3 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

3 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER . serbest bırakılmasının geldiğine şüp- he yoktur. Sovyet Rusya Alman devlet ada- mının isteklerini kabul etmekle son ünlerde gösterdiği uysallıklara bir yenisini ilâve etmiştir. Ancak bir me- selenin görüşülmesini kabul etmekle 0 meselede bir hal tarzına varmak arasında oldukça uzun bir esafe vardır. Hele Sovyet Rusyanm bu me- safe uzerınde ne engeller ku- rup, zorluklar çıkardığı artık herke- tır! Toprak ürünleri bütün Avru- pa yi doyuracak kadar boldur. Biz- de olduğu gibi yağmur bir âfet, yağmursuzluk bir haile olmamak- dır. K anç Tanrıya, başarı ka- hayat tesadüfe — bırakılma- maktadır. işçisinden patronuna- k0ylusunden kentlisine kadar her- kes atlı ve düzenli bir sos- yal vasatta yaşamaktadır. kkak ki "Fransada otori- ter bir rejim olsaydı elbet bu ba- şarılan daha büyük olurdu" diyen- lerimiz bulunacaktır. Bunların u- nuttukları cihet teknik alanda ka:— kınma ve başarı için fert ve mi let ölçüsünde bazı prensıplerm e sas olarak alın me! ir. k cburiyetidi Bunlar hukuk re_ıımlerının ılkelerı, şahıs hürriyetlerinin korunması, azınlığın haklarının teminat altına alınmasıdır. Batı memleketlerinin bütün başaı'ısını ve. üstünlüğünü temin eden şey bu prensiplerin a- sırlarca evvel benimsenmiş olması- dır. Bu hukuk rejiminin özü Kant' m anladıgı mânada "Ahlâk" tır. Batı mütefekkirleri, sonradan batı toplumları bütün hızlarını, ilham ve kuvvetleı'ını bu özden almışlar - dır. Batı medeniyetinin temeli tek- nik degıl ahlâktır. İlımde tek- nikte başarı, bu verinin tabıı nucudur. Bunları kabul etmedıgı- miz müddetçe bazı Güney Ameri- ka devletlerının alçıdan — heykel bünyesine mahkümuz demektir. Fransayı kuvvetli ve sıhlıatlı yapan bu prensiplerin ır. Fransada bazan hükümet haftalar- ca başsız kalır, fakat hayatın gı dışı de hıç, ama hiç bir ekmekler bozulur ne şeker ortadan kalkar, ne beledıye şaşırır, ne radyo saçmalar. Amme hizmetlerinde bir aksama görül- mez. Fransızlar buhranın farkına bi- le varmazlar, yeni başbakan kim olacakmış ona bile pek ehemmi- yet vermezler. Çiinkii bılırler ki Fransanın gövdesi kuvvetlidir, zun müddet başsız da yaşayabılır Mesele gövdeyi kuvvetli yapan fi- kir ve unsurları muhafaza etmek- tedir. Bir çoklarımızca begenmedıgı- miz, hattâ manda altına almak gi- bi hakkında gülünç dahı sayılamı- yacak hikmetler urduğumuz Fransa bize her ah da ama her sahada yularca ve yıllarca ders sin malümudur. Bu bakımdan, Al- man ısteklerınm kabuluyl bu mese- lelerde n an laşmaya varıla- cağı sanılmamalıdır Kaldı ki bun oldukça çetin cevizlerdir. Çetin cevizler Kırılması en güç cevizlerin başında Almanyanın birleştirilmesi geli- yor. Bu meselenin Rus ve Alman dev- let adamla arafından müzakeresi sırasında ciddi zorlukların belireceği verecek hazineye sahiptir. e Evet Fransada hükümetler sık değişir. Fakat şehirler rütbe de ğiştirmez. Bir muhalif partiye rey verdi dıye bır vilâyet kazaya teb- dil olunm Hükümetler degışır, bakanlar gelır geçer, fakat reji- min temel taşları bakanlık müste- şarları, müşavirler değişmez. Yük- sek memurlar, yargıçlar bir baka- nın emrine insafına kalmış değil- lerdir. Bir basın davasında hâkim- ler heyeti üç defa yer değiştirmez, bir seçimden sonra valiler, kay- makamlarla dama taşı gibi oynan maz. Evet Fransada hukumetler değişir, fakat basının dili, radyo- nun sesi, yazarların ıfadesı, baş- muharrirlerin kanaa değişmez. Seçmenlerin vergisiyle yaşayan devlet radyosunda bir bakan se- lefleri için - "Sinsi, suikastçiler, ze- hirli dilli ısnatçılar adi propagan- dacılar..." tabirleri — kullanmaz, kullanamaz. Bir başbakan millet kürsüsünden mahkemesi cereyan etmekte olan ınsanlar hakkında it- hamlar yağdıramaz. Hürriyetten sual açıldığında — Azot fabrıkasın- an bahsedecekler ancak Paris şansoniyelerinde bulunur Huku— metler değişir ama, bir muhalefet partisi genel sekreterı senede, evi ile savcılık arasında, 56 def: değiştirmez. Frai ada bir m bir bahçıvanın 56 mıslı, bir işçinin 30 misli maaş almaz, alamaz. Mah- kemeleri, partilerin idarecileri konformist olmayan gazetecılerle dolduramaz. Eski bir devlet reisi ve bir muhale- fet onderı hakkında, bakanlar da- hi hürmetkârane olmayan tabirler kullanamazlar Fransada hükümet- ler degışır, fakat en çabuk deği- şen uzluk vaadedıp pa- halılık getıren huk Dem gogları, siyasi hokkabozları umumı efkâr derhal- damgalar, bunlar de- ğil beş sene beş gün bile tutuna- mazlar. Evet, Fransadan alacağı- mız dersler çoktur Maddeten bıl- hassa manen kal mızda hayatı elemanlar bu derslerın batı hapıshanelerı muhalıf dünyasına asırlardır. yerleşmiş prensipleridir... Fransa ve vesayet! Teklif de bizden... Hey Tanrım sen bilirsin.. Tevekkelı ecdat dememiş: İ haddını bılmek gi- bi dunyada %rfan olam: Şansolye Âdenauer Hesabı doğru çıkan muhakkaktır. Batı Almanyanın silâh- lanmasından sonra Rusya muhtelif vesilelerle bu konuda artık bir anlaş- maya varmanın imkânsızlaştığını be- Tirtmişti. Cen e konferansı sırasın- da da Almanyanın birleştirilmesini Avrupada müşterek bir güvenlik sis- teminin kurulması şartına bağladığı ve bunun şimdilik düşünülemiyeceği- ni söylediği hatırlardadır Bu bakım- dan Adenauer'in Almanyanın birleş- tirilmesi kouusunda bır başarı sağla- ması şuphelıdır Ancak goruşmeler Sovyet Rusyanı Almanya hakkın- daki nıyetlerını gostermek bakımın- dan önemlidir. Harp esırlerı meselesine gelince: 1947 Martında Moskovada toplanan dört büyük devlet Dışişleri Bakanla- rı konferansında müttefiklerin elinde bulunan bütün harp esırlerının 1948 yılının sonuna kadar Iim edilmesi kararlaştırılmıştı Batılı devletler kararlaştırılan mudde ıçın- de esirleri iade etmişler, Sovy ya ise bir kısmını serbest bıraktıktan sonra, elinde artık başka esir kalma- dığı bahanesiyle, tahmınen bir buçuk milyon kadar hesaplan, ve demir peı'de gerisinde bulun dugu bilinen .bü- yük bir kayıp kütlesine dair malümat vermekten kaçınmıştır. En son he- saplar bu bir buçuk milyon Almanın bir milyon kadarının harp içinde öl- düğünü gösterdiklerinden, şu anda Rusların elinde bulunan esir sayısı- nın iki yüz bini buldugu anlaşılmak- tadır. Âdenauer Moskova seyahati sı- rasında bu esirlerin serbest bırakıl- masını temine çalışacaktır Almanyanın bırleştırılmesı husu- sunda bir anlaşmaya yanaşması güç olan Sovyet Rusyanın esirler konu- sunda bazı tavizler vermesi beklene- bilir. Rus-Alman dan son derece önemli günlerdir. AKİS, 3 EYLÜL 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: