8 Mart 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

8 Mart 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aynı adam, "halat çekme" oyununu canlandırıyor: Gene ortada ne halat ne de halatın öbür ucunu tutan biri var. Ama zayıf, orta boylu adam i- kisinin de yokluğunu hissettirmiyor. Aksine, muhayyel ipe asılışları, ayak- larını yere kuvvetle basarak yayla- nışları, bazan ipin öbür — ucundaki yel adamın ağır basarak ken- sürükleyişi, bazan da Zayıf, orta boylu adamın rakibini sürükle- yişini, seyirciyi oturduğu yerden bu n yarışmaya katacak ka- dar başarıyla ortaya koyuyor. Sahneyi tek başına dolduran mev- cut olmıyan varlıkları başarıyla can- landıran bazan sahnede birkaç kişi- nin varlığını yalnız başına duyuran bu zayıf, ortaboylu adam — Fransız pantomimacısı Marcel Marceau'dur. Geçen hafta Fransız Kültür Heye- tinde pantomima üzerine bir konfe- hem "mücerret" hem de "müşahhas" üslüpları bir araya topluyordu. Ger- çe ekten de insanın doğumunu, gençli- ğini, olgunluk cağını, ihtiyarlığını ve ölümünü gösteren "İnsanın hikâyesi" klâsik taklit unsuru yaranda, — ayin -Kamanda üç dakikanın içine bütün bir ömrün hikâyesini sığdırıyordu. Hikâyeli bölümler, "Pantomimes" in en başarılı parçalarıydı. Marce- au bu bölümlerde, kendi yarattığı “Bip" tipinin birkaç macerasını an- latmaktaydı.' "Kelebek avcısı"nda, e- linde muhayyel bir agla muhayyel bir kelebeğin peşine en Bip, ya- kaladığı kelebeği belındekı torbası- na atıyor, sonra bir yenisini yaka- lamıya çalışıyordu. Marceau'nun par. makları, uçan kelebeğin, yakalanı çırpınan kelebeğin kanad çırpışlarım, hele fazlaca zedelendiği için — yavaş yavaş can çekişen kelebeğin kanad SİNEMA natı yeniden karşımıza çıkarıyor. Si- nema, pantomimanın sığındığı en son yerdi. Sesli film çıkıncaya kadar nemada oyunun büyük bir kısmı pan- tomimaya dayanıyor. Hele sessiz si- nema çağının hemen hemen bütün komikleri, pantomimadan kuvvet alı- yorlardı. 'Ama sesli filmin çıkışı pan- tomimanm bu Aon sığınağını da yık- tı. Ancak Chaplin, o da her yeni fil- minde pantomimayı biraz daha sese feda ederek bu sanatı yürüttü. Fa- kat bugün bile pantomim a Chaplin'- in filmlerinde büyük bir yer tutar. Aynı zamanda Chaplin'in en büyük başarılarından biri, pantomimayı si- nemanın gere kelerine büyük bir us- talık ve tabiilikle uydurmuş olmasıy- esli sinemada, Chaplin'in film- lerınden başka bu ustalıga ancak bir iki filmde raslanır. Chaplin'le birlik- te son usta pantomimacılardan olan M. Marceau "Paaıtomimes"de: Doğum, gençlik ihtiyarlık ve ölüm rans veren Theo Lesovalc'h yaptığı bir pantomima gösterisi arasında yer alan kısa filmde Marceau'nun re- pertuarından birkaç oyunu — ortaya koyuyordu. arceau'nun “Pantomimes" adım taşıyan filmi, kullandıgı pantomima tekniğinin 1kı yönünü de ret' üslübunun örnekleridir. Bunlar da, sahnede mevcut olmıyan varlık- lar pantomimacı tarafından taklit, a- ğırlık, muvazene, karşı-koyma., gıbı unsurlarla seyırcıye duyurulmakta— dır. Marceau'nun filminin ikinci ya- rısında / yer alan bölümler ise birer k-. e anlatmaktaydı ve — onun, adını verdıgı üslüba gi- rıyordu İki kısmın arasında yer alan "İnsanın hikâyesi" ise bu iki ayrı üs- lübu baglayıcı hususıyetteydı Zira AKİS, 8 MART 1958 Üç dakikaya sığdırılan bütün bir ömür çırpışlarım çok canlı bir şekilde or- taya koyuyordu. "Aslan terbiyecisi" nde Bip, elindeki çemberden muhay- yel aslanları, muhayyel kırbacın teh- didiyle atlatırken kafasını muhayyel aslanın ağzına sokarken görülüyor. Üç hikâyenin en başarılısı -aynı Za- manda bütün filmin en ustalıklı- parçası, "David ile Goliath" hikâyesi. Yarım metre genişliğinde bır heykel Marceau'n ı hem de onun karşısında cüce gıbı kalan David'i — canlandırmasını — sağlıyor. Marceau heykelin bir tarafından dev Goliaht, bir tarafından cüce David o- larak şaşılacak bir yapı ve karakter degışmesıyle çıkıyor ve küçük David'- n dev Goliath'ı öldürüşünü 1teferrua- tıyla anlatıyor Unutulan sanat arceau nun filmi, çoktan, beri u- utulmuş, terkedılmış, halbuki ınsanlıgın tarihi kadar eski bir sa- Jean-Louis Barrault'un, Marcel Car- ne'nin 1942-44 te çevirdiği "Les En- fahts du Paradis Paradideki çocuk- lar"daki oyunu bunlar arasında en Ö- nemli yeri tutuyo Marceau'nun Pantomimes" adlı filminde, pantomimanm sinema ge- reklerine uydurulması diye — birşey yok. Bu bakımdan, rejısorlugunu Paul Paviot'nun yaptığı "Panto- mimes" film olarak hemen hiçbir de- ğer taşımıyor. Zaten böyle bir iddiası yok. — Paviot'nun yaptığı, büyük bir pantomimacının sanatını, sinema- nın "kaydetme" özelliğinden faydala- narak tespit etmek. Bu, — özenerek yaptıgı ışıklandırma, müzik, — East- ncolor renk işlemi ile temiz sınema eserı vermesinden belli. bunlardan' daha da önemli olanı, yirmi dakikalık kısa filmin, — sessiz sinema çağının en güzel yönlerinden birini seyircilere yeniden verebilmesi- 3i

Bu sayıdan diğer sayfalar: