8 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

8 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA — OLUP ki beyanatına göre "mesuliyetten a- zade çoluk çocuktan müteşekkil bası- nımızın 700 - tirajllı en küçük orga- nının bir yazarı 500 milyon serma- yeli denizcilik Ban kası mensupların- dan daha fazla denizcilikten anlıyor- du. sküdar faciası" ergeç patlak vereceği bilinen hâdiselerdendi. Şehir hatları işletmesine bağlı köhne ve çü- rük gemilerin bir çok vatandaşı bir gün merhametsiz denizin koynunda acı bir akıbete uğratacağı hiç kimse- nin meçhulü değildi. Bilhassa İzmit korfezınde çalışan vapurlar için yapı- n .talep, rica ve ikaz yüzleri geç- mıştı Kocaeli valisinden Belediye Baş kanına, milletvekillerine ve basınına, hatta halkına kadar hemen herkes Üsküdar ve Suvak vapurlarının alı- nıp, yerlerine daha büyüklerinin gön- derilmesini istemişti. Ama müracaat- ların hiç biri kaale alınmamıştı. Üs- küdarın eski kaptanı Mustafa Ersan gemiye fazla yolcu bindiğini, Üskü- darın bunu kaldıracak kapasitede ol- madığını bir raporla Şehir hatları i- daresine bildirmişti. Bunun üzerine ne yapılmıştı? Mustafa Ersan başka vazifeye tâyin olunmuştu. Alâkalılar geliyor cianın ertesi günü, İzmit körfe- zindeki kasabalarda cenaze tören- leri başladı. Har 'köşeden bir tabut çı- kıyordu. İç İşlen Bakam Namık Ge- dik, Ulaştırma Bakam Fevzi Uçaner ve Sami Şehbenderler derhal İzmite geldiler Cumartesi günü, durumun gayet kritik — olduğu ve İzmitlilerin kendilerine en fazla muhtaç bulun- dukları zamanda | numaralı alâkalı- ların Ankaradan gelen Gedik ve Uça- BİTENLER neri karşılamak üzere işi gücü bıra- kıp Bolu hududuna gitmeleri, ilk ge- niş infiali tarattı.Vali, Belediye Baş- am ve Emniyet Muduru merhamet ve alaka bekleyen Izmıtlılerı yüzüs- tü terketmişler, içişleri ve Ulaştırma akanlarını istikbale koşmuşlardı. O ana baba gününde, vasıta buhranın- dan İzmitliler yakınlarının cesedleri- ni kucaklarında taşırlarken, resmi plâkalı arabaların Gedik ve Uçane- rin ayrı ayrı bindikleri makam oto- mobillerini, içinde birer veya ikişer kişi olarak takip etmesi ikinci infiali uyandırmağa kâfi geldi. Pazar ve pa- zartesi günleri yapılan cenaze tören- leri, tam bir keşmekeş içinde cereyan etti: Başıboşluk ve düzensizlik, kalp- lerinden yaralı İzmitlileri busbutun mahzunlaştırmıştı. Pazartesı günü, Başbakan Adnan Menderes ve Milh Eğitim Bakara Celâl Yardımcı İzmi- te geldiler. Saat 14.45 te Üsküdarın sulara gömüldüğü yerde — yapılacak merasimde hazır bulunacaklardı. Bu münasebetle, İstanbuldan Şehir Hat- ları İşletmesinin Dolmabahçe ve Ay- valık vapurları davetlileri getırmış— lerdi. İtibarlı sınıfın bulunduğu Ayva- hk Kâğıt Fabrikası 1skelesıne diğer davetlilere tahsıs olunan Dolmabah- e İzm iskelesine bağlandılar. Hazırlanan programa göre Menderes, Ayvalık vapurunda — merasimi takip edecektı Fakat Menderes, geciktikçe gecikti. Başbakan gelmediği için de gerek Ayvalık, gerekse — Dolmabahçe merasim mahalline hareket edemedi- ler. Halbukı o sırada Menderes, Edin- cik mayh tarama gemisinin motoru ile hadıse mahallınde tetkikler yapıyor- du. Merasime sadece onanmamıza mensup gemiler katıldılar. Neden Meş'un kazanın vuku bulduğu yer vur abalıya, vur denize sonra, Menderesin Edincik arama tarama gemisinde — olduğu anlaşıldı. Böylece, sabahın 9 unda İstanbul- dan yola çıkıp törene gelenler, tö- bulunamadılar. — Ayva- mabahçe saat 10 da bağlı bulundukları iskelelerden — hareket ettiler. Hâdise mahalline — geldikleri zaman, tören çoktan bitmişti. Men- deresi beklemekte olan İstanbul ba- sım foto muhabirleri ise, oradan buradan buldukları çelenklerı kendile ri denize atarak, mürettep Tresimler çekmek mecburıyetınde kaldılar. Karadaki cenaze töreni de daha iyi olmadı. İzmit Belediyesinin alel- acele hazırlattığı derme çatma ta- butların içinden, kefene sarılmış ce- sedler görülüyordu. Üzerlerine konan irili ufaklı Türk bayrakları da, tu- haf bir manzara arzediyordu. Gedik, Menderesin kendisini çağırdığı bildi- rilince cenaze törenini yarıda bırakıp gitti. lVIesul peşinde zmitliler, ihmali, laubaliliği ve alâ- kasızlığı dolayısiyle hâdiseden De- nizcilik Bankasını mesul tutuyordu. Müessesenin Umum Müdürü olması dolayısiyle Şehbenderler, çok müşkil durumdaydı. Hep başı öÖnde geziyor, halk arasına çıkmaktan çekiniyor ve mutadı hilâfına gazetecilerden bucak bucak kaçıyordu. Mecbur kaldığı za- man da, Usküdarın sağlam bir gemi olduğunu söylüyordu. Arkasından bir takım teknik malümat sıralıyor- du. Salı gunu İstanbula dondugunde gazetecilere, tecrubelı bir eleman olmasına rağmen, "birinci derecede kabahatli olarak'" Kaptan Mehmet Aşçının görüldüğünü — söylüyor — ve devam etmekte olan tahkikata, bel- ki de istemiyerek tesir ediyordu. Kendisine, Usküdarın eskilik ve çü- rüklüğünden değil, sadece küçük- lüğünden dolayı Mmüracaat edildiğini belirtiyordu. Ayrıca, Gedik ile Uça- ner de bir müşterek beyanatta bu- lunuyorlar, Usküdar vapuru faci- asından hiç kimsenin mesul olma- dığını açıklıyorlardı. Tahkikat he- yetine yakın bir zat ise, pek dahi- yane bir buluşla "Suçlu kim?" suali- ne "Cenabı Hak" gibi tuhaf, ama çok tuhaf bir cevap veriyordu. Gedik bir başka beyanatında ise, aksi zaten ğer suçlu varsa, muhakkak cezalan- dırılacaktır” tarzında vaatte bulunu- yordu. Farzedilsin ki suçlu yoktu ve- ya rahmetli Kaptan Mehmet Aşçı idi. eki, şu sualler nasıl cevaplandırıla- 1 Usküdar, ince ve uzun tipte, akıntıya mukavemetli bir teknedir. Küçük dalgalara karşı koyabılır Fa- kat Marmaradaki gibi e yüksek dalgalara ta hammulu yo ktur_: Esasen, Boğaziçinde çalıştırılmak — üzere Al- manyaya sipariş edilmişti ÜUsküda- rın bu vasıflarına ragmen İzmit kör- fezinde isletilmesi emrim kim vermiş- tir? AKİS, 8 MART 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: