3 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

Osman Bölükbaşı Kıbrıs — Türktür lemenin de lüzumu yoktur. Bir çok Amerikan gazetesi buradaki basın temsılcılerınden başbakanın — sözleri- nin Türkiyenin , Kıbrıs meselesinde harbe mi gireceği mânasına geldiğini sormuşlardır. — İngiliz hükümetinin sözcüsü ise İngilterenin Kıbrıstaki 100 bin Türkün can, mal ve ırzları- nın muhafazası hususunda Türkiye- ye garanti verdiğini bildirdikten son- ra bir noktayı bilhassa belirtmekte fayda görmüştür. Sözcü bu mevzu- daki beyanatının sonunda adadaki Türk ekallıyetın muhafazasının sade- ce İngiltere'ye düştüğünü hatırlatma- yı ihmal etmemiştir. Bu cümlenin al- tında gizli olan. mana tefsir istemi- yecek kadar açıktır. Şurası bir haki- kattir ki statükoda yapılacak deği- şiklik deyince İngilizler dahil, dün- yada herkesin aklına Yunamstanm lehine tadilât gelmektedir. Bu ar; belirtilen husus, Türk ekalliyetin hak— larının da korunması lüzumudur. Fa- kat maalesef hemen herkes eğer İn- giltere adayı bırakırsa buranın Yu- nanistana geçmesi gerektiği sundaki uzun ve kesif Yunan propa- gandasının tesirine kendini kaptırmış bulunmaktadır. Bir çok çevrede Kıb- rıs meselesi halâ Yunanistanla İngil- tere arasında bir mesele olarak bi- linmektedir. Buna mukabil heyetimiz Londra- da İngiliz hükümetinin perde arka- sından müzaheretine maliktir ve o bakımdan kuWetlidir. İngiltere de a- dayı terketmek niyetinde Fakat AKİS'in geçen sayısında ha- ber verdiği gıbı çeşıtlı tazyıklerm al- tındadır. mda a bize bir kurtarıcı gibi sarılmıştır Ankara v İstanbulda hükümet adamlarımızla AKİS, 5 EYLÜL 1955 değildir. maslahatgüzarı Mr. Ste- ıilan müzakereler- ingiltere ward arasında yap de bu husus belirtilmıştır Hadisele- rin gelişmesinden rika Büyük Elçisi Mr. Avra Warren de daimi su- rette haberdar tutulmaktadır? Fakat Amerika daha ziyade bir anlaşma İmkânının bulunmasını istemekte ve sert hareketlerden kaçınılmasını tav- siye etmektedi Kıbrıs meselesi Atlantik paktın- da müttefiklerimiz olan Batı Avrupa, memleketlerinde de akisler yapmak- tadır. (Bunların içinde Fransa, Kuzey Afrikada ramen aynı şekilde dertte bulunduğu için İngiliz tezini 'Müdafaa etmektedir. Küçük mütte- fiklerimiz ise her şeyden ziyade "bir dert" çıkmaması temennisindedirler. Bu müttefiklerimizin kendilerini doğ- rudan doğruya alâkadar — etmiyecek bir harpten nasıl çekindikleri bilin- mektedir. Atlantik Paktına Türkiye ve Yunanistanın alınmamasını iste- melerin deki bir sebep de bu iki mem- leketin coğrafi vaziyetini tehlikeli bulmalarıydı. Şimdi orada bir hadi- senin çıkması ihtimali kendilerini en- dişelendirmektedir. Arap âlemine gelince hemen he- men kütle halinde Yunanistanı tut- maktadır. Bunun sebebi Kıbrısta Yu- nanlılara hak vermeleri değildir.- Fa- kat Yunanlılar mahir bir propagan- da -neticesinde Kıbrıs işini Kuzey Af- rika işiyle — birleştirmişler, — aslında zerrece alâkası bulunmayan iki da- 'vayı bir gibi gösterip arapları kan- dırmışlardır. Şimdi Kuzey Afrikanın Fransız müstevliden temizlenmesi i- çin harekete geçmiş bulunan araplar, Kıbrıstan da ingiliz müstevlinin çı- karılması için Atina hükümetini des- teklemek zorunda bırakılmışlardır. (Müttefiklerimizin sonuncusu Yu- goslavya ise Kıbrıs meselesinde Yu- nanistanın tarafını tuttuğunu uzun zaman evvel belli etmişti. YURTTA OLUP BİTENLER Tehlikeli — nikbinlik Bunlar, elbette ki inşirah verici havadisler değildir. Bir tek vasıf- ları vardır: hakikati aksettirirler. Kıbrıs meselesinde milletimizin aşırı bir nikbinliğe kapılması doğru ol- maz, zira bir hayal sukutunda herkes hükümeti itham etmeğe kalkacaktır. Halbuki heyetimizin Londraya varı- şında hava, yukarıda ana çizgileri belirtilen havaydı Delegelerimizi çok çetin bir vazife bekliyordu; şu satır- lar yazıldığı sırada onlar bu vazife- yi başarmaya çalışmaktaydılar. Ko- ay bir muvaffakiyet bekliyenlerin yanıldıklarına' şüphe yoktur. Eğer Londradan bizim için sevindirici bir .neticeyle dönerlerse hakikaten büyük ve fevkalâde bir hizmet yapmış sa- yılacaklardır. O halde haklı davamızın muzaffer olması için milletçe gayret göster- mek zorunda bulunuyoruz. Bunun yo- lu, hükümetin etrafında tam bir bir- lik teşkil etmek ve yılmadan müca- dele etmektir. Dünyaya Kibrisin Türk oldugunu ve Türkiye için ifade etti- ği mânayı anlatmak elzem hâle gel- miştir. Muhalefetin verdiği ders haftanın sonunda Taşlıkta İsmet İnönünün evinde Genel Baş- kanın bizzat hazırladığı bir beyanat iç politika çekişmelerine — muhalefet yönünden son verdi. Ayni g men aynı saatte Cumhurıyetçı Millet Partisi Genel Ba bir yazı hazırlıyordu. akşam, hava karardıktan sonra ha- sma verildi. Gerek İsmet İnönü, ge- rekse Osman Bölükbaşı bir noktaya parmaklarını basıyorlardı: Kıbrıs bü- tün Türk milletinin meselesidir, iç politikamızın havası Londra konfe- ransı devam ettiği müddetçe Kıbrısla 5 — -— - İi —- D.P. SÖZCÜLERİ YURT GEZİSİNE ÇIKTILAR!...