8 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

8 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER W Doğu - Batı Yeşil ışık yandı Geçen haftanın son günü Rusların nihayet Dulles'la müzakere masa sına oturmayı kabul ettikleri açık- lanıyordu. Yüksek kademeli Doğu- Batı toplantısından evvel Dışışlerı bakanları bir araya gelerek bu büyük konferansı hazırlayacaklardı. Batılı- lar uzun zamandır, bu. fikir ürerin- de ısrarla durmaktaydılar. Ama Hü- kümet başkanlarının hemen toplan- masını isteyen Rusya, soğuk harbin şampiyonu Dulles'la konuşmaktan bir fayda çıkmayacağını açıkça lüyordu. İşte Rusya nihayet Dışışlerı bakanlarının toplanmasını kabul e rek, Doğu - Batı konuşmalarını en— gelleyen mühim maniayı kaldırıyor- du. Gerçi bütün manialar henüz kalk- mış değildi, Eisenhowerin Bulganine gönderdiği mektupta, bütün Alman- yada hür seçimlerin yapılması ve Do- ğu Avrupanın kaderini tayinde ser- best bırakılması gibi Rusların kolay kolay kabul etmiyeceği şartlar vardı. Ama ne olursa olsun Batı halk efkârı- nın taraftar olduğu yüksek kademeli toplantının 1958 sonlarına doğru vuku bulması kuvvetle muhtemeldi.Dışiş- leri Bakanları, konferansın nerede, ne zaman yapılacagım ve kimlerin ka- tılacağını kararlaştıracaklardı. Eisen- hower ve Bulganin karşıkarşıya ge- çer geçmez bütün ihtilâf mevzularının kendiliğinden — hallolacağı beklenme- meliydi. Almanyanın birleşmesinde ve diğer Avrupa meselelerinde bir anlaş. ma zemini henüz mevcut değildi. Orta Doğuda statükonun müştereken ga- ranti edilmesi ve silâhsızlanma mev- zuunda bazı kısmi anlaşmalara varı- labilirce yüksek kademedeki Doğu- Batı konuşmaları muvaffak olmuş sayılabilirdi. Yunanistan İstikrarın sonu azetelerin üç yaşına basan Yu- n Hükümetinin icraatının bi- lançosunu yaptıkları bir sırada, ge- çen — haftanın son günü Başbakan Karamanlis Kral Paul'e istifasını gö- türüyordu. Hafta ortasında iki Ba- kanın kabineyi terketmesındenberı bu haber bekleniyordu. Zira müstafi Ti- caret Bakanı Papaliguras'ın — parlâ- mentodaki taraftarları, oayrıldıktan sonra Karamanlis'e güven oyu ver- meyi reddedeceklerdi. Nitekim geçen Pazar akşamı yeni secim kanununun müstaceliyetle müzakeresi sırasında, muhalefetin talebi üzerine güven oyu- na başvurulduğu zaman, — Papaligu- ras'ı tutan on beş milletvekili aleyh- te oy kullanıyorlardı. Azınlıkta kalan Milli . Radikal Partisi lideri — Kara- manlis için istifa etmekten başka ça- ra kalmıyordu . Müstafi Başabakan is- AKİS, 8& MART 1958 tifasından sonra verdiği beyanatta, derhal yeni seçimlere gidilmesini tav- siye ediyordu. Günlük işleri tedvire memur sözde bir kabine teşkili ve- ya daha başka konbinezonlar fayda- sızdı. Bu hususta son söz Kral Paul'e aitti. Kral, şimdiden parti liderleriy- le müzakerelerine başlamıştı. İki Yıllık Bilanço Muhalefetin şiddetli tenkitlerine rağmen iki yıl süren Karamanlis Hükümeti, başarılı olmuştu. Bilhassa iktisadi bilanço parlaktı. Devamlı bir şekilde artan bir milli gelir, sağlam bir para, muvazeneli bir dış ticaret buyuk bır başarıydı. Az — gelişmiş memleketlerin bır türlü bir koltuğa sığdıramadıkları hem kalkınma, hem istikrarı Karamanlis Hükümeti bera- muvaffak olmuştu. berce yürütmeye Abdülvahap Mercan Gitti gider... İşin dahası da vardı, — enflasyonsuz kalkınma tam bir hürriyet havası i- -inde gerçekleştirilmişti. Ama muha- lifler buna rağmen memnun değildi. Bilhassa Karamanlis'in Batıya — ta- raftar dış siyasetini tenkit ediyorlar- dı. NATO üsleri ve Kıbrıs muhalefe- tin ıstısmar ettiği mevzular arasın- Bu durumda Karamanlis'in ye- hafîften nötralizme kaçan — ve Yunan Hükümeti üzerindeki nufuzu— nu az bulan Makarios, Karamanlis'in istifasını memnunıyetle karşılayanlar arasındaydı. Yunanistanın iki senelik istikrarından sonra an'anevi sıyası kargaşalıga dönmesi muhtemel görü- Irak Kürkçü dükkânı u haftanın ilk günü, Zorlunun ta- biriyle "Türkiyenin gosterdıgı mu- I Son zamanlarda Sir Nurinin sık sık "Sıh hi Seyahatler” yapmasına ve dört ay istirahat edeceğini, Said, zaten Irakın fiili başbakanıydı şımd hem fiik hem kanuni başba- kanı oluyordu Sir Nuri niçin sahne gerisindeki koltuğunu bırakıp ön plâ- sebebi - Krallar huriyeti arasında mücadelenin başla- masında aranmalıydı. Nasırın hücum- ları karşısında Irakın en kuvvetli a- damı Krallar Federasyonunu bizzat savunacaktı. İhtiyatlı Nuri Said, sa- vunma bakanlığım da üzerine alma- yı unutmamıştı.. Yeni Hükümet, Ali Cevdet ve Abdülvahap Mercan hü- kümetlerinin Nasıra karşı — zahiren göstermeye çalıştıkları — hafiften te- bessümü herhalde terkedecekti. Birle- şik Arap Cumhuriyetinin kuruluşunu tenkitten çekinmeyen yegâne Arap Cemalinin Dışişleri tin yürütülmesi muhtemeldi. en çok resminin bulunduğu memle- ket olmasına rağmen, serbest basın- sız ve hürriyetsiz Irak, Arap Cum- huriyetinin kolay kolay yenemiyece- ği bir rakipti. Ankara Hükümeti "daima sevdiği ve saydığı" sayın Nuri Said Paşanın iktidara gelmesinden tabii ki, son de- rece memnundu Orta Doğu Modern Salâhaddin eçen haftanın sonlarında bir gün yeni Birleşik Arap' Cumhuriyeti- nin Başkanının siyah otomobili, halı- larla kaplı yollardan geçtikten sonra eski bir camiin önünde durdu. Bu, yanında Salâhaddin Eyyubının meza- rı bulunan El Omayad camiiydi Uç bin yıl evvel Romalıların inşa ettiği El Omayad, 1200 yıl evvel cami ya- pılmıştı; _Nasır, imam tarafından kar- ılandı. İmam o gün, İran denizinden Atlantiğe kadar bütün Arapların din- lediği bir konuşma yaptı: — "Bütün Arap dunyasmın lıderı, Allah — seni takdis etsin" du. "Birleşik A- rap Cumhurıyetmın başında — zafer- den zafere koş. Bütün Arap halkı liderliğin için sana minnettardır ve Arap milletinin tek bayrak — altında toplanacağı — gü beklemektedir." Radyo başındaki mılyonl arca Arap imamın sözlerini sevinç tezahurlerıy— le karşıladılar. Halkın çiçek yağmu- ru altında camiye gelen Nasırın )ia7—

Bu sayıdan diğer sayfalar: