14 Haziran 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

14 Haziran 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Tablo, bir yıl içinde toptan eşya fıyatlarının yüzde 22 nisbetinde yük- seldiğini ortaya - koymaktadır. Bu durumda mesela 1956 Kasımında ay- da 300 lira kazanan bir ailenin, bir yıl sonra hayat seviyesini muhafa- za edebilmesi için 366 lira kazanması gerekecektir. e çare ki fiyatlar yükselirken maaş, —ücret ve yevmi- yeler yerinde saymaktadır. Şöyle ki, 1957 Kasımında geçen yıl olduğu gi- bi 300 lira kazanan bir müstahdemin eline aslında geçen yılın parasıyla 244 lira geçmektedir. Diğer bir de- yişle, - cüzdandaki veya bankadaki paralar durduğu yerde erimektedir. Ve bu hikâye 1953 ten beri bu şekil- e devam etmektedir. Ne zaman son bulacağına dair de ufukta en ufak bir ümit emaresi yoktur. Son zam- lardan sonra fiyatlar belki yeni bir hızla bir defa daha şahlanacaktır. Nitekim vitrindeki ayakkabı ve hu- susi sektör kumaş fiyatları etıketlerı derhal fırlamıştır. Zam lâfını duyar duymaz İstanbulda muhallebiciler, lokantacılar, kahveciler, berberler, şoförler derhal Belediye Başkanı Et- em Yetkinerin kapısını çalmışlar- dır. İşçi Sendikaları asgari ücretin yükseltilmesini istemektedirler. Zam- lar bir kurutma kâğıdı üzerine dökü- len mürekkep gibi yayılmak istidadı- nı göstermektedir. arada "mesut bir hâdise" ola- rak Ticaret Bakanlığının Konjonktür Dairesinin hazırladığı geçinme en- deksleri 1957 Kasımında 183 iken Aralıkta 180'e düşmüştür. Bütün fi- yatlar yükselirken, Konjonktür Da- iresinin hayatın ucuzladığını göste- ren böyle mesut bir neticeye nasıl vasıl olduğunu anlamak tabii ki her yiğidin kârı değildir! Kalkınma Devalüasyona davet u günlerde yardım elini uzatma- ŞSım beklediğimiz Avrupa İktisa- di İşbirliği Teşkilâtı, geçen hafta ik- tisadi durumumuz hakkında bir ra- por neşretti. Rapor, 1957'nin ilk ya- rısına kadar olan devredeki durumu- muzu incelemektedir. Diğer bütün milletlerarası teşekküllerin tetkikle- rinde olduğu gibi, Avrupa İktisadi İşbirliği de raporu kimseyi üzme- mek, alındırmamak için diplomatik bir lisanla yazmaya son derece dik- kat etmektedir. Tavsiyelerinde ise öl- ülü ve ancak mütehassısların anlı- yabileceği bir dil kullanmaktadır. Teşkilâtın tavsiyeleri başlıca iki nokta üzerinde toplanmaktadır: Enf- lâsyona karşı tedbirlerin arttırılma- sı ve diğer Avrupa memleketleri gi- bi Türkiyenin de daha liberal bir si- yasete iştirak etmesi Avrupa İktisadi lşbırlıgı Teşkilâ- Türk —Hükümetinin enflâsyona karşı aldığı veya aldığını soyledıgı tedbirleri kâfi bulmamaktadır. Açık- ça söylememekle beraber çok daha 20 enerjik bir para, kredi ve bütçe siya- setinin sahneye konulmasını istemek- tedir. Diğer taraftan Avrupanın siya- si hayatına sıkı sıkıya katılan Tür- kiyenin, ihtiyar kıtanın iktisadi ha- yatından gitgide uzaklaşmasını Mu- ette Şatosu, endişeyle karşılamakta- dır. Bu ayrılığı önlemek için Türk Hükümetini daha "liberal" bir siya- set takip etmeye, yani lisans usulü- nü gevşetmeye ve dış ticaret prim- lerinden vazgeçmeye davet etmekte- dir. Bunu yapabilmek için de, her- şeyden evvel paranın iç ve dış değe- Ti arasındaki farkı kaldırmak lâzım- dır. Teşkilâtın dilinin altında yatan bakla, şu meşhur tabulardan "deva- lüasyon" kelimesidir;.. Dış Yardım Elini veren, kolunu alamaz imaldeki büyük komşu. Rus - Türk dostluk anlaşmasının 38 in- ci yıldönümü dolayısıyla geçen haf- ta büyük bir sulh taarruzuna geçti. Pravda, Türkiyeyi yüksek kademede konuşmalar yapmaya çağırmaktadır. Ankarada hava — müsait görünürse. Rusyanın Adnan Menderes veya Ce- lâl Bayarı Moskovaya davet etmek fırsatını kaçırmıyacağı muhakkaktır. Anadolu Ajansının ilk defa olarak Rus Elçiliğinin 38 yıl evvelki dostlu- ğu hatırlatan bülteninden bahsetmesi, iktidarın Rus tebessümlerine tama- mâyle hissiz olmadığını göstermek- tedir.. Rusyanın elindeki en büyük koz, iktisadi yardım silahıdır. Bu sebeple meşhur Pravda, dostluktan bahseden makalesinde sözü hemen alışverişe getirmiştir. Pravdaya göre, eğer ar- zu edilirse. Türkiye ve Rusya arasın- da karşılıklı. menfaatlere dayanan bir iktisadi işbirliğini geliştirmek i- çin bütün şartlar müsaittir. Türki- ye Rusyadan maden ve zirai mahsul karşılığı olarak — makine, otomobil, kâğıt benzin vs. alabilir. Bu bakım- dan coğrafi yakınlık da büyük bir avantajdır. Pravdanın delillerine sırf iktisadi bakımdan yanlış diyebilmek çok zor- dur. Ağır bir dış ticaret buhranı ge- çiren Türkiyenin Rusyayla ticaretini geliştirmekten fayda — göreceği mu- hakkaktır. Bılhassa Rusya uzun va- deli kredilerle mal satmaya yanaşır- sa İktisadi bakımdan böyle bir ti- caretin aleyhinde ileri sürülen delil- er, Rusların kalitesiz ve pahalı mal satması noktalarında toplanmakta- dır. Fakat Rusyadan pahalı mal alı- nırken pahalı mal satıldığı da unutul- mamalıdır. Hâlen ticaret hadleri di- ğer bölgelere nazaran, aleyhte bile ol- sa bu, iki taraflı anlaşmalarda değiş- mesi veya değiştirilmesi mümkün ol- mayan mutlak bir muta değildir. Ka- lite meselesine gelince, istihlâk mal- ları hariç, Rusyada yatırım malları kalitesinin yükseldiğini bizzat Ame- rikalı iş adamları kabul etmektedir. Rusyaya giden Sümerbank heyeti ü- yeleri de, Rus dokuma tezgâhlarının en üstün kaliteli mallar arasında oldu- ğunu hayretle görmüşlerdir. Demek ki iktisadi bakımdan Rusyayla ticare- tin gelişmesi Türkiye için faydalı o- lacaktır. Yalnız meselenin bir de si- yasi tarafı vardır. Rusya karşısın- dakinin — kara gözleri için ticaret yapmaya ve kredi açmaya pek ya- naşmamaktadır. Nitekim Pravda, bu ticari gelişmenin — siyâsi fıyatını a- çıkça söylemektedir. unun için Turkıyenın 'en azından NATO'da yeni taahhütler almaktan kaçınma- sı" lâzımdır. Anlaşılan Ruslar Tür- kiyede —füze üsleri kurulmasından korkmaktadırlar.. Tabii ki iktisadi münasebetler geliştikçe, Rus taleple- ri artacak ve hattâ dan çık- mamız istenecektir. Görüldüğü gibi iktisadi — faydanın yanında — siyasi mahzurlar yabana atılamayacak ka- dar mühimdir. Suudi Arabistan Zecri tedbirler eçen hafta altın babası Kral Suudun memleketi, iflâstan kur- tulmak için enerjik tedbirler aldı. Petrolden yılda 300 küsür milyon do- lar kazanan Suudi Arabistan, büyük bir döviz sıkıntısı içinde bulunmak- tadır. Bu sebeple hükümet, dört ay 1çın otomobil ithalini - Cadillac da- - yasak etmiştir. Turistlere döviz verılmıyecektır Dövize ihtiyaç gös- teren ticari anlaşmalar yapılmıyacak- tır. İthalat sadece zaruri — ihtiyaç maddelerine inhisar edecektir. Hükümet dış ticaret tahditleri yanında, evin içine d düzen vermek için ciddi tedbirler almıştır. Mesela bundan sonra Bakanlar, ba- kanlık binasında şahsi ticaretle işti- gal edemiyeceklerdir! Anlaşılan ev- velce bakanlıkların limited şirket- lerden farkı yoktu.Bakanlar kabine- nin talimatı olmadan, petrol imtiyaz- larını satamıyacaklardır, kendi ken- dilerine istikraz yapamayacaklardır Bizzat hükümet bile bütçe yeri yoksa, hazinenin parasını kullanamı— yacaktır. Öyle görünüyor ki yeni Başba- kan Emir Faysal, bakanlık koltuğu- nun bütün cazibesini sıfıra indirme- ye azmetmiştir. Bu şartlar altında döviz sıkıntısını halletse bile şahsi kesesini devlet kesesinden ayırmaya razı olacak Bakanlar bulmakta güç- lük çekecektir. Fakat Suudi Arabistanın durumu bir basit hakikati daha ortaya koy- maktadır. Siz memleketinizi bütün iktisat kaidelerinin dışında idareye kalkıştınız mı, siz israf yaptınız mı, siz işlerinize çeki düzen verip hırsız bakanlara göz açtırmamaya yanaş- madınız mı, dışardan dünyanın do- ları yağsa iki yakanız gene bir ara- ya gelmez. AKİS, 14 HAZİRAN 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: