8 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

8 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Bir Çuval Kokteyllik kaç kuruş ucuzuna değil, daima taze- sine -iyisine rağbet etmek daha eko- ti. Hazırlama, hem sebzelerin ve gıdaların gıdai kıymetlerını muha- faza edebilmek bakımından mühimdi, em de zaman ekonomisi ile beraber mütalâa edildiğinde kadına büyük bir kazanç temin ediyordu. Sabahını öğ- leye kadar mutfakta geçiren kadın yemekler üzerinde fazla oynadığı için hem onların gıdai kıymetlerini öldürüyordu, hem de zaman kaybedi- yordu. man Zzarfında meselâ o dikişini dikebilir veyahut herhangi başka bir faydalı iş yaparak işçi pa- rasından tasarruf edebilir, hattâ para da kazanabilirdi. Yemekler sade ve basit olduğu nisbette faydalı olurdu. Sebzeleri haşlamadan pişirmek, suda bırakmamak şarttı Hazırlamadan sonra, servis geliyordu. Servis iştah açıcı, pratik ve güzel şekilde yapıl- malı, renk, şekil ve manzara bakı- mından yemek tatmin edici olmalıydı. Ekspres, yemekler Beslenme lideri Muallâ Akarca, ü- yelere bir de tatbiki ders vermek istiyordu. Farzedelim ki bir gün ye- mek hazırlıyamadık. Çocuklarımız o- kuldan geldiler ne yapacağız? . dedi Üyelerin gözleri dört açılmıştı. rusu bu zaman zaman her ev kadını- nın başına geliyordu. Muallâ Akarca 28 küçük bir masanın üzerine hemen bir peçete yaydı. Bir şişe sütü iki barda- oydu, esmer ekmekten dört dilim keserek bunları güzelce yağladı. Bi- risinin üzerine dilimlediği bir yumur- tayı sıraladı, ikinci dilimin üzerine büyücek'bir' kofte koydu, üçüncüsü- ne salata yaprağı dördüncüsüne de taze soğan, turp ilâve etti. Masada yarım greyfurtla bir de portakal var- dı. Busırada çocuklar okuldan geldiler Bunlardan bir tanesi Ev Ekonomisi Kulüpleri başkanlarından Süede Tul- ganın küçük kızı Ayşe Tulga idi. Di- gerı Anadoludan Ankaraya okuma- ya' gelen 2 nci Mimar Kemal okulu 'talebelerinden küçük Süleymandı... Çocuklar masanın — başına geçtiler. Sütlerini, — sandviçlerini — yeşillikleri- ni yemeğe başladılar.. Arkadan birisi greyfurtu, diğeri portakalı seçti. Bu çocukların aldıkları — ekspres gıda, tam gıda idi. Çünkü her gruptan se- çilmiş besinleri ihtiva ediyordu. unun yerine anneler onlara meselâ yağlı bir et yemeği, arka- dan kuru fasulye, onun da arka- sından cevizli bir tatlı hazırlamış ol- saydı çocuklar eksik gıda almış ola- caklardı, çünkü bu mükemmel zan- nettiğimiz gıdalar, ancak iki gruba cevap verebiliyordu. Küçük Ayşe ile küçük Süleyman iştahla yemeklerini yerlerken anne- lerinden bir tanesi: — Aman bu fevkalâde. Okula bundan sonra böyle ekspres gıdalar gonderecegıni' diyordu. annenin buluşu, daha bir- çoklarını sevindirmişti Hayatı kolay- laştıran usuülleri keşfetmekte devam edeceklerdi. Moda Hazır elbiseler Hazır ellbiseciliğin avantajları ve mahzurları senelerce ve senelerce münakaşa edildi. Amerika gibi ko- laylığın, temizliğin herşeye tercih e- dildiği bir memlekette hazır elbise- cilik olanca kuvveti, ile aldı yürüdü. Şahsiyete daha çok önem veren, ar- tist ruhlu memleketlerde ise bu dai- ma ikinci plânda kaldı.. Btek-blüz kombinezonlarda âdeta bütün dün- yada tutunan hazır elbiseciliğin mü- him bir eksikliği vardı. Umumiyetle pek klâsik, pek diğerlerine benziyen bir model arzediyorlardı. Bu bakım- dan tayyör manto veya tualet yap- tıran kadınlar sokakta veya balolar- da kendilerininkine eş bir kıyafet görmekten çekinerek, hazır olarak, yalnızca birkaç spor — kıyafet satın alıyorlardı Parisli büyük terzilerin bu işe el atmaları vaziyeti degıştıre— bilirdi. Nitekim — Dior, mağazasın- da hu işi denemiş ve sonradan Ama- rikada aynı mağazaları açacak ka- dar işi ileri götürmüştü. Şimdi Fran- sanın sekiz büyük terzisi bu iş için teşriki mesai etmiş bulunmaktadır. Carven, Maggy Rouff bunların için- dedir ve müşterek defilelerinde se- yircilerin her elbiseyi hangi dikiş e- vinin — hazırl adıgını anlaması kabil olmuştur mektir ki terziler, hazır elbiselere kendı renklerini, hu- susıyetlerını havalarını Verebılmış— erdir.. Havalı, yeni bir tip hâzır el- bisecilik' lşte zaten eksiklik te bu değil miydi? Bahar için hazırlık Büyük Paris ' terzilerinin — bahar için hazırladıkları hazır elbiseler, umumiyetle, dökük -flu. stile sadık kalmıştır. Çuval biçimi elbiseler çok- tur ve bunlar ekseri gayet kısadır Bazılarının boyu dize kadar çıkmış- tır. Beller oturmamıştır. "Martin- gel"ler yani kemerler, ya hemen 'ğüs altındadır, ya da kalçaların üs- tüne kadar inmiştir. Uzun ve bol yün kazaklar, kısa dar etekleri ile gayet modadır. Renkler hertürlü içki ren- ginden, bilhassa konyaktan ilham almıştır. Mantolar daha ziyade rob ©Ö şambr tesiri bırakmaktadır. Ya- kaları yoktur, kol evleri düşüktür. Bu kıyafetlerle başı küçülten ve sa- ran yapışık kloş şapkalar, küçük be- reler, ağızlık son derece modadır... Moda son iki sene zarfında yep- yeni bir manzara kazanmıştır.. Bir- kaç sene evvel kadınların bakıp gül- dükleri modeller bugün hayran olduk. lan modellerdir. Bahar modası Tayyöre — rakip AKİS, 8 MART 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: