, ayak ucuna kadar sokulur, bekler. Seni öpmek, kucaklamak iş. te İyand ırmağa oOkıyamaz Halbuki, güneş, ilk ışıklariyle yüz sürmeğe gel miştir. . sessizce çekilir Güneş, bu | yıldızın rakibidir n doğar. Sana tesadüf etmenin i ümitle, gözleri sevinçle parlar: « Be- ni arza bağlıyı teselli sensi ben Sevgili, islak bakışlarla erkeği süzdü: — Seni hayretle dinliyorum ve bir- şey ye Niçin bu. güzel kalb- de nefre T, Kn n. —— Ge Ri dud ven kalbler vardır ki, nefreti ke erine bir zırh yapmışlardır. — 54 ilorinderi birşey anlamiyorum. Bu güzel kızın kalbini nefretle dol- ümmi büyük bir zulüm değil mi? Bu, Wi Ge ve EN hikâye. sidir. Gerçek mi, mi?, Bilmi- yörüm. Rüyana o kadar daldım ki, bu iki kutbu da biribirinden ayıramıyorum ar. tık., * * * Ve erkek, yani ben, Tevfik; Sev. giliye, sevgiyle nefretin hikâyesini an. latmağa e Ne yazık ki, birgün ile ses güzel kulaklarını Ööpmiyes cek.. r, hayır o, o ii içimde ki, ie dali imkân Nİ ni g SEVGİ ve NEFRET İLÂHLARININ EFSANELERİ Sp zamanlar gökte, irili ufaklı birçok Tanrılar vardı. adar çok olmalarına rağmen sa- yıları belli idi. İnsanların da mukaddera- tina hükmeden bu Tanrıların yeryüzünde vekilleri bulunurdu. Gel zaman, git zaman; vekiller, asıl. ların yerine geçince kaldılar, Ve insanlar, güdülen birer sürü durumunu mulhafaxa Ve e asılların cek kadar 1. Bunlar, in- mira ai öebalekile' li zil acaip birer dev oldular, Sana anlatacağım bu ri yaşayan gök e sahibi olmıyanı yoktu, Her unsurun, ali meçhul her hissin ve e hadisenin ll mabudu, bu mabutların:da maiyetleri vardı. Büyük Tanrı, bir iş ballı Ü yapmış, küçük ilâhları da vazifelerinde serbest emi Kendisine gelince; benliğini, am kanunun birer sir olan mad- e eritmişti. Yazan : rk TANYOZAÇ o Tanrıların iyisi, kötüsü, ileri ve geri düşüncelisi; sarhoşu, ayığı; çapkını, güzeli, çirkini... olduğu ri ölçüsüz diyar- da, kıskançlıklar, u yüzünden avgalar, biribirl a etmeler eksik çolmıyacağı pek ta Biribirlerine oyna- dıkları oyunlar, Psk den karışık! idi. “hiçbir poletikacının mu- bile o geçmiyecek gö dar Büy ük Tanrı, yalnız yaratıyor ve ya- ratıklarn lke eline ekle du. Bir Bü ük. Tanri, seval mii aba dalgın dalgin kâinatı süzü- göz yüzü bulut- yırmadığı sevgilisinin alim b bir sesl e di, yanıma bez sokul, tatlı bakışları eleriip bak, bugün şok ıslırabim va; ellerini alarak 3 Sevginin her zaman rengi değişen gözlerine NU Düşündü, düşündü, Sevgini ei tatlı bir tebessüm doğmuştu. Çevresin dolaşan sevinç perisi, kadehlerine olim bu tebes- sümü, rüyaların baharını beslemek için maiyeli olan bir ilâheye uzattı Sevinç yük Tanrı dertli bir s — Lük gili, seni ne kadar sevdiği, kalbimi DE kadar doldurduğunu, sans minnet iy olanlar söyliyecek bir tek ensiz bir hiç olduğumu “biliyorum. Karşımızda la bu nihayetsiz doğuler © batılar âlemini ruhuma sundu uğun, heye- canla in aha Göğüs "yarattın, Fakat şimdi bu uçsuz bucaksız âlemleri syrdirken gönerime un oprak, beni Bu eserim, olgun zamanıma al Gini; olacak ki, ala mayalan: —

Bu sayıdan diğer sayfalar: