1 Ağustos 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25

1 Ağustos 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nuz? Siz or, danse- liyorsunuz. ima mahsus niyordum. e şimdi on çine kilitli- fakat... nların ko- laha çirkin ğildir. O üz varmı? lim., daha la genç Se lir amma.. uz ? İhtiyar olduğundan i saçlarına nayır, rüya bir çocuk- idün me 'e muzaffer nde yazılı erkes gibi p vermedi- umıştı : riniz.. beni bu dakikada benden uzaksınız. e cevap vereyim? Söyliye- ceğimi söyledim, Biraz sabret, bekle... senin için beklemekten ne çıkar? Gençsin.. şeneler senin için tatlı ve hafiftir, Üç sene sonra büyük bir kız olacak, kanunen ser- best olacaksın... o zaman ne istersen ya- parsin. Mari Terez asabiyetle sararan yüzünü annesine kaldırdı ; aat etmiyeceğim. — Bana itaat etmeğe mecbursun.. bun düşününüz... — San sen de biliyorsun. Kanun henüz sana ser- fi bestlik vermemiştir... bana itaat elmeğe © mecbursun. — Niçin ? Niçi al yavaşça ve Ni makine gibi tek- rarlad — “Çünkü henüz gençsin... yapılan izdivaçların neticesi betbahlık olur. Ben senin mesut olduğunu istiyorum. Biliyorum; şimdi bu dakikada seni betbaht ettiğimi zannediyorsun; fakat bu zannın doğru değildir. Senden yalnız birkaç ay gizlice nişanlı kalmanı istiyorum ki. buda ömrünü güzelleştirecek ve sende en iyi hatıralar bırakacaktır. Sen henüz bir ço- cuksun, bunu anlıyamıyorsun, fakat bil ki hayatta enmesut anlar, aşkın başladığı çekingen günler ve o günlerin sabirsizlığı, isteği ve intizarıdır. Ben sana bu güzel şeyleri verdiğim halde istemiyor, bana darılıyorsun. Ben senin bedbaht olduğunu istemiyorum. Titriyerek kızına bakıyor ve ümitsiz bir tavırla devam ediyordu: — Fakat siz, biribirinizi seviyorsanız, : pekâlâ, evleniniz... mesut olunuz. Ben sizin saadetinizle sevinirim. Ancak biraz daha bekle... üç sene çabuk geçecek ve ben © o zaman herşeye razı olacağım Şimdi bana acı , bana bundan bahsetme... “ bunu düşünmek istemiyorum. istemiyo- rum,. istemiyorum... bana dokunuyor. Ben biraz rahat etmek.. birar mesut Ol- i mak istiyorum.. benim tum ol EE alelâcele ma — Ben sizin dostunuz olmak istemi- | orum, Siz benim annemsiniz.. benden yardımınızı, himayenizi ve şefkatinizi esir- gerseniz benim artık size ihtiyacım yoktur. — Çok hainsin Mari Terez. halde razı olunuz anne... bili- | yorsunuz ki seçtiğim adamla mesut Mü © ğim,. O halde benden üç saadet senesini Bs anem yır,. hayır.. hayır, . Meşin. ağır ve iri damlalar yanak- larından aşağı akıyordu. Tekrar yalvardı: — Beni birak | bana acı | bana artık birşey söyleme | artık herşey lüzumsuzdur. Mari Terez km eki... de mi elini atip Birdenb onun beyaz imi yumuşak lis nefretle iterek kaçt Vi Ertesi gün Olivye Gladisi görmek iste- di; fakat evde Gladisin arkadaşları bir tiyatro provası yaptıkları için bu kabil olamadı. Akşam yemeğine Gladisin Mid- deton'lara davetli olduğunu bildiği için oraya gitti. İçeriye girdiği zaman yemek bitmiş, dans başlamıştı. Genç adam Gladisin bir erkeğin kolları arasında dansettiğini gördü. Mütebessim ve mesuttu. Fakat onu gü: rünce yüzü birdenbire korku ile sarardı. Dans bitince Olivye Gladise yaklaş- miş ve onunla görüşmek istediğini söyle- mişti. — Benimle konuşmak mı istiyorsun ? Pekâlâ, (nezaman istersen &ve gel... Bu resmiyete ne ihtiyaç v. adam sliimeyersi cevap verdi: — Size söliyeceğim şey resmidir de ondan, — a zemin ve zaman müssit de- ğildir sanırım, — O halde bana bir randevu vermenizi rica ederim. Gladis bir saniye tereddüt etti ve son- ra we çekerek, 'eki, geliniz... dedi. Yandaki küçük salona girdiler. Yalnız- dılar, Gladis tıpkı Klodunkine benziyen bu yüze baktıkça, dei ki hatırlıyor- du. Onun da Klodunki gibi ince ve uzun bir yüzü, açık renk li kapalı iken ciddi ve sert çizgili olduğu halde, konu- şurken tatlı bir mâna alan ince dudakları vardı. Gimdin çekingen bir tavırla ona gü- lümsedi. O, gözlerini Gladise dikmişti, fakat onu görmiyor gibiydi. — Dün akşam Mari-Terez sizinle konuş- tu değil mi? Bunu biliyorum, sizin evlen- emize bazı şartlarla razı olduğunuzu da bana söyledi. Bu şart. üç senelik bir müddettir değil mi? — Evet. — Niçin? Beni uzun zamandanberi tanıyorsunuz. Annem, amcanızın kızı idi. Hakkımda herşeyi biliyoraunuz.. bir ana- nin bilmesi lâzımgelen herşeyi... milem, servetimin mikdarı sizce malümdur. Sıh- hatce sağlam olduğumu da biliyorsunuz. O halde beni bekletmenizin sebebi nedir? Bunun, benim izzetinefsime dokunduğunu anlamıyor musunuz — Bunda sizin izzetinefsinize dokuna- cak birşey göremiyorum. Birçok memle- ketlerde uzun nişanlılık hayatı çok tabii ve ihtiyatkârane bir hareket olarak kabul edilmektedir. — Evet; fakat bu nişanlılık resmi olursa... Gladis titredi : — Hayır, şimdi değil.. hemen değil. gülünç birşeydir bu | tebrikler, xiyaret- ler, bütün bu komedi ne soğuk şey | karar verilir verilmez hemen evlenirsiniz, Olur it — Ben Mari - Terezi, seviyorum. — Mari Terez'de siz de çocuksunuz ve bu hissiniz geçici bir kapristir, — Biribirimizi bir kadın ve bir erkek gibi seviyoruz, O, sizin görmek istememe” nize rağmen tam bir kadındır. Onun yalnız yaşından bahsetmiyorum. , bir kadın gibi cesur, müşfik ve fedakârdır. Bizim de tailihimizi denememize izin verin.. bırakın mesut olalım , hayat o kadar kı- sadır ki... Gladis müteheyyiç bir tavırla : — Hakikaten çok kısadır: ded — Üçsene.. düşününüz birkere, üç senelik bir sandetten, bir hayattan mahrum kalmak ne müthiş birşeydir. — Bu saadete lâyık olmağa çalışı- niz. . sabrediniz,.. Böyle olursa biribirinizi daha çok seveceğinize emin olunu Bu dakikada sizin izdivaç teklifinize ciddi ve resmi bir şekilde cevap verme- diğim şüphesizdir, fakat bu kadar erken, böyle bir talep karşısında kalacağımı te- menni etmiyordum, Mari - Terez benim nazarımda halâ küçücük bir kızdan başka birşey değildir. Bunu nasıl oluyorda anlı- yamıyorsunuz ? Şimdiye kadar o, benden başka kimseyi sevmemişti. Genç adam başını şiddetle salladı: — Allaha şükür, Mari - Terez bütün kadınlara benziyen bir kadındır. Çocuk- ken bittabi sizi sevmişti. Size karşı derin bir muhabbeti vardı.. halâ da vardır. Fakat hakiki aşk karşısında ana muhabbetinin ağır basamıyacağını siz de biliyorsunuz. bunu siz de bütün kadınlar ve bütün erkekler gibi kendi nefsinizde lecrübe etmiş olacaksı- nız... binaenaleyh Mari Terezin beni sev- mesine, beni tercih etmesine hayret etmemelisiniz.. İzdivacımıza mâni olmakta devam ederseniz hatti sizden nefret bile edecektir, Gladis dudaklarının arasından mırıl- andı ; - yır.. bu kabil değildir. Kalbi iki zıt his arasında parçalanı- yordu: Kendinin annesinden nefret ettiği gibi kızınında kendisinden nefret etme- sine tahammül edemiyordu, Fakat onu bilhassa ümitsiz ve asabi yapan, ilk defa olarak kendisine nişanlısının annesinden başka bir gözle bakmıyan ve onu saa- detine engel bilen bir erkekle karşılaş- imiş olmasıydı. Kendi kendisine şöyle düşünüyordu : — Ben artık bir kadın değilim.. ben artık Mari Terezin annesinden başka bir- şey değilim. Biliyorum, bu tabii ve mu kadder birşeydir, fakat ölüm de mukad. derdir amma, ölümü korkusuzca düşünen var mıdır Mari - Terezi bütün kalbimle sevdiğim muhakkak.. Ancak ben.. bana kim acı- yacak? Ben kendimi halâ renç ve güzel 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: